Arkadaşımın eşi Zeynep (1)

Birkaç yıl önce iş için Amsterdam’a gitmiştim. Kiralamış olduğum aracın işlemlerinde gecikme olunca, havaalanının çıkışındaki kafeye oturup bir bira söyledim. O sırada, “Can?” diye seslenen kişiye dönünce, yatılı okul arkadaşım Mehmet’i karşımda gördüm. Rotterdam civarına taşındığını, yeni evlendiğini biliyordum. Ama, sosyal medya ve telefondan teması kesmemiş olmamıza rağmen, uzun süredir görüşmemiştik. Yanıma oturdu, bir bira da ona söyledik. Eşinin bir akrabasını Türkiye’ye uğurladıklarını, eşinin içeri girdiğini, kendisinin aracın yakınında beklediğini söyledi.

Birazdan tarif ötesi bir afet yanımıza geldi. Aman Tanrım! 1.80’e yakın bir boy, kızıla çalan uzun dalgalı saçlar, çok düzgün ve etrafı belli belirsiz çillerle kaplı seksi bir burun, iri yeşil gözler ve muhteşem dudaklar. “Merhaba ben Zeynep” diyerek nazikçe kendini tanıttı ve hem Mehmet’e hem bana merakla bakarak kim olduğumu öğrenmek için bekledi. Mehmet bizi tanıştırınca, Zeynep de oturdu. Kendimi kısaca tanıttım, ihracat bağlantıları için Amsterdam’a geldiğimi söyledim. Mehmet yatılı okul geçmişimiz hakkında bilgi verdi, aklımda hiç yer etmemiş bazı saçma sapan anılardan bahsetti. Derken, aracımın geldiğini bildirerek beni çağırdılar. Kısaca tanışmış, çok bir şey konuşamamıştık. Zaten açıkçası Mehmet de pek umurumda değildi. Sıcak gülümseyen, meraklı bakışlarla süzen, konuşmaktan çok dinleyen Zeynep’e aklım takılmıştı. Şile bezi benzeri ince, beyaz bluzunun derin dekoltesinden açıkça görünen bordo sutyeni ve sutyenin yarısını açıkta bıraktığı dolgun göğsü beni fena tahrik etmişti. Son derece iç gıcıklayıcı parfümü, koku hafızama kazınmıştı.

Otelime gidip duşumu aldıktan sonra, Mehmet’ten mesaj geldi. Çok kısa kalıp apar topar ayrıldığımızı, beni evlerine davet etmeyi akıl edemediklerini söyleyip özür diliyordu. Önemli olmadığını yazdım, teşekkür ettim. Mehmet’in sosyal medya hesabını didiklemeye başladım. Yüzlerce fotoğraf vardı ama seksi eşinin tek bir resmi yoktu.

Toplantılardan sonra Istanbul’a dönmüş, şehrin ve iş hayatının hızlı temposuna kendimi kaptırmıştım. İşim ağır, sorumluluklarım çoktu. Mehmet de Zeynep de doğrusu aklımdan çıkmıştı. Bir akşam, geç saatte evde bir kadeh bir şey koyup telefonumla oynarken, Mehmet’in sosyal medya hesabına bir sürü yeni fotoğraf eklendiğini farkettim. Karayiplerden, Uzak Doğu’dan birçok tatil resmi vardı ve hepsinde açık, şuh, tahrik edici pozlar vermiş karısı başroldeydi. Tek tek inceleyerek hepsini “like” etmeye, Zeynep’in bikinili, ince ve bakımlı ayaklarını sergileyen, baştan çıkaran pozlarına kalp işareti koymaya başladım. Bazılarını elimle büyütüp yakından bakarken sikimi avuçluyordum. Tam o sırada Mehmet yazdı. Zeynep’in resimlerini beğendiğimi gördüklerini, bundan çok mutlu olduklarını, Zeynep’in benim muhabbetimi çok sevdiğini, Hollanda’ya veya yakın bir ülkeye bir daha geldiğimde mutlaka onlara zaman ayırmamı beklediklerini, iş görüşmelerinin öncesinde ya da sonrasında birkaç gün beni misafir etmek istediklerini ifade etti. Aniden sertleştim. Sikim demir gibi olmuştu. Arkadaşımın evinde kalmak ve seksi karısını tekrar görmek fikri beni müthiş tahrik etmişti. Şarabımdan koca bir yudum alıp taş gibi olmuş aletimi ileri geri sıvazlarken, Mehmet’ten bir mesaj daha geldi: Hiçbir anlam veremediğim bir mesaj! “Yatılı okul anılarımızı anlatıyorum Zeynep’e. İlgiyle dinliyor, sürekli anlatmamı istiyor. Hele bir anımız var ki, Zeynep çok etkilendi. Anlarsın ya?!” yazıp sonuna gülücükler koymuştu. Açıkçası, hiçbir şey anlamadım. Ben de isteksizce bir gülücük işareti koydum ve bu konuyu ileri bıraktım.

Sabah uyandığımda bir şey beynime dank etti! Ben okulda daimi yatılıydım. Mehmet ise hafta sonları ailesinin yanına çıkardı. Annesi, okula her geldiğinde seksiliğiyle biz ergenleri koridora döken, muhteşem götüyle ve iri, bomba gibi memeleriyle bizlere sürekli 31 malzemesi olan, kırklı yaşlarının başlarında son derece tahrik edici bir kadındı. Sanırım o da bunun farkındaydı ve 16-17 yaşında onlarca genç abazanın sikini kaldırmaktan haz alıyordu. Annesiyle ilgili şakalarda dozu biraz kaçırdığımızda, Mehmet buna çok bozulurdu.

Bir hafta sonu, Mehmet beni evlerine çağırmıştı. Beni özellikle annesinin davet ettiğini, annesinin kış soğuğunda okulda kalmayarak ev yemeklerinden, sıcak sudan ve aile yakınlığından yararlanmamı istediğini belirtmişti. Yıllar sonra beynime dank eden anı, işte buydu! Cumartesi akşamüstü anne ve babası dışarıdayken, Mehmet’le birayı fazla kaçırmış, bayağı bayağı sarhoş olmuştuk. Bana annesinden bahsetmeye, annesi ile babasının hafta sonları çılgınca seviştiklerini anlatmaya başladı. İkimiz de tahrik olmuştuk. Hararetle anlatıp sikini eşofmanının üzerinden avuçlarken, bir gece annesi ve babasını yatak odasının kapısından dinleyip 31 çektiğini, gürül gürül geldiğini anlattı. Hiç utanmamıştı. Ardından, annesinin okula her gelişinde deneyimsiz genç erkekleri kızıştırmaktan büyük zevk aldığını, bunu babasına yatakta itiraf ederken duyduğunu, babasının “seni orospu!” diyerek annesini sabaha kadar önden arkadan siktiğini anlattı. Artık duramıyordum. 17 yaşımın sert ve diri aleti, önümde taş kesilmişti. Mehmet birden ayağa kalktı, beni de çağırdı ve birlikte annesi ile babasının yatak odasına gittik. Eve gelmelerine daha çok vardı. Odadaki dolabın çekmecelerini açtı, rengârenk, çoğu dantel, seksi iç çamaşırlarını avuçlayarak demet demet yatağa döktü. Tam bir şok yaşıyordum. Mehmet’ten gelen sinyal üzerine, sikimi kavrayarak dışarı çıkardım. Eşofmanımı sıyırdım. Mehmet daha da hızlı davranarak tümden soyunmuştu. Birden, çekmecenin birinden iri ve damarlı bir dildo çıkardı. “Annem bu dildo’yu amının dibine kadar alıyormuş. Babam söylerken duydum” dedi. Artık geri dönüşü olmayan yoldaydım. Annesinin mis gibi kokan 90 beden kırmızı sutyenini burnuma götürdüm, ip gibi ince dantelli seksi külotlarından birini sikime sardım. Deli gibi kokluyor, yalıyor, bir yandan da deli bir tempoyla 31 çekiyordum. Mehmet ise alenen annesinin iç çamaşırlarını giymişti ve annesinin dildosunu göt deliğinin çevresinde gezdiriyordu. Ben Mehmet’in sikini elime aldım, o da benimkini. Birbirimizi delice tatmin ederek çılgın bir orgazma doğru hızla ilerliyorduk. Ne onda ne bende en ufak bir utanma duygusu, çekinme, ayıplama yoktu. Parmağımı Mehmet’in göt deliğine sokarken, o da bir eliyle beni getiriyor diğer eliyle de dildoyu götümden içeri itiyordu. Çok geçmeden, ikimiz de bağıra bağıra fışkırttık. Mehmet’in annesini hayal ederek, az daha birbirimizi sikecektik. Yıllar önce, hayatımın en heyecan verici boşalmalarından birini en yakın erkek arkadaşımla yaşamıştım.

İşte, Mehmet’in karısı Zeynep’in çok beğendiği ve etkilendiği gençlik anımız buydu! Yeni bir seks macerasına doğru gidiyor, neler yaşanacağını büyük merakla, içim gıcıklanarak bekliyordum…

CanElsa (15 Eylül 2021)
Published by canelsa
3 years ago
Comments
Please or to post comments
HideShow