Şımarık olgun güzel (Alıntı)
Babam şımarıklığımın cezasını günün birinde çekeceğimi söylerdi ama yine de beni şımartmaktan geri kalmazdı. Zengin bir ailenin tek güzel kızı olarak büyüdüm, çocukken ne istedim ise alındı ne istedim ise yapıldı, yirmi yaşında benden 15 yaş büyük kocam ile evlendirildiğimde de bir şey değişmedi. Aileler dosttu, onlar da zengindi ve ben şehrin en güzel kızlarından biriydim, tüm hayatım aynı şekilde geçti denebilir, hiç para sıkıntısı çekmeden ve düşüncesizce para harcayarak. Evliliğimde hep süren giden küçük kavgalar ailemden kalan malları Milano’da yaptırdığım özel mücevherlere ve kıyafetlere yatırdığımı duyan kocam ile büyük bir kavgaya neden olmuştu, hem de kızımın düğünü öncesinde.
Düğün günü binlerce liralık kıyafetim ve takılarımla gelinden daha çok dikkat çekmiştim, kocamın zoruyla gittiğim psikologlar da benzer şeyler söylemişti aslında. Doktorun söyledikleri daha karmaşıktı ama en doğrusu kocamın söylediğiydi belki
-Baban da ben de çok şımartacağımıza dövmeliydik seni
yaşım ilerledikçe lüks tutkum ve çevremdekilere üstünlük sağlamaya merakım iyice saplantıya dönüştü. Kocam, doktorum ve kızım bile beni dizginleyemiyordu, Allah’tan güzelliğini benden alan kızım da zengin bir adam bulmuştu ve onun şirketinde kocasının uydurduğu bir müdürlük yapıyor, böylece paramı istediğim gibi harcıyordum. 49 yaşımda dul kaldığımda ise sadece bir iki ay sürdü normal insanlar gibi yaşamım, sonra çocukluk arkadaşımın estetik yaptırdığını öğrendim, iki gece kıskançlıktan uyuyamadım, üçüncü gece ABD'deki en pahalı klinikte idim, aynı yere her sene mutlaka uğrayıp bir yerimi düzelttirdim.
Yan villaya taşınanlara hoş geldin ize gittikten bir hafta sonra evdeki tüm eşyaları kapıya koydum ve özel yapım mobilyalarıma 250.000 TL saydım. Bu hayat çocukluğumda ve evliliğimdekinden pek farklı değil idi aslında ama farkı dört sene sonra anladım, İstinye Park Armani’de kasaya gelip kredi kartımı uzattığımda
-kartınız iptal olmuş
dedi tezgahtar parçası. Haftalardır beklediğim etek ve ayakkabı elimde kızımı aradım, bir saat sonra gelip ödemeyi yaptı, eve giderken bankayı aradı sonra da kavga patladı. Hesaplardaki para suyunu çekmiş yaklaşık iki kartta 150.000 TL borç birikmişti, akşama kızım aradı, parayı kocasının kapayacağını, yıllardır gitmediğimiz yazlığı satıp ona borcumuzu ödeyebileceğimizi söyledi. Yazlık 450.000TL.ye gitti, kalan 300 ise bana ancak 5 ay dayandı. Neredeyse küs olduğum kızımı ikna edip kocasından para almasını sağlamam bir ay sürdü, bir ay sonunda kızım kredi kartlarımı iptal edip elime beş bin limitli bir ek kart verdi, fabrikadan gelen kira artı beşbin. Evin tüm masraflarını ve hizmetçinin parasını kızım ödemesine rağmen aylık neredeyse 25.000 gelir ile sadece üç ay sonra kapıma dayanan avukat ile uyandım. Komşuda görüp ben de almazsam çıldıracağım 60.000 TL *** saati kocamı tanıdığı için veren saatçi avukatı ile dayanmıştı kapıya, son çare olarak kızımı aradım.
-yeter artık
diye telefonu suratıma kapattı. Kalan onbin TL borcu iki güne getireceğim diye ikna edip soluğu damadın ofisinde aldım, tabii ki saat kolumda, vücut hatlarımı gösteren özel dizayn kıyafetlerim ve yeni yaptırdığım göğüs estetiğine dikkat çeken pırlanta kolyem ile. Sekreteri
-misafirleri var, uzun kalacaksanız bekleyin, yoksa girebileceğinizi söyledi
dedi. Dünkü çocuk mu bekletecek beni kapıda, içeri dalıp derdimi sessizce anlatıp çıkmam iki dakika, istediğim sadece 10.000 TL.
-Tamam hallederim
dedi suratını asarak.
-Kızım duymasın
diye rica ettim ama iyice surat asarak misafirleri ile sohbete döndü. Sinirle eve geldim, bok vardı erken yaşta ölecek diye kocama söylendim, bir kadeh şarap içip ağlayarak uyuyakalmışım damadın telefonu ile uyandım,
-evde isen parayı bırakayım geçerken.
Damada ettiğim bedduaları unutup hizmetçiye seslendim kahve yapsın diye. Yarım saat sonra damat geldi, hizmetçi kahveleri sunduktan sonra çekilmesi için bekledi sonra cebinden bir zarf çıkarttı ve masanın üstüne koydu.
-İçinde 5.000 var, ara adamı bugün gelsin alsın, bir daha da kızından da benden de para isteme.
Bana kimse küstahlık yapamaz. Zarfı itekledim ona doğru
-Sana dünyalar güzeli bir kız verdim benle terbiyeli konuş
Sustu sessizce kahvesini içti. Dize gelmişti, 35 yaşında bir velet mi bana akıl öğretecek.
-Aslında sevgili kayınvalideciğim güzel kızın sana para yetiştirmek için kendi mücevherlerinden satıyor, arada benim hesaplarımdan para tırtıklıyor, yani istesem onu da beş kuruş ödemeden kapının önüne koyarım ve ikiniz de bu evde senin İtalyan elbiselerin ve mobilyalarını yersiniz, o yüzden 55 inde 15 *** şımarık kız gibi davranacağına beni dinleyeceksin
Ağzımı açar gibi olunca
-kapa çeneni. Tek şansın kızını sevmem, onun da tek şansızlığı senin gibi bir anası olması, şimdi yarın sabah kalan beşbini de almak mı istersin yoksa saate sonrasında bu lükse veda mı edersin
Hizmetçi tekrar gelince sustu. Karmakarışıktı ruh halim, hizmetçinin arkasından baktı.
-Bunun da parasını ben ödüyorum biliyorsun, iki gün sonra o da giderse aç kalırsın
Hayatım boyunca bir kahvaltı sofrası bile hazırlamamıştım, haklıydı. Tüm ömrüm boyunca duymadığım bir korku olan fakirlik düşüncesi ile panik içindeydim, anlamsızca ayağa fırladım. Oturduğu yerden konuşmaya devam etti
-Bu gün odamdaki adamları gördün mü?
Hiç dikkatimi bile çekmemişti.
-Daha yaşlı olan bankacı ile bir iş yapmak üzereyim, bu gece için Çırağan'a iki kız göndereceğim ama o telefonda seni sordu
Kan yürüdü beynime.
-Ne diyorsun sen şerefsiz, ananı mı satacaksın?
Bağırmama rağmen sakince ayağa kalktı, sehpanın üzerindeki zarfı aldı ceketine koydu.
-Beş yıldır dulsun, kırk beşinde bir adam ile yemek ve sonrasında her ne bok ise. Yarın sabaha sen bir saat ben de bir ihale kazanmış olacağım, ha hayır dersen benim için bir şey değişmez ama sen altı aya kalmaz fabrika kirasını da çar çur eder sokağa düşersin
-Çek git evimden?
diye bağırdım. Hizmetçi koşarak içeri daldı
-Hanıma duble viski ver biraz düşünmesi lazım
diyerek çıkıp gitti. Acımasız olduğu anlatılırdı çalışanlarına karşı, bu yüzünü ilk kez görmüştüm, hayatımda yaşadığım ilk sıkıntının şoku ile ellerim titreyerek ilk kadehi içtim, ikinciyi ise odamda ağlayarak. Bankaları aradım, gerçekten beş kuruş kalmamıştı, fabrikanın üç aylık kirasına ise daha iki ay vardı, üçüncü kadehi içerken kolumdan çıkarmadığım saate bakarak onu alırken aklımda kalan pırlanta taşlı saati düşündüm, bir haftadır her gün gidip vitrine bakıyordum. Hizmetçi akşam banyomu hazırladı bu arada, tam sakinlemiş küvete gömülürken telefon çaldı, damat, açmadım, iki dakika sonra bir mesaj
*Eve geldim, garajdayım, eve çıkayım mı, arayacak mısın beni?
Ellerim titreyerek aradım.
-Sakın kızıma bir şey deme, seni insan zannederdim şerefsiz herif
diye bağırdım.
-Sus lan şımarık karı yüzbinlerimi yedin. Şimdi biraz çalışacan hem kendi hem kızının hayatını kurtaracan, ha bir de üste para kazanacan, bu paraya assolist gönderirdim lan ben otele.
Kendi kendine kahkaha attı.
-Adama bir kadeh içir, iki kırıştır, o kadar estetik bir işe yarasın
-Orospu çocuğusun
dememe sadece güldü.
-Annem iyi bir kadındı biliyorsun, iki saat sonra şoförümü gönderiyorum, seni Çırağan'a bırakacak, aile yemeği dedim ona. Beş altı yıl uzun süre sen de zevk almaya çalış
Yine küfür etmek için ağzımı açtığımda telefon kapandı. Sinirden titreyen vücudum küvet içinde kaskatı kesilmişti, kocamın son yılları da dahil yedi yıldır erkeksiz olduğum şimdi aklıma geliyordu, zaten hiç irileşmemiş minyon, güzel vücudumdan alınan yağlar, dikleştirdiğim göğüsler ve güzellik kampları seks için değildi ki, hep birilerinden duymuştum veya çevremde moda olduğu içindi. Beni mutlu eden kocamla sevişmelerimizden çok ertesi gün bana alacakları için onu ikna etmemdi, senden çocuk istiyorum dediğimde bir araba, ağzıma ilk aldığımda kolye, yıllarca yalvartıp daracık arkama aldığımda ise yazlığı kapmıştım, o yaz boyunca her fırsatta arkadan yapmıştı. Yıllardır pazar günleri hizmetçi yokken kendimi okşadığım bu küvet içinde şimdi iki deliğim de sızlıyordu. Benim rüyalarımda erkekler değil lüks eşyalar olmuştu hep, menopoza girmek üzereydim ve yedi yıldır erkek görmemiş ıslanmış kadınlığım parmaklarımı içine çekiyordu.
Dördüncü kadehte beynim uyuşmuştu ve ayna karşısında idim. Hayatımda ilk defa çalışacaktım ve iyi kazanacaktım, Paris'ten gelen iç çamaşırlarımın üstüne bu gün damada giderken giydiğim elbise, beni nasıl beğendi ise öyle görsün tekrar dedim kendi kendime. Tekrar damat aradı.
-Yasemin sofra hazırlıyor, anlatayım mı bu günü
-Uzatma şerefsiz gönder şoförünü
gelen Mercedes'in arka koltuğuna oturduğumda şoförü üzerime sıktığım bir şişe parfüm ve viskiden rahatsız olup camını araladı. Yirmi dakika sonra Çırağan'ın lobisinde idim, etraftaki yaşlı erkeklere bakıp tanımaya çalışıyordum, damada mesaj attım.
*Nasıl tanıyacağım bu herifi?
iki dakika sonra cevap geldi.
*Herif dediğin iyi kazanan bir genel müdür yardımcısı, senin zengin dul bir tanıdık olduğunu ve bana pahalıya patladığını söyledim
Biraz sonra bilmediğim bir numara aradı açtım. Kibar bir ses lobiye indiğini ancak arkamda oturanların çalışanları olduğunu görünce geri döndüğünü söyledi, odasına gelmemi rica ederken
-kırmızı mı beyaz şarap mı
diye ekledi. Sanki bir orospuyum ve koca lobide herkes bana bakıyormuş gibi gelerek asansörlere yürüdüm, asansör kapısı kapandığında derin derin nefes alarak sırtımı duvara dayadım, kata geldiğimde çoktan vazgeçmiştim. Kapıdan dışarı çıkmayıp geri dönmeye düşünürken bir el kapıyı tuttu.
-Mine Hanım
Kırkbeşinde göstermeyen temiz yüzlü şık bir erkek.
-Evet
-Sizi bekliyordum
Uzattığı eli tuttum, koridorda odasına kadar yürüdük, kapıyı açıp bana yol verdi. Boğaz manzaralı geniş bir süit geniş oturma bölümünde kovada bir beyaz şarap.
-Size bir kadeh koyayım, ben işten yeni geldim ve izninizle bir duş almam lazım
Doldurduğu kadehi uzatırken beni baştan aşağı süzdü. O banyoya doğru giderken damattan gelen bir mesaj daha
*kaynanam olman dışında tüm hikayeni anlattım, sana nazik davranmasını rica ettim
Pezevenk diye söylendim. Ne yapılır ki böyle anlarda diye bilmeden salakça aynı yerde dikildim, zaten viskiler yeterince çarpmıştı, bir dikişte şarabı da bitirip ikinci kadehi doldurdum. İçerden
-bana da bir kadeh getirir misin
diye seslendiğinde daldığım Boğaz manzarasından uyandım. Elimde iki kadeh odaya girdiğimde bornozu üzerinde yatakta oturuyordu. Demek böyle olacaktı, bakire evlendiğim kocamdan sonra 53'ümde bir orospu olarak adını bilmediğim birisine sikilecektim. Tereddüdümü anlamıştı.
-Burak bana her şeyi anlattı, lütfen rahat olun, bu gün odaya girdiğinizde o kadar güçlü bir havanız vardı ki aklım sizde kaldı, sadece şansımı denemek istemiştim şans yüzüme güldü
Hala ona bakıyordum.
-Güzel olgun kadınlar çıldırtıyor beni
konuşarak yanıma kadar geldi.
-Ama siz şimdiye kadar gördüğüm en güzel kadınlardansınız
Kıpırdayamıyordum. Boyu benden yirmi santim uzun geniş gövdeli bir adam, hafif göğüs dekolteli diz üstü tek parça elbisemin sırtındaki fermuarı çekti, önümde durarak iki eli iki yana doğru omuzlarımı elbiseden kurtardı, omuzlarındaki elleri göğüslerime inerken sanki çıplak kalmamak beni koruyacakmış gibi sütyenimi çıkarmamasını istedim. Ayaklarıma doğru elbisemin düşmesi ile elleri kalçalarımı kavradı ve dudakları boynumdan dudaklarıma ulaştı, sanki hiç öpüşmemiş gibi ağzım kapalı olmasına rağmen dili dudaklarımın üzerinde gezindi, çıplak vücuduna giydiği bornozdan çıkan siki göbeğime doğru batıyordu. Sanki tecavüze uğruyor gibi tepkisiz kalınca durdu.
-En son ne zaman seviştin?
Utandım, ona bakmadan.
-Yedi belki de sekiz yıl
dedim. Kalçalarımdaki elleri ile ellerimi tuttu,
-Şimdi tüm ışıklar kapıyorum, sen de yatağa uzan ve gözlerini *****.
Dediğini yaptı, sadece banyonun kapısının altından sızan bir ışık ile yatağa uzandım, ayak ucumdan gelen sesi sayesinde üzerime uzanan karaltısını fark ettim.
-Kapalı mı gözlerin?
-Evet
üzerimdeydi ama ağırlığını vermemişti. Yumuşak dudakları göğüslerimde idi, askılarını kurtardığı sutyenden çıkan, geçen sene estetik geçirmiş sipsivri göğüs uçlarım ilk defa yalanıyordu, onun vücuduma değen yerlerinden çırılçıplak olduğu belli idi, siki bacaklarıma çarpıyor, taşlaşmış olarak bana sürtünüyordu. Alkol, dakikalardır yalanan göğüslerim ve kalçalarımı sıkan elleri nerde kiminle olduğumu unutturmaya başlamıştı, göğüslerime övgüler düzerek üzerimden doğruldu, bacaklarımı hafif kırıp araladı, bir eli ile külodumu aralayıp sikinin başını sürttü. Sıkı sıkı kapadım gözlerimi, fazla ıslanmamıştım, korku ve girecek sikin büyüklüğünü bilmeyerek kastım kendimi, bacak aramdaki acıyı beklerken hafif bir ürperme ile gıdıklandım, amımın çevresinde bir tur atan dudakları yukardan aşağı öperek indi, su içen küçük bir kedi gibi amıma küçük vuruşlar ile giren bir dile dayanamayıp ağzımdan ilk inilti çıktı. Bacaklarımı iyice açıp amımı tamamen ağzına hapsetti, içimde gezen dilini çıkartıp arada bızırımın üstüne bastırıyor, boştaki eli göğüslerimi sıkıyordu, derinlerden gelen bir ıslaklık amımı kaplarken inlemelerim sıklaşmıştı. Göğüslerimdeki eli şimdi alt dudağımı okşuyor, az evvel açmadığım ağzımda bir parmağı geziyordu, ağzımda ıslanan parmağı dili hala bızırımda iken yavaşça içime kaydı, şimdi yabancı bir parmak ve dil amımı keşfediyordu. Kocam beni yalarken boşaltmayı sever, akan sularıma aldırış etmeden yalamayı sürdürürdü.
-Sırılsıklam ve çok lezzetlisin
diyerek amımdan ayrıldı, üzerime doğru ağırlığını verirken dudakları alt dudağımı yakaladı. Bacaklarımı biraz araladım, sikinin başı ile dili aynı anda içime girdi, bekledi. Sert ve sıcak bir sikle yıllar sonra buluşan amım özlemle açılmıştı, ensemden tutup dudaklarımı ısırarak sikini biraz daha kökledi, dudaklarımdan ayrılmadan girip çıkmaya başladı, sanki bir bakireyi siker gibi davranması ile yıllardır sik görmemiş amım küçük bir sızı ile içindeki siki sarmaladı, nefes alabilmek için dudaklarımı kurtardım, bu sefer vücudumuz birbirine tamamen yapıştı. Boynumu emiyor ve belini oynatarak içimdeki siki gezdiriyordu, bir iki dakika böyle sikildim, göğüs aramda başlayan terlemenin orgazm başlangıcı olduğunu biliyordum.
-Üste çıkmanı istiyorum
dediğinde
-çok yakınım devam et
diye fısıldadım sadece. Bunu duyması daha da hırslandırdı, inanılmaz bir hızla içime giriyor, taşakları çarptığında benim de içimde bir yerler yerinden oynuyordu, içimdeki kesinlikle kocamınkinden uzun bir sikti. Bacaklarım iyice kıvrılmış her defasında dibini buluyordu, ateş göğüslerimden aşağılara indi ve her zamanki gibi öne doğru eğilerek kesik kesik nefes vererek boşaldım. Dudaklarıma yapışarak sikini içimde hareketsiz tuttu, ben sakinleşince aynı hıza dönerek sikmeye devam etti, amımdan çıkan seslere onun hırıltıları karışıyordu, bacaklarımı omzuna alıp yaptığı son girişte içimdeki demir sertliğindeki sikin kasılmalarını ve taşaklarından amımın derinliklerine giden spermlerini hissediyordum, siki içimde yavaş yavaş boşalmaya devam ediyor, arada içimden çıkıyor amımın çevresine spermlerini bırakıyor ve tekrar içime giriyordu. Sertliği geçene kadar konuşmadan içimde kaldı, sadece göğüslerimi emip mırıldanıyordu, öperek kalktı
-sana bornoz getireyim
diyerek banyoya yöneldi. Elimi bacak arama attığımda avucuma bir avuç sperm geldi, utangaç kızlar gibi çarşafı üzerime çektim, getirdiği bornoza sarılarak banyoya girdim. Duşun altına girdim, hafif hafif bir şarkı mırıldandığımı fark ederek utanarak sustum. Yıllardır unuttuğum bir rahatlama ile üzerimi akıtırken prezervatif kullanmadığı aklıma geldi, çıktığımda ilk söylediğim de bu oldu.
-Ben de içindeyken fark ettim ama kocamdan sonra kimse olmadı dediğin için durmadım.
Bana doğru gelerek ellerimi tuttu.
-Suratındaki şaşkınlık görülmeye değer, önceleri şüphem vardı ama hem tedirginliğin hem de bu ifaden herşeyi anlatıyor.
Ellerimi bırakmayarak üzerine çekti, bu sefer ben bornoz ile o çıplak yatağa uzandık.
-Rahat ol artık, her erkeğin kaçamakları olur ama korunmadan seviştiğim ilk kadın sen oldum, ha bir de karım.
Doğrulup sırtını yatağa dayadı, benim kafamı da göğsüne yerleştirdi. Yabancı bir erkeğin kollarında yıllar önce kocam ile yaptığım sevişme sonrası dinlenmelerini hatırladım, durumu doğal karşılamama şaşarken elime bir kadeh şarap uzatıp
- tanıştığımıza memnun oldum
dedi, gülüştük. Evli imiş, karısı ile sadece çocukların hatrına süren bir evliliği varmış, ayda yılda bir seviştiklerini, karısının gitgide muhafazakarlaşan yapısı nedeniyle neredeyse aralarında ortak hiç bir şey kalmadığını anlattı, bu akşam bile Ankara'dayım yalanı ile eve gitmediğini söyledi. Ne sorun dinlemeyi ne de anlatmayı sevmem ama damadın ‘sabaha kadar sesini çıkarma sonra yine aynı hayatı yaşa’ sözleri kulağımda sesimi çıkarmadan şarabımı içmeye devam ettim. Korktuğum gibi olmamıştı hiç bir şey, beş yıldızlı bir otelde boğaz manzaralı bir odadaydım, benim de zevk almamı sağlayan, nazik, yakışıklı bir erkek ile geçen bir gece sonrası kazancım yüzbinler ile ölçülebilirdi. Yurtdışında gittikleri jigololarla yaşadıklarını anlatan lise arkadaşlarımın aksine ben iyi bir seksi de bedavaya getirmiş, bu yaşta ülkenin en pahalı orospusu olmuştum, bir gün önce başkası anlatsa büyük rezillik diyeceğim bu durum şimdi beni mutlu ediyordu. O hala konuşurken beline kadar çekili çarşafın altındaki erkekliği hareketlenmeye başlamıştı, hafif kıllı göğsü genişti ve yaşından beklenmeyecek kadar düz karnının bittiği yerde hareketlenen organını merak ediyor uzanıp ellemek konusunda kararsızlık yaşıyordum. Kocam böyle uzandığım anlarda erkekliğini tutturur hafif hafif yeni boşalmış başını okşatırdı
-Senin hayatında gerçekten kimse olmadı mı
diye tekrar sordu. Anlattım hayatımı yalana ihtiyaç duymadan, erkeksiz geçen sekiz yılı, aklıma pek gelmeyen seks ihtiyacımı, beni bu yatağa getiren lüks tutkumu şımarık prensesliğimi, kollarındaki rüşveti gönderenin damadım olan şerefsiz değil borç aldığım eski bir aile dostu olduğu yalanı dışında. İyice dikilen erkekliği çarşafta tam bir çadır oluşturmuştu.
-Sen konuşunca bak ne oldu
diyerek çarşafı çekti ve elimdeki kadehi aldı. Çevresi hafif kıllı dikilmiş bir sik, kalınlığı benzer ama kocamınkinden kesinlikle bir iki santim uzun. Yabancı bir erkek ile ilk kez sevişmiş olsam da kendini geri doğru bırakan çıplak bir erkeğin göğsünde yatan bir kadından ne istediğini anlayacak kadar evli kalmıştım. Göğsünü öperken sol elimle dikilmiş siki de kavradım, elimdeki bu sıcaklığı özlemişim, çevresini biraz gezip kökünden yukarı doğru yaladım, yaladıkça kendi kadınlığımın kokusuna karışmış tadı ağzıma yayıldı. Özlemişim, yıllarca nasıl aklıma gelmemiş. Sağ elimle kökünü kavrayıp yukarı baktığımda gözlerini kapattığını gördüm, belki başka bir kadını belki karısını düşünüyor, elimden taşan kısımda sikinin başı iyice kabarmış, sadece baş kısmını elimle sınırlayıp emip yalamaya başladım, şimdi mırıldanıyor ve inliyordu, ben de gözlerimi kapayıp sol elimi amıma indirdim, gelen hafif ıslaklıkla parmağımı ıslattım, bızırımı yavaş yavaş eziyordum. Kocam yaşlılığında bunu çok sever dakikalarca onu yalayıp ağzıma boşaltırken kendim de bu şekilde kıvranarak karşısında zirveye ulaşırdım, mırıldanmaları artarken dilimi başından köküne indiriyor, taşaklarını okşuyordum.
-Üzerime otur,
sesi ile hayallerimden ayrıldım. Sevdiği pozisyon buydu demek ki,
-Az evvel de istemiştin
-Evet kucağımda olmalı kadın, memelerini sıkmalıyım, karımınkiler ufacık.
Elimle kadınlığımı kontrol ettim, yeterince ıslanmıştı, tükürüklerimden parlayan sikin başını hizalayıp yavaşça oturmaya çalıştım, am dudaklarım yine de biraz sızladı, biraz daha başını sürttü sikinin, kendi parmağını yalayarak kadınlığımın çevresine iyice ıslaklığı yaydı. Önce başına alıştım bir iki kalkıp inme ile sonra rahatlıkla yerleştim sikine, dibini bulunca elleri kalçalarıma yapıştı, anlamıştım kalkmadan kalçalarımı oynatıyordum.
-Oo göğüslerin harika
diyerek doğrulup birinin ucuna yapışıyor sonra bırakıp diğerine saldırıyordu. Göğüslerime saldırdığında içimdeki sikin daha da şiştiğini kocamınkinden uzun olduğu için en diplerime baskı yaptığını hissediyordum, kafasını iki göğsümün arasına sokup üstünde küçücük kalan beni kucağında zıplatırken temposu çılgınlaşıyordu, tam bir göğüs hastası ile karşı karşıyaydım, iki elimle kafasını sağ göğsüme gömdüm, kocaman açtığı ağzına göğsümü iyice bastırdım, hafif dişleyerek dili ile göğüs ucumu eziyor o ezdikçe ben kafasını daha da bastırıyordum, elleri kalçalarıma geçmiş tüm ağırlığım üzerinde olduğundan sikini fazla dışarı çıkaramadan sertçe sikiyordu. Yirmi yaşında aşıklar gibi vücutlarımız birbirine karışmış ama yaşımızın etkisi ile ikimiz de tere bulanmış halde idik, alttan her vuruşu daha sertleşiyor ve girdiği derinliklerde daha fazla kalıyordu, nefeslenmek için biraz yavaşladı ve kendini geri attı, içimde kalp atışı gibi hissettiğim sikinin üzerinde ben de kıpırdamadan bekledim. Göz göze gelince tekrar dudaklarıma doğru atıldı ve bu sefer yana doğru yuvarlandık,
-bacaklarını belime dola
talimatına uyunca siki hızlı bir şekilde içime girmeye başladı. Boynumu ısırırcasına emiyor neredeyse tamamını çıkardığı siki içimi dövüyor, altında eziliyordum. Gelmesi yakındı ve benim de gelmem için bu uzun siki en derinlerimde tutup içimde patlatmalıydım, kalçalarına tırnaklarımı batırarak kendime yapıştırdım, son sert bir darbe ile giren sikin başının şiştiğini, içime sıcak sıcak aktığını hissediyordum, derin derin nefesini bırakırken
-orada kal
diye bağırdım. İçimde titreyen sik taşaklardan en derinlerime kadar spermlerini yollarken bacaklarımı iyice sıkarak titremeye başladım, belki bir onbeş senedir aynı gecede gelen bir orgazm daha uzun kasılmalar ile sona erdi, üzerimden hafif kayıp siki hala içimdeyken dudaklarıma yapıştı.
-Mükemmeldi
dedi. Nefesim sakinleşene kadar konuşamadım, içimden çıkıp doğruldu, ucundan spermleri damlayan siki sallanarak birer bardak su uzattı. Tek ihtiyacım buydu şu an, soğuk su rahatlattı sanki, kilometrelerce koşmuş gibi hala inip kalkan göğüs kafesim ve nefes alışlarım düzene girerken banyoya doğru yürümesini seyrettim. Kocamın bakireliğimi aldığı gün sonrasında yaşadığım ilk orgazmda yatağı ıslatacak kadar boşalmam, dudaklarıma değen hafif sıcaklık. Gözlerimi açtım, aydınlıktan kırpışan gözlerim alışınca takım elbisesi ile karşımda idi, ben çarşafın altında çırılçıplak rüyalar alemindeyken sabah olmuş o hazırlanmış işe gidiyordu.
-Bu geceyi hiç unutmayacağım
diyerek kapıyı kapattı. Duşumu aldım, bacaklarıma kuruyup yapışan döllerini temizledim, bir eczane bulup hap almalıydım, saçma sapan bir risk almaya gerek yok. Saçlarımı tararken boynumda morarmaya başlayan bir kızarıklık canımı sıktı, yanımdaki bir kaç makyaj malzemesi ile kapatmak imkansız, ceketimin yakasını kaldırarak eve kadar gidip bir kaç gün kapalı giyinmem gerekecekti. Çantamı alıp odayı ve lobiyi hızla terk ettim, yolda çalan telefonumu açtım, geçen gün kapıya dayanan avukat.
-Hanım efendi çok özür dileriz, muhasebedeki çocuk bir hata yapmış, bizi affedin lütfen.
Ne affetmesi yakalamışken sıçtım ağzına. Damat anlaşma şartlarını hemen yerine getirmiş demek ki, telefonu yerine koyarken bir tomar para geldi elime, 500 dolar sıkıştırmış çantama. Marketin önünde durdum, tamamı ile iki şişe şarap alıp eve döndüm.
Düğün günü binlerce liralık kıyafetim ve takılarımla gelinden daha çok dikkat çekmiştim, kocamın zoruyla gittiğim psikologlar da benzer şeyler söylemişti aslında. Doktorun söyledikleri daha karmaşıktı ama en doğrusu kocamın söylediğiydi belki
-Baban da ben de çok şımartacağımıza dövmeliydik seni
yaşım ilerledikçe lüks tutkum ve çevremdekilere üstünlük sağlamaya merakım iyice saplantıya dönüştü. Kocam, doktorum ve kızım bile beni dizginleyemiyordu, Allah’tan güzelliğini benden alan kızım da zengin bir adam bulmuştu ve onun şirketinde kocasının uydurduğu bir müdürlük yapıyor, böylece paramı istediğim gibi harcıyordum. 49 yaşımda dul kaldığımda ise sadece bir iki ay sürdü normal insanlar gibi yaşamım, sonra çocukluk arkadaşımın estetik yaptırdığını öğrendim, iki gece kıskançlıktan uyuyamadım, üçüncü gece ABD'deki en pahalı klinikte idim, aynı yere her sene mutlaka uğrayıp bir yerimi düzelttirdim.
Yan villaya taşınanlara hoş geldin ize gittikten bir hafta sonra evdeki tüm eşyaları kapıya koydum ve özel yapım mobilyalarıma 250.000 TL saydım. Bu hayat çocukluğumda ve evliliğimdekinden pek farklı değil idi aslında ama farkı dört sene sonra anladım, İstinye Park Armani’de kasaya gelip kredi kartımı uzattığımda
-kartınız iptal olmuş
dedi tezgahtar parçası. Haftalardır beklediğim etek ve ayakkabı elimde kızımı aradım, bir saat sonra gelip ödemeyi yaptı, eve giderken bankayı aradı sonra da kavga patladı. Hesaplardaki para suyunu çekmiş yaklaşık iki kartta 150.000 TL borç birikmişti, akşama kızım aradı, parayı kocasının kapayacağını, yıllardır gitmediğimiz yazlığı satıp ona borcumuzu ödeyebileceğimizi söyledi. Yazlık 450.000TL.ye gitti, kalan 300 ise bana ancak 5 ay dayandı. Neredeyse küs olduğum kızımı ikna edip kocasından para almasını sağlamam bir ay sürdü, bir ay sonunda kızım kredi kartlarımı iptal edip elime beş bin limitli bir ek kart verdi, fabrikadan gelen kira artı beşbin. Evin tüm masraflarını ve hizmetçinin parasını kızım ödemesine rağmen aylık neredeyse 25.000 gelir ile sadece üç ay sonra kapıma dayanan avukat ile uyandım. Komşuda görüp ben de almazsam çıldıracağım 60.000 TL *** saati kocamı tanıdığı için veren saatçi avukatı ile dayanmıştı kapıya, son çare olarak kızımı aradım.
-yeter artık
diye telefonu suratıma kapattı. Kalan onbin TL borcu iki güne getireceğim diye ikna edip soluğu damadın ofisinde aldım, tabii ki saat kolumda, vücut hatlarımı gösteren özel dizayn kıyafetlerim ve yeni yaptırdığım göğüs estetiğine dikkat çeken pırlanta kolyem ile. Sekreteri
-misafirleri var, uzun kalacaksanız bekleyin, yoksa girebileceğinizi söyledi
dedi. Dünkü çocuk mu bekletecek beni kapıda, içeri dalıp derdimi sessizce anlatıp çıkmam iki dakika, istediğim sadece 10.000 TL.
-Tamam hallederim
dedi suratını asarak.
-Kızım duymasın
diye rica ettim ama iyice surat asarak misafirleri ile sohbete döndü. Sinirle eve geldim, bok vardı erken yaşta ölecek diye kocama söylendim, bir kadeh şarap içip ağlayarak uyuyakalmışım damadın telefonu ile uyandım,
-evde isen parayı bırakayım geçerken.
Damada ettiğim bedduaları unutup hizmetçiye seslendim kahve yapsın diye. Yarım saat sonra damat geldi, hizmetçi kahveleri sunduktan sonra çekilmesi için bekledi sonra cebinden bir zarf çıkarttı ve masanın üstüne koydu.
-İçinde 5.000 var, ara adamı bugün gelsin alsın, bir daha da kızından da benden de para isteme.
Bana kimse küstahlık yapamaz. Zarfı itekledim ona doğru
-Sana dünyalar güzeli bir kız verdim benle terbiyeli konuş
Sustu sessizce kahvesini içti. Dize gelmişti, 35 yaşında bir velet mi bana akıl öğretecek.
-Aslında sevgili kayınvalideciğim güzel kızın sana para yetiştirmek için kendi mücevherlerinden satıyor, arada benim hesaplarımdan para tırtıklıyor, yani istesem onu da beş kuruş ödemeden kapının önüne koyarım ve ikiniz de bu evde senin İtalyan elbiselerin ve mobilyalarını yersiniz, o yüzden 55 inde 15 *** şımarık kız gibi davranacağına beni dinleyeceksin
Ağzımı açar gibi olunca
-kapa çeneni. Tek şansın kızını sevmem, onun da tek şansızlığı senin gibi bir anası olması, şimdi yarın sabah kalan beşbini de almak mı istersin yoksa saate sonrasında bu lükse veda mı edersin
Hizmetçi tekrar gelince sustu. Karmakarışıktı ruh halim, hizmetçinin arkasından baktı.
-Bunun da parasını ben ödüyorum biliyorsun, iki gün sonra o da giderse aç kalırsın
Hayatım boyunca bir kahvaltı sofrası bile hazırlamamıştım, haklıydı. Tüm ömrüm boyunca duymadığım bir korku olan fakirlik düşüncesi ile panik içindeydim, anlamsızca ayağa fırladım. Oturduğu yerden konuşmaya devam etti
-Bu gün odamdaki adamları gördün mü?
Hiç dikkatimi bile çekmemişti.
-Daha yaşlı olan bankacı ile bir iş yapmak üzereyim, bu gece için Çırağan'a iki kız göndereceğim ama o telefonda seni sordu
Kan yürüdü beynime.
-Ne diyorsun sen şerefsiz, ananı mı satacaksın?
Bağırmama rağmen sakince ayağa kalktı, sehpanın üzerindeki zarfı aldı ceketine koydu.
-Beş yıldır dulsun, kırk beşinde bir adam ile yemek ve sonrasında her ne bok ise. Yarın sabaha sen bir saat ben de bir ihale kazanmış olacağım, ha hayır dersen benim için bir şey değişmez ama sen altı aya kalmaz fabrika kirasını da çar çur eder sokağa düşersin
-Çek git evimden?
diye bağırdım. Hizmetçi koşarak içeri daldı
-Hanıma duble viski ver biraz düşünmesi lazım
diyerek çıkıp gitti. Acımasız olduğu anlatılırdı çalışanlarına karşı, bu yüzünü ilk kez görmüştüm, hayatımda yaşadığım ilk sıkıntının şoku ile ellerim titreyerek ilk kadehi içtim, ikinciyi ise odamda ağlayarak. Bankaları aradım, gerçekten beş kuruş kalmamıştı, fabrikanın üç aylık kirasına ise daha iki ay vardı, üçüncü kadehi içerken kolumdan çıkarmadığım saate bakarak onu alırken aklımda kalan pırlanta taşlı saati düşündüm, bir haftadır her gün gidip vitrine bakıyordum. Hizmetçi akşam banyomu hazırladı bu arada, tam sakinlemiş küvete gömülürken telefon çaldı, damat, açmadım, iki dakika sonra bir mesaj
*Eve geldim, garajdayım, eve çıkayım mı, arayacak mısın beni?
Ellerim titreyerek aradım.
-Sakın kızıma bir şey deme, seni insan zannederdim şerefsiz herif
diye bağırdım.
-Sus lan şımarık karı yüzbinlerimi yedin. Şimdi biraz çalışacan hem kendi hem kızının hayatını kurtaracan, ha bir de üste para kazanacan, bu paraya assolist gönderirdim lan ben otele.
Kendi kendine kahkaha attı.
-Adama bir kadeh içir, iki kırıştır, o kadar estetik bir işe yarasın
-Orospu çocuğusun
dememe sadece güldü.
-Annem iyi bir kadındı biliyorsun, iki saat sonra şoförümü gönderiyorum, seni Çırağan'a bırakacak, aile yemeği dedim ona. Beş altı yıl uzun süre sen de zevk almaya çalış
Yine küfür etmek için ağzımı açtığımda telefon kapandı. Sinirden titreyen vücudum küvet içinde kaskatı kesilmişti, kocamın son yılları da dahil yedi yıldır erkeksiz olduğum şimdi aklıma geliyordu, zaten hiç irileşmemiş minyon, güzel vücudumdan alınan yağlar, dikleştirdiğim göğüsler ve güzellik kampları seks için değildi ki, hep birilerinden duymuştum veya çevremde moda olduğu içindi. Beni mutlu eden kocamla sevişmelerimizden çok ertesi gün bana alacakları için onu ikna etmemdi, senden çocuk istiyorum dediğimde bir araba, ağzıma ilk aldığımda kolye, yıllarca yalvartıp daracık arkama aldığımda ise yazlığı kapmıştım, o yaz boyunca her fırsatta arkadan yapmıştı. Yıllardır pazar günleri hizmetçi yokken kendimi okşadığım bu küvet içinde şimdi iki deliğim de sızlıyordu. Benim rüyalarımda erkekler değil lüks eşyalar olmuştu hep, menopoza girmek üzereydim ve yedi yıldır erkek görmemiş ıslanmış kadınlığım parmaklarımı içine çekiyordu.
Dördüncü kadehte beynim uyuşmuştu ve ayna karşısında idim. Hayatımda ilk defa çalışacaktım ve iyi kazanacaktım, Paris'ten gelen iç çamaşırlarımın üstüne bu gün damada giderken giydiğim elbise, beni nasıl beğendi ise öyle görsün tekrar dedim kendi kendime. Tekrar damat aradı.
-Yasemin sofra hazırlıyor, anlatayım mı bu günü
-Uzatma şerefsiz gönder şoförünü
gelen Mercedes'in arka koltuğuna oturduğumda şoförü üzerime sıktığım bir şişe parfüm ve viskiden rahatsız olup camını araladı. Yirmi dakika sonra Çırağan'ın lobisinde idim, etraftaki yaşlı erkeklere bakıp tanımaya çalışıyordum, damada mesaj attım.
*Nasıl tanıyacağım bu herifi?
iki dakika sonra cevap geldi.
*Herif dediğin iyi kazanan bir genel müdür yardımcısı, senin zengin dul bir tanıdık olduğunu ve bana pahalıya patladığını söyledim
Biraz sonra bilmediğim bir numara aradı açtım. Kibar bir ses lobiye indiğini ancak arkamda oturanların çalışanları olduğunu görünce geri döndüğünü söyledi, odasına gelmemi rica ederken
-kırmızı mı beyaz şarap mı
diye ekledi. Sanki bir orospuyum ve koca lobide herkes bana bakıyormuş gibi gelerek asansörlere yürüdüm, asansör kapısı kapandığında derin derin nefes alarak sırtımı duvara dayadım, kata geldiğimde çoktan vazgeçmiştim. Kapıdan dışarı çıkmayıp geri dönmeye düşünürken bir el kapıyı tuttu.
-Mine Hanım
Kırkbeşinde göstermeyen temiz yüzlü şık bir erkek.
-Evet
-Sizi bekliyordum
Uzattığı eli tuttum, koridorda odasına kadar yürüdük, kapıyı açıp bana yol verdi. Boğaz manzaralı geniş bir süit geniş oturma bölümünde kovada bir beyaz şarap.
-Size bir kadeh koyayım, ben işten yeni geldim ve izninizle bir duş almam lazım
Doldurduğu kadehi uzatırken beni baştan aşağı süzdü. O banyoya doğru giderken damattan gelen bir mesaj daha
*kaynanam olman dışında tüm hikayeni anlattım, sana nazik davranmasını rica ettim
Pezevenk diye söylendim. Ne yapılır ki böyle anlarda diye bilmeden salakça aynı yerde dikildim, zaten viskiler yeterince çarpmıştı, bir dikişte şarabı da bitirip ikinci kadehi doldurdum. İçerden
-bana da bir kadeh getirir misin
diye seslendiğinde daldığım Boğaz manzarasından uyandım. Elimde iki kadeh odaya girdiğimde bornozu üzerinde yatakta oturuyordu. Demek böyle olacaktı, bakire evlendiğim kocamdan sonra 53'ümde bir orospu olarak adını bilmediğim birisine sikilecektim. Tereddüdümü anlamıştı.
-Burak bana her şeyi anlattı, lütfen rahat olun, bu gün odaya girdiğinizde o kadar güçlü bir havanız vardı ki aklım sizde kaldı, sadece şansımı denemek istemiştim şans yüzüme güldü
Hala ona bakıyordum.
-Güzel olgun kadınlar çıldırtıyor beni
konuşarak yanıma kadar geldi.
-Ama siz şimdiye kadar gördüğüm en güzel kadınlardansınız
Kıpırdayamıyordum. Boyu benden yirmi santim uzun geniş gövdeli bir adam, hafif göğüs dekolteli diz üstü tek parça elbisemin sırtındaki fermuarı çekti, önümde durarak iki eli iki yana doğru omuzlarımı elbiseden kurtardı, omuzlarındaki elleri göğüslerime inerken sanki çıplak kalmamak beni koruyacakmış gibi sütyenimi çıkarmamasını istedim. Ayaklarıma doğru elbisemin düşmesi ile elleri kalçalarımı kavradı ve dudakları boynumdan dudaklarıma ulaştı, sanki hiç öpüşmemiş gibi ağzım kapalı olmasına rağmen dili dudaklarımın üzerinde gezindi, çıplak vücuduna giydiği bornozdan çıkan siki göbeğime doğru batıyordu. Sanki tecavüze uğruyor gibi tepkisiz kalınca durdu.
-En son ne zaman seviştin?
Utandım, ona bakmadan.
-Yedi belki de sekiz yıl
dedim. Kalçalarımdaki elleri ile ellerimi tuttu,
-Şimdi tüm ışıklar kapıyorum, sen de yatağa uzan ve gözlerini *****.
Dediğini yaptı, sadece banyonun kapısının altından sızan bir ışık ile yatağa uzandım, ayak ucumdan gelen sesi sayesinde üzerime uzanan karaltısını fark ettim.
-Kapalı mı gözlerin?
-Evet
üzerimdeydi ama ağırlığını vermemişti. Yumuşak dudakları göğüslerimde idi, askılarını kurtardığı sutyenden çıkan, geçen sene estetik geçirmiş sipsivri göğüs uçlarım ilk defa yalanıyordu, onun vücuduma değen yerlerinden çırılçıplak olduğu belli idi, siki bacaklarıma çarpıyor, taşlaşmış olarak bana sürtünüyordu. Alkol, dakikalardır yalanan göğüslerim ve kalçalarımı sıkan elleri nerde kiminle olduğumu unutturmaya başlamıştı, göğüslerime övgüler düzerek üzerimden doğruldu, bacaklarımı hafif kırıp araladı, bir eli ile külodumu aralayıp sikinin başını sürttü. Sıkı sıkı kapadım gözlerimi, fazla ıslanmamıştım, korku ve girecek sikin büyüklüğünü bilmeyerek kastım kendimi, bacak aramdaki acıyı beklerken hafif bir ürperme ile gıdıklandım, amımın çevresinde bir tur atan dudakları yukardan aşağı öperek indi, su içen küçük bir kedi gibi amıma küçük vuruşlar ile giren bir dile dayanamayıp ağzımdan ilk inilti çıktı. Bacaklarımı iyice açıp amımı tamamen ağzına hapsetti, içimde gezen dilini çıkartıp arada bızırımın üstüne bastırıyor, boştaki eli göğüslerimi sıkıyordu, derinlerden gelen bir ıslaklık amımı kaplarken inlemelerim sıklaşmıştı. Göğüslerimdeki eli şimdi alt dudağımı okşuyor, az evvel açmadığım ağzımda bir parmağı geziyordu, ağzımda ıslanan parmağı dili hala bızırımda iken yavaşça içime kaydı, şimdi yabancı bir parmak ve dil amımı keşfediyordu. Kocam beni yalarken boşaltmayı sever, akan sularıma aldırış etmeden yalamayı sürdürürdü.
-Sırılsıklam ve çok lezzetlisin
diyerek amımdan ayrıldı, üzerime doğru ağırlığını verirken dudakları alt dudağımı yakaladı. Bacaklarımı biraz araladım, sikinin başı ile dili aynı anda içime girdi, bekledi. Sert ve sıcak bir sikle yıllar sonra buluşan amım özlemle açılmıştı, ensemden tutup dudaklarımı ısırarak sikini biraz daha kökledi, dudaklarımdan ayrılmadan girip çıkmaya başladı, sanki bir bakireyi siker gibi davranması ile yıllardır sik görmemiş amım küçük bir sızı ile içindeki siki sarmaladı, nefes alabilmek için dudaklarımı kurtardım, bu sefer vücudumuz birbirine tamamen yapıştı. Boynumu emiyor ve belini oynatarak içimdeki siki gezdiriyordu, bir iki dakika böyle sikildim, göğüs aramda başlayan terlemenin orgazm başlangıcı olduğunu biliyordum.
-Üste çıkmanı istiyorum
dediğinde
-çok yakınım devam et
diye fısıldadım sadece. Bunu duyması daha da hırslandırdı, inanılmaz bir hızla içime giriyor, taşakları çarptığında benim de içimde bir yerler yerinden oynuyordu, içimdeki kesinlikle kocamınkinden uzun bir sikti. Bacaklarım iyice kıvrılmış her defasında dibini buluyordu, ateş göğüslerimden aşağılara indi ve her zamanki gibi öne doğru eğilerek kesik kesik nefes vererek boşaldım. Dudaklarıma yapışarak sikini içimde hareketsiz tuttu, ben sakinleşince aynı hıza dönerek sikmeye devam etti, amımdan çıkan seslere onun hırıltıları karışıyordu, bacaklarımı omzuna alıp yaptığı son girişte içimdeki demir sertliğindeki sikin kasılmalarını ve taşaklarından amımın derinliklerine giden spermlerini hissediyordum, siki içimde yavaş yavaş boşalmaya devam ediyor, arada içimden çıkıyor amımın çevresine spermlerini bırakıyor ve tekrar içime giriyordu. Sertliği geçene kadar konuşmadan içimde kaldı, sadece göğüslerimi emip mırıldanıyordu, öperek kalktı
-sana bornoz getireyim
diyerek banyoya yöneldi. Elimi bacak arama attığımda avucuma bir avuç sperm geldi, utangaç kızlar gibi çarşafı üzerime çektim, getirdiği bornoza sarılarak banyoya girdim. Duşun altına girdim, hafif hafif bir şarkı mırıldandığımı fark ederek utanarak sustum. Yıllardır unuttuğum bir rahatlama ile üzerimi akıtırken prezervatif kullanmadığı aklıma geldi, çıktığımda ilk söylediğim de bu oldu.
-Ben de içindeyken fark ettim ama kocamdan sonra kimse olmadı dediğin için durmadım.
Bana doğru gelerek ellerimi tuttu.
-Suratındaki şaşkınlık görülmeye değer, önceleri şüphem vardı ama hem tedirginliğin hem de bu ifaden herşeyi anlatıyor.
Ellerimi bırakmayarak üzerine çekti, bu sefer ben bornoz ile o çıplak yatağa uzandık.
-Rahat ol artık, her erkeğin kaçamakları olur ama korunmadan seviştiğim ilk kadın sen oldum, ha bir de karım.
Doğrulup sırtını yatağa dayadı, benim kafamı da göğsüne yerleştirdi. Yabancı bir erkeğin kollarında yıllar önce kocam ile yaptığım sevişme sonrası dinlenmelerini hatırladım, durumu doğal karşılamama şaşarken elime bir kadeh şarap uzatıp
- tanıştığımıza memnun oldum
dedi, gülüştük. Evli imiş, karısı ile sadece çocukların hatrına süren bir evliliği varmış, ayda yılda bir seviştiklerini, karısının gitgide muhafazakarlaşan yapısı nedeniyle neredeyse aralarında ortak hiç bir şey kalmadığını anlattı, bu akşam bile Ankara'dayım yalanı ile eve gitmediğini söyledi. Ne sorun dinlemeyi ne de anlatmayı sevmem ama damadın ‘sabaha kadar sesini çıkarma sonra yine aynı hayatı yaşa’ sözleri kulağımda sesimi çıkarmadan şarabımı içmeye devam ettim. Korktuğum gibi olmamıştı hiç bir şey, beş yıldızlı bir otelde boğaz manzaralı bir odadaydım, benim de zevk almamı sağlayan, nazik, yakışıklı bir erkek ile geçen bir gece sonrası kazancım yüzbinler ile ölçülebilirdi. Yurtdışında gittikleri jigololarla yaşadıklarını anlatan lise arkadaşlarımın aksine ben iyi bir seksi de bedavaya getirmiş, bu yaşta ülkenin en pahalı orospusu olmuştum, bir gün önce başkası anlatsa büyük rezillik diyeceğim bu durum şimdi beni mutlu ediyordu. O hala konuşurken beline kadar çekili çarşafın altındaki erkekliği hareketlenmeye başlamıştı, hafif kıllı göğsü genişti ve yaşından beklenmeyecek kadar düz karnının bittiği yerde hareketlenen organını merak ediyor uzanıp ellemek konusunda kararsızlık yaşıyordum. Kocam böyle uzandığım anlarda erkekliğini tutturur hafif hafif yeni boşalmış başını okşatırdı
-Senin hayatında gerçekten kimse olmadı mı
diye tekrar sordu. Anlattım hayatımı yalana ihtiyaç duymadan, erkeksiz geçen sekiz yılı, aklıma pek gelmeyen seks ihtiyacımı, beni bu yatağa getiren lüks tutkumu şımarık prensesliğimi, kollarındaki rüşveti gönderenin damadım olan şerefsiz değil borç aldığım eski bir aile dostu olduğu yalanı dışında. İyice dikilen erkekliği çarşafta tam bir çadır oluşturmuştu.
-Sen konuşunca bak ne oldu
diyerek çarşafı çekti ve elimdeki kadehi aldı. Çevresi hafif kıllı dikilmiş bir sik, kalınlığı benzer ama kocamınkinden kesinlikle bir iki santim uzun. Yabancı bir erkek ile ilk kez sevişmiş olsam da kendini geri doğru bırakan çıplak bir erkeğin göğsünde yatan bir kadından ne istediğini anlayacak kadar evli kalmıştım. Göğsünü öperken sol elimle dikilmiş siki de kavradım, elimdeki bu sıcaklığı özlemişim, çevresini biraz gezip kökünden yukarı doğru yaladım, yaladıkça kendi kadınlığımın kokusuna karışmış tadı ağzıma yayıldı. Özlemişim, yıllarca nasıl aklıma gelmemiş. Sağ elimle kökünü kavrayıp yukarı baktığımda gözlerini kapattığını gördüm, belki başka bir kadını belki karısını düşünüyor, elimden taşan kısımda sikinin başı iyice kabarmış, sadece baş kısmını elimle sınırlayıp emip yalamaya başladım, şimdi mırıldanıyor ve inliyordu, ben de gözlerimi kapayıp sol elimi amıma indirdim, gelen hafif ıslaklıkla parmağımı ıslattım, bızırımı yavaş yavaş eziyordum. Kocam yaşlılığında bunu çok sever dakikalarca onu yalayıp ağzıma boşaltırken kendim de bu şekilde kıvranarak karşısında zirveye ulaşırdım, mırıldanmaları artarken dilimi başından köküne indiriyor, taşaklarını okşuyordum.
-Üzerime otur,
sesi ile hayallerimden ayrıldım. Sevdiği pozisyon buydu demek ki,
-Az evvel de istemiştin
-Evet kucağımda olmalı kadın, memelerini sıkmalıyım, karımınkiler ufacık.
Elimle kadınlığımı kontrol ettim, yeterince ıslanmıştı, tükürüklerimden parlayan sikin başını hizalayıp yavaşça oturmaya çalıştım, am dudaklarım yine de biraz sızladı, biraz daha başını sürttü sikinin, kendi parmağını yalayarak kadınlığımın çevresine iyice ıslaklığı yaydı. Önce başına alıştım bir iki kalkıp inme ile sonra rahatlıkla yerleştim sikine, dibini bulunca elleri kalçalarıma yapıştı, anlamıştım kalkmadan kalçalarımı oynatıyordum.
-Oo göğüslerin harika
diyerek doğrulup birinin ucuna yapışıyor sonra bırakıp diğerine saldırıyordu. Göğüslerime saldırdığında içimdeki sikin daha da şiştiğini kocamınkinden uzun olduğu için en diplerime baskı yaptığını hissediyordum, kafasını iki göğsümün arasına sokup üstünde küçücük kalan beni kucağında zıplatırken temposu çılgınlaşıyordu, tam bir göğüs hastası ile karşı karşıyaydım, iki elimle kafasını sağ göğsüme gömdüm, kocaman açtığı ağzına göğsümü iyice bastırdım, hafif dişleyerek dili ile göğüs ucumu eziyor o ezdikçe ben kafasını daha da bastırıyordum, elleri kalçalarıma geçmiş tüm ağırlığım üzerinde olduğundan sikini fazla dışarı çıkaramadan sertçe sikiyordu. Yirmi yaşında aşıklar gibi vücutlarımız birbirine karışmış ama yaşımızın etkisi ile ikimiz de tere bulanmış halde idik, alttan her vuruşu daha sertleşiyor ve girdiği derinliklerde daha fazla kalıyordu, nefeslenmek için biraz yavaşladı ve kendini geri attı, içimde kalp atışı gibi hissettiğim sikinin üzerinde ben de kıpırdamadan bekledim. Göz göze gelince tekrar dudaklarıma doğru atıldı ve bu sefer yana doğru yuvarlandık,
-bacaklarını belime dola
talimatına uyunca siki hızlı bir şekilde içime girmeye başladı. Boynumu ısırırcasına emiyor neredeyse tamamını çıkardığı siki içimi dövüyor, altında eziliyordum. Gelmesi yakındı ve benim de gelmem için bu uzun siki en derinlerimde tutup içimde patlatmalıydım, kalçalarına tırnaklarımı batırarak kendime yapıştırdım, son sert bir darbe ile giren sikin başının şiştiğini, içime sıcak sıcak aktığını hissediyordum, derin derin nefesini bırakırken
-orada kal
diye bağırdım. İçimde titreyen sik taşaklardan en derinlerime kadar spermlerini yollarken bacaklarımı iyice sıkarak titremeye başladım, belki bir onbeş senedir aynı gecede gelen bir orgazm daha uzun kasılmalar ile sona erdi, üzerimden hafif kayıp siki hala içimdeyken dudaklarıma yapıştı.
-Mükemmeldi
dedi. Nefesim sakinleşene kadar konuşamadım, içimden çıkıp doğruldu, ucundan spermleri damlayan siki sallanarak birer bardak su uzattı. Tek ihtiyacım buydu şu an, soğuk su rahatlattı sanki, kilometrelerce koşmuş gibi hala inip kalkan göğüs kafesim ve nefes alışlarım düzene girerken banyoya doğru yürümesini seyrettim. Kocamın bakireliğimi aldığı gün sonrasında yaşadığım ilk orgazmda yatağı ıslatacak kadar boşalmam, dudaklarıma değen hafif sıcaklık. Gözlerimi açtım, aydınlıktan kırpışan gözlerim alışınca takım elbisesi ile karşımda idi, ben çarşafın altında çırılçıplak rüyalar alemindeyken sabah olmuş o hazırlanmış işe gidiyordu.
-Bu geceyi hiç unutmayacağım
diyerek kapıyı kapattı. Duşumu aldım, bacaklarıma kuruyup yapışan döllerini temizledim, bir eczane bulup hap almalıydım, saçma sapan bir risk almaya gerek yok. Saçlarımı tararken boynumda morarmaya başlayan bir kızarıklık canımı sıktı, yanımdaki bir kaç makyaj malzemesi ile kapatmak imkansız, ceketimin yakasını kaldırarak eve kadar gidip bir kaç gün kapalı giyinmem gerekecekti. Çantamı alıp odayı ve lobiyi hızla terk ettim, yolda çalan telefonumu açtım, geçen gün kapıya dayanan avukat.
-Hanım efendi çok özür dileriz, muhasebedeki çocuk bir hata yapmış, bizi affedin lütfen.
Ne affetmesi yakalamışken sıçtım ağzına. Damat anlaşma şartlarını hemen yerine getirmiş demek ki, telefonu yerine koyarken bir tomar para geldi elime, 500 dolar sıkıştırmış çantama. Marketin önünde durdum, tamamı ile iki şişe şarap alıp eve döndüm.
10 months ago