Çok Hızlı - 11
Ertesi gün kalabalık olmayan bir yerde kiralık bir bina buldum. Bitişik nizam, 2 katlı, çift daire bir binaydı, anında tüm binayı satın alma opsiyonlu olarak istenilen parayı verip kiraladım, hemen mühendis arkadaşımı çağırıp ne istediğimi anlattım. Binanın iki tarafında da bahçesi vardı, oraları açtırıp otopark planladık, planda binanın giriş kapısının tersindeki dairenin dış duvarlarını yere kadar indirip o dairenin iki odası ve salonunu, banyo tuvalet ve mutfağından oluşan bir büro olarak düzenledik, ileride lazım olur diye üst kata da arka odadan bir merdiven koydurttum, merdiven altına bir dolap isteyip plana arka odaya geçen gizli bir geçit koydurdum, büronun ve üst katının bina içine açılan kapısını iptal ettirdim, arkadaki daireyi de aynı şekilde altlı üstlü planladık. Mühendis arkadaş ustabaşını çağırdı, tüm yenilemeler vs. kaç günde biteceğini sordum, 1 ay dedi, fiyat çıkardı.
-"Gerekirse fazla adam çalıştırın, 10 gün sonra yani 11. gün sabahı gelir içeri girerim!"
dedim. Paralarını fazlasıyla vereceğimi söyleyip çıkardıkları rakamın tamamını avans olarak verdim. Usta,
-"Tamam abi bu paraya!"
dedi. Mühendis arkadaşa da izinler, hesaplamalar ve çizimler için istediği parayı fazlasıyla verdim, akşam gidip Behiye ablaya durumu aktardım.
-"Aslanım benim! Benim de sana bir sürprizim var!"
dedi. Az sonra kapının zili çaldı, Behiye abla kapıyı açmaya gitti.
-"Abla beni çağırmışsın?"
dedi tanıdık bir ses. Behiye abla da,
-"Geç Güzin, geç!"
dedi. Güzin beni görünce kıpkırmızı oldu, karşılıklı oturduk.
-"Kalk hepimize birer kahve yap bakalım!"
dedi. Sonra telefonla birini arayıp,
-"Yarın işin var mı? İyi, saat 10:00'da hazır ol kapıdan alırım!"
dedi. Güzin kahveleri getirdi.
-"Güzin kızım Orhan yeni bir iş yeri açıyor, benim işlerimi takip edecek büro olacak, oranın temizliğini yapacak, Orhan olmadığında çekip çevirecek, ağzı sıkı bir bayan personele ihtiyacı olacak, sen de kıt kanaat geçiniyorsun, orda çalışmak ister misin? Çay kahve yapar, temizlik yapar, telefonlara bakarsın, sana ayda 500 Dolar da para, kocana ne kadar teklif ettiler dersin sen bilirsin, Orhan sigortanı da yapar ama üç şartım var, orda duyduğun gördüğün her şey orada kalacak, kimseye bahsetmeyeceksin, açılacaksın, Orhan orada giyeceğin kıyafetleri sana temin eder, son şartım da ailen dahil kimse ziyaretine gelmeyecek, kocan gelecekse bile aramadan gelemeyecek, bunları kocana nasıl anlatırsın bilmem!"
-"Abla, Ümit zaten kapanmamı istemedi, ben baba evinde öyle gördüm diye kapalıyım o kolay, sır tutma konusunda sıkıntı da olmaz, diğer mevzuyu Ümit'e nasıl açıklarım bilmiyorum..."
dedi. O arada ben lafa girdim,
-"Çok misafir gelip gidiyor, Orhan bey ve Behiye abla kişisel misafirimin olmasını istemiyorlar dersin!"
dedim. Behiye abla da gülerek,
-"Şimdi paranın ve sigortanın yanı sıra Orhan istediği sürece rahat rahat da sikişeceksiniz! Şimdiden avans ister misin? Hadi Orhan’ım al götür yatak odasına, ver avansını orospunun!"
dedi. Güzin'in alıp yatak odasına geçtim fakat kapıyı kapamadım. Üst kısmını soyup cebimden çıkardığım paraları sütyenine kıstırdım ve
-"Al sana geçenki vizite ücretinin 4 katı!"
dedim. Güzin sanki gidip staj görmüş gibiydi, değme orospulara taş çıkarıyordu, güzel bir sakso faslından sonra sikişe başladık, Güzin sırtı bana dönük halde yarağımın üzerine oturmuştu, her oturuş kalkışında göt deliği gözümün önündeydi.
-"Bana bak!"
dedim, dönüp baktı ama harekete devam ediyordu, o halde fotosunu çektim, sonra orta parmağımı göt deliğine geçirdim.
-"Ohhhhh!"
diye inledi. O anda Behiye abla yatak odasına geldi, çırılçıplaktı, eğilip Güzin'i dudaklarından öpmeye başladı, sonra da elinde tuttuğu simsiyah en az 30 cm'*** taşakları da olan vakumlu yapay Zenci yarağını Güzin'in ağzına uzattı, bir eliyle de Güzin'in göğüslerini okşamaya başladı. Güzin ağzında zenci yarağını iyice ıslatınca da Behiye abla ağzından çekip bana uzattı,
-"Al bunu sok orospunun götüne!"
dedi. Güzin gözlerini faltaşı gibi açıp,
-"Ama abla..."
-"Sus kız orospu! Vermedin mi aslanım bunun vizitesini?"
dedi gülerek. Parmağımı çekip damarlı zenci yarağını göt deliğine dayadım ve neredeyse kafası dahil 4 parmak kadar soktum, Güzin öne doğru fırlayınca yarağım amından flop diye çıktı ama götüne giren girmişti. Behiye abla uzanıp yarağımı Güzin'in amcığına yeniden yerleştirdi, Güzin,
-"Ahhh, yırtıldı götüm ama çok iyiymiş, offf!"
diye hem inliyor hem orgazm oluyordu. Amındaki yarağımı hiç kıpırdatmıyordum ama zenci yarağı neredeyse yarısına kadar götünde çalışıyordu. Güzin,
-"Offf, bu nasıl zevk böyle!"
diye inleye inleye orgazm olurken ben de arada kalçalarını tokatlıyordum. Güzin,
-"Ohhh, abla ben bu yaraklara istediğimde sikilip, bir de üstüne para mı alacağım? Abla ben üste verirdim!"
deyip Behiye ablanın dudaklarına yumuldu.
-"Teşekkür ederim abla, teşekkür ederim Orhan’ım!"
diye diye orgazm oluyordu. En sonunda bacaklarıma yığılıp kaldı ve zenci yarağı götünden çıktı, yarağımı amından çektiğimde bacaklarımdan yatağa devrildi, bayılmıştı. Yaraktan bayılanı ilk kez görüyordum, ne yapacağımı bilemedim, Behiye abla,
-"Boş ver orospuyu, ayılır şimdi, gel sen!"
dedi, Güzin'in yanına uzandı, bacaklarını baldırlarından tutup kaldırdı,
-"Sok aslanım!"
-"Bunu mu, bunu mu?"
-"İkisini de"
Güzin ayıldığında ben Behiye ablanın amındaki yarağımı pompalıyor, Behiye abla da alttan tuttuğu zenci yarağını benimle ters hareketle kendi götüne pompalıyordu. Güzin'e,
-"Bak bunlar böyle yenir, öğren orospu! Aval aval ne bakıyorsun, memelerimle ilgilen hadi!"
dedi. Güzin uzanıp Behiye ablanın göğüslerini emmeye, ısırarak somurmaya başladı, artık dayanamıyordum, döllerimi Behiye ablanın göbeğine doğru fışkırtırken Behiye abla Güzin'in kafasını tutup yüzünü döllerime doğru çevirdi, saçlarına ve yüzüne boşalmamı sağladı. Güzin gece saat 24:00 gibi gitti, Behiye abla bana
-"Kal burda!"
dedi, ama
-"Yok!"
dedim evime geçtim. Aklıma Çiğdem gelmişti, yazdım ama yine cevap gelmedi. Sabah kapı çaldı, açtım Behiye abla,
-"Giyinip gel, kahvaltı hazır!"
dedi. Ballar, pekmezler, arı sütleri ağzıma tepiyordu nerdeyse, dün birine telefon etmişti.
-"Kimi alacağız?"
-"Alınca görürsün!"
dedi. Kahvaltı bitince 9:45'de evden çıktık, gittiğimiz yer Fatma'nın eviydi, Fatma hazır kapıda bekliyordu, Fatma'yı aldık.
-"Şimdi nereye?"
dedim. Bana,
-"İnegöl'e!"
dedikten sonra dönüp Fatma'ya,
-"Kız sen neler yapıyormuşsun haberimiz yok!"
dedi. Fatma’da benim omzumu okşayıp,
-"Madeni beraber keşfetmişiz!"
dedi. Behiye abla Fatma'ya kısaca planı, bulduğum binayı, odaları vs. anlattı ve
-"Senin zevkine güvenirim, şimdi mobilya alacağız!"
İnegöl'de büyük bir mağazanın önünde durduk ve birisi kapıya geldi. Patronmuş.
-"Hoş geldiniz Behiye abla!"
dedi. İçeri girdik, 5 tane yatak odası, 5 takım büro malzemesi, bir sürü koltuk, yemek odası takımı vs. aldık.
-"Adresi ver Orhan!"
dedi, verdim. Sonra patron bizi kahve içmeye odasına davet etti, kahveler geldi. Behiye abla,
-"bu sene işler nasıl?"
dedi, adam anlattı, şu kadar ihracat yaptık şudur budur diye. Behiye abla,
-"Sinan bey kardeşim bundan sonra hesabı kitabı Orhan bey alacak, ben neysem o odur, sana vekaletnameyi yollatırım!"
dedi. Adam beni baştan ayağa süzdü.
-"Peki Behiye abla!"
dedi. Kahvelerimiz içtikten sonra kalktık. Adam,
-"Abla yemek yiyelim!"
dese de,
-"Yok!"
dedi adama. Arabaya bineceğimizde adam Behiye ablaya arabanın kapısını açtı, otoparktan çıkarken Behiye abla bana,
-"Burası görümcemin oğlu rahmetlinindi, babasından kalma iş bu, burada çalışan müdürdü buna yüzde 20 hisse vermiş, adam işi tıkır tıkır yürütüyor, rahmetli de başka başka işlere atlamış ama hep böyle yüzde 20 ile ortak etmiş birilerini işin başına geçirmiş, görümcemle ben de bunları çağırıp işlerine karışmayacağımızı, paylarını da yüzde 30'a çıkaracağımızı sadece yılda bir gelip hesap vermelerini istedik. Hepsine artık sen bakacaksın, biliyorsun, görümcemin de kimsesi yok benden başka!"
deyip göz kırptı, Fatma’da arkadan uzanıp,
-"Artık sana karada ölüm yok kocacığım!"
dediğinde ikisi de kahkahalara boğuldular, bense manyaklaşmıştım,
-"Kızlar, bunu hazmetmem lazım, bir yerde duralım!"
dedim. Meşhur bir Köfteci varmış oraya sürmemi istediler.
-"Neler var başka?"
-"Geçen gün arabanı aldığın otomobil bayii var, aynısından Balıkesir ve Kütahya'da da var, yatları severdi, Gemlik'te bir yat ithalat imalat ve ihracatını yapan bir tersane ve firma var, Marmara adasında bir mermer ocağı, Bandırma'da bir mermer fabrikası, Altınoluk'ta bir otel var, 4 yıldız galiba, bir de bu Amerikan kapı vs. yapan bir fabrika var Nilüfer Organizede!"
-"Manyak mısınız, dalga mı geçiyorsunuz?"
-"Ha bu arada değişik illerde onlarca ev ve dükkan, Mehmet amcandan kalan bir kaç ev ve dükkan hariç!"
dedi. Fatma,
-"Bir kaç mı?"
dedi gülerek.
-"Ya Fatma, 40 ev, kimi daire, kimi müstakil, 15 tane de dükkan, yazlıklar hariç!"
-"Kızlar bunlara ben nasıl yetişeceğim, 3 muhasebeci daha lazım!"
-"Alırsın!"
dedi gülerek, sonra da,
-"Karına söyle, bundan sonraki bir kaç gün boyunca tüm bu işletmeleri gezip seni tanıtacağım!"
dedi. Dönüşte gidip inşaatı kontrol ettik. Çok hızlı ilerliyordu, Behiye abla her gördüğü ustaya 100 dolar verdi, göremedikleri de duyup önünde sıraya girdiler. Arabaya dönünce Fatma'ya,
-"Sen de gelsene kız orospu!"
-"Tamam yavrum gelirim!"
dedi o da.
-"Şimdi diğer eşyaları halledelim!"
dediler, perdeciye gidip hem büro hem evler için perdeler ısmarlandı, sonra en büyük züccaciyeciden mutfak malzemeleri, küçük ev aletleri, kahve makineleri, halıcıdan halılar vs. alındı, odalara otel tipi bir kaç buzdolabı aldık,
-"Alkol ve diğer yiyecek, içecek işi sende!"
dedi Behiye abla. GSM operatörüyle işlemler, laptop, telefon gibi işler de bana kaldı. Ustabaşına 5 gün olmayacağımı, mühendis arkadaşıma da 6. günde elle tutulur bir şeyler görmem gerektiğini söyledim.
5 gün boyunca her yeri gezip, herkesle tanışıp, iletişim numaralarını aldım, günleri Altınoluk'ta otelde geçirdik, bu arada Sevgi ve Merve sürekli yazıyordu, Güzin'in zaten haberi vardı, hepsine iş için şehir dışına çıkacağımı yazmıştım. Hemen her gün de işlerimizi erken bitirip, kalacağımız otel odalarına çekiliyor, her geceyi farklı bir odada bol bol sikişerek bitiriyorduk, Altınoluk'ta kaldığımız ilk gece Cunda'ya gidip süper bir masa kurduk, bol deniz mahsulü, meze, balık ve rakı... Rakı, balık, ayvalık lafının hakkını verdik...
11. gün sabahı yanımda temizlik şirketinden 6 kadınla ve Güzin'le temizlik başladı, ben bu arada gidip laptop, seyyar telefon, santral vs. aldım, hepsi aynı gün kurulacaktı, kırtasiye malzemelerini de hallettim, bu arada veraset işleri ile genel vekaletname işlerini halletmiştik, 12. günde büro da, evler de hazırdı. Bu arada ancak 1 kez Sevgi, 1 kez Merve ile, 1 kez de karımı ve çocuğumu görebilmiştim, kadınlar temizliği bitirip ayrıldıktan sonra, Güzin'i merdiven altındaki gizli geçite götürüp diğer daireye geçirdim ve
-"Yatakları denememiz lazım!"
dedim. Arka taraftaki odada,
-"Bundan sonra pezevengin benim, istediğimle, istediğim şekilde sikişeceksin!"
-"Tamam kocacığım! Ama önce sana bir şey söylemeliyim..."
dedi karşıma oturdu.
-"Ümit... Biz onunla görücü usulü evlendik, bunun bir sevgilisi varmış, ailesi birine vermiş adam da bir davaya karışıp hapse girmiş, Ümit kadınla görüşmeye başlamış, eve gelmiyor, bu iş de olunca ben de Ümit'e boşanma davası açtım!"
-"Behiye abla ile konuşuruz. Bakarız!"
dedim. Çatır çatır iki deliğinden de siktim, açılışı yapmıştık.
Muhasebeci ile konuşup evrakları almış yerleştirmiştim. Her kes sabah geldi, hayırlı olsun! deyip gitti. Öğlen Güzin'e,
-"Şu tapuları al, şu şekilde liste yap, şöyle yaz..."
dedim. Güzin,
-"Niye öyle yapayım, Excelde yazarım!"
dedi. Ulan bunca zamandır sadece sikiyor, bu kadınların özelliklerini öğrenecek ilgiyi göstermiyordum, kafama dank etti.
Karım ve kızım yazlıktan dönmüştü, ona işin boyutlarını anlattım. Karım,
-"Hayatım, kızımızın hayatı kurtulur, istersen eve gelme, bu işin üstesinden gel!"
dedi. Zamanla sistem oturacaktı, Fatma zaman zaman Behiye abla ile, zaman zaman Sevgi'yle geliyor ve arka sokaktan daireye giriyorlardı. Çeşit çeşit seks oyuncakları aldık, hiç zorlanmadan harika zamanlar geçiriyoruz, bazen Muhittin abi, Fatma ve Behiye abla takılıyorlar, ben arada işlere bakmak için şehir dışına çıkıyorum, o gün hangisi müsaitse onu yanıma alıyorum. 3 aydır bu böyle sürüyordu ama bir gün ilginç bir şey oldu, Güzin bir bayanın beni görmek istediğini söyledi.
-"Kim?"
-"Kiracı!"
dedi, isim ve adres verdi. Güzin'in takip ettiği listeden baktım, 2 aydır kira yatırmayan ama öncesi düzenli ödenmiş bir daire idi, içeri giren kadını tanıdım, Fatma'nın oturduğu binadaki kamyoncunun karısı idi, hani o kafam gibi göğüsleri sütyeninden taşan, penye şortunun altından kocaman götünü sergileyip çöp bırakan kadın. Başında türban, üstünde pardösü, o günden farklıydı, beni görünce tanıdı, renkten renge girdi ama bozuntuya vermedi.
-"Buyrun!"
dedim oturdu, Güzin çay getirdi. Güzin ona aldığım çeşit çeşit mini etek, değişik renklerdeki gömlekler ve içine giydiği çeşit çeşit çamaşırlarla müthiş görünüyordu, kamyoncunun karısı beni tanımıyormuş gibi yaparak,
-"Merhaba, ben Filiz, şu adres, şu dairede oturuyorum..."
dedi. Ona ayak uydurdum,
-"Buyrun, konu nedir?"
-"Kocam şu nakliyat firmasında şöfor olarak çalışıyordu, geçen ay kaza yaptı trafikte, suçlu çıkmamasına rağmen şirket işten çıkarıp hakedişlerini vermedi. Kocamın kırıkları var, evde yatıyor, o nedenle 2 aydır kira ödeyemedik, kocam iyileşip yeni bir işe girene dek kira borçlarımızı ertelemenizi rica etmeye geldim..."
-"Kaza tutanağı vs. var mı?"
dedim, çantasından çıkardı. Doğru söylüyordu, hemen hemen tüm işletmelerimiz bu nakliyat şirketiyle çalışıyordu, hemen İnegöl'deki Salih beyi aradım, nakliyat şirketinin adamı kıdemsiz ihbarsız, hatta hastane masraflarını vermeden işten attığını söyleyip çalışanın hakkını yiyen firma ile çalışamayacağımızı bildirip,
-"İşleri hemen kesin, diğer firmalarımızdaki arkadaşları da arıyorum!"
dedim. Biz ikinci çaylarımız içerken, Güzin,
-"Nakliyat şirketinin patronu bilmem kim bey arıyor!"
-"Bağla!"
dedim, telefonu mikrofona alıp.
-"Orhan bey...”
dedi adam, girizgahtan sonra,
-"Arkadaşlarımız bir hata yapmış, o beyin kayıplarını telafi edip hastane masrafı vs. halledip, yüzde 50 zamlı maaşla tekrar girişini yaptırdım, gereken ilgi gösterilecektir! Sanırım akrabanızmış?"
-"Evet akrabam, gereken ilgiyi bekliyorum, teşekkür ederim!"
deyip telefonu kapadım. Adamların toplam işlerimizde yurt içi ve dışında günde neredeyse 20 tırını kullanıyorduk, bu ilgi normaldi.
-"Filiz hanım işlem halloldu, şimdi 2 aylık kirayı siliyorum, şu kartımı da alın başka bir durum olursa ararsınız!"
dedim. Kadın,
-"Orhan bey nasıl öderim bu iyiliğinizi?"
dedi. Gram bozuntuya vermeden,
-"Ne borcu, bu insanlık vazifemiz!"
dedim ama içimden bir ses gizli kapıyı kullan diyordu. Kadını yolcu ettim, o gün kendimce izin günümdü ve kimse ile görüşmeden akşam eve gittim. Kızımla oynayıp, karımla sohbet edip oturdum, kız uyuduktan sonra da seviştim.
-"Gerekirse fazla adam çalıştırın, 10 gün sonra yani 11. gün sabahı gelir içeri girerim!"
dedim. Paralarını fazlasıyla vereceğimi söyleyip çıkardıkları rakamın tamamını avans olarak verdim. Usta,
-"Tamam abi bu paraya!"
dedi. Mühendis arkadaşa da izinler, hesaplamalar ve çizimler için istediği parayı fazlasıyla verdim, akşam gidip Behiye ablaya durumu aktardım.
-"Aslanım benim! Benim de sana bir sürprizim var!"
dedi. Az sonra kapının zili çaldı, Behiye abla kapıyı açmaya gitti.
-"Abla beni çağırmışsın?"
dedi tanıdık bir ses. Behiye abla da,
-"Geç Güzin, geç!"
dedi. Güzin beni görünce kıpkırmızı oldu, karşılıklı oturduk.
-"Kalk hepimize birer kahve yap bakalım!"
dedi. Sonra telefonla birini arayıp,
-"Yarın işin var mı? İyi, saat 10:00'da hazır ol kapıdan alırım!"
dedi. Güzin kahveleri getirdi.
-"Güzin kızım Orhan yeni bir iş yeri açıyor, benim işlerimi takip edecek büro olacak, oranın temizliğini yapacak, Orhan olmadığında çekip çevirecek, ağzı sıkı bir bayan personele ihtiyacı olacak, sen de kıt kanaat geçiniyorsun, orda çalışmak ister misin? Çay kahve yapar, temizlik yapar, telefonlara bakarsın, sana ayda 500 Dolar da para, kocana ne kadar teklif ettiler dersin sen bilirsin, Orhan sigortanı da yapar ama üç şartım var, orda duyduğun gördüğün her şey orada kalacak, kimseye bahsetmeyeceksin, açılacaksın, Orhan orada giyeceğin kıyafetleri sana temin eder, son şartım da ailen dahil kimse ziyaretine gelmeyecek, kocan gelecekse bile aramadan gelemeyecek, bunları kocana nasıl anlatırsın bilmem!"
-"Abla, Ümit zaten kapanmamı istemedi, ben baba evinde öyle gördüm diye kapalıyım o kolay, sır tutma konusunda sıkıntı da olmaz, diğer mevzuyu Ümit'e nasıl açıklarım bilmiyorum..."
dedi. O arada ben lafa girdim,
-"Çok misafir gelip gidiyor, Orhan bey ve Behiye abla kişisel misafirimin olmasını istemiyorlar dersin!"
dedim. Behiye abla da gülerek,
-"Şimdi paranın ve sigortanın yanı sıra Orhan istediği sürece rahat rahat da sikişeceksiniz! Şimdiden avans ister misin? Hadi Orhan’ım al götür yatak odasına, ver avansını orospunun!"
dedi. Güzin'in alıp yatak odasına geçtim fakat kapıyı kapamadım. Üst kısmını soyup cebimden çıkardığım paraları sütyenine kıstırdım ve
-"Al sana geçenki vizite ücretinin 4 katı!"
dedim. Güzin sanki gidip staj görmüş gibiydi, değme orospulara taş çıkarıyordu, güzel bir sakso faslından sonra sikişe başladık, Güzin sırtı bana dönük halde yarağımın üzerine oturmuştu, her oturuş kalkışında göt deliği gözümün önündeydi.
-"Bana bak!"
dedim, dönüp baktı ama harekete devam ediyordu, o halde fotosunu çektim, sonra orta parmağımı göt deliğine geçirdim.
-"Ohhhhh!"
diye inledi. O anda Behiye abla yatak odasına geldi, çırılçıplaktı, eğilip Güzin'i dudaklarından öpmeye başladı, sonra da elinde tuttuğu simsiyah en az 30 cm'*** taşakları da olan vakumlu yapay Zenci yarağını Güzin'in ağzına uzattı, bir eliyle de Güzin'in göğüslerini okşamaya başladı. Güzin ağzında zenci yarağını iyice ıslatınca da Behiye abla ağzından çekip bana uzattı,
-"Al bunu sok orospunun götüne!"
dedi. Güzin gözlerini faltaşı gibi açıp,
-"Ama abla..."
-"Sus kız orospu! Vermedin mi aslanım bunun vizitesini?"
dedi gülerek. Parmağımı çekip damarlı zenci yarağını göt deliğine dayadım ve neredeyse kafası dahil 4 parmak kadar soktum, Güzin öne doğru fırlayınca yarağım amından flop diye çıktı ama götüne giren girmişti. Behiye abla uzanıp yarağımı Güzin'in amcığına yeniden yerleştirdi, Güzin,
-"Ahhh, yırtıldı götüm ama çok iyiymiş, offf!"
diye hem inliyor hem orgazm oluyordu. Amındaki yarağımı hiç kıpırdatmıyordum ama zenci yarağı neredeyse yarısına kadar götünde çalışıyordu. Güzin,
-"Offf, bu nasıl zevk böyle!"
diye inleye inleye orgazm olurken ben de arada kalçalarını tokatlıyordum. Güzin,
-"Ohhh, abla ben bu yaraklara istediğimde sikilip, bir de üstüne para mı alacağım? Abla ben üste verirdim!"
deyip Behiye ablanın dudaklarına yumuldu.
-"Teşekkür ederim abla, teşekkür ederim Orhan’ım!"
diye diye orgazm oluyordu. En sonunda bacaklarıma yığılıp kaldı ve zenci yarağı götünden çıktı, yarağımı amından çektiğimde bacaklarımdan yatağa devrildi, bayılmıştı. Yaraktan bayılanı ilk kez görüyordum, ne yapacağımı bilemedim, Behiye abla,
-"Boş ver orospuyu, ayılır şimdi, gel sen!"
dedi, Güzin'in yanına uzandı, bacaklarını baldırlarından tutup kaldırdı,
-"Sok aslanım!"
-"Bunu mu, bunu mu?"
-"İkisini de"
Güzin ayıldığında ben Behiye ablanın amındaki yarağımı pompalıyor, Behiye abla da alttan tuttuğu zenci yarağını benimle ters hareketle kendi götüne pompalıyordu. Güzin'e,
-"Bak bunlar böyle yenir, öğren orospu! Aval aval ne bakıyorsun, memelerimle ilgilen hadi!"
dedi. Güzin uzanıp Behiye ablanın göğüslerini emmeye, ısırarak somurmaya başladı, artık dayanamıyordum, döllerimi Behiye ablanın göbeğine doğru fışkırtırken Behiye abla Güzin'in kafasını tutup yüzünü döllerime doğru çevirdi, saçlarına ve yüzüne boşalmamı sağladı. Güzin gece saat 24:00 gibi gitti, Behiye abla bana
-"Kal burda!"
dedi, ama
-"Yok!"
dedim evime geçtim. Aklıma Çiğdem gelmişti, yazdım ama yine cevap gelmedi. Sabah kapı çaldı, açtım Behiye abla,
-"Giyinip gel, kahvaltı hazır!"
dedi. Ballar, pekmezler, arı sütleri ağzıma tepiyordu nerdeyse, dün birine telefon etmişti.
-"Kimi alacağız?"
-"Alınca görürsün!"
dedi. Kahvaltı bitince 9:45'de evden çıktık, gittiğimiz yer Fatma'nın eviydi, Fatma hazır kapıda bekliyordu, Fatma'yı aldık.
-"Şimdi nereye?"
dedim. Bana,
-"İnegöl'e!"
dedikten sonra dönüp Fatma'ya,
-"Kız sen neler yapıyormuşsun haberimiz yok!"
dedi. Fatma’da benim omzumu okşayıp,
-"Madeni beraber keşfetmişiz!"
dedi. Behiye abla Fatma'ya kısaca planı, bulduğum binayı, odaları vs. anlattı ve
-"Senin zevkine güvenirim, şimdi mobilya alacağız!"
İnegöl'de büyük bir mağazanın önünde durduk ve birisi kapıya geldi. Patronmuş.
-"Hoş geldiniz Behiye abla!"
dedi. İçeri girdik, 5 tane yatak odası, 5 takım büro malzemesi, bir sürü koltuk, yemek odası takımı vs. aldık.
-"Adresi ver Orhan!"
dedi, verdim. Sonra patron bizi kahve içmeye odasına davet etti, kahveler geldi. Behiye abla,
-"bu sene işler nasıl?"
dedi, adam anlattı, şu kadar ihracat yaptık şudur budur diye. Behiye abla,
-"Sinan bey kardeşim bundan sonra hesabı kitabı Orhan bey alacak, ben neysem o odur, sana vekaletnameyi yollatırım!"
dedi. Adam beni baştan ayağa süzdü.
-"Peki Behiye abla!"
dedi. Kahvelerimiz içtikten sonra kalktık. Adam,
-"Abla yemek yiyelim!"
dese de,
-"Yok!"
dedi adama. Arabaya bineceğimizde adam Behiye ablaya arabanın kapısını açtı, otoparktan çıkarken Behiye abla bana,
-"Burası görümcemin oğlu rahmetlinindi, babasından kalma iş bu, burada çalışan müdürdü buna yüzde 20 hisse vermiş, adam işi tıkır tıkır yürütüyor, rahmetli de başka başka işlere atlamış ama hep böyle yüzde 20 ile ortak etmiş birilerini işin başına geçirmiş, görümcemle ben de bunları çağırıp işlerine karışmayacağımızı, paylarını da yüzde 30'a çıkaracağımızı sadece yılda bir gelip hesap vermelerini istedik. Hepsine artık sen bakacaksın, biliyorsun, görümcemin de kimsesi yok benden başka!"
deyip göz kırptı, Fatma’da arkadan uzanıp,
-"Artık sana karada ölüm yok kocacığım!"
dediğinde ikisi de kahkahalara boğuldular, bense manyaklaşmıştım,
-"Kızlar, bunu hazmetmem lazım, bir yerde duralım!"
dedim. Meşhur bir Köfteci varmış oraya sürmemi istediler.
-"Neler var başka?"
-"Geçen gün arabanı aldığın otomobil bayii var, aynısından Balıkesir ve Kütahya'da da var, yatları severdi, Gemlik'te bir yat ithalat imalat ve ihracatını yapan bir tersane ve firma var, Marmara adasında bir mermer ocağı, Bandırma'da bir mermer fabrikası, Altınoluk'ta bir otel var, 4 yıldız galiba, bir de bu Amerikan kapı vs. yapan bir fabrika var Nilüfer Organizede!"
-"Manyak mısınız, dalga mı geçiyorsunuz?"
-"Ha bu arada değişik illerde onlarca ev ve dükkan, Mehmet amcandan kalan bir kaç ev ve dükkan hariç!"
dedi. Fatma,
-"Bir kaç mı?"
dedi gülerek.
-"Ya Fatma, 40 ev, kimi daire, kimi müstakil, 15 tane de dükkan, yazlıklar hariç!"
-"Kızlar bunlara ben nasıl yetişeceğim, 3 muhasebeci daha lazım!"
-"Alırsın!"
dedi gülerek, sonra da,
-"Karına söyle, bundan sonraki bir kaç gün boyunca tüm bu işletmeleri gezip seni tanıtacağım!"
dedi. Dönüşte gidip inşaatı kontrol ettik. Çok hızlı ilerliyordu, Behiye abla her gördüğü ustaya 100 dolar verdi, göremedikleri de duyup önünde sıraya girdiler. Arabaya dönünce Fatma'ya,
-"Sen de gelsene kız orospu!"
-"Tamam yavrum gelirim!"
dedi o da.
-"Şimdi diğer eşyaları halledelim!"
dediler, perdeciye gidip hem büro hem evler için perdeler ısmarlandı, sonra en büyük züccaciyeciden mutfak malzemeleri, küçük ev aletleri, kahve makineleri, halıcıdan halılar vs. alındı, odalara otel tipi bir kaç buzdolabı aldık,
-"Alkol ve diğer yiyecek, içecek işi sende!"
dedi Behiye abla. GSM operatörüyle işlemler, laptop, telefon gibi işler de bana kaldı. Ustabaşına 5 gün olmayacağımı, mühendis arkadaşıma da 6. günde elle tutulur bir şeyler görmem gerektiğini söyledim.
5 gün boyunca her yeri gezip, herkesle tanışıp, iletişim numaralarını aldım, günleri Altınoluk'ta otelde geçirdik, bu arada Sevgi ve Merve sürekli yazıyordu, Güzin'in zaten haberi vardı, hepsine iş için şehir dışına çıkacağımı yazmıştım. Hemen her gün de işlerimizi erken bitirip, kalacağımız otel odalarına çekiliyor, her geceyi farklı bir odada bol bol sikişerek bitiriyorduk, Altınoluk'ta kaldığımız ilk gece Cunda'ya gidip süper bir masa kurduk, bol deniz mahsulü, meze, balık ve rakı... Rakı, balık, ayvalık lafının hakkını verdik...
11. gün sabahı yanımda temizlik şirketinden 6 kadınla ve Güzin'le temizlik başladı, ben bu arada gidip laptop, seyyar telefon, santral vs. aldım, hepsi aynı gün kurulacaktı, kırtasiye malzemelerini de hallettim, bu arada veraset işleri ile genel vekaletname işlerini halletmiştik, 12. günde büro da, evler de hazırdı. Bu arada ancak 1 kez Sevgi, 1 kez Merve ile, 1 kez de karımı ve çocuğumu görebilmiştim, kadınlar temizliği bitirip ayrıldıktan sonra, Güzin'i merdiven altındaki gizli geçite götürüp diğer daireye geçirdim ve
-"Yatakları denememiz lazım!"
dedim. Arka taraftaki odada,
-"Bundan sonra pezevengin benim, istediğimle, istediğim şekilde sikişeceksin!"
-"Tamam kocacığım! Ama önce sana bir şey söylemeliyim..."
dedi karşıma oturdu.
-"Ümit... Biz onunla görücü usulü evlendik, bunun bir sevgilisi varmış, ailesi birine vermiş adam da bir davaya karışıp hapse girmiş, Ümit kadınla görüşmeye başlamış, eve gelmiyor, bu iş de olunca ben de Ümit'e boşanma davası açtım!"
-"Behiye abla ile konuşuruz. Bakarız!"
dedim. Çatır çatır iki deliğinden de siktim, açılışı yapmıştık.
Muhasebeci ile konuşup evrakları almış yerleştirmiştim. Her kes sabah geldi, hayırlı olsun! deyip gitti. Öğlen Güzin'e,
-"Şu tapuları al, şu şekilde liste yap, şöyle yaz..."
dedim. Güzin,
-"Niye öyle yapayım, Excelde yazarım!"
dedi. Ulan bunca zamandır sadece sikiyor, bu kadınların özelliklerini öğrenecek ilgiyi göstermiyordum, kafama dank etti.
Karım ve kızım yazlıktan dönmüştü, ona işin boyutlarını anlattım. Karım,
-"Hayatım, kızımızın hayatı kurtulur, istersen eve gelme, bu işin üstesinden gel!"
dedi. Zamanla sistem oturacaktı, Fatma zaman zaman Behiye abla ile, zaman zaman Sevgi'yle geliyor ve arka sokaktan daireye giriyorlardı. Çeşit çeşit seks oyuncakları aldık, hiç zorlanmadan harika zamanlar geçiriyoruz, bazen Muhittin abi, Fatma ve Behiye abla takılıyorlar, ben arada işlere bakmak için şehir dışına çıkıyorum, o gün hangisi müsaitse onu yanıma alıyorum. 3 aydır bu böyle sürüyordu ama bir gün ilginç bir şey oldu, Güzin bir bayanın beni görmek istediğini söyledi.
-"Kim?"
-"Kiracı!"
dedi, isim ve adres verdi. Güzin'in takip ettiği listeden baktım, 2 aydır kira yatırmayan ama öncesi düzenli ödenmiş bir daire idi, içeri giren kadını tanıdım, Fatma'nın oturduğu binadaki kamyoncunun karısı idi, hani o kafam gibi göğüsleri sütyeninden taşan, penye şortunun altından kocaman götünü sergileyip çöp bırakan kadın. Başında türban, üstünde pardösü, o günden farklıydı, beni görünce tanıdı, renkten renge girdi ama bozuntuya vermedi.
-"Buyrun!"
dedim oturdu, Güzin çay getirdi. Güzin ona aldığım çeşit çeşit mini etek, değişik renklerdeki gömlekler ve içine giydiği çeşit çeşit çamaşırlarla müthiş görünüyordu, kamyoncunun karısı beni tanımıyormuş gibi yaparak,
-"Merhaba, ben Filiz, şu adres, şu dairede oturuyorum..."
dedi. Ona ayak uydurdum,
-"Buyrun, konu nedir?"
-"Kocam şu nakliyat firmasında şöfor olarak çalışıyordu, geçen ay kaza yaptı trafikte, suçlu çıkmamasına rağmen şirket işten çıkarıp hakedişlerini vermedi. Kocamın kırıkları var, evde yatıyor, o nedenle 2 aydır kira ödeyemedik, kocam iyileşip yeni bir işe girene dek kira borçlarımızı ertelemenizi rica etmeye geldim..."
-"Kaza tutanağı vs. var mı?"
dedim, çantasından çıkardı. Doğru söylüyordu, hemen hemen tüm işletmelerimiz bu nakliyat şirketiyle çalışıyordu, hemen İnegöl'deki Salih beyi aradım, nakliyat şirketinin adamı kıdemsiz ihbarsız, hatta hastane masraflarını vermeden işten attığını söyleyip çalışanın hakkını yiyen firma ile çalışamayacağımızı bildirip,
-"İşleri hemen kesin, diğer firmalarımızdaki arkadaşları da arıyorum!"
dedim. Biz ikinci çaylarımız içerken, Güzin,
-"Nakliyat şirketinin patronu bilmem kim bey arıyor!"
-"Bağla!"
dedim, telefonu mikrofona alıp.
-"Orhan bey...”
dedi adam, girizgahtan sonra,
-"Arkadaşlarımız bir hata yapmış, o beyin kayıplarını telafi edip hastane masrafı vs. halledip, yüzde 50 zamlı maaşla tekrar girişini yaptırdım, gereken ilgi gösterilecektir! Sanırım akrabanızmış?"
-"Evet akrabam, gereken ilgiyi bekliyorum, teşekkür ederim!"
deyip telefonu kapadım. Adamların toplam işlerimizde yurt içi ve dışında günde neredeyse 20 tırını kullanıyorduk, bu ilgi normaldi.
-"Filiz hanım işlem halloldu, şimdi 2 aylık kirayı siliyorum, şu kartımı da alın başka bir durum olursa ararsınız!"
dedim. Kadın,
-"Orhan bey nasıl öderim bu iyiliğinizi?"
dedi. Gram bozuntuya vermeden,
-"Ne borcu, bu insanlık vazifemiz!"
dedim ama içimden bir ses gizli kapıyı kullan diyordu. Kadını yolcu ettim, o gün kendimce izin günümdü ve kimse ile görüşmeden akşam eve gittim. Kızımla oynayıp, karımla sohbet edip oturdum, kız uyuduktan sonra da seviştim.
10 months ago