Karantinanın Hayatıma Getirdikleri - 2
O günü kazasız belasız atlattık. Günler hızla geçmeye devam etti, bir Cuma günü eve geldiğimde Züleyha’yı perişan halde buldum. Salonun ortasında bir sağa bir sola hızla yürüyor, gözleri dolu dolu, dokunsan ağlayacak…
-“Ne oldu sana böyle? Birisi bişey mi yaptı?”
dedim telaşla. İlk aklıma gelen şey bu olmuştu ama durum sandığım gibi değilmiş, eczanedeki çalışanlardan birinin testi pozitif çıkmış, bütün eczaneye test yapmışlar sonucu bekliyorlarmış ancak sonuç sonraki gün çıkacakmış. Onu sakinleştirmeye çalıştım ama bu imkansızdı. Asla sakinleşemiyordu.
-“Ya bende de pozitif çıkarsa, ya sana da bulaştırırsam”
deyip duruyordu. En sonunda biraz olsun sakinleştirdim, bir şeyler yemeye çalıştık ama Züleyha’nın boğazından iki lokma geçirene kadar akla karayı seçtim, en sonunda
-“Bu böyle olmaz”
dedim ve oturduğum yerden kalktım, gidip Züleyha’yı kucağıma aldım ve doğruca yatak odasına götürdüm, yatağa bıraktım ve üzerini örttüm.
-“Uyumaya çalış”
dedim. Ardından mutfağa gidip bir bardak viski doldurdum, tekrar yatak odasına döndüm, bardağı ona uzattım.
-“Bu ne?”
-“Gevşemene yardımcı olacak.”
-“İçki mi içireceksin bana?”
-“Tedavi amaçlı kızım günah yazmaz merak etme”
Burnunu uzatıp kokladı, sorgulayan gözlerle yüzüme baktı, gülümseyerek onu cesaretlendirdim.
-“Biraz içini yakar ama aldırma, tek nefeste dik”
dedim. Öyle yaptı, ardından yüzünü ekşitti ve bardağı bana uzattı.
-“Bu ne böyle ya mahvoldum…”
diyerek eliyle ağzını yellemeye çalıştı. Kendime hakim olamayarak kahkaha atmaya başladım.
-“Ya ne gülüyosun ya? Off içim yanıyo, bu nasıl gevşetecek beni?”
-“Beş dakika sonra görürsün”
Gerçekten de beş dakika sonra salak salak sırıtmaya başlamış, o gergin kız gitmiş yerine bildiğin sarhoş gelmişti. Yatağının kenarına oturdum ve onunla sarhoş muhabbeti yaptım, salak salak konulardan konuştuk, koronayı falan unutmuştu, zaten sızması da çok sürmedi, o sızdıktan sonra eğilip alnından öptüm, üzerini örttüm, tam çıkacakken kardeşimi kapandığından beri hiç ama hiç öpmediğimi fark ettim, uzanıp alnından bir kez daha öptüm, sonra çıkıp salona geçtim.
Ertesi gün sokağa çıkma yasağı vardı. Bütün gün evde olacaktık. Sabah uyandığımda Züleyha hala uyanmamıştı, kalkıp tuvalete gittim, ardından mutfağa geçtim ve kahvaltı hazırlamaya başladım, Züleyha’da seslere uyandı ve mutfağa geldi.
-“Günaydın abi.”
-“Günaydın canım. Nasılsın?”
-“Başım çatlıyo ya…”
-“Ulan bi bardak viskiydi hepi topu, sanırsın sabaha kadar bi büyük devirmiş…”
-“Ya napıyım ama ağrıyo işte…”
Telefonu çaldı, heyecanla odaya koştu, telefonu açıp konuşarak geri mutfağa döndü, ben de heyecanla onu izlemeye başladım.
-“Hııı…Hııı… Anladım abi… Hıı…”
deyip duruyordu. En sonunda gözleri doldu ve yukarı bakarak
-“Allahım sana şükürler olsun”
dedi. Telefonu kapattı ve masaya koydu, sonra bana doğru koşarak geldi ve
-“Şükürler olsun”
diyerek boynuma atladı. Kollarım iki yana açıktı ve Züleyha kucağıma zıplayıp boynuma sarılmıştı, tek elimle ona sarıldım, diğer elimde bıçak vardı ve o elimi uzak tutmaya çalışıyordum. Züleyha bacaklarını da belime dolamış hıçkırarak ağlıyor, bense onun kokusunu içime çekmekle meşguldüm.
-“Negatif çıkmış abi hepimizinki… Allahım şükürler olsun negatifmiş”
diyerek ağlıyordu. Bense aldığım koku, kardeşimle ilk kez bu kadar yakın temasta bulunuyor olmamız falan istemeden erekte olmuştum ve onu kendimden uzaklaştırmam gerekiyordu ama aldığım koku buna engel oluyordu. Züleyha kucağımdan inerken sikime takıldı, evet, resmen takıldı, baya vajinası sikimi çekiştirdi ve acıyla yüzümü buruşturdum. Züleyha başta anlamamıştı, sonra durumu fark edince
-“Ayy abi özür dilerim”
dedi ve utanç içinde odasına koştu. Aşağı baktığımda şortumun önündeki çadırı görüp ben de utandım, utançtan dolayı hemen inmişti, ben de Züleyha’nın peşinden gidip ondan özür dilemeye çalıştım, odaya girdiğimde utanç içinde yatakta oturuyordu.
-“Züleyha, kusura bakma abicim, istemeden oldu.”
-“Asıl sen kusura bakma abi, heyecanla öyle atladım kucağına…”
-“Ya yanlış anlama nolur, ben uzun zamandır… Şey işte… Sen geldiğinden beri… Şey olmadı…”
-“Abi anlıyorum, gerçekten… Özür dilerim, o kadar rahat olmamam lazımdı ama işte haberi alınca…”
Gidip yanına oturdum. Bir süre konuşmadık, özür dilemeye çalışırken sıçıp sıvamıştım galiba, sonra aniden bana doğru döndü, kaşlarını çattı.
-“Abi ben senin yanında hiç olmadığım kadar rahat davranıyorum, yani az önce de içimden sana sarılmak geldi, sarıldım, bunu da sen sağladın tabi…”
-“Eee?”
-“Sen benim yanımda rahat değil misin?”
-“O ne demek?”
-“Yani ben geldiğimden beri dedin ya… Yani ben olduğum için mi rahat davranamadın?”
-“Saçmalama lan, o kadar da değil…”
-“Ama ben seni zor durumda bırakmışım.”
-“Kızım saçmalama dedim… İnsanlık hali işte…”
-“Abi bak gerçekten, istediğin zaman bana açıkça söyleyebilirsin, çıkarım evden, sen çağırdığında geri gelirim, yani ben varım diye rahatını bozmanı istemiyorum.”
-“Abarttın ama sen iyice”
dedim ve dönüp onu gıdıklamaya başladım. Konuyu dağıtmam gerektiğini düşünüyordum ve aklıma ilk gelen şey onu gıdıklamak oldu. Yatakta olduğumuzu, kardeşimin ne kadar güzel olduğunu falan unuttum ve onu gıdıklamaya başladım, yatağa sırt üstü devrildi ve beni engellemeye çalıştı ama ben kahkahalar atarak onu gıdıklamaya devam ediyor, elim göğsüne, bacaklarına temas ediyordu ama asla durmuyordum. Kısa bir süre içinde yeniden erekte olmaya başladım, hemen kendime hakim olmaya çalıştım ve onun yanına kendimi sırt üstü yatağa bıraktım, Züleyha’da gülmekten yaşarmış gözleriyle doğrulup bana baktı, onu omzundan tutup kendime çektim, göğsüme yatırdım.
-“Negatif çıkmana çok sevindim abicim”
dedim ve alnından öptüm. O şekilde bir süre uzandık, saçlarının kokusu bile etkilenmeme sebep oluyordu, şortumun üzerinden sikimin kabarıklığı iyiden iyiye belli oluyordu ama pozisyon icabı düzeltecek durumda değildim. Züleyha görüyor mu görmüyor mu ondan da emin değildim ama kalkamıyordum da, o büyülü anı bozmak istemiyordum.
-“Beni hiç öpmemiştin”
dedi Züleyha.
-“Efendim?”
-“Beni hiç öpmemiştin diyorum…”
Bir kez daha suskunluğa gömüldük, uzanıp bir kez daha alnından öptüm.
-“Napalım kızım bizi böyle yetiştirdiler işte, kardeşimizi öpmek ayıpmış gibi… Halbuki canımsın sen benim…”
Kalkıp duygusal bir şekilde gözlerime baktı, uzanıp yanağımdan öptü ve boynuma sarıldı.
-“Canım abim benim, seni çok seviyorum”
-“Ben de seni seviyorum canım benim”
dedim. Bir kez daha alnından öptüm, ardından kalkıp birlikte kahvaltı yaptık. O günü de kazasız belasız atlattık ama kaza bağıra bağıra geliyorum diyordu, bayram tatilinde dananın kuyruğu koptu…
Annemle babamın bütün ısrarlarına rağmen bayramda da görüşmemeye kesin karar verdik. En sonunda Züleyha yaşadığı o korona şüphesini de anlatmak zorunda kaldı ve testlerin negatif çıktığını ama yine de onları riske atmak istemediğimizi söyledik, zor da olsa ikna ettikten sonra 4 günlük stoğumuzu yaptık ve kendimizi eve kitledik.
Arife günü pek kayda değer bir şey olmadı. Bayram sabahı kalkıp birlikte kahvaltımızı yaptık, Züleyha şakayla elimi öptü ben ona harçlık verdim falan, böyle şakalar komiklikler, annemleri arayıp bayramlaştık, bütün gün telefonda halaydı, dayıydı, enişteydi falan filan. Akşam oldu ve TV karşısına geçtik, Züleyha mutfaktan elinde iki şişe birayla geldi, şaşkınlıkla ona bakıyordum, birini bana uzattı sonra geçip karşıma oturdu ve bacak bacak üstüne attı, ona şaşkın bir şekilde bakmaya devam ediyordum.
-“Ne var ya sen geçen içirdin bana zaten…”
-“Yok ya iç tabi kızım şaşırdım sadece…”
-“Of günaha girdik zaten bi kere, battı balık yan gider”
dedi ve birasından bir yudum aldı, yüzünü ekşitti ve
-“Ay bunun tadı kötüymüş ya”
-“Limon sık içine limon…”
-“Aa güzel fikir bak, tadı güzel olur sanki öyle.”
-“Güzel oluyo aynen.”
-“Ne oldu sana böyle? Birisi bişey mi yaptı?”
dedim telaşla. İlk aklıma gelen şey bu olmuştu ama durum sandığım gibi değilmiş, eczanedeki çalışanlardan birinin testi pozitif çıkmış, bütün eczaneye test yapmışlar sonucu bekliyorlarmış ancak sonuç sonraki gün çıkacakmış. Onu sakinleştirmeye çalıştım ama bu imkansızdı. Asla sakinleşemiyordu.
-“Ya bende de pozitif çıkarsa, ya sana da bulaştırırsam”
deyip duruyordu. En sonunda biraz olsun sakinleştirdim, bir şeyler yemeye çalıştık ama Züleyha’nın boğazından iki lokma geçirene kadar akla karayı seçtim, en sonunda
-“Bu böyle olmaz”
dedim ve oturduğum yerden kalktım, gidip Züleyha’yı kucağıma aldım ve doğruca yatak odasına götürdüm, yatağa bıraktım ve üzerini örttüm.
-“Uyumaya çalış”
dedim. Ardından mutfağa gidip bir bardak viski doldurdum, tekrar yatak odasına döndüm, bardağı ona uzattım.
-“Bu ne?”
-“Gevşemene yardımcı olacak.”
-“İçki mi içireceksin bana?”
-“Tedavi amaçlı kızım günah yazmaz merak etme”
Burnunu uzatıp kokladı, sorgulayan gözlerle yüzüme baktı, gülümseyerek onu cesaretlendirdim.
-“Biraz içini yakar ama aldırma, tek nefeste dik”
dedim. Öyle yaptı, ardından yüzünü ekşitti ve bardağı bana uzattı.
-“Bu ne böyle ya mahvoldum…”
diyerek eliyle ağzını yellemeye çalıştı. Kendime hakim olamayarak kahkaha atmaya başladım.
-“Ya ne gülüyosun ya? Off içim yanıyo, bu nasıl gevşetecek beni?”
-“Beş dakika sonra görürsün”
Gerçekten de beş dakika sonra salak salak sırıtmaya başlamış, o gergin kız gitmiş yerine bildiğin sarhoş gelmişti. Yatağının kenarına oturdum ve onunla sarhoş muhabbeti yaptım, salak salak konulardan konuştuk, koronayı falan unutmuştu, zaten sızması da çok sürmedi, o sızdıktan sonra eğilip alnından öptüm, üzerini örttüm, tam çıkacakken kardeşimi kapandığından beri hiç ama hiç öpmediğimi fark ettim, uzanıp alnından bir kez daha öptüm, sonra çıkıp salona geçtim.
Ertesi gün sokağa çıkma yasağı vardı. Bütün gün evde olacaktık. Sabah uyandığımda Züleyha hala uyanmamıştı, kalkıp tuvalete gittim, ardından mutfağa geçtim ve kahvaltı hazırlamaya başladım, Züleyha’da seslere uyandı ve mutfağa geldi.
-“Günaydın abi.”
-“Günaydın canım. Nasılsın?”
-“Başım çatlıyo ya…”
-“Ulan bi bardak viskiydi hepi topu, sanırsın sabaha kadar bi büyük devirmiş…”
-“Ya napıyım ama ağrıyo işte…”
Telefonu çaldı, heyecanla odaya koştu, telefonu açıp konuşarak geri mutfağa döndü, ben de heyecanla onu izlemeye başladım.
-“Hııı…Hııı… Anladım abi… Hıı…”
deyip duruyordu. En sonunda gözleri doldu ve yukarı bakarak
-“Allahım sana şükürler olsun”
dedi. Telefonu kapattı ve masaya koydu, sonra bana doğru koşarak geldi ve
-“Şükürler olsun”
diyerek boynuma atladı. Kollarım iki yana açıktı ve Züleyha kucağıma zıplayıp boynuma sarılmıştı, tek elimle ona sarıldım, diğer elimde bıçak vardı ve o elimi uzak tutmaya çalışıyordum. Züleyha bacaklarını da belime dolamış hıçkırarak ağlıyor, bense onun kokusunu içime çekmekle meşguldüm.
-“Negatif çıkmış abi hepimizinki… Allahım şükürler olsun negatifmiş”
diyerek ağlıyordu. Bense aldığım koku, kardeşimle ilk kez bu kadar yakın temasta bulunuyor olmamız falan istemeden erekte olmuştum ve onu kendimden uzaklaştırmam gerekiyordu ama aldığım koku buna engel oluyordu. Züleyha kucağımdan inerken sikime takıldı, evet, resmen takıldı, baya vajinası sikimi çekiştirdi ve acıyla yüzümü buruşturdum. Züleyha başta anlamamıştı, sonra durumu fark edince
-“Ayy abi özür dilerim”
dedi ve utanç içinde odasına koştu. Aşağı baktığımda şortumun önündeki çadırı görüp ben de utandım, utançtan dolayı hemen inmişti, ben de Züleyha’nın peşinden gidip ondan özür dilemeye çalıştım, odaya girdiğimde utanç içinde yatakta oturuyordu.
-“Züleyha, kusura bakma abicim, istemeden oldu.”
-“Asıl sen kusura bakma abi, heyecanla öyle atladım kucağına…”
-“Ya yanlış anlama nolur, ben uzun zamandır… Şey işte… Sen geldiğinden beri… Şey olmadı…”
-“Abi anlıyorum, gerçekten… Özür dilerim, o kadar rahat olmamam lazımdı ama işte haberi alınca…”
Gidip yanına oturdum. Bir süre konuşmadık, özür dilemeye çalışırken sıçıp sıvamıştım galiba, sonra aniden bana doğru döndü, kaşlarını çattı.
-“Abi ben senin yanında hiç olmadığım kadar rahat davranıyorum, yani az önce de içimden sana sarılmak geldi, sarıldım, bunu da sen sağladın tabi…”
-“Eee?”
-“Sen benim yanımda rahat değil misin?”
-“O ne demek?”
-“Yani ben geldiğimden beri dedin ya… Yani ben olduğum için mi rahat davranamadın?”
-“Saçmalama lan, o kadar da değil…”
-“Ama ben seni zor durumda bırakmışım.”
-“Kızım saçmalama dedim… İnsanlık hali işte…”
-“Abi bak gerçekten, istediğin zaman bana açıkça söyleyebilirsin, çıkarım evden, sen çağırdığında geri gelirim, yani ben varım diye rahatını bozmanı istemiyorum.”
-“Abarttın ama sen iyice”
dedim ve dönüp onu gıdıklamaya başladım. Konuyu dağıtmam gerektiğini düşünüyordum ve aklıma ilk gelen şey onu gıdıklamak oldu. Yatakta olduğumuzu, kardeşimin ne kadar güzel olduğunu falan unuttum ve onu gıdıklamaya başladım, yatağa sırt üstü devrildi ve beni engellemeye çalıştı ama ben kahkahalar atarak onu gıdıklamaya devam ediyor, elim göğsüne, bacaklarına temas ediyordu ama asla durmuyordum. Kısa bir süre içinde yeniden erekte olmaya başladım, hemen kendime hakim olmaya çalıştım ve onun yanına kendimi sırt üstü yatağa bıraktım, Züleyha’da gülmekten yaşarmış gözleriyle doğrulup bana baktı, onu omzundan tutup kendime çektim, göğsüme yatırdım.
-“Negatif çıkmana çok sevindim abicim”
dedim ve alnından öptüm. O şekilde bir süre uzandık, saçlarının kokusu bile etkilenmeme sebep oluyordu, şortumun üzerinden sikimin kabarıklığı iyiden iyiye belli oluyordu ama pozisyon icabı düzeltecek durumda değildim. Züleyha görüyor mu görmüyor mu ondan da emin değildim ama kalkamıyordum da, o büyülü anı bozmak istemiyordum.
-“Beni hiç öpmemiştin”
dedi Züleyha.
-“Efendim?”
-“Beni hiç öpmemiştin diyorum…”
Bir kez daha suskunluğa gömüldük, uzanıp bir kez daha alnından öptüm.
-“Napalım kızım bizi böyle yetiştirdiler işte, kardeşimizi öpmek ayıpmış gibi… Halbuki canımsın sen benim…”
Kalkıp duygusal bir şekilde gözlerime baktı, uzanıp yanağımdan öptü ve boynuma sarıldı.
-“Canım abim benim, seni çok seviyorum”
-“Ben de seni seviyorum canım benim”
dedim. Bir kez daha alnından öptüm, ardından kalkıp birlikte kahvaltı yaptık. O günü de kazasız belasız atlattık ama kaza bağıra bağıra geliyorum diyordu, bayram tatilinde dananın kuyruğu koptu…
Annemle babamın bütün ısrarlarına rağmen bayramda da görüşmemeye kesin karar verdik. En sonunda Züleyha yaşadığı o korona şüphesini de anlatmak zorunda kaldı ve testlerin negatif çıktığını ama yine de onları riske atmak istemediğimizi söyledik, zor da olsa ikna ettikten sonra 4 günlük stoğumuzu yaptık ve kendimizi eve kitledik.
Arife günü pek kayda değer bir şey olmadı. Bayram sabahı kalkıp birlikte kahvaltımızı yaptık, Züleyha şakayla elimi öptü ben ona harçlık verdim falan, böyle şakalar komiklikler, annemleri arayıp bayramlaştık, bütün gün telefonda halaydı, dayıydı, enişteydi falan filan. Akşam oldu ve TV karşısına geçtik, Züleyha mutfaktan elinde iki şişe birayla geldi, şaşkınlıkla ona bakıyordum, birini bana uzattı sonra geçip karşıma oturdu ve bacak bacak üstüne attı, ona şaşkın bir şekilde bakmaya devam ediyordum.
-“Ne var ya sen geçen içirdin bana zaten…”
-“Yok ya iç tabi kızım şaşırdım sadece…”
-“Of günaha girdik zaten bi kere, battı balık yan gider”
dedi ve birasından bir yudum aldı, yüzünü ekşitti ve
-“Ay bunun tadı kötüymüş ya”
-“Limon sık içine limon…”
-“Aa güzel fikir bak, tadı güzel olur sanki öyle.”
-“Güzel oluyo aynen.”
1 year ago