Gizli Hayatlar - Leyla'nın Tutkusu 1 (Alıntı)
Sabah uyandığında Leyla'nın başı korkunç ağrıyordu. Cumartesi akşamı arkadaşları oturmaya gelmiş sağlam içmişler, onlar gittikten sonrada kocasıyla standart Cumartesi sevişmelerini yapmışlardı. On yıldan fazla olmuştu evleneli, 8 yaşında tatlı bir kızları vardı, çocukları olduktan sonra cinsel hayatları haftada bir kez Cumartesi gecesi sevişmesiyle sabitlenmişti, hoş kocası ilk zamanlarda bile çok istekli bir adam sayılmazdı. Kocası Akın kalp doktoruydu, eğitimli erkeklerin çoğunda olduğu gibi iş, eğitim derken karısını cinsel anlamda ihmal edebiliyordu, Leyla sadık bir kadın olduğu için kocasından başka bir seçeneği hiç düşünmemişti.
Leyla duşunu alıp bir kahve içmek için mutfağa inmişti, aynadan görüntüsü gerçekten çok hoştu, sarı saçları, yeşil gözleriyle bir ilaheydi, mesafeli, insanlara tepeden bakan kendinden asil bir havası vardı. Babası ünlü bir mimardı, oda babası gibi mimar olmuş, sosyal çevresi sayesinde iyi iş yapıyordu, maddi olarak bir ihtiyacı olmasada çalışmayı seviyordu. Ne var ne yok diye maillere bakınca ustası Ömer'den gelen resimleri görmüştü, Sirkeci'de bir steakhouse'un işini yapıyorlardı, pazar günü olmasına rağmen ekibi çalışıyordu, ustasıda son durumu görmesi için resimleri yollamıştı. Hiç bir hata yoktu zaten Ömer'e de güvenirdi, 10 yıldır bu işi yapıyordu ve ilk günden beri yanındaydı, daha doğrusu babası bulmuştu, diğer ustalar gibi kıro değildi, çok konuşmaz işine bakardı.
Ustasına teşekkür mesajı atıp yukarı çıkmıştı. Akın hala uyuyordu, içkiyi hiç kaldıramazdı, kendisi gibi zengin bir aileden geliyordu kocası, kolejde başlayan aşkları evlilikle sonuçlanmış, kızları Lara ile mutlu mesut yaşıyorlardı. Leyla 35 yaşına gelmesine rağmen kesinlikle daha genç duruyordu ama soğuk bir havası olduğundan kimse asılamaz oda zaten izin vermezdi. Birazdan kızıda kalkmış kahvaltıya koyulmuşlardı, o gün olağan bir şekilde akşam oluvermişti.
Öbür sabah kocasıyla kızını yolladıktan sonra giyinip direkt Eminönü'ne, yapılan işi denetlemeye gitmişti. Anahtar teslim bir işti, müşteriyle ilk kez çalıştıklarından çok titizlenmişti, gittiği zaman kapıda Ömer usta karşılamıştı, diğer çalışanların aksine temiz traşlı, diğer işçiler gibi orman kaçkını değildi. Leyla'ya yapılanları anlatırken her zamanki gibi düzgün bir Türkçeyle konuşuyordu, Allah için Ömer usta yakışıklı adamdı, fizik olarakda uzun boylu ve yapılı olduğu için dikkat çekiyordu. Leyla'nın aklında böyle bir fikir yoktu elbette ama iş yaptıkları bazı kadın müşterilerle ufak kaçamaklar yaptığını biliyordu, kadınlar malum her şeyi birbirlerine anlatırdı, Leyla'nın kimsenin özel hayatına karışmak gibi bir huyu olmadığı için takmazdı böyle şeylere, neticede adam bekardı, 12 yaşında babasız kalmış, 4 kardeşi ile annesine bakıcam derken okuyamamış, bir ailede kuramamıştı, normalde başkası olsa kovardı ama Ömer'e birazda üzüldüğünden bir şey demiyordu, neticede bu güne kadar kendisine karşı en ufak bir laubaliliği olmamış asılmamış, hatta kendisine saygısızlık yapan bir iki işçinin ağzını burnunu kırmıştı.
İşlerini hallettikten sonra 2 gibi Nişantaşı'na geçmişti. Kırıntı'da arkadaşı Serap ile buluşacaktı, mekanın bahçesine oturduktan 10 dakika sonra Serap'ta gelmişti, Leyla Serap’ı karşıdan görünce içinden orospu diye geçirmişti. Yarı transparan dekolte siyah bir gömlek ve daracık kotuyla herkesin dikkatini çekmişti, siyah saçlarınıda dağıtmış, iyice dikkat çekici olmuştu. Serap dikkat çekmeyi severdi, havalı bir kadındı, kocasının yatakta hakkını veremediğinden şikayet ederdi bazen. Serap'la oturup muhabbete başlamışlar, konu evliliğe gelmişti. Serap kocasından şikayetçiydi, haftada bir zor yapıyorlardı. Onunda iki çocuğu vardı ve evliliği rutine girmişti.
-Keşke senin yerinde olsam
diyince Leyla gülmüştü.
-Senden farkım yok standart Cumartesi akşamları bir kere birlikte oluyoruz işte
demişti. Serap şen bir kahkaha atmıştı.
-Onu demiyorum be, yanında çalışan tonla işçi var, bir kere Ömer yeter, eminim çıkarmadan üç atıyordur o azman
diyince Leyla suratını asmıştı. Ne demek istediğini sorunca Serap gülerek
-ne yani hiç adamla yatmadınmı
diyince Leyla
-şaşırdın sen herhalde, ben kocama sadığım
demişti kızarak. Serap şaşırmış bir ifadeyle
-elimin altında öyle birisi olacak hakkını verirdim. Sen takıl böyle, benim evin işini yaptığınız zaman baya iş attım adama ama yüz vermedi, seninle arkadaş olduğumuz için kaçırdım adamı böyle adamlar çok ateşli olur, bizim gibi sosyetik hatunların kıymetini bilir, evire çevire sikerler
demişti şen kahkahalar atarken.
-Kocan gibi kibarcada değil adam akıllı sikerler
Leyla'nın canı sıkılmıştı, Serap bildiğin kevaşe konumuna sokmuştu onu. Biraz daha oturup kalkmıştı, arabasına binip evine giderken kafasında bir gün kocamdan başka biriyle yatsam bile inşaat ustasıyla yatmam diye düşünüyordu.
Gecenin bir yarısı yataktan fırlayarak kalktığında ter içinde kalmştı. Rüyasında Ömer'leydi, Serap' ın anlattığı gibi evire çevire sikiyordu, en son götünden çıkardığı penisini yüzüne dayayıp boşalmaya başladığında uyanmıştı, kocasıda kalkmış
-neyin var
diye sorunca,
-kabus gördüm iyiyim
demişti. Kocasının getirdiği suyu içip tekrar yatarken içinden Serap'a küfürleri saydırıyordu. Leyla'nın hayatı aynı rutinle devam ediyordu, bir akşam Serap'larla birlikte favorileri olan bir restorana gitmişlerdi, canlı müzik olan keyifli bir yerdi, sahibinide tanıyorlardı, en önlerde güzel bir masada oturuyorlardı. Keyifleri yerindeydi, müziğin neden hala başlamadığını konuşuyorlardı, o ara mekanın sahibi Timur yanlarına gelmişti, eğilerek
-Leyla hanım sizden bir iyilik istiycem
diyince şaşırmışlardı. Elektrik sisteminde bir sorun vardı ondan dolayı müziğe başlayamıyorlardı, ayrıca mutfaktaki ekipmanların yarısıda çalışmıyordu, tanıdığı ustaların hiç biri müsait değildi.
-Sizinkilerden birisini arasanız bir haftalığı benden
diyince Ömer'i aramıştı. Zaten diğer ustaların telefonu yoktu, diğer işçilerle koordinasyonu hep Ömer sağlardı. Ömer'e ulaştığı zaman karşı tarafta çok yoğun müzik sesi vardı, Ömer daha sessiz bir yere geçtiğinde Leyla durumu anlatmıştı, şanslarına Ömer oraya yakın bir yerde ailesiyle düğüne gelmişti.
-Leyla hanım düğünden kaçmak için severek gelirim, siz konum atın
demişti. Gerçektende 10 dakika sonra aramış, mekanı sormuş, Leyla mekanı söyleyip karşılamak için kapıya gitmişti, şimdi korumalar içeri almazdı yoksa. Leyla kapıya varmadan ufak bir şok yaşamıştı, Ömer tam karşısındaydı ama bildiği Ömer değildi, gri yelekli bir takım giymiş, siyah moda bir kravat takmıştı, saçı bakımlı, traşlı oldukça yakışıklı olmuştu, Ömer Leyla'nın şaşkınlığını fark etmişti. Gülerek
-Leyla hanım ne yapsaydım, düğüne tulumlamı gitseydim
diyince Leyla'da gülmüştü ama Ömer'inde gözleri Leyla'da kalmıştı. Leyla kırmızı çok seksi bir kıyafet giymişti, Ömer ilk kez Leyla'yı böyle görüyordu, sonra utanıp başını eğmiş, Leyla'da mahcup olmuş yanakları kızarmıştı. Leyla Ömer'i Timur'un yanına götürüp masasına dönmüştü, Ömer işi hallederken aynı zamanda Timur'la muhabbet ediyordu, Timur'da fakirlikten gelmiş eski bir garsondu aslında, Allah yürü ya Kulum demişti. Ömer 20 dakikada işi halledip ellerini yıkamıştı, Timur cebine bir kaç tane yüzlük sıkıştıracaktiki kabul etmedi.
-Leyla hanım çağırdı, para almam
demişti. Müsaade isteyip gidicekti Timur engel oldu.
-Madem para almıyorsan yemek ye öyle git vallahi bırakmam
demişti. Ömer'i sevmişti, Ömer çaresiz tamam deyip köşe bir masaya oturdu, Timur Ömer'in masayı en kralından donatmıştı. Leyla masalarına çağırmıştı ama Ömer haddini bilirdi, Leyla ara ara Ömer'i süzüyordu. Masada sakince yemeğini yiyor, müziğin keyfini çıkarıyordu, oldukça yakışıklı görünüyordu, çevreden bir kaç kadının radarınada girmişti, neticede alnında amele yazmıyordu, şu anki haliyle genç, karizmatik bir iş adamını andırıyordu. Bazı insanlar doğuştan asildir derler, Ömer’de oturuşuyla, tavırlarıyla kendini gösteriyordu, biraz sonra 3-4 kızın oturduğu bir masadan kızlardan biri kalkmış Ömer'in yanına gitmişti, kız bildiğin manken gibi bir şeydi, Ela gözlü, kumral, beline kadar saçlarıyla tam bir afetti, Leyla oturduğu yerden anlamıyordu ama kız sizi bir yerden tanıyorum muhabbeti yapıyordu, Leyla kısmet Ömer'in ayağına gelmişti diye gülmüştü, Ömer'se kızla biraz konuşup elleriyle yok hayır gibisinden bir işaret yapıp kızı yollamıştı. Leyla içinden aptal demişti, kocamla yatakta yakalasam bu kızı kocama hak veririm demişti, Ömer 10 dakika sonra yemeğini bitirmiş, iyi akşamlar diyip gitmiş, onlarda geç vakit mekandan ayrılmıştı.
Leyla duşunu alıp bir kahve içmek için mutfağa inmişti, aynadan görüntüsü gerçekten çok hoştu, sarı saçları, yeşil gözleriyle bir ilaheydi, mesafeli, insanlara tepeden bakan kendinden asil bir havası vardı. Babası ünlü bir mimardı, oda babası gibi mimar olmuş, sosyal çevresi sayesinde iyi iş yapıyordu, maddi olarak bir ihtiyacı olmasada çalışmayı seviyordu. Ne var ne yok diye maillere bakınca ustası Ömer'den gelen resimleri görmüştü, Sirkeci'de bir steakhouse'un işini yapıyorlardı, pazar günü olmasına rağmen ekibi çalışıyordu, ustasıda son durumu görmesi için resimleri yollamıştı. Hiç bir hata yoktu zaten Ömer'e de güvenirdi, 10 yıldır bu işi yapıyordu ve ilk günden beri yanındaydı, daha doğrusu babası bulmuştu, diğer ustalar gibi kıro değildi, çok konuşmaz işine bakardı.
Ustasına teşekkür mesajı atıp yukarı çıkmıştı. Akın hala uyuyordu, içkiyi hiç kaldıramazdı, kendisi gibi zengin bir aileden geliyordu kocası, kolejde başlayan aşkları evlilikle sonuçlanmış, kızları Lara ile mutlu mesut yaşıyorlardı. Leyla 35 yaşına gelmesine rağmen kesinlikle daha genç duruyordu ama soğuk bir havası olduğundan kimse asılamaz oda zaten izin vermezdi. Birazdan kızıda kalkmış kahvaltıya koyulmuşlardı, o gün olağan bir şekilde akşam oluvermişti.
Öbür sabah kocasıyla kızını yolladıktan sonra giyinip direkt Eminönü'ne, yapılan işi denetlemeye gitmişti. Anahtar teslim bir işti, müşteriyle ilk kez çalıştıklarından çok titizlenmişti, gittiği zaman kapıda Ömer usta karşılamıştı, diğer çalışanların aksine temiz traşlı, diğer işçiler gibi orman kaçkını değildi. Leyla'ya yapılanları anlatırken her zamanki gibi düzgün bir Türkçeyle konuşuyordu, Allah için Ömer usta yakışıklı adamdı, fizik olarakda uzun boylu ve yapılı olduğu için dikkat çekiyordu. Leyla'nın aklında böyle bir fikir yoktu elbette ama iş yaptıkları bazı kadın müşterilerle ufak kaçamaklar yaptığını biliyordu, kadınlar malum her şeyi birbirlerine anlatırdı, Leyla'nın kimsenin özel hayatına karışmak gibi bir huyu olmadığı için takmazdı böyle şeylere, neticede adam bekardı, 12 yaşında babasız kalmış, 4 kardeşi ile annesine bakıcam derken okuyamamış, bir ailede kuramamıştı, normalde başkası olsa kovardı ama Ömer'e birazda üzüldüğünden bir şey demiyordu, neticede bu güne kadar kendisine karşı en ufak bir laubaliliği olmamış asılmamış, hatta kendisine saygısızlık yapan bir iki işçinin ağzını burnunu kırmıştı.
İşlerini hallettikten sonra 2 gibi Nişantaşı'na geçmişti. Kırıntı'da arkadaşı Serap ile buluşacaktı, mekanın bahçesine oturduktan 10 dakika sonra Serap'ta gelmişti, Leyla Serap’ı karşıdan görünce içinden orospu diye geçirmişti. Yarı transparan dekolte siyah bir gömlek ve daracık kotuyla herkesin dikkatini çekmişti, siyah saçlarınıda dağıtmış, iyice dikkat çekici olmuştu. Serap dikkat çekmeyi severdi, havalı bir kadındı, kocasının yatakta hakkını veremediğinden şikayet ederdi bazen. Serap'la oturup muhabbete başlamışlar, konu evliliğe gelmişti. Serap kocasından şikayetçiydi, haftada bir zor yapıyorlardı. Onunda iki çocuğu vardı ve evliliği rutine girmişti.
-Keşke senin yerinde olsam
diyince Leyla gülmüştü.
-Senden farkım yok standart Cumartesi akşamları bir kere birlikte oluyoruz işte
demişti. Serap şen bir kahkaha atmıştı.
-Onu demiyorum be, yanında çalışan tonla işçi var, bir kere Ömer yeter, eminim çıkarmadan üç atıyordur o azman
diyince Leyla suratını asmıştı. Ne demek istediğini sorunca Serap gülerek
-ne yani hiç adamla yatmadınmı
diyince Leyla
-şaşırdın sen herhalde, ben kocama sadığım
demişti kızarak. Serap şaşırmış bir ifadeyle
-elimin altında öyle birisi olacak hakkını verirdim. Sen takıl böyle, benim evin işini yaptığınız zaman baya iş attım adama ama yüz vermedi, seninle arkadaş olduğumuz için kaçırdım adamı böyle adamlar çok ateşli olur, bizim gibi sosyetik hatunların kıymetini bilir, evire çevire sikerler
demişti şen kahkahalar atarken.
-Kocan gibi kibarcada değil adam akıllı sikerler
Leyla'nın canı sıkılmıştı, Serap bildiğin kevaşe konumuna sokmuştu onu. Biraz daha oturup kalkmıştı, arabasına binip evine giderken kafasında bir gün kocamdan başka biriyle yatsam bile inşaat ustasıyla yatmam diye düşünüyordu.
Gecenin bir yarısı yataktan fırlayarak kalktığında ter içinde kalmştı. Rüyasında Ömer'leydi, Serap' ın anlattığı gibi evire çevire sikiyordu, en son götünden çıkardığı penisini yüzüne dayayıp boşalmaya başladığında uyanmıştı, kocasıda kalkmış
-neyin var
diye sorunca,
-kabus gördüm iyiyim
demişti. Kocasının getirdiği suyu içip tekrar yatarken içinden Serap'a küfürleri saydırıyordu. Leyla'nın hayatı aynı rutinle devam ediyordu, bir akşam Serap'larla birlikte favorileri olan bir restorana gitmişlerdi, canlı müzik olan keyifli bir yerdi, sahibinide tanıyorlardı, en önlerde güzel bir masada oturuyorlardı. Keyifleri yerindeydi, müziğin neden hala başlamadığını konuşuyorlardı, o ara mekanın sahibi Timur yanlarına gelmişti, eğilerek
-Leyla hanım sizden bir iyilik istiycem
diyince şaşırmışlardı. Elektrik sisteminde bir sorun vardı ondan dolayı müziğe başlayamıyorlardı, ayrıca mutfaktaki ekipmanların yarısıda çalışmıyordu, tanıdığı ustaların hiç biri müsait değildi.
-Sizinkilerden birisini arasanız bir haftalığı benden
diyince Ömer'i aramıştı. Zaten diğer ustaların telefonu yoktu, diğer işçilerle koordinasyonu hep Ömer sağlardı. Ömer'e ulaştığı zaman karşı tarafta çok yoğun müzik sesi vardı, Ömer daha sessiz bir yere geçtiğinde Leyla durumu anlatmıştı, şanslarına Ömer oraya yakın bir yerde ailesiyle düğüne gelmişti.
-Leyla hanım düğünden kaçmak için severek gelirim, siz konum atın
demişti. Gerçektende 10 dakika sonra aramış, mekanı sormuş, Leyla mekanı söyleyip karşılamak için kapıya gitmişti, şimdi korumalar içeri almazdı yoksa. Leyla kapıya varmadan ufak bir şok yaşamıştı, Ömer tam karşısındaydı ama bildiği Ömer değildi, gri yelekli bir takım giymiş, siyah moda bir kravat takmıştı, saçı bakımlı, traşlı oldukça yakışıklı olmuştu, Ömer Leyla'nın şaşkınlığını fark etmişti. Gülerek
-Leyla hanım ne yapsaydım, düğüne tulumlamı gitseydim
diyince Leyla'da gülmüştü ama Ömer'inde gözleri Leyla'da kalmıştı. Leyla kırmızı çok seksi bir kıyafet giymişti, Ömer ilk kez Leyla'yı böyle görüyordu, sonra utanıp başını eğmiş, Leyla'da mahcup olmuş yanakları kızarmıştı. Leyla Ömer'i Timur'un yanına götürüp masasına dönmüştü, Ömer işi hallederken aynı zamanda Timur'la muhabbet ediyordu, Timur'da fakirlikten gelmiş eski bir garsondu aslında, Allah yürü ya Kulum demişti. Ömer 20 dakikada işi halledip ellerini yıkamıştı, Timur cebine bir kaç tane yüzlük sıkıştıracaktiki kabul etmedi.
-Leyla hanım çağırdı, para almam
demişti. Müsaade isteyip gidicekti Timur engel oldu.
-Madem para almıyorsan yemek ye öyle git vallahi bırakmam
demişti. Ömer'i sevmişti, Ömer çaresiz tamam deyip köşe bir masaya oturdu, Timur Ömer'in masayı en kralından donatmıştı. Leyla masalarına çağırmıştı ama Ömer haddini bilirdi, Leyla ara ara Ömer'i süzüyordu. Masada sakince yemeğini yiyor, müziğin keyfini çıkarıyordu, oldukça yakışıklı görünüyordu, çevreden bir kaç kadının radarınada girmişti, neticede alnında amele yazmıyordu, şu anki haliyle genç, karizmatik bir iş adamını andırıyordu. Bazı insanlar doğuştan asildir derler, Ömer’de oturuşuyla, tavırlarıyla kendini gösteriyordu, biraz sonra 3-4 kızın oturduğu bir masadan kızlardan biri kalkmış Ömer'in yanına gitmişti, kız bildiğin manken gibi bir şeydi, Ela gözlü, kumral, beline kadar saçlarıyla tam bir afetti, Leyla oturduğu yerden anlamıyordu ama kız sizi bir yerden tanıyorum muhabbeti yapıyordu, Leyla kısmet Ömer'in ayağına gelmişti diye gülmüştü, Ömer'se kızla biraz konuşup elleriyle yok hayır gibisinden bir işaret yapıp kızı yollamıştı. Leyla içinden aptal demişti, kocamla yatakta yakalasam bu kızı kocama hak veririm demişti, Ömer 10 dakika sonra yemeğini bitirmiş, iyi akşamlar diyip gitmiş, onlarda geç vakit mekandan ayrılmıştı.
1 year ago