Ada'nın öyküsü 2
İkinci içkim geldiğinde o taraftan gelen gülme sesine dönüyorum. Planlı bir hareket olmasada hemen sonuç alıyorum, gözlerim birisiyle temas kuruyor, bu uzaklıktan seçemesemde sorun değil zaten çokda seçici olmayacağım. Göz temasını bir kaç saniye sürdürdükten sonra başımı yana eğip gülümsüyorum bir yerde bunun işe yaradığını duymuştum. Önüme dönüp içkimin tadını çıkarırken çoktan kalp atışlarım hızlanmıştı, kendimi bir kedi gibi oturduğum yere sürtmemek için bacak bacak üstüne atıyorum, ben kendime 3. kokteyli bakıp barmenden tavsiye isterken yanımdaki sandalye doluyor.
-"Eğer izin verirseniz size ben bir şey tavsiye edebilirim,"
Kıvırcık saçlı esmer güzeli şansın benden yana olduğunu gösteriyor, gözlerim her şeyden önce dolgun dudaklarına kaydığında teşekkür edip teklifi kabul ediyorum. Yeşil baygın gözleri, uzun boyu ve zamanının çoğunu spor salonunda geçirdiğini belli eden geniş omuzları var, siyah bir gömlekle eskitilmiş bir kotun altına beyaz spor ayakkabısı giymiş, parmaklarında yüzükler ve bileğindeki bileklikler ellerini güzel gösteriyor. O yüzüklerin soğukluğunun tenimde nasıl bir his bırakacağını düşünmek bile beni çıldırtırken sakince yerimde kalmak çok zor.
-"Hamburg’a ilk gelişinizmi?''
Sorusuyla birlikte beni süzerken bize doğru uzatılan bardaklardan birisini bana veriyor.
-''Evet, sizin?''
Başını diğer yana eğip tartar gibi bana bakıyor, ikimizinde aynı anda avcı ve av olması beni dahada heyecanlandırıyor. Kısa sürede saniyede senli benli oluveriyoruz, 5 dakika geçmedende bar sandalyesini iyice bana yaklaştırmış bile. Bu esnada 25 yaşında yarı alman olduğunu öğreniyorum annesi İspanyol'muş, bu güzel dudaklarını ve esmer tenini açıklıyor. Sürekli bir ilişkisi olmadığınıda laf arasında ekliyor.
-''Uzun süreli şeyler pek bana göre değil,''
-''Benim uzun süren şeylerle pekde bir derdim yok''
diyerek cilveli bir şekilde gülümsüyorum. Atağa geçmesinin tamda zamanı, bilinçli bir şekilde sürekli bacaklarıma sürten bacakları beni dahada azdırıyor, omuzumdan göğsüme doğru attığım saçlarımı geri doğru atacakken mememe elinin tersini sürüyor. Ayak üstü birbirimize sürtünerek dans ediyoruz sanki, inlememem imkansız, belimi bir kedi gibi kıvırıveriyorum, gözleri ışıldıyor çapkının vakit harcamak gibi bir derdi yok bende zaten gel sik der gibi bacaklarımı bir aralıyor bir kapatıyorum, Nikolas boynumu okşarken parmaklarıyla elbisemin askısını itiyor, hayatım boyunca bu kadar heyecanlanmamıştım sanki, elini çekmeden yeniden gülümsüyor bana, ne hissettirdiğinin bilincinde, göğüslerimin dikkat çekiciliğinden, dudaklarımdan bahsediyor, kulağıma eğilirken bilinçli bir şekilde nefesiyle bütün tüylerimi diken diken ediyor.
-''buraya sevişmek için gelmiş gibisin''
diye fısıldıyor. Zor nefes alıp hı hı diyorum sadece, hareket etmeden devam ediyor omuzumu okşamaya, kalp atışlarım çoktan hızlanmış bile, bacaklarımı birbirine bastırışım gözünden kaçmıyor tabiiki, oda inler gibi bir nefes çekiyor içine.
-"Bu kadarmı azdırdım seni gerçekten?"
diye sorarken etkilenmiş gibi, gözleri memelerime odaklanmış.
-"Daha sana dokunmadım bile ve zor nefes alıyorsun, memelerine bak bir dokunuşla uçları fırladı bile."
soğuk baş parmağını boynumdan bacaklarıma kadar indiriyor, ayağa kalkarkende iyice aralıyor bacaklarımı. Bir barda olmamız onun umrunda değil beniyse daha çok azdırıyor.
-"Daha öpmedim bile seni amında azdımı yoksa? Klitorisinde şiştimi meme uçların gibi?"
Bana yukarıdan bakması çok hoşuma gidiyor, bacaklarımı iyice aralayıp bar taburesinde öne doğru kayıyorum.
-"Sen söyle bakalım azmışmı amım"
elini bacağımın arasına götürmem yetiyor, beni öpsün diye boynumu kaldırdığımda tembel parmakları daha amıma değmemiş bile.
-"Önce ne kadar azdın onu göreceğim,"
diyor beni öpmeyi reddederek, elleri bacaklarımla amımın birleştiği aradan külodumun içine giriyor, bızırıma dokunduğunda yeniden inliyorum, umursamadan gülümserken eli birden aşağıya gidiyor ve amıma bir parmağını hafifçe itiyor. Barda beni daha öpmemişken amıma parmağını sokuyor daha sik bile girmemiş amıma buz gibi parmağını sokuyor, başkasının parmağı kendi parmaklarım gibi değil devam etse boşalırım.
-"sırılsıklamsın, sik görünce dayanamıyorsun dimi yetiyormu bu dar amcığa sadece bir sik?"
Kollarımı arkamda kalmış olan bara dayıyorum memelerim daha çok ortaya çıksın diye, barda neredeyse ver dese verecek seviyeye gelmiş halde ona bakıyorum.
-"Bilmem kimse sikmedi daha."
memelerime diktiği gözleri bir anda buluyor gözlerimi, şaşkınca bana bakıyor ama bunun onun pekde umurunda olduğunu sanmıyorum.
-"Bakire demek amcığın 22 yıl nasıl dayandın bu azgınlıkla doğruyu söyle."
gülümsemesi yüzüne iyice yayılırken kendimi etli dudaklarına bakmaktan alıkoyamıyorum, yinede cevap beklemeden parmağını amımdan çıkarıp dudaklarıma getiriyor, ağzıma alıp emdiğimde inliyor.
-"Ağzında bakire dimi? Kimse sikmemiş belli böyle yalanmaz çünkü."
Parmaklarını ağzımdan çıkarınca ona bakakalıyorum. Bu kadar ıslandığım hiç olmamıştı, böyle azgınlık, bir barda olmamız benimle argo konuşması. Ellerini iki yanımdan arkamdaki masaya dayadığında bacaklarımı dahada açıyorum.
-"Memelerin ya? Onlarıdamı sikmediler"
kollarıyla iki yandan memelerime baskı yapıyor, iyice yaklaştığında bu sefer öpeceğinden eminim.
-"Korkma benim bakire orospum her yerini sikeceğim. Memelerini, amını, götünü, ağzını..."
sonra beni öpüyor. Seneler önce çoktan unuttuğum o öpüşme gibi değil dudaklarımı yiyor resmen. Hemen ardından geri çekilince büyük bir hüsrana uğruyorum.
-"Gidip masamdan telefonumu ve oda kartını alacağım."
başımı sallarken ona sürtünüp ayağa kalkıyorum, kotunda belli belirsiz bir kabarıklık var.
-"Tuvalete gitmem lazım"
başını salladığında ben titreyen bacaklarımla yürümeye başlıyorum. Lüks tuvalette sakinleşmeye çalışırken demin yaptıklarımı fark ediyorum. Dolu bir barda, her kesin görebileceği bir yerde sadece adını bildiğim bir adamın parmağını amıma sokmasına izin vermiştim. Biri bir şey fark ettimi diye düşünürken kendimi sakinleştirmek için kollarıma su tutuyorum, amım ise sakinleşmemiş hala sıcak ve ıslak, yeniden dışarıya çıktığımda çoktan planım belli bu gecenin tadını çıkart yarın otelden ayrıl, yeni bir otel bul ve barında sevişme.
-"Eğer izin verirseniz size ben bir şey tavsiye edebilirim,"
Kıvırcık saçlı esmer güzeli şansın benden yana olduğunu gösteriyor, gözlerim her şeyden önce dolgun dudaklarına kaydığında teşekkür edip teklifi kabul ediyorum. Yeşil baygın gözleri, uzun boyu ve zamanının çoğunu spor salonunda geçirdiğini belli eden geniş omuzları var, siyah bir gömlekle eskitilmiş bir kotun altına beyaz spor ayakkabısı giymiş, parmaklarında yüzükler ve bileğindeki bileklikler ellerini güzel gösteriyor. O yüzüklerin soğukluğunun tenimde nasıl bir his bırakacağını düşünmek bile beni çıldırtırken sakince yerimde kalmak çok zor.
-"Hamburg’a ilk gelişinizmi?''
Sorusuyla birlikte beni süzerken bize doğru uzatılan bardaklardan birisini bana veriyor.
-''Evet, sizin?''
Başını diğer yana eğip tartar gibi bana bakıyor, ikimizinde aynı anda avcı ve av olması beni dahada heyecanlandırıyor. Kısa sürede saniyede senli benli oluveriyoruz, 5 dakika geçmedende bar sandalyesini iyice bana yaklaştırmış bile. Bu esnada 25 yaşında yarı alman olduğunu öğreniyorum annesi İspanyol'muş, bu güzel dudaklarını ve esmer tenini açıklıyor. Sürekli bir ilişkisi olmadığınıda laf arasında ekliyor.
-''Uzun süreli şeyler pek bana göre değil,''
-''Benim uzun süren şeylerle pekde bir derdim yok''
diyerek cilveli bir şekilde gülümsüyorum. Atağa geçmesinin tamda zamanı, bilinçli bir şekilde sürekli bacaklarıma sürten bacakları beni dahada azdırıyor, omuzumdan göğsüme doğru attığım saçlarımı geri doğru atacakken mememe elinin tersini sürüyor. Ayak üstü birbirimize sürtünerek dans ediyoruz sanki, inlememem imkansız, belimi bir kedi gibi kıvırıveriyorum, gözleri ışıldıyor çapkının vakit harcamak gibi bir derdi yok bende zaten gel sik der gibi bacaklarımı bir aralıyor bir kapatıyorum, Nikolas boynumu okşarken parmaklarıyla elbisemin askısını itiyor, hayatım boyunca bu kadar heyecanlanmamıştım sanki, elini çekmeden yeniden gülümsüyor bana, ne hissettirdiğinin bilincinde, göğüslerimin dikkat çekiciliğinden, dudaklarımdan bahsediyor, kulağıma eğilirken bilinçli bir şekilde nefesiyle bütün tüylerimi diken diken ediyor.
-''buraya sevişmek için gelmiş gibisin''
diye fısıldıyor. Zor nefes alıp hı hı diyorum sadece, hareket etmeden devam ediyor omuzumu okşamaya, kalp atışlarım çoktan hızlanmış bile, bacaklarımı birbirine bastırışım gözünden kaçmıyor tabiiki, oda inler gibi bir nefes çekiyor içine.
-"Bu kadarmı azdırdım seni gerçekten?"
diye sorarken etkilenmiş gibi, gözleri memelerime odaklanmış.
-"Daha sana dokunmadım bile ve zor nefes alıyorsun, memelerine bak bir dokunuşla uçları fırladı bile."
soğuk baş parmağını boynumdan bacaklarıma kadar indiriyor, ayağa kalkarkende iyice aralıyor bacaklarımı. Bir barda olmamız onun umrunda değil beniyse daha çok azdırıyor.
-"Daha öpmedim bile seni amında azdımı yoksa? Klitorisinde şiştimi meme uçların gibi?"
Bana yukarıdan bakması çok hoşuma gidiyor, bacaklarımı iyice aralayıp bar taburesinde öne doğru kayıyorum.
-"Sen söyle bakalım azmışmı amım"
elini bacağımın arasına götürmem yetiyor, beni öpsün diye boynumu kaldırdığımda tembel parmakları daha amıma değmemiş bile.
-"Önce ne kadar azdın onu göreceğim,"
diyor beni öpmeyi reddederek, elleri bacaklarımla amımın birleştiği aradan külodumun içine giriyor, bızırıma dokunduğunda yeniden inliyorum, umursamadan gülümserken eli birden aşağıya gidiyor ve amıma bir parmağını hafifçe itiyor. Barda beni daha öpmemişken amıma parmağını sokuyor daha sik bile girmemiş amıma buz gibi parmağını sokuyor, başkasının parmağı kendi parmaklarım gibi değil devam etse boşalırım.
-"sırılsıklamsın, sik görünce dayanamıyorsun dimi yetiyormu bu dar amcığa sadece bir sik?"
Kollarımı arkamda kalmış olan bara dayıyorum memelerim daha çok ortaya çıksın diye, barda neredeyse ver dese verecek seviyeye gelmiş halde ona bakıyorum.
-"Bilmem kimse sikmedi daha."
memelerime diktiği gözleri bir anda buluyor gözlerimi, şaşkınca bana bakıyor ama bunun onun pekde umurunda olduğunu sanmıyorum.
-"Bakire demek amcığın 22 yıl nasıl dayandın bu azgınlıkla doğruyu söyle."
gülümsemesi yüzüne iyice yayılırken kendimi etli dudaklarına bakmaktan alıkoyamıyorum, yinede cevap beklemeden parmağını amımdan çıkarıp dudaklarıma getiriyor, ağzıma alıp emdiğimde inliyor.
-"Ağzında bakire dimi? Kimse sikmemiş belli böyle yalanmaz çünkü."
Parmaklarını ağzımdan çıkarınca ona bakakalıyorum. Bu kadar ıslandığım hiç olmamıştı, böyle azgınlık, bir barda olmamız benimle argo konuşması. Ellerini iki yanımdan arkamdaki masaya dayadığında bacaklarımı dahada açıyorum.
-"Memelerin ya? Onlarıdamı sikmediler"
kollarıyla iki yandan memelerime baskı yapıyor, iyice yaklaştığında bu sefer öpeceğinden eminim.
-"Korkma benim bakire orospum her yerini sikeceğim. Memelerini, amını, götünü, ağzını..."
sonra beni öpüyor. Seneler önce çoktan unuttuğum o öpüşme gibi değil dudaklarımı yiyor resmen. Hemen ardından geri çekilince büyük bir hüsrana uğruyorum.
-"Gidip masamdan telefonumu ve oda kartını alacağım."
başımı sallarken ona sürtünüp ayağa kalkıyorum, kotunda belli belirsiz bir kabarıklık var.
-"Tuvalete gitmem lazım"
başını salladığında ben titreyen bacaklarımla yürümeye başlıyorum. Lüks tuvalette sakinleşmeye çalışırken demin yaptıklarımı fark ediyorum. Dolu bir barda, her kesin görebileceği bir yerde sadece adını bildiğim bir adamın parmağını amıma sokmasına izin vermiştim. Biri bir şey fark ettimi diye düşünürken kendimi sakinleştirmek için kollarıma su tutuyorum, amım ise sakinleşmemiş hala sıcak ve ıslak, yeniden dışarıya çıktığımda çoktan planım belli bu gecenin tadını çıkart yarın otelden ayrıl, yeni bir otel bul ve barında sevişme.
1 year ago