Hayatın İzinde 32

Küvette bir an olsun rahat bırakmaya niyetim yoktu o yüzden devamlı göğüsleriyle ve elimi itmediği sürece amıyla oynuyordum, kısa süre önceki boşalmamdan dolayı inen sikim tekrar sertleşmeye başlamıştı ve Ezgi bunu hissediyordu da. Onunla hiç üst üste iki kere yapmamıştık, hep devamında bir başka kadınla yapardım, artık kalksak mı gibisinden laflarla benden kaçmaya çalışıyordu ancak nafile bir tur daha onunla olacaktım ve o götü alacaktım. Bir şekilde benden sıyrılıp küvetten çıktı, bende peşine çıkıp kurulandım, giyinmesine izin vermeden kucağıma aldım ve söylenmelerine kulak asmadan olabildiğince sessizce Esma ablanın odasında soluğu aldım, içeri girdiğimizde teyzem patırtımıza uyandı ve bizi o şekilde görünce bir hayli şaşırdı. Ezgi’yi yatağa atıp üzerine yattım ve tekrar amına yapıştım.

-İste…Ahh, çok güzel, ahh.. Nurdan abla ya…

gibisinden yarım yarım konuşarak teyzemden medet umuyordu ancak o da kendi halinde zevk almaya başlamıştı, kendini parmaklıyordu. Bundan kaçış olmayacağını anlayan Ezgi artık kendini tamamen salmış ve zevkine bakıyordu, olduğu yerde onu ters çevirip bu sefer duştan yeni çıktığından mıdır bilmem misler gibi kokan göt deliğine yapıştım, oldukça lezzetli olan götü yalarken teyzem şaşkınlıkla bize bakıyor, Ezgi ise

-Yanlış delik, bırak oradan olmaz

diyerek beni durdurmaya çalışıyordu. Sesi çok çıkmaya başlamıştı, hem isteksizlik hem de zevk inlemelerinin sesleriydi bunlar, teyzeme

-İrem’in duymasını istemiyorsan ne yapacağını biliyorsun

demiştim, biliyordu, öne geçerek Ezgi’nin ağzını amına bastırmaya başladı ve o da zevke geliyordu, kendimi Ezgi’nin götünden çektim, teyzemin amına öyle dalmıştı ki benim çekildiğimi fark dahi etmedi, o esnada şifonyerde ki kremlerden birini alarak Ezgi’nin götüne sürmeye ve parmaklarımı içine sokmaya başladım. İlk iki parmağı daha önce aldığından zorlanmadan aldı ancak üçüncüyü soktuğumda tiz de olsa ağzından acı inlemesini duydum, parmaklarıma iyice alıştıktan sonra aynı kremden sikimin ucuna ve gövdesine bol miktarda sürdükten sonra parmaklarımı çekip sikimi dayadım, Ezgi bunu anlayınca kendini geri çekerek

-dur yap..

başını soktum, ağzından oldukça sert bir ah sesi çıktı, o an ne yaptığımı fark eden teyzem önce şaşırdı, daha sonra da nedenini bilmem bir hayli heyecanlandı ve Ezgi’yi tekrar amına bastırdı. Aşırı dardı, am gibi değildi, canımı acıtabilecek kadar çok daha dardı, usul hareketlerle sikimi yavaş yavaş Ezgi’ye sokmaya devam ettim, uzun bir uğraşın sonunda tamamen soktum. Teyzem boşalmıştı, bu yüzden kendini geri çekti ve o anda Ezgi bir anda yatağa yapıştı.

-Acıyor… Yavaş ol, lütfen…

diyerek fark etmeden beni daha çok tahrik ediyordu. Başlangıçta çok ufak hareketlerle siksem de zamanla hızlanmıştım, ilk başta acı inlemeleri veren Ezgi artık sadece zevkten inliyordu.

-Bu… hah hah, ço..çok iyi..

inlemelere devam ederken ben de acısını azaltmak için elimle amıyla oynuyordum, bizi izleyen teyzemi yanıma çağırarak biraz öpüştüm ve ona da memelerini emmesini söyledim, teyzem sırt üstü yatağa yatarak Ezgi’nin sarkan memelerinden birini ağzına alıp emmeye başladı ve öbürünü de eliyle mıncıklıyordu, Ezgi kısa süre sonra resmen anıra anıra boşaldı, boşalırken aşırı dar olan götü daha da darlaştı ve dayanamayıp ben de boşaldım. Yatağa uzandığımda fark ettim Ezgi’nin gözlerinden yaşlar süzülüyordu, sanırım canını çok yaktım diye düşünürken ağzından şu sözler çıktı

-çok güzeldi, keşke daha önce yapsaydık.

O mutlulukla hiç bir şey düşünmeden orada uyuya kalmışım. Sabah uyandığımda Ezgi ile sarılmış yatıyorduk, teyzem odadan çıkmıştı, zannediyorum kahvaltı hazırlıyordu, kalkıp üstüme giyinecek bir şeyler aradım ancak eşyalarımı dün banyoda bırakmıştım ve telefonumu da, aklıma gelen tek çare Ezgi’yi uyandırmak oldu ancak onunda eşyaları burada değildi. Neyse ablasınınkileri giyer diye uyandırmaya çalıştım ancak dün gece çok yorulmuş olsa gerek ki kımıldamıyordu bile, yapacak bir şey yok diyerek kapıdan kafamı çıkardım ve etrafı kolaçan ettim, kimse yoktu o yüzden odadan çıkmıştım ki

-abi!

diyen İrem ile göz göze geldim, hemen odaya geri kaçtım ve kafamı çıkartıp

-sakın gülme!!! Eşyalarımı almayı unutmuşum, annene söyle bana eşya versin, lütfen.

diyerek onu aşağı göndermiş, inerken ki gülmelerini asla unutmamayı da aklıma koymuştum tabii. Teyzem sağ olsun eşyalarımı güle güle getirmişti, giyinip aşağı indim ve bizimkilerin dalga geçmesiyle beraber kahvaltı yapıp önce savcılığa ardından iş yerine geçtim ve yapılacak işleri tamamlayarak dinlenmeye başladım. Telefonuma bir mesaj geldi, ne olduğunu baktığımda ilginç bir şeyler yazıyordu,
*Ali sorununu güzel çözdün, hadım etmek ilginç ve acımasız bir fikir
*Sen kimsin, nereden biliyorsun?
*Benim kim olduğum önemli değil ama sen şunu söyle, Ezgi’nin yaşamasını İstiyor musun?
*O ne demek, kimsin lan sen?
*Merak etme ben sadece sana olacak olanı söylüyorum ama nasıl engelleyeceğini de söyleyeceğim, tabii bana inanmıyorsun şu an, haklısın da, neyse eve git ve İrem ile Fransız kadından ilgili bir şey olacak! Git ve öğren
Aniden mesaj atmayı bırakmıştı, ne oluyor diye söylenerek eve geçtim, mesaj da dediği gibi ve Esma abla gelmiş, bütün kadınlar bahçede oturmuş sohbet ediyorlardı; Aurélie

-WOW, kimleri görüyorum! Gürkan Bey…
-Nasılsın, hoş geldin
-Hoş buldum ve çok iyiyim. Esma benimle çook iyi ilgilendiği için mutluyum.
-Biliyorum ben sizin ilgilenmenizi, öbür kız nasıldı?
-Acemi ama biliyorsun ben acemi severim!

Burada gözlerini İrem’e dikmişti

-Hey, daha küçük o gözlerine hâkim ol!

Zaman geçmiş güzel bir muhabbet etmiştik, daha sonra Aurélie ciddileşerek lafa girdi

-Gürkan, sana bir teklifim var
-Nedir, seni dinliyorum?

İrem’i inanılmaz bir heyecan basmıştı nedense

-Yeğenini benimle Fransa’ya gönderir misin?
-Anlamadım! Ne için?
-Sakin ol, onu kaçırmaya çalışmıyorum, benim işten ayrıldığımı duymuşsundur, daha sonrasında bir moda ajansında çalışmaya başladım, orada yetenek avcısı olarak çalışıyorum, İrem modellik için mükemmel bir kız
-HAYIR! Daha küçük, yalnız başına… Kesinlikle Olmaz!
-Önce bir ona sor belki istiyor…
-İrem!

Korkmuş bir suratla bana bakıyordu.

-İngilizcen var anlamışsındır dediklerini, sen ne diyorsun
-Kızmazsan ben de gitmek istiyorum abi, çok iyi bir teklif hem orada Fransızcam da gelişir

ikinci yabancı dil olarak Fransızca öğreniyordu

-Kızım daha lisen bitmedi, ayrıca reşit değilsin! Teyze?
-Valla beni ikna ettiler, ben de dedim Gürkan’ı ikna edin

Ezgi, Esma abla ve Aurélie uzun bir çalışmanın ardından beni ikna etmeyi başarmıştı. Onay vermiştim ancak içimde bir burukluk vardı, o yüzden en geç iki yıl sonra Türkiye’ye kalıcı dönüş istiyorum diye şart koşmuştum, her ne kadar bu şarta Aurélie biraz bozulmuş olsa da kabul ettiler. Gece olmuş ve herkes kendi odalarına çekilmişti bense elimde soğuk bira ve serin hava da bahçede oturmaya devam ediyordum, o esnada aklıma mesajlar geldi ve adama geri mesaj attım,
*dediğin oldu, ne yapmalıyım!
ancak dönüş yoktu.

Bir kaç hafta geçmişti ve Aurélie ile İrem’in gitme zamanı gelmişti, hep beraber onları havalimanına götürmüştük ve vedalaşarak onları Fransa’ya yolcu ettik, kadınlarım kahrolmuştu, ne yalan söyleyeyim bende, biraz kafa dağıtmak amacıyla gezme teklifinde bulundum, hep beraber Beşiktaş’ta kalabalığın içine karışıp eğlenmeye ve tıkınmaya başlamıştık, biraz biraz keyifler yerine gelmişti, o esnada telefonuma tekrar mesaj geldi;
*Artık zamanı geldi, söylememi ister misin?
*Söyle!
Aslında dolandırıcı olduğunu düşünüyordum ama bi ihtimal bile olsa Ezgi’yi riske atamazdım
*Karşılığında ne vereceksin”
*İstediğini söyle gerisini düşünmene gerek yok!
-Para istiyorum, 250.000 bin tl
*Tamam sözüm söz, şimdi söyle
*Birazdan Ali elinde bıçakla teyzene saldıracak ve Ezgi onu korumak için teyzenin önüne atladığında bıçak ona saplanacak.
Hemen etrafa dikkatlice bakınmaya başlamıştım, gerçekten de Ezgi ve teyzem beraberdi, orada biri daha dikkatimi çekmişti, siyah renkten bir şapka takmış Ali’nin ebatlarda biri, tedbiren onların yanına doğru ilerlerken adam onlara doğru koşmaya başladı, hızlıca atılarak yanlarına vardığımda bıçak bana saplandı, sol karın boşluğuma girmişti, acıdan başka da bir sorun yoktu aslında ancak etraftakiler bir hayli endişelenmiş, Ali bağırtılardan korkup kaçmayı başarmıştı. Ambulans ile hastaneye gelmiştim, dikiş atılmış ve rutin bir kontrol yapılmış ardından polise ifade vererek olay kapanmıştı, eve geçtiğimde tekrar mesaj atmaya başladım;
*Dediğin gibi oldu
iban numarası gönderdi,
*Sözünün erisindir umarım!
*Öyleyim!
Parayı göndermiştim,
*Kimsin sen, nasıl bilebilirsin bunları?
*Boş ver, kim olduğum önemli değil sadece senin tanımadığın biriyim. Geleceğini değiştirdin ama dikkat etmelisin, her zaman istediğin gibi hayatını yönlendiremezsin, sen ne yaparsan yap hayatın akışını değiştiremezsin, beni unut ve yolunu iyi izle…
Numara bir anda yok olmuştu, dediğini yapacak ve bu olanları unutacaktım…

(Şimdi bi açıklama yapıyım, geçtiğimiz bölümlerden birinde bahsedilen avukat ve bu bölümdeki isimsiz mesajlar, bunlar diğer yazmak istediğim hikayelerde ki konular, bir çeşit ağ oluşturmak istedim kendimce, bunun gibi başka karakterlerde olabilir ileride, yani kim lan bu demeyin. Son bir not, İrem 18 olunca geri gelecek...)
Published by afuygun
1 year ago
Comments
1
Please or to post comments
sucreman
sucreman 1 year ago
teşekkürler dostum
afuygun
Reply