Hayatın İzinde 23
Necip Beyle kimyamız uymuştu, ne istediğimi anlamıştı ve sorgulamadan yerine getirecekti, en sevdiğim insan tipi… Eve gelmiş dinlenirken ana evden Ezgi’nin bağırtılarını duydum ve dosyaları da alıp oraya geçtim, eve girer girmez Ezgi üzerime atlamış ve
-sende biliyordun neden söylemedin diye
ağlayarak beni yumrukluyordu, sonra aniden durup bana sarılarak ağlamaya başladı, ağlaması bitince teyzem gelip onu aldı ve banyoya götürdü, o esnada öğrendim ki Ezgi Selvi hanım ve Tarık bey ilişkisini öğrenmiş ve bunu Selvi hanımın kendisi söylemiş. Ezgi’de gelip sakinleşince tekrar oturduk ve konuşmaya başladık;
-Öncelikle Ezgi, senin bunu öğrenmemen gerekiyordu
Burada Selvi hanıma sert bi bakış atmıştım ve Ezgi cevap olarak
-ablam biliyordu
-Onun da bilmemesi gerekiyordu ama kendisi çözdü bizlik bir şey değil. Baban annene kırgın değilim derken bunu kastediyordu yani irdeleme!
Kızların ikisi de annesinin yüzüne bakmıyordu, konuşmaya devam ettim;
-Artık şu mal paylaşımını konuşalım,
dosyayı açmış ve sırayla okumuştum, herkes taşınabilir ve taşınmazlardan üstüne ne düştüğünü biliyordu, bu mal paylaşımında Selvi hanımı da ihmal etmemiş, ona da hemen hemen 200 milyon liralık bir servet bırakmıştı,
-bunun dışında bu ikinci şirket hisselerinin ve görevlerin paylaşımı üzerine öncelikle Selvi Hanım size bir hisse payı vermemiş
-Parasını verir, canını verir ama şirketini vermez, biliyordum o yüzden şaşırmadım, başka bir şey bile bırakacağını düşünmezdim zaten.
-Esma abla sana %30 pay ve YK Başkanlığını vermiş
-Yapabilir miyim ki? Çok fazla itiraz olur gibi
-kimse itiraz edemez abla biz yanındayız
Esma Abla Ezgi’nin kafasına küçük bir öpücük kondurmuş ve kafasını omzuna dayamış bir şekilde beni dinlemeye başlamışlardı. Bu olay onları daha da birbirine yakınlaştırmıştı belli ki.
-Gelelim Ezgi sana, %25 pay bırakılmış ve henüz deneyimin olmadığı için YK da görev tahsis edilmemiş, ancak deneyiminin yeterli görüldüğü zaman senin YK ya alınmanı istemiş baban, bunun dışında da vakıf yönetimini sana devretmiş.
-Bu görev bana fazla bile, bana yardımcı olursunuz değil mi?
-İkinizin de şüphesi olmasın ben elimden geldiğince sizin yanınızdayım, ayrıca YK dan çıkacak sesleri düşünme abla ben hepsini bastıracam! Devam ediyorum son bir şey daha var, Eee… nasıl desem ki?
Ezgi ve Esma Abla beraber:
-Dümdüz
-Bana da pay bırakmış, %5 pay ve güvenlik bölümünü bana devretmiş…
Ezgi,
-Eee bu çok güzel bir şey!
Esma
-Kesinlikle, artık Yönetime de dahil olabilirsin elimiz güçlenir!
-Emin misiniz? Netice de bu sizin hakkınız sanki konmuş gibi hissediyorum
-Sorun yok ablacım, olması gereken kesinlikle buydu, sensiz eksiğiz biz!
Bu lafın ardından Ezgi’de iki eliyle ablasını onaylamıştı. Ardından Selvi hanım yanımızdan ayrılmış ve gitmişti, kızları ile arasına kendi elleriyle bir duvar örmüştü bu akşam. Gece olmuş ve her kes çekilmişti, eve geçmeden evvel nedense ayaklarım beni Mert beyin çalışma odasına götürdü, odaya girdiğimde Selvi hanım elinde bir şişe içkiyle yerde oturmuş bir yandan içiyor bir yandan da sessiz sessiz ağlıyordu, gidip yanına oturdum ve elinden şişeyi alıp kafaya diktim, bir o bir ben hiç bir şey demeden şişeyi bitirdik, şişe bittikten sonra konuşmaya başladı;
-Neden benden nefret etmiyor? Ben kendimden ediyorum, aramızda ki her şeyi ben yıktım ama o bana kırgın değilim diyor neden?
Gözlerini bana dikmiş ve cevap bekliyordu
-İnanın bilmiyorum bana boşuna bakmayın, onun yerinde ben olsam kafayı yerdim, bu zamana kadar çoktan sizinle tüm bağımı kopartırdım.
-Ben çok kötü hayır, çok ahlaksız bir kadınım, orospunun teki oldum, sırf ilgi istediğim için sahip olabileceğim en iyi kocayı aldattım. Allah belamı versin benim!
diyerek kafasını omzuma koymuş ve ağlamaya devam etmişti. Kısa süre sonra sesi gelmeyince baktım sızmıştı. Kucağıma alıp odasına götürüp yatağına attım ama yarabbi o ne güzel bir vücut öyle, yatağa atarken gök mavisi elbisesinin omzu düşmüş ve göğüsleri üsten hafif gözüyordu, eteği toplanmış altı tamamen açıktı, bir an gözüm döndü kendi dedi ben orospuyum diye, evet öyle kim bilir kaç kişi sikti bu kadını, bir kere de ben siksem ne olur? Babam yerine koyduğum adamı az aldatmadı ve hatta onu çok üzdü intikamını almayalım diye düşünerek elimi Selvi hanımın göğüslerine attım ve hafif sıkarken bir anda kendimi sorgulamaya başladım. Ben böyle bir insan değilim kendine gel Gürkan, bir anda kafamın içinde kendi kendime bağırdım ve Selvi hanımın üstünü örterek odadan ayrıldım.
Oradan ayrılıp giderken Ezgi’nin odasından ağlama sesi duyunca dayanamayıp yanına girdim, beni görünce yatakta kendini toplayıp üzerindeki pikeyi kaldırdı, gidip yanına yattım, hiç bir şey konuşmadan öylece sarılmış yatıyorduk, tam dalacakken kapı açıldı ve içeri elinde yastıkla Esma abla girdi
-ben de yanınızda yatabilir miyim?
diye sordu. Ezgi bana yaptığı gibi ona da pikeyi kaldırdı ve öbür tarafıma da o yattı, sağ tarafımda Ezgi, sol tarafımda Esma Abla ikiside göğsüme kafayı koymuş bir şekilde yatarken uyumuşuz. Sabah gözümü açtığımda Esma abla aynı şekilde göğsümde uyumaya devam ediyor, Ezgi ise bağdaş kurmuş bir şekilde oturmuş bize bakıyordu; Ezgi
-2 şartım var kabul edersen ben de kabul ederim
-Ne şartı Ezgi, ne diyorsun sabah sabah?
Benim konuşmamla Esma abla da kalkmıştı,
-1.Şartım, başka bir kadın olmayacak, ablam, teyzen ve ben, başka kadın olursa aldattın sayar ağzına sıçarım! 2. şartım benden sır saklamayacaksın, ikiniz de benden sır saklamayacaksınız, annemin olayı gibi sonradan öğrenmeyecem, en başından bilecem, eğer bunları kabul edersen ben de senin duygularını kabul ederim, ama kabul etmezsen
koluma tokat atmıştı
-seni harbiden döverim!
-Kabul! Kabul, yeter ki sen iste!
Diyerek sarılmıştım,
-Bir dakika böleceğim ama hani olmazdı Ezgi ne oldu birden?
-Abla ben Gürkan’a aşığım
aleni şekilde söylemişti, rabbim sana geliyorum,
-abla ben seni de çok seviyorum, bu herif bana dedi ki senden de vaz geçemem ablandan da, bende senden vaz geçemem, sen benim kalan tek ailemsin, her şeyimsin, sende beni kabul eder misin?
-Aptal kız gel buraya
diyerek iki kardeş birbirine sarılmış ve tekrar ağlamaya başlamıştı. Sevinmemiz gereken ve mutluluktan zıplamamız gereken zaman ağlıyorduk. Dayanamadım artık gözyaşlarına ve ikisinin arasına girerek bir Ezgi’yi bir Esma ablayı sırayla öpmeye başladım, bir süre sonra üçümüz öpüşür hale geldik, sonra ben aradan çekilerek ikisini baş başa bıraktım ve izlemeye başladım; Esma
-Durmamız lazım yoksa kardeşim demeyecem ve yiyecem seni
-Durmasak…
Yalvarır gözlerle bakıyordu,
-Antalya’da o kadar güzel sesiniz geliyordu ki azgınlıktan kudurmuştum.
-Durmanız lazım çünkü ev müsait değil hanımlar.
Oflayarak ayrılmışlardı. Kızların kendilerine gelmeleri iyi olmuştu, bu gün yapılacak çok iş vardı benim için ve hazırlanmam lazımdı, planlarımı kızlarla paylaşıp beraber kahvaltıya indik. Üçümüzü bir arada dünkü üst başla görünce Selvi hanım ve teyzem bize bakakalmıştı...
-sende biliyordun neden söylemedin diye
ağlayarak beni yumrukluyordu, sonra aniden durup bana sarılarak ağlamaya başladı, ağlaması bitince teyzem gelip onu aldı ve banyoya götürdü, o esnada öğrendim ki Ezgi Selvi hanım ve Tarık bey ilişkisini öğrenmiş ve bunu Selvi hanımın kendisi söylemiş. Ezgi’de gelip sakinleşince tekrar oturduk ve konuşmaya başladık;
-Öncelikle Ezgi, senin bunu öğrenmemen gerekiyordu
Burada Selvi hanıma sert bi bakış atmıştım ve Ezgi cevap olarak
-ablam biliyordu
-Onun da bilmemesi gerekiyordu ama kendisi çözdü bizlik bir şey değil. Baban annene kırgın değilim derken bunu kastediyordu yani irdeleme!
Kızların ikisi de annesinin yüzüne bakmıyordu, konuşmaya devam ettim;
-Artık şu mal paylaşımını konuşalım,
dosyayı açmış ve sırayla okumuştum, herkes taşınabilir ve taşınmazlardan üstüne ne düştüğünü biliyordu, bu mal paylaşımında Selvi hanımı da ihmal etmemiş, ona da hemen hemen 200 milyon liralık bir servet bırakmıştı,
-bunun dışında bu ikinci şirket hisselerinin ve görevlerin paylaşımı üzerine öncelikle Selvi Hanım size bir hisse payı vermemiş
-Parasını verir, canını verir ama şirketini vermez, biliyordum o yüzden şaşırmadım, başka bir şey bile bırakacağını düşünmezdim zaten.
-Esma abla sana %30 pay ve YK Başkanlığını vermiş
-Yapabilir miyim ki? Çok fazla itiraz olur gibi
-kimse itiraz edemez abla biz yanındayız
Esma Abla Ezgi’nin kafasına küçük bir öpücük kondurmuş ve kafasını omzuna dayamış bir şekilde beni dinlemeye başlamışlardı. Bu olay onları daha da birbirine yakınlaştırmıştı belli ki.
-Gelelim Ezgi sana, %25 pay bırakılmış ve henüz deneyimin olmadığı için YK da görev tahsis edilmemiş, ancak deneyiminin yeterli görüldüğü zaman senin YK ya alınmanı istemiş baban, bunun dışında da vakıf yönetimini sana devretmiş.
-Bu görev bana fazla bile, bana yardımcı olursunuz değil mi?
-İkinizin de şüphesi olmasın ben elimden geldiğince sizin yanınızdayım, ayrıca YK dan çıkacak sesleri düşünme abla ben hepsini bastıracam! Devam ediyorum son bir şey daha var, Eee… nasıl desem ki?
Ezgi ve Esma Abla beraber:
-Dümdüz
-Bana da pay bırakmış, %5 pay ve güvenlik bölümünü bana devretmiş…
Ezgi,
-Eee bu çok güzel bir şey!
Esma
-Kesinlikle, artık Yönetime de dahil olabilirsin elimiz güçlenir!
-Emin misiniz? Netice de bu sizin hakkınız sanki konmuş gibi hissediyorum
-Sorun yok ablacım, olması gereken kesinlikle buydu, sensiz eksiğiz biz!
Bu lafın ardından Ezgi’de iki eliyle ablasını onaylamıştı. Ardından Selvi hanım yanımızdan ayrılmış ve gitmişti, kızları ile arasına kendi elleriyle bir duvar örmüştü bu akşam. Gece olmuş ve her kes çekilmişti, eve geçmeden evvel nedense ayaklarım beni Mert beyin çalışma odasına götürdü, odaya girdiğimde Selvi hanım elinde bir şişe içkiyle yerde oturmuş bir yandan içiyor bir yandan da sessiz sessiz ağlıyordu, gidip yanına oturdum ve elinden şişeyi alıp kafaya diktim, bir o bir ben hiç bir şey demeden şişeyi bitirdik, şişe bittikten sonra konuşmaya başladı;
-Neden benden nefret etmiyor? Ben kendimden ediyorum, aramızda ki her şeyi ben yıktım ama o bana kırgın değilim diyor neden?
Gözlerini bana dikmiş ve cevap bekliyordu
-İnanın bilmiyorum bana boşuna bakmayın, onun yerinde ben olsam kafayı yerdim, bu zamana kadar çoktan sizinle tüm bağımı kopartırdım.
-Ben çok kötü hayır, çok ahlaksız bir kadınım, orospunun teki oldum, sırf ilgi istediğim için sahip olabileceğim en iyi kocayı aldattım. Allah belamı versin benim!
diyerek kafasını omzuma koymuş ve ağlamaya devam etmişti. Kısa süre sonra sesi gelmeyince baktım sızmıştı. Kucağıma alıp odasına götürüp yatağına attım ama yarabbi o ne güzel bir vücut öyle, yatağa atarken gök mavisi elbisesinin omzu düşmüş ve göğüsleri üsten hafif gözüyordu, eteği toplanmış altı tamamen açıktı, bir an gözüm döndü kendi dedi ben orospuyum diye, evet öyle kim bilir kaç kişi sikti bu kadını, bir kere de ben siksem ne olur? Babam yerine koyduğum adamı az aldatmadı ve hatta onu çok üzdü intikamını almayalım diye düşünerek elimi Selvi hanımın göğüslerine attım ve hafif sıkarken bir anda kendimi sorgulamaya başladım. Ben böyle bir insan değilim kendine gel Gürkan, bir anda kafamın içinde kendi kendime bağırdım ve Selvi hanımın üstünü örterek odadan ayrıldım.
Oradan ayrılıp giderken Ezgi’nin odasından ağlama sesi duyunca dayanamayıp yanına girdim, beni görünce yatakta kendini toplayıp üzerindeki pikeyi kaldırdı, gidip yanına yattım, hiç bir şey konuşmadan öylece sarılmış yatıyorduk, tam dalacakken kapı açıldı ve içeri elinde yastıkla Esma abla girdi
-ben de yanınızda yatabilir miyim?
diye sordu. Ezgi bana yaptığı gibi ona da pikeyi kaldırdı ve öbür tarafıma da o yattı, sağ tarafımda Ezgi, sol tarafımda Esma Abla ikiside göğsüme kafayı koymuş bir şekilde yatarken uyumuşuz. Sabah gözümü açtığımda Esma abla aynı şekilde göğsümde uyumaya devam ediyor, Ezgi ise bağdaş kurmuş bir şekilde oturmuş bize bakıyordu; Ezgi
-2 şartım var kabul edersen ben de kabul ederim
-Ne şartı Ezgi, ne diyorsun sabah sabah?
Benim konuşmamla Esma abla da kalkmıştı,
-1.Şartım, başka bir kadın olmayacak, ablam, teyzen ve ben, başka kadın olursa aldattın sayar ağzına sıçarım! 2. şartım benden sır saklamayacaksın, ikiniz de benden sır saklamayacaksınız, annemin olayı gibi sonradan öğrenmeyecem, en başından bilecem, eğer bunları kabul edersen ben de senin duygularını kabul ederim, ama kabul etmezsen
koluma tokat atmıştı
-seni harbiden döverim!
-Kabul! Kabul, yeter ki sen iste!
Diyerek sarılmıştım,
-Bir dakika böleceğim ama hani olmazdı Ezgi ne oldu birden?
-Abla ben Gürkan’a aşığım
aleni şekilde söylemişti, rabbim sana geliyorum,
-abla ben seni de çok seviyorum, bu herif bana dedi ki senden de vaz geçemem ablandan da, bende senden vaz geçemem, sen benim kalan tek ailemsin, her şeyimsin, sende beni kabul eder misin?
-Aptal kız gel buraya
diyerek iki kardeş birbirine sarılmış ve tekrar ağlamaya başlamıştı. Sevinmemiz gereken ve mutluluktan zıplamamız gereken zaman ağlıyorduk. Dayanamadım artık gözyaşlarına ve ikisinin arasına girerek bir Ezgi’yi bir Esma ablayı sırayla öpmeye başladım, bir süre sonra üçümüz öpüşür hale geldik, sonra ben aradan çekilerek ikisini baş başa bıraktım ve izlemeye başladım; Esma
-Durmamız lazım yoksa kardeşim demeyecem ve yiyecem seni
-Durmasak…
Yalvarır gözlerle bakıyordu,
-Antalya’da o kadar güzel sesiniz geliyordu ki azgınlıktan kudurmuştum.
-Durmanız lazım çünkü ev müsait değil hanımlar.
Oflayarak ayrılmışlardı. Kızların kendilerine gelmeleri iyi olmuştu, bu gün yapılacak çok iş vardı benim için ve hazırlanmam lazımdı, planlarımı kızlarla paylaşıp beraber kahvaltıya indik. Üçümüzü bir arada dünkü üst başla görünce Selvi hanım ve teyzem bize bakakalmıştı...
1 year ago