Hayatın izinde 18

Candan İtalya’da bir üniversiteden çok iyi bir teklif almıştı. Önümüzdeki yıl mezun olacaktı ve bunu değerlendirmek istedi ancak Mert Bey gitmesine karşıydı bu sebepten ayrıldılar, ikisi de bu ilişkinin bitmesini istemiyorlardı ancak durum onları buna itmişti, bundan ötürü Mert Bey bir hayli üzgün ve kırgındı ama bu durumu bir kaç ay içerisinde atlatmış ve kendine gelmeye başlamış, kendini işe vermiş ve sık sık iş görüşmeleri için ülke içinde yer alan kuruluşlarını gezmeye başlamıştı, bu görüşmelerde beni her zaman yanına alıyor ve tek tek tanıman gerekli başlığı altında insanlarla tanıştırıyordu.

Bu 10 ayda değişen son bir şey daha, teyzem ve Naci iti sonunda boşanmış ve hatta mahkeme darp olayından ötürü yüklü bir miktarda ceza kesmiş ancak teyzem bunu istememiş ve Naci belasından tamamen kurtulmuştu. Ha tabii teyzemin kayınpederi ve kaynanası İrem’i almak için bir kaç şey denedi ancak ya güvenliğe takıldılar ya da bana. Sertçe tepki alınca seslerini kesmek zorunda kalarak memleketlerine yol aldılar. Teyzem, ben ve Esma abla üçlü olarak defalarca kere ilişkiye girdik, zaman zaman ben gece teyzemin yanına sızıyordum veya Esma abla yardım lazım diyerek teyzemi odasına atıyor, bazen de bi otel odası kiralayıp yine grup olarak işimizi görüyorduk.

Haziran ayı gelmiş yaz dönemi tekrar başlamıştı, bu yaz döneminin başında farklı olan durum holdinge ilk defa stajyer alınacaktı ve bu stajyerlerin sorumluluğu halen daha öğrenci olmamdan dolayı bana verilmişti. Kaç kişi olacaklarını bilmiyordum, tek bildiğim aynı üniversite de öğrenci olduğumuzdu, yani hepsi olmasa da çoğunluğu zengin bebesiydi ama bana fark etmez her kes çalışacak. Gerçek bi olay anlatayım, ilk staj yerimde 10 kişi çalışıyorduk, biz 3 kişi canımıza okunurken diğerleri hep takılıyordu, sonra çalıştığım mühendislerden biri söylemişti hepsi genel müdürün çevresinden diye, adaletine sıçayım Dünya. Sabah erkenden iş yerine gelerek stajyerlere yapacağım sunumları kontrol etmek ve onları nerelere teslim edeceğimi belirlemek oldu, program tamamen bana ait olacağı için kendi yolumu oluşturdum, 4 haftalık stajın her 1 haftası başka bölümlerde gerçekleştirilecek, her günün sonunda 1 paragraflık bir ne yaptım yazısı yazılacak ve hafta sonunda bölümlerin çalışma alanları ve stratejileri adı altında bir makale yazılarak bana teslim edilecek, bu şartları yerine getirmeyen stajyerin staj defteri imzalanmayacak.

Danışma beni aramış ve stajyerlerin geldiğini bildirmişti. Aşağı inip stajyerlerin bekleme odasına girdiğimde orada hiç beklemediğim bir yüzle karşılaştım, Ezgi’yle, o da bu yaz stajyer olarak katılmıştı ve bu durum beni mutlu etmişti, büyük bir zevkle ağızına sıçacaktım. 8 adet stajyerimiz, 5 kız 3 erkek vardı, orada onlara kendimi tanıtıp staj sistemimizi anlattım ve sunum ile bilmeleri gereken her şeyi onlara anlatarak çalışacakları yönetim bölümlerini gezdirdim ve son olarak hepsini çalışma bölümlerine dağıtarak Esma ablanın yanına geçtim;

-Abla! Sana bir haberim var, belki de biliyorsun
-Ne, Noldu?
-Ezgi stajyer olarak şirkete girmiş
-Ne?

Esma abla da onun burada çalışacağını bilmiyordu, sadece o da değil Mert beyde bilmiyormuş, hepimizden habersiz ayarlamış ve aramıza katılmış. Şaşkınlıkla bir günü tamamladık, stajyerlerden 4 ü gün sonunu göndermemişti, kendilerine mesaj atıp uyararak yazmalı için ek süre tanıdım, ilkin kusuru olmaz, Ezgi ise beklediğimden iyiydi, güzel bir rapor yazıp göndermişti, akşam ona bir sürpriz yapsam iyi olur diye düşündüm ve iş yerinden ayrılarak soluğu pastanede aldım, çok sevdiği tatlılardan alarak Esma ablayı aradım, gizlice Ezgi’yi çatıya getirdi ve üçümüz güzel ve küçük bir kutlama yaptık. Ondan öğrendiğim kadarıyla rapor yazmayan stajyerler Mert beyin ve Selvi hanımın arkadaşlarının çocuklarıymış ve Ezgi onları tanıyormuş, ona

-Dediklerimi yapmazlarsa ailelerini takmam atarım

diyerek onlara uyarı gönderdim.

Stajın son günü gelmişti ve tahmin ettiğim gibi stajyerlerin dördü kovulmuş sadece Ezgi, Aysun, Cenk ve Murat kalmıştı. Esma abla stajyerleri gördüğü ilk gün Aysun’u mimledi, kıza vuruldu ve benimle çalışsın diye yanına aldı, tabii benim program burada yalan oldu. Öğrendiğim kadarıyla kız başta biraz çekingenmiş ancak Esma abla ne yapıp ne edip kızı etkilemiş ama sadece bir iki kere öpüşmüşler, korkutmamak için fazla ileri gitmiyordu. Cenk ve Murat Birlikte çalışıyorlardı, Ezgi’de benimle çalışmaya başlamıştı, öğlen vakti çalışırken bir dosyaya ihtiyacımız oldu ve Ezgi ile beraber arşive indik, nasılsa orada kimse yok diye daha rahat ve samimiydik, inanın aklımda kötü düşünce yoktu ama sıcak havalardan dolayı rahat giyinmişti, altında mini sayılmaya yakın koyu bej rengi bir etek ve üstünde ona uygun bir crop vardı, aşırı sexi olmuştu. Arşivde işimiz beklediğimden de uzun sürmüştü ve hava çok sıcaktı, haliyle üzerimden ceketimi hatta gömleğimi çıkartmış o şekilde çalışıyordum, bir süre sonra Ezgi yüzüme bakarak

-sen yabancı değilsin zaten

diyerek üzerinde ki cropu çıkarttı karşımda sadece sütyenle kaldı. Şu an kesinlikle eminim ki başka bir kız olsa üzerine atlardım, kısa süre içinde bir patırtı ile yerimizden zıpladık, üzerimizdekilerle kim bizi görse, yanlış anlaşılma olur diye hemen eşyalarımızı koyduğumuz dolaba atladık, hızlıca giyinmeye çalışırken kapı açıldı, biz dolaba saklandık. Ortam hiç iyi değildi, Ezgi ile yapışık durumdaydık, yüzüne bakamıyordum, çünkü bakarsam göreceğim tek şey yüzü olmayacak, bana yumuşak yumuşak temas eden göğüslerini de görecem ve ben azacam. Dolabın üstünde 3 tane açıklık vardı, çizgi halinde oradan baktığımda gelenin Cenk olduğunu gördüm, bu iyiydi çünkü Cenk uslu, sakin ve anlayışlı bir insandı, durumu yanlış anlayabilir ama en azından dinlerdi, bu yüzden tam çıkmak için hamle yapıyordum ki kapı yine açılarak içeri Murat girdi. Murat, Cenk’in tam tersi olduğu için yerimizde kalıp umarım çabuk giderler diye dua etmeye başladım.

Kısa bir konuşmanın ardından Murat kapıya yöneldi ve ardından kilitleyip geri gelerek Cenk ile öpüşmeye başladılar, bunu görünce istemsizce eğilerek Ezgi’ye baktım ve şunu fark ettim. Ezgi kıpkırmızı olmuş, nefesi sıklaşmış ve gözlerini ayırmadan onları izliyor, kafamı çevirdiğimde iş epey ilerlemiş halde Cenk Murat’ın sikini emiyordu, bu sahneyi görünce her ne kadar gey olmasam da sertleşmeye başladım ve işin kötü yanı sikim kalkıp Ezgi’nin eteği altından külotuna sürtmeye başlamıştı. O kadar kötü bir durumdaydım ki Ezgi’nin suratına bakamıyordum, tekrar oğlanlara döndüm, her kafamı çevirdiğimde çağ atlıyordu ibneler, Murat Cenk’i yerde domaltmış götünü yalıyordu, o an çıkıp iş yeri burası diye bağırasım geldi ama durum uygun değildi ve bir şey hissetmeye başlamıştım, Ezgi bana kerkiniyordu. Ne yapacağımı düşünürken Ezgi’den bir hamle daha geldi ve fermuarımı açtı, kafamı eğip kulağına

-Yapma kendimi tutamam bak!

deyip korkutmaya çalıştım ama fayda etmiyordu, çıkarttığı sikimi bacağının arasına alıp sürtünmeye başlamıştı ki oğlanlardan ah diye bir ses duyunca ikimizde oraya baktık. Murat Cenk’e sokmuş ve sikmeye başlamıştı, Ezgi bunu görünce sanki kendisi sikiliyormuş gibi inleyerek hareket etmeye başladı, biraz sonra da Ezgi iki elimi de alıp kalçalarına koydu, kafamı çevirip gözlerine baktığımda gördüğüm tek şey şehvetti, artık olan olsun diyerek Ezgi’nin dudaklarına yapışıp kalçalarını elimle yoğurmaya ve fazla ses çıkarmadan yapabildiğim kadar sürtünmeye başladım. Kısa sürede oğlanlarda inlemeler artmış ve şak şak sesleri yükselmeye başlamıştı, aynı durum bizde de vardı ve çok geçmeden Ezgi’yi kendime iyice bastırarak ve parmağımı kıç deliğine sokarak boşaldım, boşalmam o kadar şiddetli olmuştu ki dolabın yüzü bembeyaz olmuştu Ezgi’nin yüzü ise kıpkırmızı idi. Bir müddet sonra çocuklar arşivden ayrılmışlardı ve bizde dolaptan çıkıp tek kelime bile etmeden hazırlanıp ofise geçtik ve günü aramızda tek kelime olmadan bitirdik.
Published by afuygun
1 year ago
Comments
Please or to post comments