Teyze Kızının Eltisi! (Murat 45 Y., Aydın)
20 yıllık evli, 1 çocuk babası, 45 yaşında biriyim. Elektrik malzemeleri sattığım, aynı zamanda taahhüt işleri yaptığım bir dükkanım var. Her geçen gün büyüyen bir ekibim var. Aslında Aydın'lıyım, ama İzmir'de yaşıyorum. Gençliğimden beri hep çapkındım. Hayatımda hiç profesyonel bir kadınla olmadım. Bu kadar çok aldatmayı seven kadın varken ve de evini ihmal eden bunca adam varken para verip bir kadınla olmak bana göre değil.
Geçen yıl Ekim ayında teyzemin torununun sünnet merasimi için Aydın'a gitmemiz gerekti. Teyze kızıyla birlikte büyümüştük. Gitmezsem annem, teyzem ve teyze kızı beni mahvedelerdi. Karımla beraber Pazar günü gittik. Zaten 90 km yol, annemde akşam yemeği yeyip, giyinip salona gittik. Herkes hoşgeldin muhabbeti yaparken, teyze kızıbın eltisi Hale geldi masaya, annemin elini öpüp sohbete başladı. Sonra da dönüp benimle ve karımla konuştu. Uzun zamandır görmemiştim, ama değişik geldi gözüme. Daha önce merhaba - merhaba'da kalan sohbet, sünnet çocuğu salona girene dek sürdü. Düğün bitip eve geldiğimizde, anneme, "Hale ne kadar konuşkanmış, ilk defa bu kadar konuştuk!" dedim, annem de Hale'yi çok övdü.
Genelde Cumartesi akşamı komşu esnaflardan oluşan grubumuzla meyhaneye gider, geç vakit eve döner, evde de devam ederdim. Düğünden üç hafta sonraki Cumartesi akşamı rakımı koydum, laptopta takılmaya başladım. Face'de hani var ya yan tarafta tanıyor olabileceğin kişiler, orda Hale vardı. Saate baktım, 00:12'ydi. Kocasıyla çok daha samimi olduğum için baştan tereddüt ettim, ama sonra arkadaşlık isteği yolladım. Daha 1 dakika geçmedi ki, kabul edildiği, sohbet edebileceğimiz mesajı geldi messengerdan. Merhaba ile başlayan konuşma sabaha karşı saat 04:00'de bitti, ki bitmesini ikimiz de de istemiyorduk. Rakının verdiği cesaretle sohbeti istediğim gibi her noktaya getiriyordum. Gece saat 01:30 da telefonlar verilip Whatsap'a geçmiştik. Sabaha karşı 04:00'de yatarken, ailesi, hatta teyzemin kızı ile ilgili bildiklerimin tamamının yanlış olduğunu öğrenmiştim.
Ertesi gün öğlen gibi uyanabildim. Öğleden sonra, "Naber?" diye mesaj attım. Gece öyle kararlaştırmıştık. Yanımızda birilerinin olması ihtimaline karşı (Naber?) yazacak, cevap gelmesini bekleyecektik. "İyi, senden?" diye cevap geldi. "Dışarıdayım." dedim. O da evde yalnız olduğunu söyledi. Kocası Ayhan bir kepçe ile başladığı işi büyütmüş, büyük projelerin altyapı işlerini yapan koca bir şirket haline gelmişti. Hale'nin şikayeti de bu yöndeydi. "Fakir, ama mutluyduk!" demişti. Gece öğrenmiştim, Hale benden 4 yaş küçüktü, oğlu ve kızı da babalarıyla çalışıyordu. Yaklaşık 4-5 saat yazıştık yine, akşam müsait olursak yazışırız dedik.
O gece seks hayatlarımızdan bile bahsettik. Ayhan iyi bir kocaymış, ama son dönemde çıkan şeker hastalığı nedeniyle eskisi gibi sertleşemiyormuş. Daha ikinci akşamda açık açık seks hayatlarımızı konuşuyorduk. Karımın çok güzel olduğunu, harika bir çift izlenimi verdiğimizi yazdığında, "Gösterdiği kadar dişi değildir!" diye durumu anlattım. Evet, karım yatakta iyiydi, ama 20 yıl boyunca bir kez istemedi, hep isteyen bendim. O da tam tersi olduğunu, kendisinin Ayhan'a sürtündüğünü, onu bir şekilde ateşlediğini söyledi. Mesela hiç bilmiyordum, meğer onlar da her Cumartesi masa kurar rakı içerlermiş, hatta ailece, sonra çocuklar çekilince de bir şekilde mutfakta başlayıp yatakta bitermiş geceleri. "Hatta akşam yeni çıkmıştım yataktan, şöyle bir bakayım Face'e dedim, sen denk geldin!" dedi. "Ayhan nerde şimdi?" dedim. Bana bir foto attı, Ayhan yatakta yanında yatıyordu arkası dönük. "Uyanacak, yakalanacağız!" yazdım. "Top atsan uyanmaz, ama sabah da 07:00'de dikilir ayağa!" dedi. Bütün gece konuştuk.
Yine sabah işe gittim, öğlen yazıştık. Akşam üzeri yalnız olduğunu, Ayhan'la oğlanın bilmem nereye gittiğini, kızının da sevgilisi ile buluşağını söyledi. "Gelsem çıkar mısın?" dedim. "Çıkarım, ama gelme, akşam vakti yollar kalabalık olur!" dedi. Herkes çıkınca dükkanda kalıp aradım. Bir saate yakın konuştuk. "Yarın sabah İncirliova'da işim var, Aydın'a uğrarım!" dedim. "Tamam!" dedi. Anlaştık, saat 10:00'a kadar işimi bitirip, onu evine yakın bir yerden alacaktım. İşin kötüsü teyze kızının ve görümcesinin de olduğu, zemin katında kaynana ve kaynatasının yaşadığı aile apartmanında oturuyordu. İşim falan yoktu, canım seks istiyordu. Akşam konuşurken son sözü, "Bak birşeyler umarak gelme, biz akrabayız, sadece oturup konuşacağız!" oldu. "Tabii ki!" dedim.
Saat tam 10:00'da sözleştiğimiz yerdeydim. Aylardan Kasım olmasına rağmen hava günlük güneşlikti. Arabadan inip, karşısına park ettiğim marketten içecek ve yiyecek birşeyler aldım. Tam arabaya doğru giderken onu gördüm. Diz üstünde bir elbise giymiş, mevsimlik bir deri mont ve güneş gözlükleriyle salına salına geliyordu. Bu kadın 41 yaşında gibi değildi. Arabaya bindik. Gençliğimden bildiğim Çine çayı tarafına sürdüm arabayı, ama açıkcası ne yapacağımı da bilmiyordum. Daha şehirden çıkar çıkmaz elini tuttum. "Ne yapıyorsun?" dedi, ama elini çekmedi. Birkaç köy geçip uygun bulduğum bir alana çektim arabayı. Bir sigara yaktım, ona da tuttum, ama kendi sigarasından yaktı. O ara Ayhan aradı. Ona, "Güzellik salonundayım!" dedi, az konuşup kapattı.
Telefonu kapatır kapatmaz uzanıp dudaklarından öptüm. Karşılık verdi. Arabanın içinde öpüşmeye devam ederken elimi beline, ordanda kalçalarına kaydırıp kendime çektim, arabanın içi genişti. Bir ara kafasını çevirip, "Kimse gelmez değil mi, aman kimse görmesin!" dedi. Şom ağızlı kadın, daha cümlesi bitmeden 50 metre ötemizde bir araç durdu. Arabadaki kadın arka koltuktan kalktı, aradan ön koltuğa geçti. Bizimki kafayı çevirme refleksi bile göstermedi ve "Aaa, onlar da mı sevişmeye geldi ki?" dedi.
İçimden, (Hani birşey olmayacaktı, biz akrabaydık?) dedim. 50 metre çaprazımızdaki arabada kadınla adamın öpüştüğünü varsaydığım hareketleri başladığında, biz çoktan gözlerimiz orda, ama dudaklarımız birbirinde, benim parmaklarım onun amcığında, onun eli fermuarımı açıp avucuna aldığı yarağımda, sevişiyorduk. O (Kimse görmesin aman!) modundaki Hale kendini kaptırmış, parmaklarımın ucunda zevk çığlıkları atarken yarağımı öyle sıkıyordu ki, boşalacağım sandım. Kalçalarımı geri çekip yarağımı elinden zor kurtardım.
Diğer arabadaki kadın adamın yarağına eğildi, ben de tam tersini yapıp Hale'nin amcığına eğildim. Hale onları seyrediyor, yüzünü saklamak için en küçük bir girişimde bulunmuyordu. Yalayıp parmaklarımla sikerek yarım saat kafam aşağıda kaldı. Kafamı Hale'nin amından kaldırdığımda, diğer arabadaki çiftin arka koltukta olduklarını, kadının adamın kucağında hopladığını, ikisinin de yüzünün bizim arabaya doğru dönük olduğunu gördüm. Hale de ben amcığını kurcalarken orgazm olmuş, gözleri kaymış, onlara bakıyordu. Birer sigara yaktığımız anda diğer araba yanımızdan geçti. Kadın ön koltukta, başı kapalı, adam ile birlikte bize bakarken, Hale de onlara bakıyordu.
Sonra arabadan indik. Elele dere kenarında yürüdük biraz. Sonra öpüşerek tekrar arabama döndük. Hale arka kapıyı açıp, arka koltukta domaldı ve "Girsene!" dedi. "Ben sana değer veriyorum, ilk seferimizin sefil bir dere kenarında olmasını istemem!" dedim. Ama yine de eğilip parmaklarımı ve dilimi amına gömdüm. Aslında derenin karşısında, 300 metre mesafemizde sürüsünü yayan ve değneğine çenesini dayamış bizi seyreden çobanı görmeseydim sikerdim de. O gün ben de boşaldım, ama ağzına boşalınmasını sevmediğini söyledi. Emdi, boşalmaya yakın arabanın yanında, çobana karşı boşaldım. O gün sanırım 5-6 saat seviştik, ama sikişmedik. Geri döndük.
Evinin neredeyse 50 metre yakınına kadar gittik. "Gel kahve içelim!" bile dedi. Bu kadın kendine öyle güveniyordu ki, ben tırstım resmen. Giderken arkasından baktığımda elbisesi kırış kırış, iyice kısalmış, neredeyse götünün altına kadar sıyrılmıştı. Her akşam yazıştık, konuştuk. Bir hafta geçmeden, "Beni nerde nasıl sikeceksin?" diye inler oldu konuşmalarda. Tabii benim ona, "Şöyle sikeceğim, böyle kanırtacağım!" demelerimden sonra. Ama bu arada o ilk günü de konuştuk, "Hani herkesten korkar olmana rağmen, o gün çaprazımızdaki arabada sevişen çiftten yüzünü kaçırmadın, çobanın karşıdan seyrettiğini bile bile domalıp sik dedin!" dedim. "Çok tahrik oldum!" dedi. O gün ikimizin de sevişirken seyredilmekten zevk aldığımızı anlamış olduk.
Bir hafta sonra, aynı gün, Aydın'da günlük kiralık evlere baktım. Bir tane buldum, tam şehrin göbeğinde, orada buluşmaya karar verdik. Ben biraz erken gittim. Birkaç malzeme aldım. Yarım saat sonra aradı. Binaya girişi tarif ettim, 5. katta 1+1 bir daireydi. Kıyafetlerimizle ayakta öpüştük biraz, sonra soyunmaya başladık. Kırmızı dantelli bir sütyen ve kırmızı dantelli bir tanga giymişti. Dudaklarından başlayıp memelerine, ordan da amcığına yalaya yalaya indim. Sonra o aynını yaptı. "69 yapalım!" dediğimde, "O ne?" dedi. İlk yarım saati birbirimizin ağzında geçirdik. Amını yalarken parmağımın biriyle de göt deliğiyle oynuyordum.
"Acelemiz yok!" dedim ayağa kalkıp bir sigara yaktım. Oturma odası tarafına geçtik, L şeklinde koltuk takımı vardı, oraya oturdum, bu da yanıma oturdu. Ellerimiz birbirinin vücudunda, o yarağımla oynuyor, ben kalçalarını avuçluyorum. Sigaralar bitince, "Gel!" dedim buna, hemen üstüme çıktı. Uzanıp perdeyi açtım, karşı binalar yakın değildi, ama en fazla 50 metre vardı aramızda. Yarağımı amına aldığında, 15 gündür konuştuğumuz sikişme nihayet gerçekleşmiş, amına alttan pompalarken, memelerini ağzıma almış emiyor, iki elimle kalçalarını kavramış sıkıyor ve kucağımda hoplatıyordum.
15 gündür konuşuyor olmak mı? Karşı binalardan seyredildiğimizi düşünmek mi? Yoksa yarım saatten fazla birbimizi yalamamızın etkisinden mi? Bilmiyorum, ama birkaç dakika içerisinde ikimiz de boşaldık. Boşalıp yanyana oturunca perdeyi çekip kapattı. Sevişirken hiçbir şeyi takmayan kadın, sevişme bitince genç kız gibi utangaçlaşıveriyordu. O güne dek sormamıştım, "Daha önce kimseyle oldun mu?" dedim. "Çok istedim, ama kimseye güvenemedim!" dedi. O da bana sordu. "Yemediğim nane kalmadı!" dedim.
Karım 20 yıllık evliliğimizde götten vermediği için göt sikmeyi severdim. Az önce sevişme esnasında parmağımla göt deliğiyle oynarken Hale hiç kasmamıştı. O nedenle elimi götüne atıp, "Şimdi sıra bunda!" dedim. "Çok severim! Birkaç sene öncesine kadar ne Ayhan teklif etti, ne de ben istedim. Birkaç yıl önce senin teyze kızın götten sikilmeyi daha çok sevdiğini ballandıra ballandıra anlatınca denemek istedim ve Cumartesi alkollüyken Ayhan'a siktirdim. O günden beri bazen hiç amıma almadan alırım götten!" dedi. Zaten bu konuşmalar zıpkın gibi yapıyordu beni, koltukta domalttım. Ayağa kalkıp amına soktum, birkaç gitgelden sonra da götüne yüklendim. Hale, "Seninki Ayhan'ın sikinden kalın, kafası girene kadar yavaş!" dedi bir an. Kafası girince bir, "Immmhhh!" çıktı ağzından. Benden de bir, "Ohhhh!" çıktı. Hale, "Perdeyi açayım mı?" dedi. "Aç!" dedim. Uzanıp açtı.
Aydın'ın göbeğinde perdeler açık, teyze kızının eltisini götünden sikiyordum, 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Ohluyor, Ahlıyor, "Yavaş... Daha sert!" diye beni yönlendiriyordu. Arada kalçalarını tokatlıyor, ya da uzanıp göğüslerini sıkıyordum. O da amına parmaklarını sokmuş, benim tempoma göre kah hızlı hızlı kah yavaş yavaş kendini sikiyordu. "Şimdi kaç kişi bizi seyredip 31 çekiyordur acaba karşı binalardan?" dediğimde, "Offf, ahhhhh, evetttt, seyretsinler, aşkım beni ne güzel sikiyor götümden!" diye sayıklıyordu. Parmağımı ağzına soktum ve "Yala da ağzına da bir tane istediğini görsünler aşkım!" dedim. Hale, "Ohhh, evettt, gelip soksunlar, ağzıma, amcığıma, götüme, her deliğim dolsun!" derken kendimi tutamadım, götünden çıkarıp amına soktum. Hale, "Ohhhh, aşkım çok güzel sikiyorsun, ohhh!" diyerek orgazm olduğunda, ben de içine boşaldım...
O gün 10:30'da başladığımız sikiş saat 15:00'de bitti.
[Murat]
Geçen yıl Ekim ayında teyzemin torununun sünnet merasimi için Aydın'a gitmemiz gerekti. Teyze kızıyla birlikte büyümüştük. Gitmezsem annem, teyzem ve teyze kızı beni mahvedelerdi. Karımla beraber Pazar günü gittik. Zaten 90 km yol, annemde akşam yemeği yeyip, giyinip salona gittik. Herkes hoşgeldin muhabbeti yaparken, teyze kızıbın eltisi Hale geldi masaya, annemin elini öpüp sohbete başladı. Sonra da dönüp benimle ve karımla konuştu. Uzun zamandır görmemiştim, ama değişik geldi gözüme. Daha önce merhaba - merhaba'da kalan sohbet, sünnet çocuğu salona girene dek sürdü. Düğün bitip eve geldiğimizde, anneme, "Hale ne kadar konuşkanmış, ilk defa bu kadar konuştuk!" dedim, annem de Hale'yi çok övdü.
Genelde Cumartesi akşamı komşu esnaflardan oluşan grubumuzla meyhaneye gider, geç vakit eve döner, evde de devam ederdim. Düğünden üç hafta sonraki Cumartesi akşamı rakımı koydum, laptopta takılmaya başladım. Face'de hani var ya yan tarafta tanıyor olabileceğin kişiler, orda Hale vardı. Saate baktım, 00:12'ydi. Kocasıyla çok daha samimi olduğum için baştan tereddüt ettim, ama sonra arkadaşlık isteği yolladım. Daha 1 dakika geçmedi ki, kabul edildiği, sohbet edebileceğimiz mesajı geldi messengerdan. Merhaba ile başlayan konuşma sabaha karşı saat 04:00'de bitti, ki bitmesini ikimiz de de istemiyorduk. Rakının verdiği cesaretle sohbeti istediğim gibi her noktaya getiriyordum. Gece saat 01:30 da telefonlar verilip Whatsap'a geçmiştik. Sabaha karşı 04:00'de yatarken, ailesi, hatta teyzemin kızı ile ilgili bildiklerimin tamamının yanlış olduğunu öğrenmiştim.
Ertesi gün öğlen gibi uyanabildim. Öğleden sonra, "Naber?" diye mesaj attım. Gece öyle kararlaştırmıştık. Yanımızda birilerinin olması ihtimaline karşı (Naber?) yazacak, cevap gelmesini bekleyecektik. "İyi, senden?" diye cevap geldi. "Dışarıdayım." dedim. O da evde yalnız olduğunu söyledi. Kocası Ayhan bir kepçe ile başladığı işi büyütmüş, büyük projelerin altyapı işlerini yapan koca bir şirket haline gelmişti. Hale'nin şikayeti de bu yöndeydi. "Fakir, ama mutluyduk!" demişti. Gece öğrenmiştim, Hale benden 4 yaş küçüktü, oğlu ve kızı da babalarıyla çalışıyordu. Yaklaşık 4-5 saat yazıştık yine, akşam müsait olursak yazışırız dedik.
O gece seks hayatlarımızdan bile bahsettik. Ayhan iyi bir kocaymış, ama son dönemde çıkan şeker hastalığı nedeniyle eskisi gibi sertleşemiyormuş. Daha ikinci akşamda açık açık seks hayatlarımızı konuşuyorduk. Karımın çok güzel olduğunu, harika bir çift izlenimi verdiğimizi yazdığında, "Gösterdiği kadar dişi değildir!" diye durumu anlattım. Evet, karım yatakta iyiydi, ama 20 yıl boyunca bir kez istemedi, hep isteyen bendim. O da tam tersi olduğunu, kendisinin Ayhan'a sürtündüğünü, onu bir şekilde ateşlediğini söyledi. Mesela hiç bilmiyordum, meğer onlar da her Cumartesi masa kurar rakı içerlermiş, hatta ailece, sonra çocuklar çekilince de bir şekilde mutfakta başlayıp yatakta bitermiş geceleri. "Hatta akşam yeni çıkmıştım yataktan, şöyle bir bakayım Face'e dedim, sen denk geldin!" dedi. "Ayhan nerde şimdi?" dedim. Bana bir foto attı, Ayhan yatakta yanında yatıyordu arkası dönük. "Uyanacak, yakalanacağız!" yazdım. "Top atsan uyanmaz, ama sabah da 07:00'de dikilir ayağa!" dedi. Bütün gece konuştuk.
Yine sabah işe gittim, öğlen yazıştık. Akşam üzeri yalnız olduğunu, Ayhan'la oğlanın bilmem nereye gittiğini, kızının da sevgilisi ile buluşağını söyledi. "Gelsem çıkar mısın?" dedim. "Çıkarım, ama gelme, akşam vakti yollar kalabalık olur!" dedi. Herkes çıkınca dükkanda kalıp aradım. Bir saate yakın konuştuk. "Yarın sabah İncirliova'da işim var, Aydın'a uğrarım!" dedim. "Tamam!" dedi. Anlaştık, saat 10:00'a kadar işimi bitirip, onu evine yakın bir yerden alacaktım. İşin kötüsü teyze kızının ve görümcesinin de olduğu, zemin katında kaynana ve kaynatasının yaşadığı aile apartmanında oturuyordu. İşim falan yoktu, canım seks istiyordu. Akşam konuşurken son sözü, "Bak birşeyler umarak gelme, biz akrabayız, sadece oturup konuşacağız!" oldu. "Tabii ki!" dedim.
Saat tam 10:00'da sözleştiğimiz yerdeydim. Aylardan Kasım olmasına rağmen hava günlük güneşlikti. Arabadan inip, karşısına park ettiğim marketten içecek ve yiyecek birşeyler aldım. Tam arabaya doğru giderken onu gördüm. Diz üstünde bir elbise giymiş, mevsimlik bir deri mont ve güneş gözlükleriyle salına salına geliyordu. Bu kadın 41 yaşında gibi değildi. Arabaya bindik. Gençliğimden bildiğim Çine çayı tarafına sürdüm arabayı, ama açıkcası ne yapacağımı da bilmiyordum. Daha şehirden çıkar çıkmaz elini tuttum. "Ne yapıyorsun?" dedi, ama elini çekmedi. Birkaç köy geçip uygun bulduğum bir alana çektim arabayı. Bir sigara yaktım, ona da tuttum, ama kendi sigarasından yaktı. O ara Ayhan aradı. Ona, "Güzellik salonundayım!" dedi, az konuşup kapattı.
Telefonu kapatır kapatmaz uzanıp dudaklarından öptüm. Karşılık verdi. Arabanın içinde öpüşmeye devam ederken elimi beline, ordanda kalçalarına kaydırıp kendime çektim, arabanın içi genişti. Bir ara kafasını çevirip, "Kimse gelmez değil mi, aman kimse görmesin!" dedi. Şom ağızlı kadın, daha cümlesi bitmeden 50 metre ötemizde bir araç durdu. Arabadaki kadın arka koltuktan kalktı, aradan ön koltuğa geçti. Bizimki kafayı çevirme refleksi bile göstermedi ve "Aaa, onlar da mı sevişmeye geldi ki?" dedi.
İçimden, (Hani birşey olmayacaktı, biz akrabaydık?) dedim. 50 metre çaprazımızdaki arabada kadınla adamın öpüştüğünü varsaydığım hareketleri başladığında, biz çoktan gözlerimiz orda, ama dudaklarımız birbirinde, benim parmaklarım onun amcığında, onun eli fermuarımı açıp avucuna aldığı yarağımda, sevişiyorduk. O (Kimse görmesin aman!) modundaki Hale kendini kaptırmış, parmaklarımın ucunda zevk çığlıkları atarken yarağımı öyle sıkıyordu ki, boşalacağım sandım. Kalçalarımı geri çekip yarağımı elinden zor kurtardım.
Diğer arabadaki kadın adamın yarağına eğildi, ben de tam tersini yapıp Hale'nin amcığına eğildim. Hale onları seyrediyor, yüzünü saklamak için en küçük bir girişimde bulunmuyordu. Yalayıp parmaklarımla sikerek yarım saat kafam aşağıda kaldı. Kafamı Hale'nin amından kaldırdığımda, diğer arabadaki çiftin arka koltukta olduklarını, kadının adamın kucağında hopladığını, ikisinin de yüzünün bizim arabaya doğru dönük olduğunu gördüm. Hale de ben amcığını kurcalarken orgazm olmuş, gözleri kaymış, onlara bakıyordu. Birer sigara yaktığımız anda diğer araba yanımızdan geçti. Kadın ön koltukta, başı kapalı, adam ile birlikte bize bakarken, Hale de onlara bakıyordu.
Sonra arabadan indik. Elele dere kenarında yürüdük biraz. Sonra öpüşerek tekrar arabama döndük. Hale arka kapıyı açıp, arka koltukta domaldı ve "Girsene!" dedi. "Ben sana değer veriyorum, ilk seferimizin sefil bir dere kenarında olmasını istemem!" dedim. Ama yine de eğilip parmaklarımı ve dilimi amına gömdüm. Aslında derenin karşısında, 300 metre mesafemizde sürüsünü yayan ve değneğine çenesini dayamış bizi seyreden çobanı görmeseydim sikerdim de. O gün ben de boşaldım, ama ağzına boşalınmasını sevmediğini söyledi. Emdi, boşalmaya yakın arabanın yanında, çobana karşı boşaldım. O gün sanırım 5-6 saat seviştik, ama sikişmedik. Geri döndük.
Evinin neredeyse 50 metre yakınına kadar gittik. "Gel kahve içelim!" bile dedi. Bu kadın kendine öyle güveniyordu ki, ben tırstım resmen. Giderken arkasından baktığımda elbisesi kırış kırış, iyice kısalmış, neredeyse götünün altına kadar sıyrılmıştı. Her akşam yazıştık, konuştuk. Bir hafta geçmeden, "Beni nerde nasıl sikeceksin?" diye inler oldu konuşmalarda. Tabii benim ona, "Şöyle sikeceğim, böyle kanırtacağım!" demelerimden sonra. Ama bu arada o ilk günü de konuştuk, "Hani herkesten korkar olmana rağmen, o gün çaprazımızdaki arabada sevişen çiftten yüzünü kaçırmadın, çobanın karşıdan seyrettiğini bile bile domalıp sik dedin!" dedim. "Çok tahrik oldum!" dedi. O gün ikimizin de sevişirken seyredilmekten zevk aldığımızı anlamış olduk.
Bir hafta sonra, aynı gün, Aydın'da günlük kiralık evlere baktım. Bir tane buldum, tam şehrin göbeğinde, orada buluşmaya karar verdik. Ben biraz erken gittim. Birkaç malzeme aldım. Yarım saat sonra aradı. Binaya girişi tarif ettim, 5. katta 1+1 bir daireydi. Kıyafetlerimizle ayakta öpüştük biraz, sonra soyunmaya başladık. Kırmızı dantelli bir sütyen ve kırmızı dantelli bir tanga giymişti. Dudaklarından başlayıp memelerine, ordan da amcığına yalaya yalaya indim. Sonra o aynını yaptı. "69 yapalım!" dediğimde, "O ne?" dedi. İlk yarım saati birbirimizin ağzında geçirdik. Amını yalarken parmağımın biriyle de göt deliğiyle oynuyordum.
"Acelemiz yok!" dedim ayağa kalkıp bir sigara yaktım. Oturma odası tarafına geçtik, L şeklinde koltuk takımı vardı, oraya oturdum, bu da yanıma oturdu. Ellerimiz birbirinin vücudunda, o yarağımla oynuyor, ben kalçalarını avuçluyorum. Sigaralar bitince, "Gel!" dedim buna, hemen üstüme çıktı. Uzanıp perdeyi açtım, karşı binalar yakın değildi, ama en fazla 50 metre vardı aramızda. Yarağımı amına aldığında, 15 gündür konuştuğumuz sikişme nihayet gerçekleşmiş, amına alttan pompalarken, memelerini ağzıma almış emiyor, iki elimle kalçalarını kavramış sıkıyor ve kucağımda hoplatıyordum.
15 gündür konuşuyor olmak mı? Karşı binalardan seyredildiğimizi düşünmek mi? Yoksa yarım saatten fazla birbimizi yalamamızın etkisinden mi? Bilmiyorum, ama birkaç dakika içerisinde ikimiz de boşaldık. Boşalıp yanyana oturunca perdeyi çekip kapattı. Sevişirken hiçbir şeyi takmayan kadın, sevişme bitince genç kız gibi utangaçlaşıveriyordu. O güne dek sormamıştım, "Daha önce kimseyle oldun mu?" dedim. "Çok istedim, ama kimseye güvenemedim!" dedi. O da bana sordu. "Yemediğim nane kalmadı!" dedim.
Karım 20 yıllık evliliğimizde götten vermediği için göt sikmeyi severdim. Az önce sevişme esnasında parmağımla göt deliğiyle oynarken Hale hiç kasmamıştı. O nedenle elimi götüne atıp, "Şimdi sıra bunda!" dedim. "Çok severim! Birkaç sene öncesine kadar ne Ayhan teklif etti, ne de ben istedim. Birkaç yıl önce senin teyze kızın götten sikilmeyi daha çok sevdiğini ballandıra ballandıra anlatınca denemek istedim ve Cumartesi alkollüyken Ayhan'a siktirdim. O günden beri bazen hiç amıma almadan alırım götten!" dedi. Zaten bu konuşmalar zıpkın gibi yapıyordu beni, koltukta domalttım. Ayağa kalkıp amına soktum, birkaç gitgelden sonra da götüne yüklendim. Hale, "Seninki Ayhan'ın sikinden kalın, kafası girene kadar yavaş!" dedi bir an. Kafası girince bir, "Immmhhh!" çıktı ağzından. Benden de bir, "Ohhhh!" çıktı. Hale, "Perdeyi açayım mı?" dedi. "Aç!" dedim. Uzanıp açtı.
Aydın'ın göbeğinde perdeler açık, teyze kızının eltisini götünden sikiyordum, 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Ohluyor, Ahlıyor, "Yavaş... Daha sert!" diye beni yönlendiriyordu. Arada kalçalarını tokatlıyor, ya da uzanıp göğüslerini sıkıyordum. O da amına parmaklarını sokmuş, benim tempoma göre kah hızlı hızlı kah yavaş yavaş kendini sikiyordu. "Şimdi kaç kişi bizi seyredip 31 çekiyordur acaba karşı binalardan?" dediğimde, "Offf, ahhhhh, evetttt, seyretsinler, aşkım beni ne güzel sikiyor götümden!" diye sayıklıyordu. Parmağımı ağzına soktum ve "Yala da ağzına da bir tane istediğini görsünler aşkım!" dedim. Hale, "Ohhh, evettt, gelip soksunlar, ağzıma, amcığıma, götüme, her deliğim dolsun!" derken kendimi tutamadım, götünden çıkarıp amına soktum. Hale, "Ohhhh, aşkım çok güzel sikiyorsun, ohhh!" diyerek orgazm olduğunda, ben de içine boşaldım...
O gün 10:30'da başladığımız sikiş saat 15:00'de bitti.
[Murat]
3 years ago