Çok Hızlı! (5) (Orhan 36 Y., Bursa)
O gece Sevgi'nin evinden çıktıktan sonra, binanın önünde arabama binerken Sevgi'nin alt dairesinin penceresinde bir silüetin bana baktığını gördüm. Ama kim olduğu belli olmuyordu...
Ertesi sabah uyandığımda telefonumda Whatsap ışığı yanıyordu. "Sanki hayatım zevk denizine döndü, iyi ki seni tanımışım!" yazan Sevgi'nin ilk mesajıydı. Hikmet'in sabah uyandığında amını yalıyor olduğunu, aşkım nasıl sikiştik akşam diyerek devam ettiğini, orgazm olup yataktan kalktığında kahvaltının hazır olduğunu, bunca yıllık evlilikte yaşadığı bunca ilki sindiremediğini yazıyordu.
O Cumartesi çalışacağımız için kalkıp işe gittim. Sevgi odamı temizlemeye geldiğinde anlattı. Kahvaltı sonrası Sevgi kocasının kucağına oturup, "Ya bundan sonra?" diye masum yüzüyle sorduğunda, Hikmet, "Gecenin her anından, yat uyu diye emrettiğin an dahil hepsinden hayatımda almadığım kadar zevk aldım, sen nasıl istersen öyle olacak aşkım!" demiş. Sevgi de, "Karının amı götü ağzı yaraksız kalmayacak kocacığım!" demiş. Sevgi'ye, "Alt katınızda kim oturuyor?" diye sordum. Meraklı ifade eşliğinde, "Ne oldu ki?" diye sordu. Ben de gece o saatte çıkınca alt katta gördüğüm silüeti söyledim. "Fatma abladır, kocası geçen yıl vefat etti, yalnız kadın, işi gücü yok, apartmana gireni çıkanı izler!" dedi.
Fabrikada o Cumartesi pek birbirimizi göremedik. Pazar günü öğlen bir mesaj geldi, "Aşkım Fatma ablaya kahve içmeye indim. Kadın çakal!" diye yazmış. İşlerim vardı yazamadım meraktan ölsem de. Pazar akşam yazdım, "Ne kadar çakal?" diye ama cevap gelmedi. Tam yatmaya hazırlanırken mesaj geldi. Fatma abla Sevgi'ye, "Dün akşam çok erken saatte çok ses geldi, ama nereden anlayamadım? Sonra gece yarısı binadan bir adam çıktı, yan daireye yeni taşınan kamyoncunun karısı eve adam mı aldı diye düşündüm, ama 2 erkek sesi, bir de azgın bir kadın sesi vardı!" diye yem atmış, "Ne konuştuklarını anlamadım, ama sevişiyorlardı, sesler öyleydi, sen duymadın mı?" diye sormuş. Sevgi, "Duymadım abla dedim, ama kadın kurnaz kurnaz gülümseyerek gözlerimin içine baktı!" dedi ve "Hikmet'le konuştum, boşver nasıl olsa bişey ispatlayamaz, dedikodusuna da kimse inanmaz!" diye ekledi.
Artık rahattık, Çarşamba akşamüzeri Sevgi'nin eve girmesinden 15 dakika sonra onlardaydım. Hikmet gelemiyordu, ama benim geleceğimden haberi vardı. O kadar rahattık ki, önce neredeyse yarım saate yakın birbirimizi okşayıp öpüşüp tüm vücutlarımızı yaladık sırayla, nasılsa yakalanma korkumuz yoktu. Uzun uzun birbirimizi emdikten sonra bir kez amından sikerek orgazm ettim, bir kez de götünden sikerek boşaldık.
Yaklaşık 1,5 saat sonra çıktım Sevgi'nin evinden. Gevşek ve rahat hareketlerle, Sevgi'nin kontrol edip boş dediği merdivenlerden inerken, aniden alt katın kapısı açıldı ve kalakaldım. Taş çatlasa 40 yaşında, simsiyah saçları omuzlarına dökülmüş, üzerinde askılı bir bady siyah ve daracık iri göğüslerini sımsıkı sarmış, altında da daracık yine siyah bir tayt ve dolgun çıkık kalçalarını ortaya çıkarmış bir hatun çıktı. Kadın kesinlikle 1.70'e yakın boyuna göre en fazla 60 kilo olan bir afetti.
"Merhaba, Sevgi'lerden mi?" dedi alçak sesle. O an aklım bilgisayardan hızlı çalışıyordu, hayır desem kimden diye sorarsa başka kimsenin ismini bilmiyordum. "Hı hı!" diyebildim onun gibi alçak sesle. "Geçen akşamki misafir de sizdiniz, değil mi, giderken görmüştüm! Muhteşem sesler işittim, sordum ama Sevgi söylemedi!" dedi yine duyulmasını istemediğini belli ettiği fısıltı benzeri bir sesle. Artık ne diyeceğimi bilemez haldeydim. Sadece gülümsedim. "Ben de beklerim!" deyip elime bir kağıt tutuşturdu. Ve çıktığı gibi aniden kapıyı kapatıp içeri girdi.
Binadan çıktığımda, altlı üstlü iki katta, iki kadın tül perde arkasından bana bakıyordu. Arabama oturdum. Kağıdı açtım. "Fatma, 05** 420 ** **" yazan telefon numarası vardı. Arabayı biraz ileride yol kenarına çekip aradım ve "Selam, Orhan ben. Apartmanın merdiven boşluğundaki şaşkınlığım geçti de!" dedim. Karşılıklı gülüştük. Fatma biraz kendinden, ben biraz kendimden bahsettim. Ne zaman istersem beni seve seve misafir edebileceğini, yalnız olduğunu söylediğinde, ben daha kelime konuşamadan, Sevgi'erdeki gibi iyi bir misafir olacağıma emin olduğunu söyledi. Ve şuh bir kahkaha attı. Haber vereceğimi söyleyip eve gittim. Sevgi mesaj atmıştı. "Hikmet geldi, ama yetişemedim diye üzgün :)" yazıyordu. Ona Fatma'dan bahsedip bahsetmeme konusunda kararsızdım.
Ertesi sabah Sevgi temizliğe geldiğinde, Fatma ile ilgili durumu anlattım. Fazla konuşamadık, temizliği yapıp gitti. Öğlen üzeri, yemekten sonra odasına uğramamı söyleyen bir mesaj attı. Kahveleri yapmıştı. Kahvelerimizi içerken, sanki Sevgi'nin haberi yokmuş gibi benm Fatma ile görüşmemi, durumu kontrol altına almamız gerektiğini, dedikodu yapmasını engelleyecek bir koz elde etmeyi kararlaştırdık.
Saat 15:00 gibi Fatma'ya mesaj attım, 16:30'da gelebileceğimi yazdım. Cevap birkaç dakika sonra geldi. Dışarıda olduğunu, ama o saate kadar eve döneceğini yazıyordu. İş çıkışı arabamla Fatma'ya giderken, Sevgi'den mesaj geldi. "Beline kuvvet :)" yazmıştı. Binaya 5 metre kala kapı otomatına basıldı. Merdivenleri çıktığımda kapı aralıktı. Usulca içeri süzüldüm. Fatma kapının arkasında kırmızı şeffaf bir baybdoll içinde gülümseyerek ellerini uzattı. Kapını arkasına dayayıp dudaklarına yumuldum. Beni biraz uzaklaştırıp, "Zamanımız bol yakışıklım, her ne kadar iki yıldır sevişmemiş olsam da, bunun tadını çıkarmak istiyorum!" dedi. Önümden kırıta kırıta yatak odasına yürüdü.
Beni tutup yatağa oturtarak, dans ede ede tüm giysilerimi çıkardı. Televizyonda bir müzik kanalı açıktı. Ve kadın sürekli kalçalarını çalkalaya çalkalaya yarağımı sıvazlayarak ağzına aldı ve muhteşem bir saksoya yelken açmamı sağladı. Kadın işini gerçekten iyi biliyordu. O ana dek onlarca sakso yaşamıştım, ama böylesi hiç olmamıştı. Haptan aldığıma sevinerek birkaç dakika sonra döllerimi ağzına saldım. "Hızlısın aşkım!" dedi tüm döllerimi yuttuktan sonra yalanarak. "Mmmm, bu tadı almayalı o kadar uzun süre oldu ki!" diye devam etti.
Uzanıp komodinden aldığı iki sigarayı yakıp birini uzattı, sırtıma bir yastık verip yatakta yanıma oturdu. Kocasıyla severek evlendiklerini, yıllarca süper bir seks hayatlarının olduğunu, kocasının iki yıl önce Kanser olup geçen yıl da vefat ettiğini, hem kocasına saygı, hem de çevredekilerden çekincesine onca zamandır kendini frenlediğini, ama geçen gece bizim yukarıda grup sikişimizin bardağı taşıran son damla olduğunu söyleyip, çekmeceye uzandı. En az 25 cm bir vibratörü eline aldı ve "Rahmetli ilk hastalandığında internetten almıştı, iki yıldır bunla idare etmeye çalışıyorum, ama gerçeğinin sıcaklığını istiyorum!" dedi.
Vibratörü elinden alıp, önce dudaklarından boynuna göğüslerine öpücükler kondururken amının dudaklarının arasına sürtmeye başladım. Göğüs uçlarını dişlerimin arasına aldığımda kıvranıyordu. Her iki göğsünü santim santim yaladım, emdim, çekiştirdim, uçlarını dudaklarımın arasında ezdim, somurdum, morarması sorun değildi, kadın yalnızdı. Bu arada vibratörü halen amcığının dudakları arasında yukarıdan aşağı fırçalar gibi sürtüyordum. Vıcık vıcık sesler çıkıyordu amcığından, suları akıyordu. İçine almak için kalçasını oynattıkça aleti geri çekiyordum. Onun eli de boş durmuyor, avuçladığı yarağımı çekiştiriyordu. "Bunu amıma geçir!" dedi yarağımı çekiştirerek.
Yatağa yarı oturur halde onu kucağıma aldım. Yarağımın kafası amına girdiğinde sanki start almış at gibi üstünde zıplamaya kıvıra kıvıra içine almaya inlemeye başladı. Göğüslerine küçük ısırıklar atarken vibratörü arka deliğine bastırdım. "Ahhhh!" diye acıdan çok zevk içeren bir küçük çığlık attı. Vibratörün sadece ucu götünün içindeyken, yarağımla alttan amına pompalıyor, o da üzerinde zıplıyordu. İki eliyle çenemden tutmuş dudaklarımı kemiriyor, "Harikasın, harikasın!" deyip duruyordu. Yarağımı biraz daha geri çekip vibratörü götüne köküne kadar soktuğumda, klitorisini yarağıma sürte sürte üstüste orgazm sarsıntıları geçiriyordu.
Üstümden kalkıp yatağın kenarına ellerini dayayıp domaldı ve "O güzel yarağını götüme sok, hadi sok!" diye yalvarmaya başladı. Arkasına geçip yarağımı götüne gömdüm. Yaklaşık 10 dakika daha götünden sikerken, amcığına sürttüğüm vibratörün etkisiyle defalarca orgazm oldu. En sonunda dayanamadım saldım götüne döllerimi. Yatağa yığıldı, "Offf, sen harikasın!" deyip duruyordu. Yatağa uzanıp saçlarını okşayarak, "Harika olan sensin, beni müthiş azdırdın yavrum!" dedim.
"Sevgi'den de iyi miyim?" dedi gülümseyerek. "Evet, ama aramızda kalsın :)" dedim göz kırparak. "Beni bırakmazsın değil mi?" dedi. "Sen benden bıkana dek!" dedim. "Hiç bir zaman!" dedikten sonra, "Sevgi'yi ne yapacaksın?" diye sordu. "İkinize de yetmez miyim sence?" dedim. "Fazla bile gelirsin!" dedi. "O zaman ikinizi de sikerim!" dedim. "Beraber mi?" dedi elini ayıp der gibi ağzına koyup gülerek. Ben de, "Zamanı gelince!" dedim gülerek. Duşta beni yıkayıp temizlerken bir tur daha amlı götlü siktim. Öperek yolcu etti, "Arayı uzatma!" diyerek...
Binadan çıktığımda, altlı üstlü iki katta iki kadın tül perde arkasından bana bakıyordu, ama bu kez çıktığım daire dünkünün tersiydi :)
[Orhan]
Ertesi sabah uyandığımda telefonumda Whatsap ışığı yanıyordu. "Sanki hayatım zevk denizine döndü, iyi ki seni tanımışım!" yazan Sevgi'nin ilk mesajıydı. Hikmet'in sabah uyandığında amını yalıyor olduğunu, aşkım nasıl sikiştik akşam diyerek devam ettiğini, orgazm olup yataktan kalktığında kahvaltının hazır olduğunu, bunca yıllık evlilikte yaşadığı bunca ilki sindiremediğini yazıyordu.
O Cumartesi çalışacağımız için kalkıp işe gittim. Sevgi odamı temizlemeye geldiğinde anlattı. Kahvaltı sonrası Sevgi kocasının kucağına oturup, "Ya bundan sonra?" diye masum yüzüyle sorduğunda, Hikmet, "Gecenin her anından, yat uyu diye emrettiğin an dahil hepsinden hayatımda almadığım kadar zevk aldım, sen nasıl istersen öyle olacak aşkım!" demiş. Sevgi de, "Karının amı götü ağzı yaraksız kalmayacak kocacığım!" demiş. Sevgi'ye, "Alt katınızda kim oturuyor?" diye sordum. Meraklı ifade eşliğinde, "Ne oldu ki?" diye sordu. Ben de gece o saatte çıkınca alt katta gördüğüm silüeti söyledim. "Fatma abladır, kocası geçen yıl vefat etti, yalnız kadın, işi gücü yok, apartmana gireni çıkanı izler!" dedi.
Fabrikada o Cumartesi pek birbirimizi göremedik. Pazar günü öğlen bir mesaj geldi, "Aşkım Fatma ablaya kahve içmeye indim. Kadın çakal!" diye yazmış. İşlerim vardı yazamadım meraktan ölsem de. Pazar akşam yazdım, "Ne kadar çakal?" diye ama cevap gelmedi. Tam yatmaya hazırlanırken mesaj geldi. Fatma abla Sevgi'ye, "Dün akşam çok erken saatte çok ses geldi, ama nereden anlayamadım? Sonra gece yarısı binadan bir adam çıktı, yan daireye yeni taşınan kamyoncunun karısı eve adam mı aldı diye düşündüm, ama 2 erkek sesi, bir de azgın bir kadın sesi vardı!" diye yem atmış, "Ne konuştuklarını anlamadım, ama sevişiyorlardı, sesler öyleydi, sen duymadın mı?" diye sormuş. Sevgi, "Duymadım abla dedim, ama kadın kurnaz kurnaz gülümseyerek gözlerimin içine baktı!" dedi ve "Hikmet'le konuştum, boşver nasıl olsa bişey ispatlayamaz, dedikodusuna da kimse inanmaz!" diye ekledi.
Artık rahattık, Çarşamba akşamüzeri Sevgi'nin eve girmesinden 15 dakika sonra onlardaydım. Hikmet gelemiyordu, ama benim geleceğimden haberi vardı. O kadar rahattık ki, önce neredeyse yarım saate yakın birbirimizi okşayıp öpüşüp tüm vücutlarımızı yaladık sırayla, nasılsa yakalanma korkumuz yoktu. Uzun uzun birbirimizi emdikten sonra bir kez amından sikerek orgazm ettim, bir kez de götünden sikerek boşaldık.
Yaklaşık 1,5 saat sonra çıktım Sevgi'nin evinden. Gevşek ve rahat hareketlerle, Sevgi'nin kontrol edip boş dediği merdivenlerden inerken, aniden alt katın kapısı açıldı ve kalakaldım. Taş çatlasa 40 yaşında, simsiyah saçları omuzlarına dökülmüş, üzerinde askılı bir bady siyah ve daracık iri göğüslerini sımsıkı sarmış, altında da daracık yine siyah bir tayt ve dolgun çıkık kalçalarını ortaya çıkarmış bir hatun çıktı. Kadın kesinlikle 1.70'e yakın boyuna göre en fazla 60 kilo olan bir afetti.
"Merhaba, Sevgi'lerden mi?" dedi alçak sesle. O an aklım bilgisayardan hızlı çalışıyordu, hayır desem kimden diye sorarsa başka kimsenin ismini bilmiyordum. "Hı hı!" diyebildim onun gibi alçak sesle. "Geçen akşamki misafir de sizdiniz, değil mi, giderken görmüştüm! Muhteşem sesler işittim, sordum ama Sevgi söylemedi!" dedi yine duyulmasını istemediğini belli ettiği fısıltı benzeri bir sesle. Artık ne diyeceğimi bilemez haldeydim. Sadece gülümsedim. "Ben de beklerim!" deyip elime bir kağıt tutuşturdu. Ve çıktığı gibi aniden kapıyı kapatıp içeri girdi.
Binadan çıktığımda, altlı üstlü iki katta, iki kadın tül perde arkasından bana bakıyordu. Arabama oturdum. Kağıdı açtım. "Fatma, 05** 420 ** **" yazan telefon numarası vardı. Arabayı biraz ileride yol kenarına çekip aradım ve "Selam, Orhan ben. Apartmanın merdiven boşluğundaki şaşkınlığım geçti de!" dedim. Karşılıklı gülüştük. Fatma biraz kendinden, ben biraz kendimden bahsettim. Ne zaman istersem beni seve seve misafir edebileceğini, yalnız olduğunu söylediğinde, ben daha kelime konuşamadan, Sevgi'erdeki gibi iyi bir misafir olacağıma emin olduğunu söyledi. Ve şuh bir kahkaha attı. Haber vereceğimi söyleyip eve gittim. Sevgi mesaj atmıştı. "Hikmet geldi, ama yetişemedim diye üzgün :)" yazıyordu. Ona Fatma'dan bahsedip bahsetmeme konusunda kararsızdım.
Ertesi sabah Sevgi temizliğe geldiğinde, Fatma ile ilgili durumu anlattım. Fazla konuşamadık, temizliği yapıp gitti. Öğlen üzeri, yemekten sonra odasına uğramamı söyleyen bir mesaj attı. Kahveleri yapmıştı. Kahvelerimizi içerken, sanki Sevgi'nin haberi yokmuş gibi benm Fatma ile görüşmemi, durumu kontrol altına almamız gerektiğini, dedikodu yapmasını engelleyecek bir koz elde etmeyi kararlaştırdık.
Saat 15:00 gibi Fatma'ya mesaj attım, 16:30'da gelebileceğimi yazdım. Cevap birkaç dakika sonra geldi. Dışarıda olduğunu, ama o saate kadar eve döneceğini yazıyordu. İş çıkışı arabamla Fatma'ya giderken, Sevgi'den mesaj geldi. "Beline kuvvet :)" yazmıştı. Binaya 5 metre kala kapı otomatına basıldı. Merdivenleri çıktığımda kapı aralıktı. Usulca içeri süzüldüm. Fatma kapının arkasında kırmızı şeffaf bir baybdoll içinde gülümseyerek ellerini uzattı. Kapını arkasına dayayıp dudaklarına yumuldum. Beni biraz uzaklaştırıp, "Zamanımız bol yakışıklım, her ne kadar iki yıldır sevişmemiş olsam da, bunun tadını çıkarmak istiyorum!" dedi. Önümden kırıta kırıta yatak odasına yürüdü.
Beni tutup yatağa oturtarak, dans ede ede tüm giysilerimi çıkardı. Televizyonda bir müzik kanalı açıktı. Ve kadın sürekli kalçalarını çalkalaya çalkalaya yarağımı sıvazlayarak ağzına aldı ve muhteşem bir saksoya yelken açmamı sağladı. Kadın işini gerçekten iyi biliyordu. O ana dek onlarca sakso yaşamıştım, ama böylesi hiç olmamıştı. Haptan aldığıma sevinerek birkaç dakika sonra döllerimi ağzına saldım. "Hızlısın aşkım!" dedi tüm döllerimi yuttuktan sonra yalanarak. "Mmmm, bu tadı almayalı o kadar uzun süre oldu ki!" diye devam etti.
Uzanıp komodinden aldığı iki sigarayı yakıp birini uzattı, sırtıma bir yastık verip yatakta yanıma oturdu. Kocasıyla severek evlendiklerini, yıllarca süper bir seks hayatlarının olduğunu, kocasının iki yıl önce Kanser olup geçen yıl da vefat ettiğini, hem kocasına saygı, hem de çevredekilerden çekincesine onca zamandır kendini frenlediğini, ama geçen gece bizim yukarıda grup sikişimizin bardağı taşıran son damla olduğunu söyleyip, çekmeceye uzandı. En az 25 cm bir vibratörü eline aldı ve "Rahmetli ilk hastalandığında internetten almıştı, iki yıldır bunla idare etmeye çalışıyorum, ama gerçeğinin sıcaklığını istiyorum!" dedi.
Vibratörü elinden alıp, önce dudaklarından boynuna göğüslerine öpücükler kondururken amının dudaklarının arasına sürtmeye başladım. Göğüs uçlarını dişlerimin arasına aldığımda kıvranıyordu. Her iki göğsünü santim santim yaladım, emdim, çekiştirdim, uçlarını dudaklarımın arasında ezdim, somurdum, morarması sorun değildi, kadın yalnızdı. Bu arada vibratörü halen amcığının dudakları arasında yukarıdan aşağı fırçalar gibi sürtüyordum. Vıcık vıcık sesler çıkıyordu amcığından, suları akıyordu. İçine almak için kalçasını oynattıkça aleti geri çekiyordum. Onun eli de boş durmuyor, avuçladığı yarağımı çekiştiriyordu. "Bunu amıma geçir!" dedi yarağımı çekiştirerek.
Yatağa yarı oturur halde onu kucağıma aldım. Yarağımın kafası amına girdiğinde sanki start almış at gibi üstünde zıplamaya kıvıra kıvıra içine almaya inlemeye başladı. Göğüslerine küçük ısırıklar atarken vibratörü arka deliğine bastırdım. "Ahhhh!" diye acıdan çok zevk içeren bir küçük çığlık attı. Vibratörün sadece ucu götünün içindeyken, yarağımla alttan amına pompalıyor, o da üzerinde zıplıyordu. İki eliyle çenemden tutmuş dudaklarımı kemiriyor, "Harikasın, harikasın!" deyip duruyordu. Yarağımı biraz daha geri çekip vibratörü götüne köküne kadar soktuğumda, klitorisini yarağıma sürte sürte üstüste orgazm sarsıntıları geçiriyordu.
Üstümden kalkıp yatağın kenarına ellerini dayayıp domaldı ve "O güzel yarağını götüme sok, hadi sok!" diye yalvarmaya başladı. Arkasına geçip yarağımı götüne gömdüm. Yaklaşık 10 dakika daha götünden sikerken, amcığına sürttüğüm vibratörün etkisiyle defalarca orgazm oldu. En sonunda dayanamadım saldım götüne döllerimi. Yatağa yığıldı, "Offf, sen harikasın!" deyip duruyordu. Yatağa uzanıp saçlarını okşayarak, "Harika olan sensin, beni müthiş azdırdın yavrum!" dedim.
"Sevgi'den de iyi miyim?" dedi gülümseyerek. "Evet, ama aramızda kalsın :)" dedim göz kırparak. "Beni bırakmazsın değil mi?" dedi. "Sen benden bıkana dek!" dedim. "Hiç bir zaman!" dedikten sonra, "Sevgi'yi ne yapacaksın?" diye sordu. "İkinize de yetmez miyim sence?" dedim. "Fazla bile gelirsin!" dedi. "O zaman ikinizi de sikerim!" dedim. "Beraber mi?" dedi elini ayıp der gibi ağzına koyup gülerek. Ben de, "Zamanı gelince!" dedim gülerek. Duşta beni yıkayıp temizlerken bir tur daha amlı götlü siktim. Öperek yolcu etti, "Arayı uzatma!" diyerek...
Binadan çıktığımda, altlı üstlü iki katta iki kadın tül perde arkasından bana bakıyordu, ama bu kez çıktığım daire dünkünün tersiydi :)
[Orhan]
3 years ago