Sikilmeden Geçen Günlerimin Acısını Çıkarıyorum

Öncelikle herkese merhabalar. Ben Günseli. 42 yaşında, dul, iki çocuk sahibi bir kadınım. Eşimden 2 yıl önce, aşırı kıskançlıkları ve vazgeçemediği bazı alışkanlıklarından dolayı ayrılmak zorunda kaldım. Şu anda dulum ve iki çocuğumla beraber yaşıyorum. Sizlere anlatacağım olay, tamamen zorunluluktan yaşadığım bir olay, yani öyle başladı. Sanırım bunu anlatarak hem rahatlayacağım, hemde sizlerin zevk almasını sağlayacağım.

Gençliğimden beri erkeklerin ilgisini çekmek, onları tahrik etmek, her kadın gibi hoşuma gidiyordu. Ama ilk erkeğim kocam olmuştu, ondan önce ufak tefek bazı sevişmeler dışında çok bir deneyimim yoktu. Seks'i kocamla beraber sevdim. Oldukça güzel fantaziler ve birliktelikler yaşıyorduk. Maddi durumumuz oldukça iyiydi. Ancak bir süre sonra, kocamın çevresinin değişmesiyle her şey allak bullak oldu ve ayrıldık. Dedim ya, kocamın maddi durumu iyiydi. Ancak ben koca parası yiyen bir kadın olmayı asla kendime yakıştıramadım. Kocamdan ayrıldıktan bir süre sonra, verdiği yüklü nafaka ve parayla geçiniyordum. Ama günlerim evde yalnız geçiyordu, sıkılıyordum. Evliyken bazı sektörlerde çalışmıştım. Bazen, kocamın şirketinde de çalışıyordum. Yani bu kadar sıkılmıyordum.

Bundan birkaç yıl önce aklıma oldukça güzel bir fikir geldi. Bir cafe benzeri bir yer açıp, hem daha rahat geçinip, hemde sıkıntımı bu yolla geçirmeyi düşündüm. Yaptığım araştırmalarla, cafeye uygun bir yer bulabilmiştim. Hemen kiraladım, içine de ufak tefek eşyalar alıp, kendi ekmek teknemi açtım. Biraz daha farklı olması için ev yemekleri üzerine çalışıyordum. İlan verip, bir garson, birde aşçı buldum. Bazen mutfakta aşçımıza ben yardım ediyordum. İşlerim de iyi gitmeye başladı, oldukça lezzetli yemeklerimi tadan müşterilerim resmen abone oluyorlardı. Ancak açtığım yer, artık yetmemeye başladı. Geliştirmek istiyordum, fakat bunun için kafeden kazandığım para yetmiyordu.

Eski kocamdan para almayı düşündüm. Zaten bu işe başından beri karşı olan kocam, bana tek bir kuruş bile vermeyeceğini, onun durumunun da bozulmakta olduğunu söyledi. Bir kere kafama koymuştum, mutlaka yapacaktım. Hal böyle olduğu için aile dostumuz olan Ahmet'ten yardım istemeyi düşündüm. Ahmet, 40 yaşlarında, evli, fakat çocuğu olmayan bir adamdı ve aile dostuyduk, birlikte büyüdük denilebilir. Onun da durumu oldukça iyiydi, hatta bazen kocamla ortak iş bile yaparlardı. Ahmet bana borç olarak 30 Bin TL verebileceğini söyledi. Faiz de koymayacağını söyleyince çok mutlu olmuştum. Hem elime para geçmiş, hemde çalıştığım yeri büyütme fırsatı geçmişti. Kabul ettim ve birkaç gün sonra Ahmet cafeme geldi. Doluluğu görünce, o da çok mutlu oldu. Hatta ortaklık bile teklif etti, ama kabul etmedim. Ortaklığa genelde karşıydım, özellikle böyle küçük bir cafe için ortaklık bana çokta mantıklı gelmiyordu.

Ahmet bana paranın ilk kısmını verdi. Bu parayla yaptığım ilk iş, cafeye yeni mobilyalar almak oldu. Bir süre sonra, dahada büyütmek istediğimden farklı bir yere dükkanımı taşımak istedim. Uygun bir kira bedeliyle, başka, daha büyük bir yere geçiş yaptım. Aslında alışılan muhitten ayrılmak ne kadar akıllıca olurdu biliyordum, ama yaptım işte böyle bir hata. İşlek bir caddeye taşındık, fakat bu caddede bizim rakiplerimiz çok daha etkiliydi. İşler tam tersine dönmüştü, yaptığım masraf nerdeyse boşa gitmiş, dükkanda sinek avlar olmuştuk. Ahmet'e olan borcum vardı, üstelik artık cafeye kendi cebimden para vermeye başladım. İyice sıkışmıştım, geceleri uykularım kaçıyordu. Ahmet'ten borç almak artık uygun olmamaya başlamıştı.

Bir süre daha böyle devam ettik. 2 garsondan birini, kemer sıkma politikası olarak işten çıkardım, tazminatını da verdim. Ancak bu tedbir de işe yaramıyordu. Üstelik Ahmet'e olan borcumun günü de geçiyor, iyice sıkışıyordum. Bir gün Ahmet'i aradım, durumu anlattım ve borcu erteleyebilme ihtimalini sordum. O da gayet insancıl bir şekilde kabul etti. Aradan bir süre daha geçti ve ben borcu ödeyemedim. Ahmet'e karşı da oldukça mahcuptum, kısacası rezalet bir durumdu. Kocama başvurmak istedim, ama gene kapılar kapanmıştı. Kurtulmak için çırpınıyordum. Cafeyi kapatmak zorunda kaldım. Artık ne yapacağımı bilmez durumdaydım, banka kredisi çeksem, banka kredisinin borcu olacaktı. Biraz altınlarım vardı, onları sattım, ama borcum kapanmıyordu. Ahmet de artık homurdanmaya başlamıştı. O kibar adam gitmiş, yerine tam bir alacaklı gelmişti.

Kaçmayı düşündüm, ama imkansızdı. Ahmet'i aradım, buluşup görüşmek istediğimi söyledim. Kabul etti, beni evden aldı ve bir cafeye gittik. Ben durumumu anlatıyordum, ama Ahmet parasını istiyordu. Uzun bir süre tartıştık. Benim aile dostu olduğumu, biraz daha vakit vermesini istiyordum. O ise parası için ısrar ediyordu. Tüm yollar kapanmıştı bana. Kalkıp gittim, banka kredisi için araştırmaya başladım. O gece telefonuma Ahmet'ten bir mesaj geldi, "Borcunu ödemek için bir yol bulmalıyız!" diye. Ben de cevap attım, "Neymiş o?" dedim. O da, "Telefonda olmaz, yarın görüşelim. Evden alırım seni!" deyince onayladım.

Ertesi gün Ahmet beni evden aldı. Arabayla gidiyorduk. Sesim çıkmıyordu. Sessizliği bozan o oldu, "Borcunu gerçekten ödemek istiyor musun?" dedi. Ben de, "Tabiki! Ama nasıl olacak, gerçekten bilmiyorum. Çok zor durumdayım!" dedim. O da, "Eğer kabul edersen bir yol var tabiî ki..." dedi. Merak ettim, nasıl bir yol olduğunu sordum. Ahmet, "Eğer, beni mutlu edersen borcunu taksit taksit silerim Günseli!" deyince, döndüm ve bir tokat attım ve "Çek sağa hayvan, ağzına sıçayım senin, orospu çocuğu!" diye küfürler ederek arabadan indim. Arkamdan, "İyi düşün, yoksa nasıl kurtulacaksın?" diye bağırıyordu.

Biraz yürüdüm. Sinirim hala geçmemişti. Resmen onunla yatmamı istiyordu. Bütün gece teklifini düşündüm. Aslında yapacak çokta bir şeyim yoktu. Kabul etmek zorundaydım, yoksa başıma neler gelir tahmin bile edemiyordum. Ahmet'i aradım, "Yarın beni evden al. Konuşmamız lazım!" dedim. Kabul etti. Ertesi gün gene beni evden aldı. Arabayla giderken ona, "Teklifin halen geçerli mi?" dedim. Bana döndü gülümseyerek, "Geçerli!" dedi. "Kabul etmeme gibi bir şansım yok. Sen adi bir herifsin, evli barklı bir adamsın ve dul bir kadını hallere soktuğunu biliyor musun?" dedim. Gene çok sinirlendim ve küfürler etmeye başladım. Ama Ahmet dinlemiyordu, sadece gülümsüyordu. Bir süre sonra sustum. Nereye gittiğimizi dahi bilmiyordum. O arabayı sürüyor, ben susuyordum.

Bir yamaca geldik. Önümüzde deniz vardı. İndim arabadan, biraz hava almak için. O da indi, yanıma gelip elimi tutarak, "Bak Günseli, senden çok hoşlandım hep. Hep çok güzeldin, halen öylesin. Ama iş ayrı, aşk ayrı. Senden aşk istemiyorum. Sadece borcunu ödemenin yollarını sana sunuyorum. Hem böyle zararsız bir şeyden ne çıkar. Dul bir kadınsın. Her şekilde ihtiyacını gideririm. Kimsenin bilmeyeceğini söylememe gerek bile yok aslında. Kabul et bence!" dedi. "Ne yani, beni kuma mı alacaksın?" dedim. "Hayır, sadece birlikte olmak istiyorum seninle!" dedi. "Peki, istediğini yaparsam, borcum silinecek mi?" dedim. "Bak güzelim, borcun çok fazla. Benimle birkaç kere birlikte ol. Taksit taksit sileyim borcunu. Merak etme, bitince görüşmeyeceğiz bile!" dediğinde rahatlamıştım. Çaresiz kabul ettim. Tekrar arabaya bindik...

Arabada bana, "İlk taksidi bugün ödemek ister misin?" deyince, evde çocuklarımın olduğunu söyleyip reddettim. Elini bacaklarıma attı, kot pantolonumun üstünden okşamaya başladı. Eşimden ayrıldığımdan beri ilk kez bir erkeğin elleri üstümdeydi ve çok heyecanlanıyordum. Sessizce okşamasını izliyordum. Elleri yavaşça kasık arama doğru geldi ve oralarda gezmeye başladı. Ben sadece izliyordum onu. Elini iyice amcığıma doğru getirip, "Sıcaklığını buradan hissediyorum. O da istiyor. Özlemiş belli ki..." dedi. Benim heyecanım artmaya başlamıştı.

"Bence ilk taksidini şimdi öde tatlım. Dayanamacağım çünkü!" deyince, tekrar evde çocukların olduğunu, bugün olamayacağını söyledim. "Ozaman burda ufak bir başlangıç yapalım!" diyerek kemerini çözdü, boxerının içinden hafif kalkık yarağını çıkardı. Ne yapmamı istediğini anlamıştım. Yavaşça eğilip sikini ağzıma aldım. Siki ağzımla kavuşunca, "Ohhh!" diye bir inledi, sonra etrafa baktı. Kimse yoktu bizden başka. İlk kez kocamınkinden başka bir siki ağzıma alıyordum. Kocamınkinden daha kısa olan bu sik, eninde sonunda içime girecekti, kaçışım yoktu. Hızlı hızlı emmeye başladım. Ahmet iyice kaykıldı ve külodunu indirerek kıllı sikini açığa kavuşturdu. Emmelerim artmıştı. Şimdi sikin tamamı ağzımda, dil darbeleriyle yalanıyor ve Ahmet gözlerini kaydırıyordu. Ahmetin elleri kafamda, saçlarımla oynuyor, ben ise sikini yalıyordum. Yavaşça taşaklarına doğru indim. Keskin bir ter kokusu geliyordu, kıllı siki dişlerime değiyordu. İyice yalamaya devam ettim. Kafamı hiç kaldırmadan, elimden gelen en iyi şekilde yalıyordum sikini.

Bir arabanın sesini duyunca düzeldim. Ahmet te hemen kontak çevirip, arabayı sürmeye başladı. Ordan biraz uzaklaştık ve hemen ensemden bastırıp sikini ağzıma verdi yine. Sikinin kafasını yalıyordum, çabucak boşalması için. Dilimi ucuna değdirip, yalamaya başlayınca, Ahmet hırlayarak tüm döllerini ağzıma bıraktı. Boşaldıkça boşalıyor, boşalırken de anırıyordu. Dölleri ağzımın kenarından akıyordu, onları toplayıp, kapıyı açıp tükürdüm. Ahmet sikini sıvazlıyor, "Müthişsin, harikasın, ohhh!" diye inliyordu resmen. Siki de inmiş, artık külodundaki yerini almıştı. Ağzımdaki döllerin hepsi çıkmamıştı, halen vıcık vıcık birşeyler vardı dişlerimde. Onları da çaresiz yuttum.

Aslında döl yutmayı severim. Ama o an Ahmet'e bir orospu olarak görünmemek için iğrenmiş gibi yaptım. Ahme ise, "Bebeğim, bence bırak bu numaraları. Nasıl döl yuttuğunu kocan anlatıyordu zaten!" dedi. "Benim hakkımda mı konuşuyordunuz?" dedim. "Yoo, sadece senin hakkında değil. Erkek muhabbeti işte!" deyince rahatlamıştım. "Hadi, götür beni eve!" dedim. Ahmet arabayı çalıştırdı ve evime bıraktı. Eve girer girmez, hemen koşup küloduma baktım. Gri külodumda lekeler kalmıştı, ıslanmıştım. Külodumu hemen kirliye atıp, duşa girdim.

O kadar stres arasında, her zaman bakımlı olan ben, am kıllarımı ihmal etmiştim. Am kıllarım uzamıştı. Elime bir jilet alıp, traşlamaya başladım amımı. Birkaç saat önce boşalttığım yarak aklıma geliyordu. Acaba daha kaç kere boşalacaktı o yarak? Kaç kere girecekti bana o yarak? Ahmet beni altında inletecek miydi? Bütün bu düşünceler, tanıdık bir sıcaklık yaymıştı kasıklarıma. Şimdi, traş bıçağının sapı amımın içindeydi, sokup sokup çıkarıyordum. Kesik kesik inliyordum, Ahmet'in beni becerdiğini düşünerek. Ve boşalmıştım, kasılarak, inleyerek. Elimi arka deliğime attım. Orası da kıllıydı. Jiletle aldım ordaki kıllarımı da. Bacaklarım, deliklerim, her yerim kılsızdı şimdi. İster istemez, kendimi Ahmet'e hazırlıyordum. Unuttuğum bir his tekrar canlanıyordu içimde ve bu beni fazlaca heyecanlandırıyordu.

Resmen unutmuşum kadınlığımı. Bazen çok azdığım zamanlarda yaptığım gibi, bir cinsel sohbet sitesine girdim. Evli olmayan birini bulup, Webcamda seks yaptım. Konuştuğum adamın Webcamdak iri siki benim amıma doğru boşalıyordu. Ve artık kuduruyordum ben. Her deliğimi parmaklıyordum, kocamın sikmekten zevk aldığı götümü bile. Ahmet'i istiyordum, ne kadar yanlış olsada, ne kadar iğrenç olsada. Özlemiştim bir erkeğin bana sahip olmasını. İnlemeyi, çığlık atmayı, 'Sik beni kocacığım!' diye bağırmayı. Şimdi Webcamda tanımadığım bir erkeğe, "Kocacığım!" diyordum, "Sikicim!" diyordum. O ise, "Orospum, kaltağım, yarak hastası fahişem!" diyordu ve bu kelimeler benim amımı dahada sulandırıyordu. Ahmet'le sikişecektim. Yaptığım orospuluk değilde neydi? Para karşılığı veriyordum kendimi ona, her ne kadar zorunda kalmış olsamda.

Ertesi gün Ahmet aradı. "Nasılsın canım?" deyince, kendimi ağırdan satıp, "İyiyim!" dedim. Onun nasıl olduğunu sormadım bile. "Bugün müsait misin, gelebilirmiyim?" dedi. "Evet, gel..." dedim. Saat 17:00'ye kadar kimse yoktu evde, çocuklar okuldaydı. "Tamam, geliyorum hemen!" dedi. Seviniyordum, Ahmet geliyor diye, sikicim geliyor diye. Beni anırtaracak, ılık ılık dölleyecek olan sikicim geliyordu. Hamile kalmayım diye korunmaya bile başlamıştım. Bugün zevk alacaktım, ne olursa olsun. Ama saat 15:00 olmuştu, halen yoktu. 15:30, 16:00 derken, saat 16:15'te kapı çaldı. Ahmet gelmişti. Ama çocuklarımın gelmesine çok az kalmıştı. Ona, "Çok geç kaldın, çocuklarım gelecek, şimdi veremem, sikişemeyiz!" deyince, "Birşey olmaz, onlar gelene kadar sikerim seni canım!" deyip, beni hemen mutfak masasına domalttı.

Ben böyle sikilmek istemiyordum ki. Özlediğim o hissi bu şekilde yaşamak istemiyordum ki. Ama Ahmet'in umrunda değildi. Yarım saate kadar kızım gelecekti ve ben mutfak masasında domaltılmış, gri eşofman altım çıkarılmış, külodumla sikilmeyi bekliyordum. Öylece duruyordum, kollarımı uzatıp masanın diğer kenarından güç alıyordum. Perde açıktı, karşıdan biri görse ne derdim bilmiyordum. Ahmet'in aklına geldi bu, gitti kapattı geşdi ve "Hazır mısın aşkım?" dedi. "Hı hı!" dedim. Ve külodumda inmişti. Şimdi, yeni kıllarını aldığım göt deliğim ve alttan amımın deliği karşısındaydı. Ben halen masanın kenarına tutunuyor ve içime girmesini bekliyordum. Büyük hayal kırıklığı içindeydim.

Ve sessizliği Ahmet'in fermuarının açılış sesi bozdu. Fermuarı açıldı, külottan yarağını çıkardı ve bir hamlede amıma soktu. İçime girince, "Ihhh!" diye bir inleme çıktı benden. "Özlemişmisin yarak yemeyi kaltak!" deyince, "Sik ve git!" dedim. Çok üzülmüştüm, resmen kullanılıyordum. Oysa hayallerim çok daha farklıydı ki benim. Ahmet'in orospusu olmaya, yarağını yemeye hazırlanan ben, sanki bir paralı orospu gibi, E5 orospusu gibi hızlıca sikiliyordum. Ama yinede zevk alıyordum. Uzun zamandır yarak girmemiş olan amım kasılıyor, sularım bacaklarımdan aşağı doğru akıyordu. Ahmet ise küfürleriyle acele acele sikiyordu beni. Kısık inlemelerim sessizliği bozuyordu. Hayatımda ilk kez bu kadar hızlı sikiliyordum.

Şimdi zevkten bağırıyordum. Ama bu zevk, yaklaşık 5 dakika sonra bitti. 5 dakika sonra, amım ılık ılık dölleniyordu. Ve Ahmet gene, "Orospu Günseli! Kaltak Günseli!" diye anırıyor ve boşalmasına devam ediyordu. Boşalması bitince içimden çıktı. Ben donup kalmıştım. Nolmuştu ya? Sikilmiş miydim ben şimdi? Resmen donmuştum. Gözüm masanın üstünde duran selpağa gidiyor, (Al Günseli, sil bunla amını!) diyen beynime vücudum karşı koyuyordu. Ahmet ise inlemesi bitince külodunu çekti, pantolonunu giydi, ve kapıyı çektiği gibi gitti. O anki sessizlik beni resmen korkutmuştu. Öylece duruyordum, amımın deliği açık, Bilinçaltımda sanki girecek yarağı bekliyordum. Ama yoktu. 5-6 dakika kaldım öyle, düşündüm. Halen döller sızıyordu bacaklarımdan.

Düşünüyordum, neydim ben, kimdim ben? Resmen bir orospuydum ve orospu muamelesi görüyordum. Salak Günseli! Gerizekalı Günseli! Bok mu vardı kafe açacak? Bok mu vardı o piçten borç alacak? Adam resmen 31 çekmek yerine gelip beni sikip gitmişti. Belki 31 çekmesi bile daha uzun sürüyordu. Ben şu ana kadar her yaptığım sekste deliler gibi boşalırken, 40 yaşımda ilk kez böyle aşağılayacı bir muameleye maruz kalıyordum. En azından zevk alsaydım ya! Bir kez boşaltsaydı beni ya! Ben çirkin bir kadın değildim ki! Borç içinde olmam, neden aşağılanma sebebim oluyordu?

Ahmet'in döllerini ağlaya ağlaya sildim selpakla amcığımdan, sonra da çektim külodumu. Halen ıslaklık geliyordu. Eşofmanımı çektim, halen ağlıyordum. Banyoya gidip, elimi yüzümü yıkadım. O sırada çocuklar gelmişti eve. Onlara biraz rahatsız olduğumu söyleyip, odamdan çıkmadım...

2 Bölüm

Gece, Ahmet'in telefonuma attığı mesajla uyandım. "Memnun kaldın mı?" diyordu. Deliye döndüm sinirden. Aldım elime telefonu, "Memnun mu? Sen siktiğini mi zannediyorsun? Gram zevk aldıysam Günseli değilim. Sen adi herifin tekisin. Ben senin orospun muyum? Gelip kendini tatmin edebileceğin bir kaşar mıyım? Zorunluluktan yaptım! Yoksa, sana vermektense kendimi parmaklamayı tercih ederim ve daha çok zevk alırım. Bir daha sakın arama. Evi satarım, arabayı satarım, ama bir daha sana asla vermem. Sen karını da mı böyle sikiyorsun? Yazık kadına. Eminim senden habersiz başkalarına veriyordur. Sen de kendine erkek mi diyorsun piç kurusu. 5 dakika mı senin erkekliğin?" diye birkaç mesaj attım, tek mesaja sığmamıştı öfkem. Benim gururum kırılmıştı, onunki de kırılmalıydı.

Çok geçmeden cevap mesajı geldi: "İsterik fahişe. Sen gel sik beni kocacığım dedin de, ben sikmedim mi? Sen iste, saatlerce inleteyim seni! Ayrıca benim erkekliğime laf etme sakın, daha çok tadacaksın. Siktirme bana borcunu. Bu saniyeden itibaren benim karımsın. Beni kızdırma, başına çok daha kötü şeyler gelir!" diyordu. Ben de ona, "Daha ne gelecek hayvanoğlu hayvan? Ne yapacaksın daha? Siktin işte! Yarın banka kredisi işlemlerine başlıyorum. Sakın çıkma karşıma orospu çocuğu! Eğer bir daha gelirsen seni kocama söylerim, tecavüz etti bana derim!" diye mesajlar yazdım. Sinirden ellerim titriyordu. Gelen cevapta, "İyi de, sana kim inanacak? Kocanın umrunda mısın sence? Ne yapabilir bana? Sana yaptığım her şeyi kocana da yaparım. Ayrıca mesajların duruyor. Kendin siktirdin bana. Hepsini yayarım!" deyince ağlamaya başladım. Gittikçe batıyordum...

Bu olayın üzerinden bir hafta falan sessiz geçti. Yeni yeni moralim düzeliyordu ki, Ahmet yeniden mesajlarıyla beni tahrik etmeye çalışıyordu. En sonunda dayanamadım birkaç mesaj attım: "Çaresizliğimden faydalanıp beni kullanıyorsun. Ama ben de insanım, kadınım. Benim de zevk almaya ihtiyacım var. Eğer beni düzgün sikeceksen, gel sik hemen! Öyle 5 dakikada siktim boşaldım yapma bana. Ben sana kendimi sunmaya hazırım. Çaresizim, biliyorum. Ama zevk almakta istiyorum. Eğer kabul ediyorsan, borcumun 10.000'lik kısmını bugün ödemek istiyorum. Sabah 07:30'dan itibaren müsaitim, gel ve SİK BENİ!" diye yazdım. O da, "Saat 08:00'de ordayım. Ama 10.000 çok olur, 5.000 olsun. İlk 5.000'lik kısmı önceden ödedin. Her sikişte 5.000 eksilecek. Ne pahalı orospuymuşsun sen!" dedi. "Öyle canım, işine gelirse! Hadi bekliyorum!" yazdım. Saat 07:30'da ev boşalmıştı, ben de Ahmet'in gelip beni düzmesini bekliyordum. İçten içe heyecan basmıştı, her yerime baktım. Çok sexy görünüyordum. İri memelerime bir siyah sutyen taktım, altımada siyah tanga. Eminim busefer beni saatlerce sikecekti.

Tam 08:00'de kapı çaldı. Altımda siyah tayt, üstümde beyaz body olduğu halde kapıyı açtım. Ahmet, çiçeklerle gelmişti. "O günün özrü için..." deyip dudaklarıma bir öpücük koydu. Sanırım akıllanmıştı. Hemen çiçekleri vazoya koydum. Oturdu, birer çay koydum. Çaylarımız bitti, ben ise atlamamak için zor tutuyordum kendimi. Ahmet'in gözü müzik setine ilişmişti. "Bekle!" dedi, indi aşağı. 3 dakika sonra geldi, arabadan Lounge tarzı, erotik bir müzik CD'si getirmişti. Hemen taktı, müzik başladı. Ne yapacağımı anlamıştım. Ben de kalktım, sexy bir şekilde dans etmeye başladım.

Ahmet'in önü çoktan kabarmıştı. Yarağı takım elbisesinin pantolonunu yırtacak gibi duruyordu. Evet, istediğim oluyordu. Kudurtuyordum onu. Yavaşça bodyimin içinden memelerime ellemeye başladım. Bodymin askısını indirdim, böylece siyah sütyenim ve memelerim görünmüştü. Halen dans ediyordum. Sonra bodyi tamamen çıkardım. Yavaşça arkamı dönüp, kalçamı tokatladım. İyice ayırdım bacaklarımı, duvara doğru domaldım. Taytımdan belli olan dışarı çıkık popomu tokatlıyordum. Ahmet ise sikini çıkarmış, sıvazlamaya başlamıştı. Kalkıp yanıma gelince, "Dur, otur!" diye uyardım. Oturdu çaresiz. İşte bu beni çok mutlu etmişti. Kudurmuştu, ama sikmesine izin vermiyordum.

Ben de ıslanmıştım. Biraz sonra, taytım aşağı, dizlerime kadar inmiş, tangamdan götüm görünüyordu. Karşısısına geçip götümü sallamaya başladım. Ben salladıkça, Ahmet, "Hadi ver artık bana o götü aşkım! Kudurdum sana! Hadi nolursun!" demeye başladı. Döndüm ve sus işareti yaptım. Sonra sütyenimin kopçasını açtım. İki elimle memelerimi okşamaya başladım. Uçları sertleşmiş, göğüs halkalarım büyüktür bu arada, memelerimin ucları ellerimde eziliyordu. Ahmet dayanamadı, kalktı. Daha fazla dayanamıyordum ben de. Ellerimi yana götürdü, memeuçlarımı okşamaya başladı. Ve dudaklarıma yamuldu. Alt dudağım onda, öpüşüyorduk.

Çok sertleşmişti yarağı. Tam istediğim gibi. Özlediğim gibi. Yavaşça kemerini çözdüm, pantolonunu ve boxerını indirdim. Kalkık yarağı artık özgürdü. Elim alıp okşamaya başladım, Ahmet'se benim tangamı kenara çekmiş, göt deliğimle meşguldü. Sarılmıştı bana. Ben ise elimde yarak, sıvazlayarak onu tatmin ediyordum. Parmağını yalayıp, götümün deliğine sokmaya başladı. Girince irkildim, canım acıyordu. Ama Ahmet o sırada boynumu emiyor, nefesleriyle beni çıldırtıyordu. Daha sonra, eli halen götümde, memelerime indi. "Ne güzel memelerin varmış aşkım senin!" deyince, "Geçen sefer salak salak amıma sokmaktan tadıma mı baktın gerizekalı!" dedim. Gülümsedi, meme uclarıma hafif bir ısırık bıraktı. İrkilmiştim.

Götümdeki parmağına iyice alışmıştım. Parmağını çıkardı, "Yalamak ister misin?" diyerek parmağını ağzıma soktu. Götümden yeni çıkmış parmağını yarak yalar gibi yalıyordum. Daha sonra kendimi geri çektim, takip et der gibi bir hareket yaptım ve götümü sallaya sallaya yatak odasına gittim. Yatağa uzandım, tangamı yavaşça çıkardım ve 3-4 günlük kıllı amımı gözlerinin önüne serdim. Tamamen çırılçıplaktım şimdi, anadan doğma. İri meme uçlarım, kabarmış, amım ise yarak istiyordu. Yavaşça geldi, yatağa eğildi ve amımı öpmeye başladı. "Ohhh!" diye bir inleme geldi benden, işte buydu... Yavaşça klitorisimi ağzına götürdü, tamamen aldı. Artık kudurmuştum. Sadece inliyordum, Ahmet'se dil darbelerini klitorisime doğru arttırmıştı. İki parmağıyla amımın dudaklarını ayırıp, arasına dil darbeleri atmaya başladı. İnliyordum, bağırıyordum. Kollarım iki yanda, senelerdir almadığım hazzı alıyordum. Sakalları batıyor, bu beni deli ediyor.

Sonra beni yatağın kenarına çekti. Böylece götüm ve amım dahada açılmıştı. Ben de kalçamı yukarı kaldırarak, ona daha çok gösteriyordum. Şimdi dili bir amımda, bir götümdeydi. Ben bağırıyordum, daha çok istiyordum. Şimdi kudurtma sırası ondaydı. Doğruldu, gömleğini ve kravatını çıkardı. Yavaşça elini yaladı ve sikini amıma hizaladı. Nefesimi tutmuş, bekaretini vermeye hazırlanan bir kız gibi çaresiz bekliyordum o sikin amımı yarmasını. Yavaşça ittirdi. Kafası içimdeydi şimdi o iri yarağın. "Ohhh... Aşkımm... Erkeğimmm!" diye inleyince, "Noldu kız? Hani sikemezdim?" dedi. Gülümsedim. Ve pompalamaya başladı. Sertçe bastıkça yarağı daha derine gidiyor, beni yatakta ileri geri atıyordu. Memelerimde bu sallanmaya eşlik ediyordu.

Ahmet bir bacağımı omzuma almış, diğerini açmış, sulu ve kabarık amımı sikmenin zevkini çıkarıyordu. Parmak uçlarımı yalamaya başladı ayağımın. Odada sadece bağırma, ve Ahmet'in götüme vuran taşaklarının sesi vardı.

"Ohhh... Sik beni. Dağıt. Doyur amımı. Feda olsun sana her yerim aşkım. Unuttuğum kadınlığımı yaşat. Sik beni. Daha sert. Bu kadar mı? Bu kadar mı sikebiliyorsun altındaki orospuyu? Ha?" diye inlemelerime Ahmet çok sert girişleriyle karşılık veriyordu. O girdikçe, benim memelerim iyice sallanıyordu. Ve iri sert elleri, onları kavradı. Gönlümce sikiliyordum altında. Keşke önceden sikseydi beni böyle. Keşke o iğrenç anlar yaşanmasaydı. Tam 15 dakikadır pompalıyordu bana. O da çok zevk alıyordu. Hırıltılarından anlaşılıyordu aldığı zevk...

Sonra, yavaşça amımdan çıktı. Memelerime gözünü dikmişti. Memelerimi iki elmle birleştirdim, "Buraya mı?" dedim. Ahmet göbeğimin üzerine oturup, memelerimin arasına sikini yerleştirdi. Çok seviyordum bunu yapmayı. Memelerimin arasında, sularımla iyice ıslanmış yarak kayıyor, bende alabildiğim kadarını ağzıma almaya çalışıyordum. Yavaşça yarağını ağzıma verdi. Immm... İnanılmaz bir tat. Kafasının ucundan tahrik sıvıları damlıyor dilime. Benim sularımla karışmış suları. Yalıyorum, somuruyorum erkeğimin yarağını. Keşke borcum hiç bitmese... Beni borcum bitince gelip sikecek mi Ahmet? Doyuracak mı deliklerimi? Bunları düşünerek emiyorum hırsla. Unuttuğum, sikilmeden geçen günlerimin hırsını alıyorum. Ahmet zaten şaşkın, böyle bir sakso beklemiyor benden. Ama ben Günseli olmaktan çıkmışım. Yarak hastası bir orospuyum ben şu anda. Bir tabur erkek sikse, gene doymam...

Kalktı üstümden, "Domal orospu!" emrini verdi. Hemen domaldım erkeğimin sikinin önüne. Aslında abartılacak bir yarak değil, yaklaşık 14-15 cm. Eski kocamın aygır gibi yarağının yanından bile geçemez. Ama o an bana öyle zevk veriyor ki... Uzunluğu hiç önemli değilmiş meğerse. Ve deliklerimi açıyorum. Hangisine girecek ki? Hangisine sokacak? Tercihini arka deliğimden kullanıyor Ahmet. Zaten alışık götüm. Parmaklanıyor her mastürbasyonum sırasında. Yavaşça ittiriyor. Ama acıyor... Sonra yükleniyor ve içimde. O güzel sik, şimdi bir diğer hazinemde. Yavaşça sikmeye başlıyor Ahmet götümü. Bu yavaşlık, Ahmet'in popoma attığı sert şaplakla bozuluyor. Ahhh! Canım acıyor. Ama sikilme isteği her şeyin önünde. "Sik beni Ahmetim. Dağıt deliğimi. Ohhh... Üstüne oturamıyım aylarca. Razıyım. Yeterki doyur. Ohhh... İçimi dışıma çıkar. Ahhh... Yavaş sok aşkım. Yada durma. Sertçe, hırsla sik bu orospuyu..." diye inliyorum.

Götüme giren yarak, am sularımı dahada coşturuyor. Zaten coşkun ki. Akıyor bacaklarımdan aşağı. Elim amıma gidiyor. Titreyerek, ilk orgazmımı oluyorum. Dağılmışım, titremekten kendimi alıkoyamıyorum. Karın kaslarım öyle bir kasılmış ki. Am sularım yatağa fışkırıyor. Ahmet hemen çıkıyor götümden, amcığımdan akan şerbeti içmek için kafasını eğiyor. Ohhhhh... Dili şimdi amımda. Utanmasa yatağı yalayacak hayvan! Dönüp, "Çok mu beğendin aşkım sularımı?" diyorum. Aldırmadan yüzünü tekrar gömüyor amıma. Ohhhhh... Doymuyorum, doymuyorum! Ve bu satırları yazarken size, 2-3 parmağım amımda.

Ahmet halen arkamda, busefer amcığıma pompalıyor. İri yarağıyla girip çıkıyor. 'Şlop şlop!' sesleri, benim çığlıklarım, Ahmet'in küfürleri! Tanrım, sikilmek bu işte. Sert olacak erkek dediğin. İçim dışıma çıkmış. Ahmet yavaştan gelmeye hazırlanıyor. Gene amımı mı dölleyecek? Yoksa belime mi atacak tohumlarını? İçime boşalsın... Sonra yalayayım. Temizleyeyim o iri siki. Beni çeviriyor. Bacaklarımı iyice ayırıyor. Derinlere boşaltcak, anlıyorum. Ve evet. Geliyor dölleri. Ihhh diye inlemeleriyle, çığlıklarıyla. Ben delirmişim zaten. Hemen çıkarıyor, geri kalanı memelerime akıtıyor. Boşaldıkça boşalıyor... Döller sıcacık. Evet, hepsi içimde ve memelerimde. Birazda yüzüme geldi. Ahmet inliyor, "Orospuummm. Kaltağım..." diye küfürler ederek halen sağıyor yarağını.

Ben ise artık yığılmışım yatakta. Ahmet üzerime yığılıyor. Halen kasılıyor, benim gibi. Suratı benim suratımda. Benim memelerime fırlattığı döller biraz onun göğsüne bulaşıyor. Bir süre dinleniyor, sonra yanıma yığılıyor. "İşte, senden istediğim buydu!" diyorum, yan dönüyorum, öpüyorum Ahmet'i. Ahmet'le biraz öpüşüyoruz. Sonra kalkıyor yerinden, içeri gidiyor. Yatağa bakıyorum, çarşaf sularla dolu. Islak. Kirli. Olsun. Yıkarım çarşafı, hiç sorun değil. Ama doydum ya, önemli olan bu!

Biraz üşüyorum, giriyorum nevresimin altına. Ahmet elinde sigarasıyla geliyor, bana da uzatıyor. Zaten orgazm sonrası sigarası kadar güzel bir şey var mıdır ki? Yakıyoruz sigaraları. "Çok içiyorum bu aralar ya!" diyor. Benim halimi bilmiyor. Sıkıntıdan bir buçuk pakete çıkarmışım sigarayı. İçtiğim Rakı da cabası. İçiyorum, derdimi atmak için. Ama artık bitti sıkıntılarım... En azından bugün, rahatça yatabileceğim yatakta. Ellerim amıma gitmeyecek. Muhtemelen Ahmet bu evden ayrılınca, duşta çok uzun süre kalacağım. Götüm sızlıyor. Elimi atıyorum götümün deliğine, ovv, baya genişlemiş. Amım zaten dağılmış, döller duruyor halen. Bacaklarım su içinde. Hatta o kadar ki, kurumuş sularım bir şerit halinde inmiş, dizime kadar.

Herşey iyi güzel. İnanılmaz zevk almıştım. Ama bitmedi, her sıkıntı devam edecek. Beş kuruşum yok. Ahmet'in metresi olamam ben. Ahmet kalkıyor, gözlerine bakıyorum, "Gidiyor musun?" diyorum. "Gitmem lazım!" diyor ve eli cüzdanına gidiyor. İçimden (Yapma işte bunu! Yapma! Ben orospu değilim. Beni parayla satın alamazsın!) diyorum. Ve komidinin üstüne 1.000 TL'ye yakın para bırakıyor. 1.000 TL! Bu yoklukta ne para ama! Eskortlar bile o kadar almıyor gecelik!. "Artık borcun yok! Benimsin. Benim karımsın!" diyor. Ama ben böyle bir şey istemiyorum ki. Kalkıyorum, alıyorum parayı, yırtıyorum, "Senden para mı istedim ben piç! Siktir git evimden. Kaybol!" diyorum. Ağlamaya başlıyorum.

Hemen kıyafetlerini giyiyor. Ve çıkıyor evden. Çok sinirli. Saate bakıyorum, 12:00'ye geliyor. Ben gene ağlıyorum. Ve buzdolabına gidiyorum, elimi bira şişelerine atıyorum. Çırılçıplağım halen. İçimde Ahmet'in ılık dölleri kayganlaştırmış amcığımı. Yürürken hissedebiliyorum. İçiyorum. İçiyorum! Bir şişe bitiyor. Sonra sigara. Ve gene bira. 3 şişe oluyor. Yuvarlıyorum biraları. Ve 6'lı bira paketi bitiyor. Çırılçıplak ağlıyorum oturup. Kafam bir milyon olmuş resmen. Çırılçıplağım, evin soğukluğu beni biraz ürpertiyor. Elim amıma gidiyor. Hala çıkıyor döller! Ama kurumuş hafifçe. Mutfağın tezgahına oturuyorum. Dizimi kendime doğru çekiyorum. Biraz sarkmış göğüslerim değiyor dizlerime. Ağlıyorum. Resmen döküyorum içimi.

Gidip duşa giriyorum. Duşta ayılmak için soğuk seviyesini ayarlıyorum. Soğuk su biraz kendime getirmiş beni. Çıkıyorum, belimde havlu, memelerim açıkta. 1 saat sonra dipçik gibi olmuşum. 2 tane Alka-Seltzer (Sarhoşluk sonrası hapı) açıp atıyorum sıcak suya. İçiyorum. Yeni aldığım sigara paketim yarılanmış. Yarım paket sigarayı o halde içiyorum. Leş gibi sigara kokusu. Ama umrumda değil. Daha çok istiyorum, ama imkansız. Param yok ki! Az önce Ahmet'in verdiğ parayı da hırsımdan un ufak parçalamışım. Kalkıp cüzdanıma bakıyorum. Anca 3-4 lira bozuk para var. Benim içtiğim sigaraya yetmez ki, en pahalı markalardan birini kullanıyorum. Oturup ağlıyorum iyice.

Acaba benim oğlan sigara içiyor mudur? Kalkıp odasına giriyorum, her yere bakıyorum. Yatağı kaldırıp atıyorum. Aslında sinir çıkarıyorum. Bulamıyorum. Sonra elbiselerinin, tişörtlerinin, çoraplarının, hatta külotlarının arasına bakıyorum. Orda da yok! Acaba kızım içiyor mu? Girip odasına bakıyorum. Onun da yatağına kadar altüst ediyorum. Zaten dağınıktır kızım, külodu, tangası, sütyeni her yerde. Ne dağınık kız! Hiç benim gibi değil. Ve hedefime ulaşıyorum. Bir paket sigara, kızımın sütyenlerinin arasından çıkıyor. Gelince hesabını soracağım nasıl olsa. Markası değişik olsa da içiyorum 5-6 tane. Boğazımda balgamlar. İğrenç!

Kalkıp giyiniyorum eşofmanlarımı. Gözüm taytıma ilişiyor, beni sikmeden önceki tayta. Ve body'im salonda, sütyenim de. Tangam yatakta kalmış. Aynen giyiniyorum. Kirliye atmıyorum, atarsam yıkamam gerek. Yıkamam için çamaşır makinesine deterjan gerek, yumuşatıcı gerek! Onları alacak param yok ki benim. Gidip TV'yi açıyorum. Gene saçma evlilik programları. Ve kızım geliyor eve. Kalkıyorum, elimde sigara paketi, "Bu ne?" diye bağırıyorum. Kızım elindeki kitapları bırakıyor, "Nerden buldun onu?" diyor. Yanına gidiyorum, "Bu ne?" diye bağırıyorum tekrar. "Anne, benim değil!" diyor. "Sus! Sen bunu alacak parayı nerden buldun?" diyorum. "Anne, gerçekten benim değil! Valla!" diye yeminler ediyor. "Kes!" diye bağırıyorum. Sonra içeri gidiyorum. Kızım ağlıyor, odasına gidiyor. Ne kadar İronik! Kızımın sigara içmesi önemli değil o an, o parayı nerden bulmuş olması daha önemli. İğrenç bir düşünce.

Bir saat falan sonra yanıma geliyor. Geçiyor, oturuyor. Ona, "Sigara mı içiyorsun?" diyorum. "Anne... Evet..." diyor. En azından dürüstlüğü benim için önemli. Anlatıyorum zararlarını, elimde sigara. Gülüyor, kahkaha atıyor. Ben de aynen karşılık veriyorum kahkalara. İroniye bak! Elimde sigara, bir fırt çekiyorum. Ağzımda sigara varken, zararlı bu diyorum. Kızım iyice anlatıyor, günde 1 paket içtiğini. Şaşırıyorum. Hadi içiyorsun, o parayı nerden buluyorsun? Ben sana günde 10 lira bile veremiyorum ki!

Babasından para alıyormuş. En azından ilgili bir adam. Çocuklarla ilgileniyor. Aslında benimle de ilgileniyor, ama onu kendimden soyutladım ben. Ne için? Aşırı kıskançlıkları yüzünden. Açık giyinmeyi seven bir kadın olmak suç mu? Fazla da açık değil aslında. Boşanmayı kafama koyduğum gün geliyor aklıma. Ablamın nişanı. Canım ablamın nişanı. Ablamla çok yakındık biz, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez, bir kez bile kavga etmemişizdir. Bütün bir ay, ablamın nişan töreni için hazırlık yaptık. O gün geldi, tüm aile bizde. Annem, ablam ben... Ablam çok sexy, gri bir elbise giymiş. Benim de, o zamanlar o kadar güzel elbiselerim var ki. Ama en sevdiğim, mavi elbisem. böyle, uzun bir elbise, pileli. Göğüs dekoltesi abartılı ama. Dar elbise, dolayısıyla götümü sarıyor. Güzel de bir makyaj, sanki evlenecek olan benim!

Kocamın da o gün işi var, Ankara'da, iş seyahatinde. Gelemiyor baldızının nişanına. Düğün için söz veriyor ama, güzel bir hediye almış baldızına. Anlayışlı kocam! Hazırlanıyoruz, çıkıyoruz. Herşey çok güzel. Tüm aile masadayız, oyun havaları, danslar.. Beni de o gün sadece eniştem ve babam dansa kaldırmış. Ama gözler biraz üstümde. İlgi hoşuma gidiyor. Gece 02:00 gibi geliyorum eve. Kocam evde, rakı içiyor. Beni görür görmez kalkıyor, "Bu ne hal?" diye bağırıyor, "Ne bu? Böyle mi çıktın sen dışarı?" diyor ve tokadı yiyorum.

Yer yemez yığılıyorum yere. Sonra bir tekme. Suratıma. Burnumdan kanlar akıyor. Elbisemi yırtıyor. Sütyenim yok tabik**e. Memelerim açılıyor. "Yapma, ne olursun yapma!" diye bağırıyorum. Saçlarımdan çekiyor, beni yatak odasına sürüklüyor. Orda da dayağa devam. Elbisem, o en sevdiğim mavi elbisem parçalanmış. Mavi külodum yırtılmış. Ve kocamın yarağı içimde. Resmen tecavüz ediyor bana. İstemiyorum o anda onu. Ağzı leş gibi kokmuş. İçimde iri kocaman yarağı, kayıyor. İnliyorum, ama gram zevk almıyorum. Ama benim kocam iyi siker karısını...

"Kim baktı lan bu memelere! Kaltak! Millete mi veriyorsun sen? Orospu! Sürtük!" küfürler gırla. Ağlıyorum sadece. Kocam büyük bir zevkle içimde kayıyor. Heryerim dağılmış. Memelerim sıkılmaktan mosmor. Isırıyor memelerimi. Aklına geldikçe tokadı yapıştırıyor. Burnumdaki kan ağzıma geliyor, "Yapma aşkım! Yapma kocacığım! Kimse bakmadı! Nolur vurma. Ahhh! Aşkım, senden başka kimse sikemez ki beni. Ama nolur bırak! Aahhhh!" derken ben, içime akıtıyor döllerini. Hayvan gibi sikmişti. Ama zevk almadım ki. Dayak yedim. ağzım, burnum kan içinde. Yediğim yumruklardan biri kesmiş dudaklarımı. Ağlıyorum. Dönüyorum, götümü kocama çevirerek. Ağzımdaki kan yatağa akıyor. Bu yatakta kan sadece bir kez bekaretim gittiğinde olmuştu! Ağlıyorum.

Kocam yeniden giriyor. Ahhh! Hem ağlıyor, hem sikiliyorum. Saçlarım çekiliyor. Birazı kocamın elinde. Dayak yiyorum. Sonra beni domaltıyor. Kafama ayağını basıtırıyor. Ve yarağını götüme hizalıyor. "Ahhhhhh! aşkım! Çok acıyor nolursun! Nolur yapma! Ahhhhhhh!" diye yalvarıyorum. Götüm parçalanırcasına sikiliyor. Kupkuru sikiyor götümü. Kanıyor, hissediyorum. Bayılıyorum acıdan nerdeyse. Ve dayaktan, sikilmenin acısıyla yığılıyorum. İlk kez tecavüz ediliyor bana, hemde kocam sikiyor beni. Kocam gene boşalıyor, busefer ağzıma akıtıyor döllerini. Çaresizim, yutuyorum tek bir damla ziyan etmeden. Hemen arkasını dönüyor, uyuyor. Ben duşa giriyorum. Her yerimi yıkıyorum. Götüme dokunamıyorum bile acıdan. Duşla beraber biraz rahatlıyorum. Gidiyorum, yatıyorum kocamın yanına. Uyuyor. Ben de uyuyorum bir süre sonra.

Ertesi gün kalkıp avukata gidiyorum. Boşanma işlemlerini başlatıyorum. Avukat anlıyor durumumu, "Günseli hanım, boşanma sebebinizi güçlendirecek bir olay mı oldu?" diyor. "Yüzümden belli olmuyor mu?" diyorum. "Güçlendirmemiz lazım!" diyor. Ve söylüyorum dün gece kocamın bana tecavüz ettiğini. Utanarak, ağlayarak...

Bölüm3

Kızımla sigara konusunu konuşmaya devam ediyoruz. Kızım aslında çok olgun. Herşeyi anlatıyor bana, sigaraya nasıl başladığını. İlk nerde içtiğini falan. Kalkıyorum, bir kültablası veriyorum, "Madem bu mereti içiyorsun, evde içebilirsin, ama abartmadan!" diyorum. Kızım odasına gidiyor, oğlum gelmeden. Oğlum geliyor, çıkarıyor üstünü. Bir tişört, altına da şort giyiyor. Sonra telefonu çalıyor, babasının aldığı I-Phone ile çok havalı. Konuşuyor, "Tamam lan, geliyorum, tamam dedim ya oğlum!" diyor. Yeni gençler böyle, Orospu Çocuğu lafı bizler için en ağır küfür, ama onlarda resmen bir hitap biçimi. Oğlumu izliyorum, geliyor öpüyor beni, "Annem benim, arkadaş çağırıyor, ona gidiyorum ben, orda kalacağım!" diyor. "Ne yapacaksınız oğlum orda?" diye soruyorum. "Hiç. Oyun falan oynarız. Takılırız yaa!" diyor. "Tamam..." diyorum, oğlumu uğurluyorum.

Kızım halen odasında. Sonra geliyor, güzel bir makyaj yapmış. Üstünde bir body, altına kot pantolon. Pembemsi bir fularla tamamlamış güzelliğini. "Anne, ben de çıkıyorum. Arkadaşımda kalabilir miyim?" diyor. Herkes gidiyor evden. Yalnız kalıyorum. TV açık. Kalkıyorum buzdolabına bakıyorum, Bira var mı diye. Yok. Az buçuk Rakı var, bir küçüğün yarısı. Ama mayalı içkiyle Distileyi karıştıracak kadar salak değilim. Sonra birde kusmakla uğraşmayayım. Çaresiz gidiyorum salona. Kızımın sigaralarından birini alıyorum. Anneye bak, kızından sigara otlanıyor!

Saat daha sabahın 09:00'u, dışarı çıksam, nereye gideceğim? Hem para mı var? Yok! Saat 10:00' kadar televizyon izliyorum. Sonra aklıma Chat yapmak geliyor gene. Takılayım bakayım ne var ne yok. Hem kafam dağılır. Halen içimde, boğazımda bir yumru. Ağlayacağım, ağlayamıyorum. Hani olur ya, bağıra bağıra ağlamak istersin, ama olmaz, gelmez o gözlerden yaş. Rahatımı bozmak istemiyorum, oğlanın laptopu var, onu alıyorum. Chat yapabileceğim bir seks sitesini açıyorum. Giriyorum her zamanki (Nagehan) nickimle.

Girmemle sağda kırmızı sekmelerin açılması bir oluyor. Herkes yazıyor bana. Lezbiyeni bile yazıyor. Bazen çiftler yazıyor. Ama genelde abaza, fantazilerin doruklarındaki erkekler. Neler var o fantazilerde neler: Yok, oğluna verir misin? Tecavüz edeyim mi? Metrobüste sürteyim mi? Ağzına vereyim mi? Bunun gibi neler. Bir iki tane anca çıkar düzgün Chat yapan. Bir tanesi geliyor. 'Selam, iyi geceler' gibi gayet mütavezi seyler yazan biriyle Chate başlıyorum. Çok kibar. Çok mütevazi. Konuşuyoruz. 24 yaşında olduğunu söylüyor. Evli olup olmadığını soruyorum, bekar olduğunu söylüyor. Evlilerle özellikle konuşmuyorum.

Muhabbet çok güzel. Henüz sekse dair bir şeyler yok. Kanım ısınıyor bu genç adama. İlişkilerden, aşklardan konuşuyoruz. Yavaşça muhabbet sekse doğru ilerliyor. "Üstünde ne var?" "Siyah sütyenim..." "Başka?" "Siyah külodum. Sende?" "Sadece boxer tatlım." "Kalktı mı?" "Evet, seni arzuluyor. Görmek ister miydin?" "İsterdim. Hemde çok!" şeklinde gelişen muhabbet, yüz göstermeden cam açmaya davet etmesiyle devam ediyor. Kabul ettim, mail adresimi verdim. Laptopu kucağıma koydum, sadece boynum görünecek şekilde. Böyle şeyler için ayrı mail adresi almıştım. Kamera davetini yolladı. Kabul ettim. Boynum görünüyor sadece, onun da kamerası boxera doğru inmiş. Kalkık siki zorluyor. Oldukça iri bir şey gibi. Artık sadece ses ve kamera var. Sesi de açtım. "İndireyim mi canım?" deyince, "İndir!" dedim.

Aman Tanrım! Ben böyle bir şey görmedim. Karşımdaki genç adam sikini çıkarır çıkarmaz, "Oha!" diye bir tepki geliyor benden. "Böylesini görmedin sanırım?" diyor. "Hayır. Zenci'misin Türk'müsün sen? Zenci gibi kara falanda değilsin!" diyorum. Gerçekten pørnølardaki zencilerle kapışır bir yarak. Yarak değil, sanki Bazuka! Ne kocamınki, ne Ahmet piçinin yarağı yanına yaklaşamaz bunun. "Bu ne ya? Bir cetvel alsana!" diyorum. Alıyor, ölçüyor, tam 22 santim. Tanrım, inanamıyorum! "Ee, sende ne var ne yok?" diyor. Kucağıma alıyorum laptopu. Biraz yüzüm görünüyor. "Çok güzelmişsin canım!" diye bir iltifat. Ve mememi açıyorum. Okşamaya başlıyorum, o da o iri, azmanı sıvazlamaya. "Yerim o memeleri! Yalarım sömürürüm!" diyor. "Ye canım!" diyorum. Dilini getiriyor Webcama. Ben de mememi yaklaştırıyorum. Emiyor sanaldanda olsa memelerimi. Ahhh, şimdi burda olacaktı da emdirecektim ona memelerimi! Anlatıyor nasıl emeceğini. "Anlat bebeğim. Azdır beni. Uuçur!" diyorum.

Sonra amımı istiyor. Laptopu kaldırıyorum. Ve taytımı çıkarıyorum. Amım biraz daha iyi durumda. Karşısında. Şimdi amıma sokuyor güya. Ahhh, fantazileri çıldırtıyor beni. O elini sikiyor, ben parmaklarımı kullanıyorum. Sokuyorum amıma iki parmak. Sulanmışım zaten. "Ahh, ohh!" diye inliyorum. "Nagehanım, aşkım!" diye o bağırıyor. "Ohhh! Aşkım içime giriyor!" diyorum. O da, "Al güzelim, al Nagehanım!" diyor. Diğer deliğimi görmek istiyor. Kamerayı elimle kapatıyorum, yüzümü görmesin diye. Ne olur ne olmaz. Dönüyorum, domalıyorum kameraya. Hiçbir şey göremiyorum, o izliyor beni. "Senin göt sikilmiş aşkım!" diyor. "Evet! Her yerim sikik! Sikik bir orospuyum ben!" diyorum. Hızlı hızlı asılıyor sikine. Ve boşalıyor. Anırarak. "Nagehaaan!" diye çığlık atarak.

Ve şimdi sıra bende. Ayırıyorum am dudaklarımı. İyice çıkarıyorum deliğimi, klitorisimi. Okşuyorum. O beni izliyor. Siki zaten inmemiş. Ahhh! Ohhh... Parmaklarım amıma giriyor. Diğer elim mememle meşgul. O ise devam ediyor sıvazlamaya. Tanrım, bitmez mi bunun ereksiyonu! Biraz sonra kasılmaya başlıyorum. Geliyorum. Geliyorum! Ve boşalıyorum. Sulanmış amımı külodumla temizliyorum. Kasılmalarım bitince kamerayı kapatıyorum. Gece 02:00'ye kadar konuşuyoruz. Çok kanım ısındı adama. Chatten çıkarken, "Tekrar görüşebilir miyiz?" diyor. "Hayır!" diyorum elbette. Ama içim gidiyor. "Peki, bir teklifim olsa sana?" diyor. "Neymiş o teklifin?" diyorum. "Para veririm!" diyor. Para! Yine para! Bir gün içinde ikinci kez orospu muamelesi. Ama ilgimi çekiyor. "Ne kadar?" diyorum. "Ne kadar istersen!" diyor. Vücudum paha biçilemez demek ki. "Benim ol, anında 500 lira. Tek sefere!" diyor. "Ee iyide, ben bu yarağa ölürüm! Tek sefer yetmez ki bana!" diyorum. "Gecelik 1.500 lira!" diyor. İnanılmaz! Teklif ilgimi çekiyor. "Sonra konuşalım!" diyorum. Kapatıyorum.

Laptop oğlanın olduğu için, geçmişten silmem gerek konuşmaları. Açıyorum geçmişi. Klasik genç erkek geçmişi bu herhalde. Girdiği siteler hep pørnølar, Fantaziler, Seks Hikayeleri. Ve Eskortlar. Bir Eskort bulma sitesine girmiş oğlan. Üstelik, bizim ilçedeki Eskortlar. Anlaşıldı nereye gittiği. Kızamıyorum, genç erkek. En son 22 yaşında bir Eskortun profilini incelemiş. Dikkatle bakıyorum o Eskortun sayfasına. Sarışın bir kız. 22 yaşında. Çok sexy sayılmaz. Fiyata bakıyorum. Seans 100 TL, saat 150 TL. Oğlan korunuyor mudur ki acaba? Hastalık falan kapmasın kızdan. Bakıyorum, kondomsuz ilişki olmaz diyor kız. Neyse, içim rahat. Eminim o kıza gidecek parayı babasından almıştır. Kız, grup açık diyor. Bizim oğlanın arkadaşı da katılacak herhalde.

Biraz daha inceliyorum siteyi. Yüzlerce Eskort kız. Arada üç beş tane olgun kadın var. Fiyatlar standart. İlgimi çekiyor. Üye ol! kısmı var. Elim gidiyor. Basıyorum. Tanrım ne yapıyorum ben! Resmen orospu olmak için başvuruyorum. İsim soruyor, Nagehan yazıyorum. Yaş, 35-40. İlçemi veriyorum. Görüşme? Ev olmaz! Otel yazıyorum. Başkasının evinde ne işim var? Dahada önemlisi, aslında, benim burada ne işim var? Ne yapıyorum ben? Kapatıyorum sayfayı. Ama içim içimi yiyor. Yeniden açıyorum, formu doldurmaya devam ediyorum. Nasıl iletişim? Tabiki telefon. Ama cep telefonumu veremem! Nasıl olur, ya tanıdık ararsa? Tanrım, neler düşünüyorum ben! Tüm geçmişi siliyorum.

Ertesi gün oluyor. Sabah kalkıp, kahvaltı yapıyorum. Biraz takılıyorum evde. Çıkıyorum, dolaşmak istiyorum. Vitrinlerde elbiseler, güzel takımlar. Hiçbirini alacak durumum yok. Derken, karşıma bir 2. el telefoncu dükkanı çıkıyor. 3310 telefon + hazır kart 20 TL yazıyor vitrinde. 20 TL mi? Giriyorum. Kendi telefonumu bir düşük modelle takas ediyorum, üste bir hat ve bir telefon alıyorum. Telefon takoz gibi zaten. Eve gidiyorum ve Eskort sitesini açıyorum . Tüm bilgilerimi yeniden giriyorum. Fotoğraf gerekli. Soyunuyorum anadan üryan. Geçiyorum webcamın karşısına. Çekiyorum her yerimi. Paint Shop'u açıyorum, az buçuk PC bilgimden yararlanarak siliyorum yüzümü. Ve koyuyorum, ilan veriyorum. Ama şartlarım var. "Grup olmaz. Korunmadan asla. Evde görüşmem. seans 150 TL, anal istek 200 TL, saatlik 250, geceleme yok!" diyorum. Diğerlerinden biraz pahalı bir orospu oluyorum. Artık birde iş telefonum var. Gece gelir herhalde telefon. Normal telefonuma bakıyorum. Ahmet'in in tehdit mesajları, borcumu ödemem için. Ona mesaj atıyorum, "Bir ay ver bana!" diyorum. Aklımca küçük bir hesap yapıyorum. Hergün iki müşteriye çıksam diyorum, elime şukadar geçer. Taksit taksit ödemek var aklımda. Artık bir orospuyum nasılsa. Arada gider Ahmet'e de veririm diye düşünüyorum.

Gece herkes evde. Odasında. Çocuklarla aramızda iletişime dair hiçbir şey yok. Kızımın odası duman altı. Sigaraya iyiden iyiye alışmış. Henüz 18 yaşında. Üniversite 1. sınıfa gidiyor. Çok çalıştı kızım. İyi bir bölüme girdi çok şükür. Oğlum hazırlanıyor daha. Ve telefonum çalıyor! İş telefonum. Açıyorum. Etkileyici bir alo. Evet, ses güzel. Halimi hatrımı soruyor. Ben böyle bir muamele beklemiyorum. "Şartlarınızı okudum, görüşmek isterim!" diyor. "İlk deneyimim, daha yeni başlıyorum..." diyorum. "Sorun değil, ben 20 yaşındayım, sizinle görüşmek istiyorum!" diyor. Kabul ediyorum. İçim kıpır kıpır. Bir otelin adını veriyorum, 4 yıldızlı. Masrafların ona ait olduğunu söylüyorum. Kabul ediyor. Ertesi gün saat 10:00 için sözleşiyorum. Ve işte ilk işim. Heyecandan kıpır kıpırım. Hemen banyoya koşuyorum. Zaten az olan kıllarımı traşlıyorum. Götümün kıllarını da alıyorum. Çıkıyorum duştan. Ve uyuyorum. Uyumak denirse tabi buna.

Ertesi gün oluyor, çocuklar dışarıda. Saat 08:00 gibi kahvaltımı ediyorum. İçeri gidiyorum, en güzel kıyafetlerimden birini giyiyorum. İçim kıpır kıpır. Zaten her yerim traşlı. Altıma, sexy bir tanga giyeyim diyorum. Ama tangaların hepsi kirlide. Kızımın odasına gidiyorum. Neler var neler! G-String, tanga, pamuklu, dantelli! Alıyorum elime, siyah bir G-String. Bana da olur heralde. Giyiyorum. Ama buna uygun bir sütyen lazım. Onu da kızımdan alamam. Gidiyorum odama, siyah bir sütyen takıyorum. Götümün arasında ip. Garip oluyorum. Makyajımı yapıyorum, abartılı olmadan. Elbisemi giyiyorum. Gerçekten çok sexyyim. Bir parfüm eksik, onunda tedarikçisi kızım. Sıkıyorum. İnanılmaz sexy bir koku. Aynaya bakıyorum. Memelerim; güzel! Peki kalçam? Dönüyorum. Oldukça toplu. Erkeğimin karşısına sexy çıkmalıyım. Herşey hazır. Saat 09:30 gibi çıkıyorum. O sırada telefon tekrar çalıyor. Açıyorum. Başka bir müşteri arıyor, kaba saba bir ses. Hemen kapatıyorum. İşim olmaz böyleleriyle!

Kararlaştığımız otelin kapısındayım. Evet, o an heyecandan ölüyorum. Ama ihtiyacım var. Hem paraya, hem yarağa. İçeri giriyorum. Biraz lobide oturuyorum. Oldukça güzel bir otel. Lobide otururken mesaj geliyor, "206" diye. Anlıyorum. Asanöre yöneliyorum. Asansörün kapısı açılıyor, asansörden bir kadın çıkıyor, bana selam vererek. Ben giriyorum. 206 ikinci katta olsa gerek. Basıyorum ikiye. Doğru. 206'nın önündeyim. Tıklıyorum kapıya. Yavaşça açılıyor kapı. "Hoş geldin Nagehan!" diyor. Tanışma faslı, Adı Cemal. Geçiyorum içeriye. 20 yaşındaki biri için oldukça sıska. Erkek olarak hiçbir çekici yanı yok. Oturuyorum yatağın kenarına. Üzerinde siyah bir tişört, altında ise kot. Birazdan sikecek beni.

İşimi garantiye almak istiyorum, "Parayı alabilir miyim?" diyorum. İçim kıpır kıpır, heyecandan terlemişim. Bana bakıyor, "Çok eskortla beraber oldum ama ilk kez parayı peşin isteyen görüyorum!" diyor. "Dedim ya, ilk kez yapıyorum ben bunu. Nerden bileyim?" diyorum. 500 lira veriyor. İki saat. Kabul ediyorum. "İçki içer misin?" diyor. "Hayır, sabah erken daha." diyorum. Peki diyor, yanıma oturuyor. Parayı çantama koyuyorum. Ve başlıyoruz. Rujlu dudaklarımı öpüyor önce. Oldukça iyi öpüşüyor. Bir süre dudaklarımı öpüyor, alt dudağımı öpüyor daha çok. Sonra dillerimiz kavuşuyor. Eli saçlarıma gidiyor. Kafamın arkasından bastırıyor kendisine doğru. Ağzında nane tadı. Güzel!

Yavaşça elleri elbisemin fermuarına gidiyor. İndiriyor aşağıya. Ve sütyenim. Sütyenimin üstünden mememe dokunuyor. Avuçluyor, yukarı aşağı. Ben yatağa bırakıyorum kendimi. Sunuyorum kendimi, ilk müşterime. Ben yatınca, yavaşça üzerime geliyor. Bacaklarımı okşamaya başlıyor. Elleri hafifçe yukarı doğru gidiyor. Etli kabarık amıma gelmeden, tekrar dudaklarımı alıyor. Biraz daha geliyor üzerime. Immm! Şahane öpüşüyor. Sonra boynuma. Boynuma hafif nefesler veriyor. Çıldırtıyor bu beni. Azıyorum iyiden iyiye. Belime kadar inmiş elbisemi indiriyor, çıkarıyor komple. Ve vücudum karşısında.

"Şahanesin!" diyor. Başımla onaylıyorum, gülümsüyorum. Yavaşça mememin üstünü yalıyor. Sütyenimin kopçasını açıyorum. Ve meme uçlarım. Dişlerinin arasında. Hafif dişlemeler. Sonra emiyor, uzun uzun. İkisini de. Ahhh, azıyorum iyice. Elleri memelerimde halen. İnsene aşağı! Daha nelerim var benim. Diliyle, göbeğimde şeritler çizmeye başlıyor. Ahhh, hadi gel artık oraya! Gelmiyor inadına. Ama nasılda sulandı bir bilsen. Seni bekliyor işte gerizekalı! Sonra bırakıyor beni. Doğrulup, pantolonunu indiriyor. Tişörtünü sonra. Aşağıya onu alıyorum. Aynı şekilde onu yalamaya başlıyorum. Vücudunu emiyorum. Çok sıska, kemikleri sayılıyor. Ahhh, ve yarağı. Oldukça iyi boyutlarda. Biraz kalın. Olsun. Kalınlığı güzel.

Yavaşça göbeğinden aşağıya geliyorum. Immm! Siki elimde. Biraz kıllı. Önce kafasını emiyorum. Ohhhh! İri kafalı yarak. Sonra aşağılara iniyorum. Taşaklarına doğru. Eğilip yalıyorum ikisini de. Cemal uçuyor. Evet, bu çok güzel. Sonra tamamını tekrar ağzıma. Yalıyorum, emiyorum. Gövdesini uzun uzun diliyorum. Bu arada saçlarım bedenine dökkülmüş. Yaladıkça coşuyor Cemal. Ohhh'lamaları beni kudurtuyor. Gözlerine bakıyorum. Bana, "Hadi, al onu amına bebeğim!" diyor. Kalkıp, G-Stringimi çıkarıyorum. Ve yavaşça, elimle dikelttiğim yarağa oturuyorum. Offf! Süper! Immmm! Doldurdu amımı. Çömeliyorum, içime girince biraz bekletiyorum. Tadını çıkarmak için. "Zıpla aşkım!" deyince başlıyorum zıplamaya. Ohhh! Şap, şap, şaaap! Ihhhh. Süppeeeer! Doldurdu amımı. Kayganlaşıyor amım. Arada çıkıyor o hınzır yarak. Elimle tekrar dikeltip oturuyorum. İnlemeye başlıyorum, "Ohhhh! Erkeğim! Sikicim! Sik orospunu! Ohhhh! Evet! Çok güzel! Immm! Çıkıyor aşkım. Nasıl kayganlaştırdı amcığımı!" diye.

Cemal'in aslında bana pompalamasını istiyorum. Ama onun isteklerini yapmak zorundayım. O isterse pompalar. "Memelerini ver ağzıma!" diyor. Çıkartıyorum yarağını amımdan. Dönüyorum. Tekrar oturuyorum. Eğiliyorum. Uzun saçlarım yüzüne değiyor. Onları arkaya atıp, büyük memelerimi ağzına veriyorum. Emdiriyorum resmen. Cemal bebek gibi 'Gluk, gluk!' emiyor memelerimi. Tabi bu arada siktiriyorum kendimi ona. Sonra ben doğruluyorum. O pomplamaya başlıyor. Pozisyon değiştirmek aklına gelmiyor galiba! Ahhh! Sik aşkım! Sonra indiriyor beni. Yan yatırıyor. Bacağımı havaya kaldırıyor ve aradan amıma sokuyor. Bir eli mememde, diğer eli bacağıma geliyor. Ohhh! Sikk! Taşakları vuruyor sağa sola. Çok güzel! Ben de mememdeki elini yalıyorum, yarak yalar gibi. Ve benim ilk Orgazmım! Ama durmuyor, ben boşalırken pompalıyor Cemal. "Aşkımmm, boşalttın beni!" diyorum. "Ohhh, orospum!" diyor. Doğru, orospuyum. Yavaşlıyor. Sonra aklıma geliyor, Kondom yok!

Yarağını çıkarıyorum amımdan hemen. Yarak yemekten aklıma bile gelmemiş, "Kondom nerde?" diyorum. Cemal hemen cüzdanından çıkarıp takıyor bir tane. Güzel! Şimdi tekrar sokabilir. Domalıyorum. İki deliğim de karşısısında. "Ohooo, göte bak! Kaç kez siktiler seni götünden aşkım?" diyor. "Daha dün sikildi, ohhh, hadi geçir nereme istersen!" diyorum. Ve siki götümde. Rahatça aldım sikini götüme. Hiç acı yok. Ama amımdaki zevk yok. Sadece psikolojik bir zevk. Sonradan sonraya zevk almaya başlıyorum götümü sikmesinden. Hele amıma elini atınca, klitorisimi okşayınca dayanamıyorum. Şimdi ikinci parmağı amımda. Ahhh! Her yerim doldu! Keyfimce sikiliyorum altında. Ohhh!

Derken götüme bir şaplak. "Ayyy! Acıdı yaa!" diyorum. Sonra bir şaplak daha. "Dur yapma yaa! Belki müşteri çıkar bugün! Ayyy! Aşkımmm!" diyorum. Hızlanıyor Cemal. Götümden çıkarıyor, hızlı hızlı amıma sokuyor. Ve boşalıyor. İçimdeyken, memelerimi tutarak sıkıyor bedenimi. Ohhhh! Boşaldı. Çıkıyor içimden. Kondomu gösteriyor, "Bak bebeğim!" diyor. Çıkarıyor kondomu, sarıyor selpağa. Sonra sikini temizlemem emri geliyor. Yarak kayganlaşmış kondomdan. Ağzımda kayıyor. Ucunu yalıyorum, dölleri bitiyor. Ohhh! İlk seans tamamdır. Saate bakıyorum, daha 1 saat geçmiş. Bir saati daha var.

Biraz yatıyor. Sonra kalkıyor, kondom yenileniyor. Terden sırılsıklamım. Evet. Bacaklarımı ayırıyor. Ahhh! Girdi amıma. Sokuyor, inliyor. Memelerim dişlerinde. Ohhh! Bana ise sadece kafamı sağa sola atmak kalıyor. Çok güzel. "Ayyy, dur ayırayım bacaklarımı!" diyorum, ayırıyorum. Ohhhh! Bir bacağım omzunda. Sonra ikincisi. Beni öyle hırsla sikiyor ki. İlk müşterim süper. Müşterilerimin Hepsi böyle mi olacak acaba? Ayyy, götüme giriyor. Sonra tekrar amıma. Bir amıma, bir götüme. "Hiçbir yer boş kalmasın!" diyor sırıtarak. Kalmasın tabi. Bağırıyorum, "Sik beni kocammmm!" diye. Ohhh!

Sonra kaldırıyor beni. Ellerim duvarda. Memelerim sıkışmış duvarla benim arama. O an deliklerimin yalanmasını çok istiyorum, "Yalasana!" diyorum. "Olmaz!" diyor. Anlıyorum aslında. Nede olsa ben bir orospuyum. Her ne kadar ilk olsada, şüphe var içinde. Daha dün Ahmet sikti beni... Ve Cemal amıma giriyor gene. Basıyor amıma, bastıktça ben ileri gidiyorum, ellerimle duvarı okşatıyor bana. Deli gibi giriyor çıkıyor. "Ahhh! Imhhh! Ohhhh! Sik! Sik dağıt beni!" diyorum. Saçımı çekiyor, "Orospu, kaltak. Yarak hastası. Ohhh. Ne am var sende ya. Ohhhh! Göte de girelim!" diyor. "Ayyy acıyor!" diyorum. "Acımaz, geniş! Ohhhh! aşkımmmm! Söyle birtanem, nasıl sikiyorum?" diyor. "Süper sikiyorsuuun!" diye inliyorum.

Sonra beni eğdiriyor. Halen ayaktayım, ama belim ağrımış. Ve içimde gene. Her yerimi sikiyor gene. Ohhhhh! Evet! Ayyyy geliyorummmm. Ve boşalıyorum. Sularım fışkırıyor yere. Ve gene sokuyor. Durmuyor ki. Heryerim kasılmış. İster istemez amcığım da kasılıyor. Ve bu ona çok zevk veriyor. Terden sırılsıklamım. O da öyle. Çıkarıyor kondomu. 31 çekmeye başlıyor. Anırarak ikinci postasını boşalıyor. Sırtım belim döl içinde. Offf! Bakıyorum saate, "Aşkım harikasın! Tam 2 saatir sikiyorsun beni!" diyorum.

Doğrulup banyoya duşa giriyorum, iyice yıkıyorum kendimi. Amımdaki tek ıslaklık, benim sularım. Biraz kayganlaşmış, kondom yüzünden. Deliklerime su tutuyorum. Ve çıkıyorum duştan. Cemal külodumu okşuyor, kokluyor. Gülüyorum, "Nasıl kokuyor?" diye soruyorum. "Şahane!" diyor gülerek. Alıyorum elinden külodumu. Giyiyorum. Sonra sütyenimi. "Senden birşey isteyebilir miyim?" diyor. "Neymiş?" diye soruyorum. "Fotoğraflarını çekebilir miyim?" diyor. "Olur, ama yüzüm belli olmayacak!" diyorum ve Fotoğraflar için 50 lira istiyorum. Hemen veriyor. Her pozisyonda çekiyor beni. "Bunları internete koyabilirmiyim?" diyor. "Koyabilirsin, ama lütfen isim verme!" diyorum. Giyiniyorum, saçlarım halen nemli. Bir fön çekiyorum. Çıkıyorum banyodan. Çantamı alıyorum. Makyajımı tazeliyorum. Cemal halen yatıyor. "Bir kez daha sikişelim!" diyor. Ama dayanacak gücüm yok. Dudaklarına bir öpücük koyuyorum, "Başka zaman canım!" diyorum. Ve çıkıyorum otelden.

Otobüsle geldiğim otelden, taksiyle ayrılıyorum. Önce markete gidiyorum, eve yiyecek birşeyler alıyorum. Telefona bakıyorum, birkaç arama var. Geri dönmemeliyim bence, tekrar arasınlar. Normal telefonuma bakıyorum, Ahmet aramış. Onu arıyorum. Daha açar açmaz, "Nerdesin?" diyor. "Eve gidiyorum?" diyorum. "Çıkabilir misin dışarı?" diye soruyor. "Çıkarım, neden?" diyorum. "Canım seni çekti. Hadi çık ta borcundan 5.000 TL sileyim!" diyor. Peki diyorum. Ama daha yeni sikildim? Yorgunum. Neyse, yapacak bir şey yok. Günün ikinci müşterisi Ahmet olacak. Eve gidiyorum. Buzdolabına yerleştiriyorum aldıklarımı. Ve kızımın G-Stringini çıkarıyorum. Yerine siyah külot giyiyorum. Böyle çıksam karşısına? Olmaz! Ahmet gelecek diye neden hazırlanmış olayım ki? Hemen çıkarıyorum elbisemi. Yerine tayt giyiyorum. Üstüme de bir pembe Sweat. Önden fermuarlı. Saçlarımı bozuyorum. Makyajımı siliyorum. Rastgele bir topuz yapıyorum. Ve korna çalıyor.

İniyorum aşağı, cüzdan elimde. Arabaya biniyorum, "Hoş geldin! diyor. Gidiyoruz. "Nereye?" diyorum. "İlk bana sakso çektiğin yere aşkım!" diyor. "Peki. Sikecek misin beni?" diye soruyorum. "Sikerim tabii ki!" diyor. Oraya varınca arabayı çekiyor kenara. Sağa sola bakıyor. Ve kafamın arkasından sert eliyle çekiyor, diğer eliyle sikini çıkarıyor. Daha ne oluyor demeden ağzımda. Immm! Emiyorum. Sikinin kafasını emiyorum. Yavaşça aşağıya iniyor dilim. Gövdesini yalıyorum, kafasını tekrar. Ohhh! Bugün ağzıma giren ikinci yarak. "Vazgeçemiyorsun dimi?" diyor. "Yoo, ne alaka?" diyorum. "Baksana nasıl iştahlısın. Dün küfrederken öyle değildin!" diyor. Immm, tekrar ağzıma alıyorum. Yalıyorum.

Taşakları elimde, sıkıyorum. "Yapma lan orospu, acıyor! Ahhhhh!" diye bağırıyor. Sıktıkça sıkıyorum taşaklarını. Acısın. Orospu çocuğu! Ohhh. Nasılda azdı ama piç. Koltuğu yatırıyor. "Hadi al içine!" diyor. Peki. Hemen taytımı aşağı sıyırıyorum. Sikinin üstüne oturuyorum. Ahhhh! Halen sulu amım. Bitmez bu amın şerbeti! Immmm! Kayıyor. Oh, oh, ohhhhh! Zıplıyorum yavaşça. Ahmet memelerimi okşuyor. Yavaşça indiriyor Sweatimin fermuarı. Ve memelerim ağzında. "Morarmış mı bunlar?" diyor. "Saçmalama!" diyorum. "Morarmış ya, baksana!" diyor. "Immm, yalamaya devam etsene sen!" diyorum. "Bugün farklısın sen orospum!" diyor. Sikilince ballandım mı gavat? Umursamadan tepiniyorum yarağında. Sağa sola bakıyorum. Zevk içindeyim gene.

Ahhhh! Eli götümde. "Bu ne kız? Bu ne biçim delik?" diyor. "Ee siktin ya dün?" diyorum. "Ben mi genişlettim?" diyor. "Evet. Ama bugün sikemezsin!" diyorum. "Niye lan?" diyor. "Olmaz işte, dün siktin ya! Amcığa benzemez, göt bu, genişlerse mahvolurum!" diyorum. "Kol girer lan buna! Ohhhh!" diyor. "Ayy sokma, parmağını çıkar!" diyorum. "Kes lan! Al götüne!" diye bağırınca, yavaşça götüme alıyorum sikini. "Ohhhh, hastayım sana!" diye inliyor. "Immm, erkeğim, sik beni!" diyorum. "Zıplasana daha fazla!" diyor. Zıplıyorum. Kafam hafif vuruyor arabanın tepesine. İniyorum sikinden. Götümden çıkmış yarağı yalıyorum. Ahmet hırlıyor. Boşalsa da gitsem. Ucunu diliyorum. "Orospuuu, gelcem şimdi, ahh!" diye inliyor. "Getir dölleri kocacım!" diyorum. "Geliyor lan, aç ağzını! Ohhh..." diye anırıyor hayvan. Boğazıma kadar vuruyor dölleri. Ağzım, çenem döl içinde. Hepsini parmağımla toplayıp, emiyorum.

"Ulan orospu, yarağa doymazsın sen!" diyor. "Beni sen orospu yaptın piç!" diyorum. "Ohhh, temizle iyice!" diyor. Temizleyip, sonra sikini boxerına koyuyorum. Halen kalp gibi atıyor yarağı. Fermuarını çekip, ben de külodumu, taytımı çekiyorum, fermuarı kapatıyorum. Oturup, sigara yakıyoruz. Telefonum çalıyor, Sweatimin cebinde, titriyor. "Açsana!" diyor. "Boşver ya!" deyip açmıyorum. İkinci sigara. Sonra kontak dönüyor. Evime bırakıyor beni.

Eve çıkıyorum. Çocuklar salonda. Yemek yiyorlar. İkisini de öpüyorum. Sonra odama. Soyunup, bornozumu giyiyorum. Sonra gene duşa. Hakikaten göt deliğim çok geniş. Deniyorum, 4 parmak. Bir süre götten siktirmezsem iyi. Ama isteyen olursa? Parasını da ona göre alırım. Duştan çıkıyorum. Kızım geliyor, "Anne, G-Stringim sende mi?" diyor. "Evet, ama kirlide..." diyorum. Peki diyor, gidiyor odasına. Herkes odasında gene.

Telefonum susmuyor. Açıyorum. "Merhaba, Nagehan hanım?" diyor biri. "Merhaba, buyrun?" diyorum. "Görüşmek istiyorum da...?" diyor. "Olur, ama birkaç gün anal servisim yok!" diyorum. "Olsun, ziyanı yok. Tek seans. Sitede ev olmaz yazıyor. O zaman fantazimi gerçekleştirmek istiyorum, parkta olur mu, açık havada?" diyor. Kabul etmiyorum. "İki katını veririm, 300 TL, tek seans! Olur mu?" diyor. Biraz düşünüp kabul ediyorum ve hangi parkta, ne zaman olacağını soruyorum. Parkın adını veriyor, yarım saat sonraya anlaşıyoruz.

Hemen giyiniyorum. Sweat ve tayt gene. Külot giymiyorum. Bakıyorum aynada kendime. Külotsuz olunca amımın dudakları çok belli. Yorgunluktan ölüyorum. Ama iş. Günde 800 lira. Vay be, paraya bak, sigara alacak para bulamazken. Çocuklara, "Yarım saate geliyorum!" deyip çıkıyorum evden. Park yakın. Yürüyerek gidiyorum. Vakit gece yarısı olmuş, parkta bir biz varız. Tarifinden tanıyorum. Selamlaşıyoruz, öpüşüyoruz. Parayı alıyorum. 300 lira. Süper! Hemen parkın ağaçlık kısmına gidiyoruz. Oturuyoruz. Çalılar batıyor. Hemen çözüyor pantolonunu. "Yala aşkım!" diyor. emiyorum. 10 cm ya var ya yok. Ufacık. Tamamı ağzıma giriyor, boğazıma bile zar zor değiyor. Ohhhh! İnlemeler. kesik kesik. Çok heyecanlı. Ya biri görürse? O da katılır mı acaba? Ahhh! Şimdi Sweatten memem çıktı. Sömürülüyor. Morlar halen. "Bunlar morarmış?" diyor. "Evet, 3. müşterisin bugün!" diyorum. "Umarım duş almışsındır!" diyor. "Tabii! Kokla bak, sabun kokuyorum! Hadi sok artık!" diyorum...

Yatıyorum. İyice ufalıyorum altında. Ve içime giriyor. Immmm. Bugünkü üçüncü yarak. Doyuyorum artık yarağa. Ahhh! Parmağı göt deliğimde. "Girme oraya! Çıkar!" diyorum. "Ohhhh! Orospuuu Nagehannn, şahanesin sen!" diye inliyor. "Immm. Ay. Daha sert, daha sert sik!" diyorum. "Bağırma, biri duyacak!" diyor. "Ohhh, peki kocacım!" diyorum. Immmm. Memelerimi yalıyor amıma pompalarken. Ufacık yarak kayıyor amımda. "Ahhh! Çok güzel sikiyorsun!" diye inliyorum. Alakası yok aslında. Adam sadece anırıyor, salyaları aka aka. Ohhh! Ve boşalıyor içime. Kondomu unutuyorum gene! Olsun, zararı yok benim için. Sikini çıkarıyor amımdan. Sonra eğilip döllü amımı yalıyor. Immm, çok güzel. Evet, evet! Diliyle boşaltıyor beni. Kasıldıkça kasılıyorum. Ohhhh! Fermuarını çekiyor. Ben de üstümü toparlıyorum. Evet, bitti. Günün kazancı 800 TL ve üç yarak. Harika! Ama bir hafta sikişemeyeceğim sanırım. Yanıyor deliklerim artık.

Eve gidiyorum. Çocuklar uyumuş. Duş yapmak istiyorum, fakat hemen vazgeçiyorum bu fikirden. Demin duş yapmıştım. Birdaha duşa girsem çocuklar şühelenebilirler. Odama gidiyorum, elime bir selpak alıyorum. Döllü amımı siliyorum. Memelerimdeki salyalar kurumuş. Artık yeter. Yatağa yığılıyorum...

Bölüm 4

Birkaç ay, böyle geçiyor. Bazen 2-3 müşteri günde. Birkaç ay böyle yaraklar yiyorum, irili ufaklı. Deliklerimde gözle görülür değişiklikler var. Eskortluk yaptığım anlaşılmasın diye, Almanya'daki bir İmport-Export şirtketi için komisyon karşılığında piyasa araştırması yaptığımı, serbest çalıştığımı ve iyi kazandığımı uyduruyorum. Ve yaklaşık 6 ay sonra, borcumu denkleştiriyorum, Ahmet'e veriyorum, borcum bitiyor. Hatta kazandığım parayla kendime araba alıyorum! Ahmet'in orospusu değilim artık. Ama son kez parayı verdiğim zaman, Ahmet sikmek istiyor beni. Kanırta kanırta sikiyor hayvan. Hatıra kalsın diye fotoğraflarımı çekiyor. Yüzüm yok fotoğraflarda.

Yaklaşık bir ay ara veriyorum kendime. Ama alışmışım çeşit çeşit yarak yemeye, durmuyor ki amım götüm. Bir ay falan sonra deliklerim topluyor kendini. Götüm daralıyor. İş telefonum özellikle geceleri hiç susumuyor. Bir gece telefona bakıyorum. Açıyorum, çok güzel bir ses. Adam kendisini tanıtıyor önce. Konuşuyoruz. İsteği çok farklı. Grup istiyor. Kaç erkek olacağını soruyorum. "3-4 erkek ve 7-8 kadın." diyor. "Aaa! Lezbiyen değilim ama ben!" diyorum. "Olsun, istediğim farklı! Bir hafta benimle yazlıkta geçireceksin. Para hiç sorun değil. İstediğin kadar veririm. Ama 4-5 Eskort daha olacak!" diyor. Ne kadar para vereceğini soruyorum. "50 Bin iyi mi?" diyor. Ne! 50 mi! Oha! Çüş! İnanamıyorum. Kabul ediyorum. Hesap numarası istiyor parayı yollamak için. Veriyorum. Ve para ertesi gün hesapta. Bodrum'a uçak biletim geliyor. Süper! Ama nasıl çıkacağım evden bir haftalığına? Çocukları babalarına yolluyorum, annemlere gidiyorum diyorum. Kabul ediyorlar.

Ve o gün geliyor. Hemen biniyorum taksiye. Havalimanı. Uzun zamandır uçağa binmemişim. Ve kalkıyor uçak. 1 saat sonra Bodrum'dayım. Süper bir yer! Beni alıyorlar havalimanından. Ve gidiyoruz. Beyaz evleri, müthiş havasıyla Bodrum. Daha çok turistler. Daha sezon tam açılmamış. Uzaklaşıyoruz Bodrum'dan. Ve geliyoruz. Devasa demir bir kapı. Aarabanın kapısı açılıyor. İniyorum aşağı. Kapıya geliyoruz. Kapıyı bikinisiyle bir kız açıyor, "Hoş geldin, Nagehan değil mi?" diyor. "Evet!" diyorum. "Gel içeri canım!" diyor. Giriyorum. Etrafta erkek yok. Tam 8 kadın, 9'uncusu benim. Hepsi Eskort. Kimi çırılçıplak. Çok güzel kızlar. Ben onlar kadar güzel değilim. Hepsinin ablası konumundayım nerdeyse.

Bana gösterilen bir odaya giriyorum. Bir kız daha. Çırılçıplak. Beni görünce, "Hoş geldin Nagehan!" diyor. Ben de soyunuyorum. Kızın amı o kadar güzel ki. Şahane kalçalar, memeler. Benim hafif sarkık memelerim var. İçimden diyorum, güzel, bunları sikerler, ben de paramı alır giderim. Aldığım siyah bikinimi giyiyorum. Bikini demeye bin şahit ister. Arkası ipten ibaret. Memelerim açıkta. Kızlar havuzda. İniyorum. Herkes, "Hoş geldin, canım, tatlım!" diyor. Havuza giriyorum. Offf! Şahane. Kızlara bakıyorum. Hepsi 18-25 yaşındalar. Şahane vücutlar. Biri var, 35 yaşındaymış. İsmi Alev. Gerçek adı değil tabii ki. Havuzda yüzüyorum, dinleniyorum birazda. Kalkıp güneşleniyorum. Eğlenceli bir mekan. Tek erkek yok. Kadınlar hamamı gibi.

Öğleden sonra, benimle telefonda konuşan o sesin sahibi erkek geliyor. Adam o kadar yakışıklı ki. 45 yaşlarında. Yaşıtım sayılır. "Selam hatunlar!" diyor, o da dalıyor havuza. Kızlardan birkaçı beni gösteriyor, "Geldi Nagehan!" diyorlar. Beni görüyor, yanına çağırıyor. Dudaklarıma masum bir öpücük koyuyor. Havuza giriyoruz tekrar. Adam sadece benimle ilgileniyor. Kızlardan bazıları yüzüyor, bazıları güneşleniyor. Beni havuzun kenarına çekiyor. İndiriyor bikinimi. Napıyorsun ya, kaç kız arasında, diyemiyorum ama. Ve kendi mayosunu indiriyor. Beni iyice basıtırıyor. Yukarı kaldırıyor hafif. Ve sokuyor arkadan amıma. Ihhhhh! Bu ne ya! Tanrım, inanamıyorum. Abartmıyorum, en az 20 santim. Ohhh! doldurdu amcığımı. Ahhhh! Giriyor. Pompalıyor...

O pompaladıkça kızlar yaklaşıyor. 10 kişi içinde hiç umarsızca sikiyor benim amımı. Ihhhh! Ihhhh! Ohhhh! Kızlar coşuyor, "Al onu Nagehan abla! Ohhh! Nasılda sikiyor kocamız! Immm, götünede soksun! Ay ben de azdım, bana ne zaman gireceksin kocacığım? Ohhh!" diyorlar. Umarsızca sikiyor beni. Am sularım havuza karışmış. Halen giriyor. O girdikçe memelerim sallanıyor. Havuzun kenarındaki yere tutunuyorum. "Ohhh! Sik beni! Sikk! Daha derin! Sik beni! Ohhhh!" diye inliyorum. Amımdan çıkıyor. Çıkıyor havuzdan. Ben halen tutunuyorum. Bikinim kaybolmuştur herhalde. Ve yüzüme boşaltıyor menilerini. Immm! İlk sikilişim tamam. Kızlar tempo tutuyor.

Acayip bir yarak. Onu her yerimde istiyorum. Ama birdaha ne zaman sikecek beni? Kaslı vücudu beni kudurtuyor. Geçiyor, uzanıyor şezlonga. Ben halen yerimdeyim. Yediğim sikin şaşkınlığı geçmemiş halen üzerimden. Yarağı halen dikik. En ufak kıl yok. Az sonra kızlardan birini çağırıyor. Emdiriyor sikini. Kız kudurmuş gibi yalıyor yarağını. Ve kızın ağzına boşalıyor. Sonra kalkıyor. Kız halen dölleri toparlıyor. Benim de suratımda halen döller. Havuzdan çıkıyorum. Altım çıplak. Yürüyorum, tuvalete. Yüzümü yıkıyorum. Birazda sulu amımı yıkayıp geri dönüyorum. Ve havuza tekrar.

Karnım acıkıyor. Biraz yemek yemek için içeri mutfağa gidiyorum. Neler yok ki? Kebaplar, yemekler. Şahane. Biraz yemek koyuyorum tabağıma. İki üç kız geliyor. Onlarda yemek alıyor. Yemek yiyoruz. Kızlarla konuşmaya başlıyoruz. Biraz buradaki sistem hakkında bilgi veriyorlar bana, "Burası tam bir seks kulübü. 4 erkeğe hizmet ediyoruz. Bu 4 erkek çok yakın arkadaş. Cariyeleriyiz biz. Adamlar saltanatını kurmuşlar. İnanılmaz zenginler. Ve evliler, ama sorun değil onlar için. Fantazilerini gerçekleştirmek için bizleri satın almışlar..." diyorlar. Kızlarla tanışıyorum, Selin, Lena ve Canan. Alev, bu kızların başı, adamların daimi orospusu. Bizi yönlendiren o. Her akşam konuşuyormuş. Resmen saray düzeni. Kalfa gibi yani. Muhteşem yüzyıl dizisi gibi. Ve 3 erkek daha geliyor o esnada. Beni öpüyorlar. Biraz götümü memelerimi elliyorlar. Ama bu gece, beni havuzda siken erkeğinmişim. Öyle diyorlar. "Tadına sonra bakarız aşkım!" deyip, çıkıyorlar yukarı.

Biraz sonra tüm kızlar geliyor, akşama doğru. Herkes bikinili, ben dahil. Karşısısına diziliyoruz Alev'in. Soyunmamız emri geliyor. Alev herkesi inceliyor. Sıra bana geliyor. Bu gece ben çıkacakmışım sikicimizin karşısına. Karşımıza geçiyor, "Evet kızlar. Bugün gruplara ayrılacağız. Ve erkeklerimizi mutlu edeceğiz. Bize verdikleri paranın, bu lüksün hakkını vermeliyiz. Onun için kimse, en ufak bir hatada bulunmayacak. Herkes, kocalarımızın isteklerini yapacak. Nagehan'ın gelmesiyle kadromuz tamam. Burda bir hafta geçireceğiz. Bazılarınız önceden beri burada. Sikicilerimizi mutlu etmek zorundayız! Hepinizin alışları sağlam olmalı. Yok götten vermem, yok amdan almam yok! Her yeriniz sikilecek, yarağa doyacaksınız! Kendinizi göstereceksiniz. Kocalarımızın istekleri var. Onları her gördüğünüzde, domalacaksınız. Sikmek isterlerse sikerler, istemezlerse giderler. Biz onların orospularıyız! Ne isterlerse yapacağız! Anlaşıldı mı?" diyor. Herkes, kabul ediyor, ben dahil. Sonra asıl sikicimiz geliyor.

Karşısısında herkes mum gibi. Adam o kadar karizmatik ki. Adı Levent. Üstünde bir boxer var sadece. Geliyor. "Selam kızlar!" diye selam veriyor. Herkes, "Merhaba kocacığım!" diyor. Alev dönüyor, "Kim hazırlansın sana bugün?" diyor. "Yeni gelen orospuyu hazırlayın!" diyor. Yeni gelen orospu deiği benim. Bir adım öne çıkarılıyorum. Sonra 18 yaşındaki kızlardan biri. Selin, Lena ve Canan çıkarılıyor. 5 kişiyiz. İçeriye gidiyoruz. Geriye kalan kızlar, diğer 3 erkek tarafından paylaşılıyor. Onlar dönüşümlü sikilecekler. Ama Selin, Lena, Canan, ben ve adını sonradan öğrendiğim Funda, bu gece Levent'e hizmet edeceğiz.

Odaya geçiyoruz. Hepimize dansöz kıyafeti alınmış. En büyük kalça bedeni olan benim. Benim sarı, üstünde ziller olan kıyafetimi giyiyorum. Çok seksiyiz. Funda, mor dansöz elbisesiyle ve küçücük götüyle çok seksi. Canan, Lena, Selin zaten süperler. Biraz makyaj yapıyoruz. Sonra Alev geliyor, "Kızlar, son bir kez kontrol edelim!" diyor. Hepimiz diziliyoruz. Alev memelerimize dokunuyor. Sonra altımızı çıkartıyor. Deliklerimize bakıyor. Benim göt deliğimi görünce, "Ohoo, kolay alırsın!" diyor. Öpücük koyuyor deliklerime. Sonra bana bakıyor tekrar, "Senin tadına sonra ben bakacağım!" diyor. Şaşırıyorum. Alev çıkınca, kızlara dönüyorum, "Size de yaptı mı bunu?" diye soruyorum. "Yaptı, hemde kaç kere!" diyorlar. Alev biseksüelmiş. Yapacak bir şeyim yok. Alev'le lezbiyen ilişkiye gireceğim. Tekrar makyaj yapmak için oturuyoruz. Hiçbirimizde kıldan eser yok. Hepimiz çok seksiyiz. Ama en büyük memeli, en koca götlü ve en geniş benim.

Çıkıyoruz dışarı. Alev hepimizi sıraya sokuyor. Bakışları bende. Çıkıyoruz odadan. Yürümeye başlıyoruz. Çok uzun bir koridordan geçiyoruz, etraf harika. Her yerde lüks eşyalar. Ve çok güzel bir koku. 5-6 geniş oda var. Ve her odada geniş yataklar. Kerhane gibi. Ayrıca bavullarımızı koyduğumuz oda var. Ve yataklar. Toplam 15-16 oda var. Saray yavrusu gibi bir ev. İnanamıyorum, insanlar nerelerde yaşıyorlar. Sikişmekten vaktimiz kalırsa, o odalarda kalacağız. Birde Alev'in odası var. Koridorun sonundaki odaya giriyoruz. Levent yatakta yatıyor. Çok geniş bir oda, benim göt içi kadar evimin salonundan daha büyük. Çırılçıplak. Koca siki bir abide gibi dikilmiş. Hepimiz, karşısında duruyoruz. Heyecandan delirmek üzereyim.

Elindeki içkiyi bırakıyor. "Hoşgeldiniz!" diyor. Ve Mezdeke müziği çalmaya başlıyor. Herkes ne yapacağını anlıyor. Başlıyoruz dansa. Levent yatakta oturuyor. Önünde çilingir sofrası. Herkes, en güzel dansını yapıyor. Ben ise tam bir dansöz gibiyim. Kırıtıyorum, arkamı dönüp kalçamı sallıyorum. En çekingen Funda. Ona bakıyor Levent, "Ne oldu tatlım? O güzel götü sallasana bakayım!" diyor. Funda dönüyor, sallıyor. Resmen dansözlük yapıyoruz karşısısında. Levent'in inmek bilmeyen yarağı halen dik. Geliyor yanımıza. Dans etmeye başlıyor o da. Gülüşüyoruz kızlarla. Levent bize bakıyor, "Ne o, sizin kadar güzel kırıtamıyorum diye mi sırıtıyorsunuz orospularım?" diyor ve o da gülüyor. O sallandıkça, yarağı sallanıyor. Devasa.

Sonra gözüne Funda'yı kestiriyor. Bir Funda'ya bakıyor, bir yarağına. Funda anlıyor, iniyor hemen dizlerinin üstüne. Ve emmeye başlıyor. Biz duruyoruz seks başlayacak diye. "Hayır, siz devam!" diyor. Funda'nın çekingenliği gidiyor. Deli gibi yalamaya başlıyor. Tükürüyor yarağa, sıvazlıyor. Biz halen dans ediyoruz. Funda ise yarağı emmekle meşgul. Ah orospu, o tapılası yarak öyle mi yalanır? Sonra gözü Lena'ya gidiyor. Lena alıyor mesajı. O çömeliyor. Şimdi o yarak onun ağzında. Lena yalarken, memelerini saran elbiseyi çıkarıyor. O da kudurmuş gibi. Paranın hakkını veriyor. Lena'nın saçlarında Levent'in elleri. Lena emiyor, çıkarıyor. Meme uçlarına vuruyor. Lena inanılmaz saksocu. Taşaklarını emiyor Levent'in. Herifi boşaltacak! Lena kalkıyor sonra. Dansa devam.

Yavaş yavaş altımızda sadece dansöz elbisemizin altı kalacak şekilde çıkarıyoruz. Memeler fora. Ve sıra bende! Hemen diz çöküyorum. İki kızın ağzından çıkan o devasa yarak iki dudağım arasında. Önce kafasını emiyorum. Mantar kadar. İnanılmaz güzel. Levent'in suları iniyor. Onu dilimle yayıyorum. Sonra hemen tamamını alıyorum. Ellerim vücdunda. Yarağı boğazıma kadar giriyor. Ağzımın içinde dil darbeleri atıyorum. Sonra sikini kaldırıp taşaklarına yumuluyorum. Levent ayakta kalmaktan sıkılıyor, oturuyor. Ben ise onun önünde, koca yarağı yalamakla meşgulüm. Ağzımda. Sonra çıkarıyorum. Biraz doğruluyorum, memelerimin arasına alıyorum. Immm! Memelerimde salyalarımızla kayganlaşmış yarak kayıyor. Gözlerine bakıyorum. Sonra sıram bitiyor. Kalkıyorum.

Ve Levent'in sert emri, "Duvara dönün!" diyor. Herkes dönüyor. "Soyunun!" diyor. Altımız çırılçıplak. "Domalın!" diyor, domalıyoruz. Birbirimize bakıyoruz. Grubun en sağında benim. Levent geliyor, önce elini yalıyor, yarağını eliyle ıslatıp, Lena'nın amına sokuyor. Lena aldığı yarağın etkisiyle, "Ohhh!" diye bir inliyor. Hepimiz o yarağı bekliyoruz. Lena kudurmuş gibi anırıyor, "Ohh! Sikin beni efendim! Daha derine sokun! Ohhh! Kurban olurum sizin iri sikinize!" diye. Levent'in vuruşlarıyla Lena'nın vücudunun sesi yankılanıyor. Sonra Canan'a, "Kapat müziği" diyor. Canan müziği kesiyor. Sonra Canan'a geçiyor. Bu sefer Canan'ın amına. Canan'da da aynı sesler. Ama Canan sadece kısık kısık inliyor. Ve eliyle yarıdmcı oluyor Levent'e. Her kızı 3-5 dakika sikiyor. Sonra Selin'e sokuyor. Selin de bağırıyor, "Sikin beni! Ohhh! Sadece beni sikin! Sadece beni! Ahhhh! Nolur dağıtın beni! Köleniz yapın, sikiiin!" diye. Sonra Selin'den çıkarıyor, Funda'nın daracık deliklerine sokuyor. Funda bağırıyor, "Ohhhh! Ahhhh! Orospunuzum sizin! Evet! Beni sikinnn! Siz süpersiniz, kocamızsınız!" diye.

Sonra Funda'ya, "Elinle ayır güzelim götünü!" diyor. Funda ayırıyor götünü. Bana dönüyor, "Tükür, ıslansın aşkım!" diyor. Hemen tükürüyorum yarağına. Birazda yalıyorum. Birazdan Funda'ya girecek olan yarağı kendi ellerimle hazırlıyorum. Ve Funda'nın götünde. Funda'nın sesi kesiliyor. Çünkü çok dar götü. Canı yanıyor, belli. Ama Levent takmıyor bile. Soktukça sokuyor kızın götüne. Sonra amına. Sonra tekrar götüne. Funda, hayvan gibi anırıyor, "Iıhhh. Oaaah! Oaaah! Dağıldım efendim! Ohhh! Ahhhh!" diye.

Ve sıra bende! Hemen iki deliğimi de ayırıyorum. Tercihini götümden yana kullanıyor. Ve içimde! O iri yarak göt deliğimi yırtarcasına giriyor! "Ohhhhh! Aşkımmmm! Ahhhh!" diye inliyorum. Pompalamaya başlıyor sert sert. Saçlarımı çekiyor. Sanırım boşalmaya yakın. Öyle bir tahrik olmuşum ki. Amımdan gelmeye başlıyor sularım. Ve Levent sikini çıkarıyor. Tazyikli tazyikli benim sırtıma boşalmaya başlıyor. Saçlarıma kadar geliyor döller. "Ohhh!" diye kocamızın vücudunu okşuyorum. Levent'in beni döllemesi bitince, tüm kızlar eğiliyor Levent'in yarağına. Ben boşalmamın etkisiyle, yere fışkıran sularıma bakıyorum. Ve kendimi halen okşuyorum, durdurulamaz bir sikilme isteğim var.

Ve Levent yatağa uzanıyor. Kızlar götümden yeni çıkmış yarağı domalarak yalarken, Levent bana, "Kendini tatmin et!" diyor. Zaten yaptığım şey o. Amcığımı okşuyorum Levent'e karşı. Sonra domalıyorum. Bir parmağımı götüme, diğerini amıma sokuyorum. Levent pür dikkat beni izliyor. Kızlar Levent'in her yerini yalarken, ben kendimi orda boşaltmaya çalışıyorum. Sonra Levent'in emri Canan'a oluyor. Ve ben Canan'ın boşluğunu dolduruyorum. Yarağı ağzımda, diğer kızlarla dillerimiz değiyor birbirine. Canan kendini parmaklıyor. Show yapıyor. Değişimli olarak biz Levent'i yalarken, kızlar mastürbasyon yapıyor. Ve Levent'in kucağına oturuyor biri. Alıyor köküne kadar. Funda Levent'in yüzüne oturuyor, deliklerini sunuyor. Bana ise düşen görev, kızın götüne giren yarağın altından taşakları yalamak...

Yalıyorum, kızın delikleri arada sırada yüzüme değiyor. Sonra çıkıyor. Karşı konulamaz bir istekle, amını emmeye başlıyorum kızın. Kız dönüyor bana. Funda bu. Daracık delikleri var gerçekten. Amı çok güzel. İlk kez am yalıyorum. Funda hafif çömelik. Ben Funda'yı o şekilde yalarken, Levent'in yarağı açıkta kaldığı için ve benim boynum onu kapattığı için, Canan, "Yalaşacaksanız başka yerde yalaşın!" diyor. Funda kalkıyor sonra. Yerini Canan alıyor. Cananın götü çömelince dahada genişliyor. Funda'nın avuç içi kadar değil götü. Kocaman. Sonra ben kalkıyorum. Levent'in yüzüne oturuyorum. Nefes aldırmyorum adama. Kendim için kullanıyorum resmen. Levent'te sağolsun boş durmuyor, her yerimi yalıyor. Dayanamayıp ağzına boşalıyorum. Levent sularımı içmeye başlıyor. Ve Lena alıyor yarağı. Lena'nın amına boşalıyor Levent. Lena çıkarıyor içinden, çömeliyor, amacı dölleri çıkarmak. Çıkarıyor hepsini eliyle. Bazıları rahmiyle kavuşmuştur. Gösteriyor, "Bakın kocamızın dölleri!" diyor. Levent kalkıyor sonra. Çıkıyor odadan. Duşa girmiş.

Hepimiz ayrı yerlerdeyiz, "Bu adam inanılmaz! Gene siker mi acaba? İnmiyor ki yarağı! Ay kızlar, alırken zorlandımda çaktırmadım. Alcan alcan, mutlu etmemiz lazım! Keşke tek tek sikse bizi..." diye konuşuyoruz.

Geliyor sonra. Üstünde yeni bir boxer. Canan Rakısını dolduruyor. Ve emir geliyor, "Diğer kızlar çıksın. Sadece Funda ve Lena kalacak!" diyor. Çıkıyoruz. Ne yapsak, ne yapsak, diye düşünüyoruz. Her yerden çığlık sesleri. Ama kesin yasak var, başka odaya giremeyiz. Bugünlük sikişme faslımız bitti. Yatak odamıza giriyoruz. Tahmin ettiğim gibi, bölüm bölümüz. Lena, Selin, Funda, ben ve Canan yatak arkadaşıyız. Odada tek bir duş var. Duş dediğim, kocaman, küvet şeklinde. Funda ve Lena Levent'in yarağını yemekle meşgul. Üç kadınız. Tek tek duşa giriyoruz. Levent'in kurumş döllerini çıkarmak zor oluyor bedenimden.

Çırılçıplak oturuyorum yatağa. Canan yemek yemeye gitmiş. Telefonuma bakıyorum. Oğlum aramış. Konuşuyoruz. Yatağa kıvrılıyorum. Ve hemen uyuyorum...

Gece Lena ve Funda geliyorlar. Onların sesine uyanıyorum. Diğer kızlar da uyumuşlar. Ama halen çığlık sesleri var. Alev inliyor, "Sik beni Fatih!" diye yan odada. Lena içk**en ayakta duramıyor. Funda daha iyi, ama delikleri baya bir genişlemiş. Lena, "5 posta! 5 posta sikti bizi kızlar! Bu adam inanılmaz!" diyor, sonra sızıyor. Funda duştan çıkıyor, saçlarını kurutuyor, o da uyuyor...

Bölüm 5

Sabah oluyor. Funda ve Lena uyanamıyorlar. Ölü gibi yatıyorlar. Kolay mı bir gecede 5 posta sikilmek. Üstelik Levent gibi bir aygır tarafından. Sabah kahvaltısı için iniyoruz aşağı. Bende de halen biraz yorgunluk var. Kızlar gülüyor, eğleniyor. Ama dikkat ettiğim bir nokta var, ne Fatih, ne Levent, ne Hüseyin (ki ben daha hiç görmedim onu), nede Selçuk bizimle kahvaltıya gelmiyorlar. Yemek te yemiyorlar bizlerle. Resmen onlar padişah, biz cariyeleriyiz. Ama asıl padişah Levent. Hepimizin sahibi Levent. Dördü de sabah erkenden çıkmış.

Alev kalkıyor masadan, "Yemek bittikten sonra herkes sıraya geçecek. Kocalarımız hediyeler aldı bizlere!" diyor. Tüm kızlar tempo tutuyoruz. Sonra kalkıyoruz, diziliyoruz. Hepimizin elleri önümüzde. Alev poşetlerle geliyor. İnanılmaz! I-Phone'un en son modeli. Şahane bir hediye. Ve elbiseler. Bana siyah uzun bir elbise alınmış.

Kahvaltıdan sonra odalarımıza çıkıyoruz. Bugün serbestiz. İsteyen Bodrum'a gidebilir. Canan ve ben bu arada yakınlaşmışız. Lena ve Funda'nın kahvaltıları odalarına çıkarılıyor. Canan ise, "Yediniz yarakları orospular, uyuyun! Amcıklar sizi!" diye şaka yapıyor. Lena altındaki tangayı çıkarıyor, "Baksana ne hale geldim yaa!" diye gösteriyor amcığını. Hakikaten, halen delikleri kendini toplamaya çalışıyor. Sonra Alev aşağıdan bize bağırıyor. İniyoruz. Tekrar sıralanıyoruz. Kocalarımız gelmiş. Dağılım yapılıyor. İki iki dağıtılıyor, 8 kız. Ama Canan ve ben açıkta kalıyoruz. "Ne oldu ya? Beni beğenmedi mi kocam?" diye soruyorum Alev'e. "Ne bileyim, anlamadım. Merak etme gece alırsın kesin yarak!" diyor.

Ne yapsak diye düşünüyoruz, Bodrum'a mı insek? Alev'e gidiyorum soruyorum, "Tamam inin! Ama geç kalmayın!" diyor. Tamam diyoruz. Zaten benim eski telefonumun kartı I-Phone uyumlu değil, kırılması gerekli. Hemen çıkıyoruz. Mercedeslerden birine biniyoruz. İki korumamız var, bunların biri aynı zamanda şöför. Arkada Canan'la ben. Kocalarımızın yeni aldığı elbiseler içinde çok seksiyiz. Korumalarımız ise rahat giyinmişler. Sanki karı koca gibi geziyoruz Bodrum'un içinde. Çok seviyorum burayı. Hemen kartlarımızı kırdırıyoruz, I-Phone'a takıyoruz. Karnım acıkıyor benim hafiften. Canan'a, "Hadi yemek yiyelim!" diyorum. Bir Hamburgerciye giriyoruz. Korumlarımız, "Daha güzel bir yere gitseydik ya!" diyorlar. Ama önemli değil. Oturuyoruz.

Yerken onlar ayrı masada. Çağırıyorum, "Gelsenize ya! Niye ayrı oturuyorsunuz? Orospuyuz diye mi ayrı oturuyorsunuz?" diye soruyorum. "Yok abla, olur mu öyle şey!" diyorlar. "Gelin gelin, çekinmeyin!" diye ısrar ediyorum. Gelip oturuyorlar. Onlar da yiyorlar yemeklerini. Konuşuyoruz. Birinin adı Hamit, 23 yaşındaymış. Diğeri de Halit. "Kardeş misiniz ya?" diye gülüşüyoruz. Kardeşlermiş. Nasıl tanıştıklarını merak ediyorum. "Biz aslında Fatih beyin korumalarıyız. Boşver nasıl tanıştığımızı..." diyor. "Peki! diyorum. Yemekler bitiyor. O bayıldığım tatlıdan alıyoruz.

Tatlılarımızı kaşıklarken muzurluk olsun diye Hamit'e, "Nasıl dayanıyorsunuz ya?" diye soruyorum. "Neye abla?" diyorlar. "Yani, adamlar am üstünde göt sikiyorlar? Sizde birşey yok mu? Sikebiliyor musunuz?" diyorum. "Bazen..." diyor Hamit, "Yani Fatih abi ne zaman bize iki tane karı yollarsa!" diye devam ediyor. "En son ne zaman karı siktiniz?" diyorum. "Bilmem... Baya oldu!" diyor Halit. "Yazık size ya! Onlar içerde bizi bağırta bağırta sikerken, siz ellerinizi mi sikiyorsunuz?" diyor Canan. "Yok abla... Biz de sikiyoruz!" diyor Canan'a Halit. "En çok kimi sikmek isterdiniz?" diyorum. "Lena sağlam karı. Sonra İrem'de iyi!" diyorlar. "Ee, biz? Bizi sikmez misiniz?" diyor Canan. "Sizi söylemedik abla, utandık ya..." diyor Halit. "Utanacak ne var? Orospuyuz biz! Söyle işte, siker misiniz bizi, sikmez misiniz?" diyorum. "Abla, yapma nolursun, başımızı belaya sokmayın, Fatih abi duymasın ne olur!" diyor. "Ya nolcak!" diyorum. Canan da, "İsterseniz sizede geçeriz bir kıyak!" diyor. İkisi de çocuk gibi heyecanlanıyorlar.

Kıyamam ya! Amsızlıktan ölüyordur bunlar. Bunları iyice doyurmak istiyorum. Ama önce biraz alışveriş. Canan'la giriyoruz bir mağazaya. Ne var ne yok alıyoruz, para sorun değil. İkibin liraya yakın fatura çıkıyor. Korumalarımız karttan çektiriyorlar. Hemen çıkıyoruz. Elimizdeki torbaları bagaja koyuyoruz. Hava çok sıcak. Canan'la arkaya geçiyoruz. "Sürsene ormanlık bir yere!" diyorum Halit'e. Halit sürüyor. "Ee, kim kimin kocası?" diye espri yapıyor Canan. Halit hemen, "Nagehan abla benim!" diyor. Kıyamam ya! Hamit de Canan'ı sikecek. Bir ormanlık alana geliyoruz. Halit ve Hamit iniyorlar, etrafa bakıyorlar. Kimse yok. Sonra biz iniyoruz. Hamit hemen Canan'ı alıyor, biraz ağaçlık alana gidiyorlar. Halit'le ben kalıyorum, arabanın arkasına geçiyoruz.

Uzanıyorum arka koltuğa. Halit üstüme çıkıyor. Başlıyoruz öpüşmeye. Dudaklarımız birbirine kenetleniyor. Deli gibi, hiç karı sikmemiş gibi öpüyor dudaklarımı. Sonra dillerimiz. Halit'in eli yavaşça benim kot şortuma gidiyor. Bacaklarımı okşamaya başlıyor. Gülümsüyorum. Sonra, beyaz askılı tişörtümü sıyırıyor Halit. Eli hemen memelerime gidiyor. Kabarık meme uçlarımı okşamaya başlıyor. "Çok mu özledin bebeğim meme emmeyi? Hadi yala beni!" diyorum. Yavaşça boynumu bırakıp memelerimi yalamaya başlıyor. Meme halkalarımda gezdiriyor dilini. Bebek gibi emiyor. Ben ise kafamı geriye yaslamış, yalanmanın keyfini çıkarıyorum. Halit yavaşça göbeğimi yalıyor. "Abla, çok lezzetlisin sen yaa!" diyor yalarken. İştahlı iştahlı yalıyor hemde beni. "Kaç aydır kadın yalamıyorsun sen ya?" diyorum, "Seneler oldu abla, seneler..." diyor.

Yavaşça kot eteğimi çıkarıyorum. "Offf ablaa! Deliğin tam yalamalık!" diyor. "Ee, yala canım!" diyorum. "Yok abla, yalamayayım ya..." diyor. Anlıyorum neden yalamak istemediğini, "Merak etme, temizim. Hergün 3 kere duş alıyoruz tatlım. Yani hastalığım da yok. Yalamak istersen yalayabilirsin!" diyorum. "Peki!" diyor, hemen dilini amıma atıyor. Önce amımın paket kısmını yalıyor. Yavaşça eliyle am dudaklarımı ayırıp, pespembe amcık deliğime dil darbeleri atmaya başlıyor. Eliyle memelerimi yoğururken, amıma giren dil darbeleri beni deliye döndürüyor. Kafamı sağa sola atıyorum, "Yala Halit! Yala! Dindir susuzluğunu!" diyorum. Amım sulanıyor yavaşça, birazda terden iyice kayganlaşıyor. Halit amcığımı bırakıyor, klitorisimi emmeye başlıyor. Ağzına alıp, diliyor, dakikalarca yalıyor. Bu kadar klitoristen uyarılmak beni kendimden geçiyor, sularımı bırakıyorum. Titreyerek, karın kaslarım kasılarak boşalıyorum.

Halit, "Ablammmm!" diyor, yavaşça doğruluyor. Kendi şortunu delmek üzere olan yarağını çıkarıyor. Çok kıllı, kıldan neredeyse belli olmayacak yarak. Yaklaşık 14-15 cm. Normal boyutlar yani. Fazlada kalın değil. Sıvazlıyor yarağını. Sonra amcığıma giriyor. Amıma girince elimde olmadan, "Ohhhh!" diye bir ses çıkarıyorum. Biraz ileri geri yapıyor, sonra üstümde yerini alıp, beni altında ezercesine sikmeye başlıyor. Halit deli gibi pompalıyor bana. Benim memelerimle onun göğsü, bana girdikçe sıkışıyor. Sonra biraz doğruluyor, memelerimi alıyor ağzına. "Ohhh! Haliiit! süper sikiyorsun kocacığım! Sik bu orospuyu! Dağııt! Doyur susuzluğunu aşkım! Kurban olayım sana!" diye onu gaza getiriyorum. "Ohhh! Nagehann!" diye inliyor o da.

Memelerimi eziyor elleriyle. Fazla hareket alanımız yok. Aslında daha fazla isterdim, ama Halit çok memnun halinden. Halit kalkıyor, "Abla domalsana! "diyor. İniyorum arabadan aşağı. O da iniyor. Kafamı arabanın içinde sokuyorum, elimle de destekliyorum. Halit arkama geçiyor. Elini götüme atıyor. "Yok Halitciğim... orası bugün yok!" diyorum. "Neden abla ya?" diyor, "Olmaz aşkım, akşam kocalarımız belki siker, bir günde iki yarak alamam oraya! Zaten geniş baksana!" diyorum. "Offf ablaa ya!" diyor, sikini amımın girişine hizalıyor, ittiriyor ve gene içimde. "Ohhhh! Haliiit! Boşalıyorum beeen! Ahhh! Sikicimmmm! Hızlan aşkımmm! Döv dibimi! Sik beni!" diyorum.

"Amını siktiğimin orospusu! kaç yarak girdi lan bu deliklere? Ha? Ne kadara satın aldılar lan seni? Doyumsuz orospu! Kaç gündür elimizi sikiyoruz lan sizin yüzünüzden! İnlemeleriniz sokaktan duyuluyor!" diyor. "Ohhh, evet aşkım. Günlerdir sikiyorlar bizi. Kanırtıyorlar. Şimdide sen sikiyorsun! Ohhhh! Hemde bedavaya!", böyle cümleler eşliğinde sularım geliyor. Sularım gelince, Halit çıkarıyor yarağını, "Ablaa, geliyooor!" diyor. Hemen eğiliyorum, ağzıma alıyorum. Am sularımla tatlanmış yarağının ucunu delirmiş gibi diliyorum. "Aç ağzını şılllııık!" diyor, ve dölleri ağzımda. Yarağı kalp gibi atıyor. Tek bir damlasını ziyan etmeden yutuyorum döllerinin.

Halit arabanın arka koltuğuna yığılıyor, "Ablammm!" diyerek sıvazlıyor yarağını. Ben de oturuyorum arka koltuğa. Külodumu giyiyorum. Şortumu giyiyorum. Halit hala doymamış gibi. Ama vaktimiz yok. Az sonra Canan ve Hamit geliyor. Canan arka koltuğa yanıma geliyor. Hamit ve Halit öne geçiyor, direksiyonda Halit. Ve sürmeye başlıyor arabayı, "Ulan orospular, bitirdiniz bizi lan! Ne am varmış sizde. Bir orduyu alırsınız lan!" diyor. Canan'la birbirimize bakıyoruz. Ve araba geliyor malikaneye. İniyoruz arabadan. İçeri giriyoruz. Halen kimse yok. Hemen odamıza gidiyoruz. Canan önce duşa giriyor. Ben telefona bakıyorum. Çocuklar aramışlar. Arayıp konuşuyorum. Eski kocam aramış birde. Niye arar ki beni? Açıyorum telefonu, arıyorum eski kocamı...

"Nerdesin sen?!" diyor. "Sana ne! Sana hesap mı vereceğim!" diyorum. "Ulan orospu, kimin altındasın lan? Anneni aradım yoksun orda. Söyle kimlesin!" diye bağırıyor. "Eee siktir git be, orospu çocuğu!" deyip kapatıyorum. Ellerim titriyor sinirden. Telefonu fırlatasım geliyor. Sonra o tanıdık ağlama krizleri. Uzun zamandır ağlamıyordum böyle. İçim boşalıyor resmen ağlamaktan. Canan çıkıyor duştan, çırılçıplak. "Ne oldu canım?" diyor. Anlatıyorum. Sonra beni duşa sokuyor. O yıkıyor beni. Çıkıyorum duştan, duş biraz rahatlatıyor beni.

Akşam oluyor. Akşam yemeği için iniyoruz. Tam merdivenlerdeyken, Alev geliyor yanıma, "Fatih beydesin bu gece. Soyun çabuk. Çıplak gideceksin yanına!" diyor. Oracıkta soyunuyorum. Alev çamaşırlarımı alıyor. Birlikte tekrar yukarı çıkıyoruz. Odaya giriyorum son kez kendime bakmak için. Alev geliyor yanıma. Sanki tecavüzcü. Bana dokunuyor. Götüme vuruyor şaplağı. Heyecanlanıyorum. Farklı bir heyecan bu. "Eee güzelim... Ne zaman baktıracaksın tadına?" diyor. İlk kez bir kadınla bu kadar yakın yakınayım. Gözlerine bakıyorum, "Ya... Ben Lezbiyen değilim..." diyorum. Amıma sokuyor parmağını Alev. "Ahhhh! Napıyorsun!" diyorum. "Ohooo... Ama bak. Foseptik çukuru gibi!" diyor, gülüyor. "Alev bırak beni. Fatih'e gideceğim. Ne olursun bırak!" diyorum. Suratımı tutuyor. "Merak etme, bırakacağım. Ama senin tadına bakmadan asla bırakmayacağım! Yarın gece benimsin! Kocalarımızlada konuştum! Benimsin orospum!" diyor. Bırakıyor.

Alev çok seksi olmasada, güzel bir kadın. Hani pornolarda olur ya 'MILF' diye bir kategori. Aynen o kategoride. Son kez bakıyorum kendime. Çok ateşliyim. Ama artık saçlarımın renginden sıkıldım. Kızıl mı yapsam? En iyisi yarın gideyim kuaföre. Belki Halit siker beni gene.

Neyse, giriyorum Fatih'in odasına. Yatakta oturuyor, önünde Lena diz çökmüş emiyor sikini Fatih'in. Bu adamlar sikişmeden duramaz mı! Lena da helal olsun yani, günlerdir en çok sikilenimiz o. Orospunun amı götü durmuyor ki. Fatih bana, "Geç otur!" diyor. Ben hazırlanıyorum yarağı almaya ağzıma, ama izlememi istiyor. Lena'nın saksosunu izliyorum. Ve ağzına boşalıyor Lena'nın. Lena kalkıyor, öpüyor Fatih'in dudaklarını, çıkıyor. Fatih sarışın, mavi gözlü. Çok yakışıklı. Ama yarağı Levent'in yarağının yarısı kadar. Küçük sayılabilecek bir yarağı var. Oturuyorum karşısına. Kalkıyor, bir sigara yakıyor. Sonra yanıma geliyor. Yarağı hemen ufalmış. "Rakı içer misin?" diyor. İçerim. Bir tek dolduruyor bana da. Yemeğimiz önümüze geliyor. Rakı sofrası. Rakımızı yudumluyoruz, yemeğimizi yiyoruz. Sigara üstüne sigara yakıyor Fatih. Ben de tabi. Konuşmaya başlıyoruz:

- Bugün Canan buradaydı. diyor Fatih.

- Hadi ya...

- Evet, senin ağladığını söyledi. Hayırdır güzelim?

- Yok, bir şey Fatih!

- Var var, söyle bakalım...

- Ya, eski kocam aradı. Küfürler falan...

- Kocandan ayrı mısın?

- Evet.

- Çoluk, çocuk?

- İki tane.

- Sen en çok ilgimi çeken kadınlardan birisin biliyor musun?

- Aa, neden?

- Çünkü seksi severek yapıyorsun. Bugün Halit ve Hamit'e vermişsiniz?

- Evet... Seksi seviyorum. Üstelik para kazanıyorum.

- Burdaki birçok kız sadece para için burada.

- Öyle mi?

- Tabi. Yarak isteseler her biri istediği yarağı bulur dışarıda. Şu Lena denen orospu niye hep altımızda sanıyorsun? Kız kendini bize siktirmek için yapmadığı kalmıyor.

- Öyle valla. Lena sağlam kaşar.

- Delikleri de kocaman.

- Öyle. Levent sikerken görmüştüm.

- Sana bir teklifim var Nagehan.

- Nedir?

- Telefonunu ver, kocanla ben konuşayım. Seni rahatsız etmesin. Ayrıca her ay parasal yardım edelim sana.

- Olmaz! Kocamla konuşun, ama parasal yardım olmaz.

- Bak, gerçekten ben bunu senden etkilendiğim için yapıyorum.

- Ne yani? Senin orospun muyum bundan sonra?

- Neden olmasın?

- Kuma mı olacağım?

- Olur musun?

- Ee, iyide, benim çocuklarım var. Onlar bilmeyecekler mi?

- Bilmeyecekler. Zamanı gelince açıklarsın.

- Ya ama.. Ben.. Yani nasıl desem. Ben yarak yemeye alıştım!

- Hahaha. Kolayı var güzelim. Çık gene istediğin yarağı ye. İstersen çalış. Ama İstanbul'a döndüğümüzde olacak bu. Burada gene bizim orospumuzsun.

- Sadece ben mi?

- Hayır. Canan da bundan böyle benim. Yani 'gözdelerimsiniz'

- Siz iyice haremi kurdunuz ya.

- Güzel olmuyor mu?

- Oluyor valla. Peki, nerden çıktı bu kadınları toplama işi. Yani nasıl bir fantazi bu?

- Bilmem. Ama güzel ya. Düşünsene kaç tane kadın seni görür görmez domalıyor. Yani biz seksi zevk için yapıyoruz. Aşk meşk geçti bizden. Biz sikimizin keyfindeyiz. Hayatı yaşıyoruz kısacası.

- Öyle valla. Bende sırf erkeklerden kurulu bir haremde olmak isterdim.

- İşte Canan da, sen de, bu yönünüzle farklısınız. Doymuyorsunuz lan!

- Valla öyle şekerim, işine gelirse.

- Bak bak, hitaplara bak! Orospu seni!

- Hahahaha... Peki, madem gözdenim, senden bir şey isteyeceğim.

- İste bakalım Nagehan?

- Benim adım Nagehan değil. Günseli. Günseli de bana.

- Peki Günseli, iste bakalım?

- Fantazide sınırın olmasın, olur mu?

- Var gibi mi görünüyor?

- Yok. Benim bahsettiğim farklı. Mesela sik beni, ama sikerken sert ol. Dağıt beni. 4-5-6... kaç erkek bulabiliyorsan at beni içlerine. Hiç gocunmam. Ben yarak yemeye alıştım. Bırakamam...

- Tamam, sen rahat ol. Seni zevk içinde yaşatacağım. Bundan sonra benim karılarımdan birisin.

Kalktı, çekmeceden bir anahtar aldı verdi bana.

- Bu ne aşkım?

- Yazlığımızın anahtarı. Bundan sonra bu ev senin güzelim...

- Ne? Ben...

- Saçmalama, al şunu! Merak etme. Bundan sonra para konusunda hiçbir sıkıntın olmayacak. Ayrıca kocanı da aratıyorum. Birde, anlattı bana Canan, Ahmet diye bir şerefsiz varmış? Seni rahatsız mı ediyor piç?

- Evet. Canan anlatmıştır borç olayını...

- Anlattı. Ahmet'le de konuşacağım. Bundan sonra kimse seni rahatsız edemeyecek.

- Ben... Çok... Minnetarım sana! İyi ki almışsınız beni buraya!

Bölüm 6

Ve Bir haftalık cennet dönemi bitiyor. İstanbul'a, evime geri dönüyorum. Saçlarım kızıla dönmüş. Hayata dönmek için ufak bir tatil yaptığımı düşünüyor çocuklar. Gerçekten öyle. Artık bambaşka bir Günseli var! Güzelliğime güzellik katıp, yoluma ilerleyeceğim bundan sonra. Bodrum'dan çocuklara güzel güzel hediyeler almışım. Kızıma güzel elbiseler, iç çamaşırları. Oğluma da güzel hediyeler.

Bir haftayı çocuklarımla geçirmeyi düşünüyorum ki, kızım, "Anneciğim, arkadaşlarla plan yaptık ta biz. Babam izin verdi. Üç gün Mersin'e gidebilir miyim, Aysu'ların yazlığına?" diyor. Durup biraz düşünüyorum. Babası izin vermiş. Zaten Aysu en yakın arkadaşı. Kızım, "Merak etme anne, Aysu'nun annesi babası da bizle olacak. Bizimle ilgilenecekler!" diyor.

Bir arayıp Aysu'yla ve annesiyle konuşuyorum. İzin veriyorum. Kızım 2 gün sonra yola çıkacak. Zaten Aysu'lar Mersin'de. 2 gün sonra uğurluyorum kızımı. Telefonda konuşurken Fatih'e anlattığımda, Fatih, "Kızı otobüste süründürmeseydin Mersin'e kadar, uçakla Adana'ya yollar, ordan Mersin'e geçirirdik..." diyor. Ama ben Fatih'in aileme bu denli karışmasını istemiyorum. O da saygı gösteriyor, "Peki!" diyor.

Kızım varıyor ertesi gün sabahı Mersin'e. Arıyor beni. Ben de, "Tamam aşkım, selam söyle!" diyorum. Genç kız... Oğlum geliyor içeriye. "Anne, ben Arda'nın yanına gidiyorum, gezeceğiz biraz..." diyor. "Oğlum, paran var mı?" diye soruyorum. "Var anneciğim, merak etme!" diyor. Çıkıyor oğlan. Gene yalnız kalıyorum evde. Ama rahatım, mutluyum. Oğlumun laptopunu alıyorum. Gene Chate giriyorum. Chatte üç beş abazayla fantaziler yapıyoruz. Akşama doğru kapatıyorum. Akşam da zaten oğlan geliyor. Arda yanında. "Merhaba Günseli abla!" diyor öpüyor beni. Arda oğlumun en yakın arkadaşı. Eskorta gittiği arkadaşı aynı zamanda. "Hoşgeldiniz canlarım!" diyorum. Mutfağa geçip yemek hazırlıyorum. Arda 17 yaşında bir delikanlı. Benim oğlanla yaşıt. Çok yakışıklı kerata.

Yemekten sonra çocuklar geçiyor odaya. Kapıyı da kapattırıyor Arda'ya benim oğlan. Anlıyorum, gülüyorum. Kesin pørnø izleyecekler diyorum. VE AKLIMA GELİYOR! İnternetin geçmişini silmeyi unuttum. Geçmişe bakarlar mı ki ya? Eyvah eyvah diyorum. Oğlan sorun değil, o da giriyor da Chat sitelerine. Ama Arda... O öğrenirse... falan diye düşünüyorum. Kalkıp içeri gidiyorum, belki alırım laptopu diye. Kapı kapalı. Kapıyı tıklatmam lazım, ama ne diye isteyeceğim laptopu? Kapının buzlu camına biraz gölge vuruyor ve oğlanın gölgesinden pencere kenarında olduğunu anlıyorum. Ne yapıyor ki diye düşünüyorum. Ses yok. Buzlu camdan görünmemek için eğiliyorum. Anahtar deliğinden bakıyorum içeriye. Ve evet. Oğlan sigara içiyor pencereden sarkarak. Arda benim görüş mesafemde değil. Sonra benim oğlan dönüyor Arda'ya, "Hadi lan!" diyor. Arda hafifçe, "Geliyor kanka, ıhhh!" diyor. Sanırım 31 çekiyor. Sonra Arda kalkıyor. Peçeteyi pencereden aşağıya atıyor. Ve sigara yakıyor. O içerken benim oğlan başlıyor 31 çekmeye. Daha fazla durmuyorum, kalkıyorum. Yok canım, kesin bakmadılar internet geçmişine diye düşünüyorum.

Salonda biraz daha TV izleyip, sonra kapıyı tıklayıp çocukların odasına giriyorum. Çocuklar hiçbirşey olmamış gibi Playstationda oyun oynuyorlar. "Yatıyorum ben aslan parçaları!" diyorum. Odama geçiyorum. Üstüme, Bodrum'dan aldığım saten geceliği giyiyorum. Altıma külot giysem mi? Arda olmasa giymem de, Arda evde. Giyiyorum. Ve yatıyorum. Kapım kapalı. Herhangi bir frikik vermemek için. Uyumaya dalmadan, "Iaaaaah!" diye bir kadın inlemesi duyuyorum. İkisi de gülüyor. Arda, "Kapat lan gerizekalı!" diyor. Pørnø açmışlar kesin. Gülüyorum. Ve uyuyorum...

Gece çişim geliyor. Uyanıyorum. Gece saat 03:00 gibi. Çişimi yapmadan önce bir bardak su içeyim diyorum, sonra çişimi yaptıktan sonra tekrar gitmeyeyim diye. Suyu içiyorum. Peçete stoğumuzun yarısı gitmiş. 31'ci keratalar. Ne olacak, normal şeyler. İkisi de genç, ee ne yapacaklar? Tabiki pørnø izleyip, 31 çekecekler. Ama izledikleri pørnølar önemli. Yani iğrenç iğrenç şeyler izlememeliler. Babası konuşuyordur herhalde oğlanla. Çünkü bir kere 'Shemale' kategorisi izlemiş gerizekalı. Geçmişten gördüm. Babasına söyledim, (Ben konuşurum oğlanla!) demişti. Gözüm salondaki masanın üstünde duran laptopa ilişiyor. Önce tuvalete gidiyorum, işiyorum. Sonra odama geçiyorum. Uykum kaçtı zaten. Kalkıyorum gidiyorum salondan laptopu alıyorum, odama geliyorum.

Açıyorum laptopu. Hemen internetin geçmiş sayfalarına giriyorum. Çeşitli pørnø siteleri. Oğlanlar baya bir izlemişler. Genç kız videoları, "Teen!" yani. Grup seksler. Gangbang'lar. Amatör Türk kadınları sayfaları. Hepsine girmişler. 'Karşıdan yükle' bölümüne bakıyorum. Ya bu çocuklar gerizekalı mı? Silmemişler hiçbir şeyi. Birçok amatör Türk kadınının resimleri indirilmiş. Hatta klasörlenmiş. Biraz daha karıştırıp, gizlediği klasörü buluyorum. Bakıyorum, indirilen kadınların fotoğraflarına. Aslında içimdeki düşünce, aralarında benim fotolarım var mı diye. Kim bilir, belki müşterilerimden biri koymuştur fotoğraflarımı. Ama yok. Gerçi batkılarımda yok. En az 1500-2000 fotoğraf indirilmiş. Aslı, Ayşe, Belma, Belgin... Evli orospu, Favori... Hepsi klasörlenmiş. Kapatıyorum.

Sonra yan odanın kapısı açılıyor. Arda işemeye gidiyor. Ben de odamdan çıkıyorum, ama Arda'yı klozete işerken görüyorum. Hiç sesimi çıkarmadan salondaki masaya bırakıyorum laptopu tekrar. Arda sifonu çekiyor. Ve kapıyı aralıyor. Niye araladı ki kapıyı? İşemesi de bitti. Biraz sonra, banyomuzdaki bir çekmecenin açıldığını duyuyorum. İyice merak ediyorum. Aslında aklıma da gelmiyor değil. Yavaşça aralık kapıdan bakıyorum banyoya. Kirli iç çamaşırların içinde Arda'nın eli! Ne yapıyor bu salak! Sinirleniyorum. Ama kendimi izlemekten de alıkoyamıyorum. Ve tahmin ettiğim şey...

Beyaz, lekeli külodum Arda'nın burnunda. Kokluyor. İçine çekiyor külodumun kokusunu. Lekeli, iğrenç, ama Arda halinden çok memnun. Bırakıyor geri sepete. Ben iyice gizleniyorım. Sonra sütyeni alıyor. Ama sütyen benim değil. Benim memelerim o kadar küçük değil. Kızımın. Sütyeni kokluyor. Ve beyaz külodumu alıyor, sikini çıkarıyor. Yaşına göre çok uzun bir yarak. Yaklaşık 17-18 cm. Ve o yarak, benim külodumun am bölgesinde. Sürtüyor, sürtüyor. Sürttükçe gözleri kayıyor. Eline siyah sütyeni alıyor, onu kokluyor. Tam meme ucunun geldiği kısmını yalıyor. Çok sinirleniyorum! Ama o daha çok genç. Ergen. Aklı fikri karıda kızda. Gidip yatağıma yatıyorum. Birazda heyecanlanmışım. Heyecandan, sinirden, şaşkınlıktan uyuyamıyorum. Sabaha karşı, gün ağardıktan sonra uyuyorum ancak.

Öğlen saat 11:00 gibi uyanıyorum. Oğlanlar halen uyuyorlar. Arda oğlanın odasında, oğlan oturma odasında uyumuş. Önce Arda'yı uyandırıyorum, "Arda, hadi kalk. Öğlen oldu canım!" diyorum. Birkaç saat önce Arda benim külotlarımı koklamıştı! Yalamıştı! Ama garip bir şefkat var içimde. Arda uyanıyor. Sabah ereksiyonu, yarağı dimdik. Anlamayım diye pikeyi iyice üstüne çekiyor, "Günaydın Günseli Abla!" diyor. "Günaydın canım, hadi kalk!" diyorum.

Sonra oğlan uyanıyor. Çocuklara güzel bir kahvaltı hazırlıyorum. Sonra evden çıkmam gerekiyor, alışveriş yapmam lazım, yiyecek içecek almam lazım. Odama geçip, soyunuyorum. Külodumu çıkarıyorum, yerine beyaz bir külot giyiyorum. Ahmet'e sikilmeye giderkenki, pembe önden fermuarlı Sweatimi giyiyorum. Altına ise rahatlığından asla vazgeçemeceğim gri eşofman altı. Götümü çok belli ediyor! Ama çok rahat. Kirlenmiş külodumu sepete atıyorum. Çamaşır sepeti gece Arda sayesinde darmadağın. Çıkıyorum evden. Çıkarken Arda odadan çıkıyor. Çocuklara soruyorum, "Ben çıkıyorum, bir şey istiyor musunuz?" diye. Arda, "Yok Günseli abla, sağol." diyor. Yürürken, nedense, karşı koyamadığım bir istekle götümü kırıtıyorum. Arda'nın baktığından eminim...

Arabayla markete gidip haftalık alışveriş yapıyorum, geliyorum. Zar zor poşetleri taşıyarak yukarı çıkıyorum. Benim oğlanı giderken görüyorum. Kapıyı açıyorum, "Ben geldim!" diyorum. Ses yok. Arda gene tuvaletten çıkıyor! "Aaa, Günseli abla! Geldin mi?" diyor. "Geldim canım, benim oğlan nerde?" diye soruyorum. "Ha, o mu? Ya, çıktı..." diyor. Çocuk heyecandan ne dediğini bilmiyor. "Nereye çıktı?" diyorum. "Bakkala..." diyor. Oğlumu bakkala Arda'nın yolladığını anlıyorum. Amacı belli. Külotlarıma bakacak. "Tamam!" diyorum, geçiyorum mutfağa.

Aldıklarımı yerleştirmeye başlıyorum. Arda mutfağa geliyor, "Abla yardım edeyim!" diyor. Poşetler yerde. Benim onları alırken domalmam gerekiyor. Ben domaldıkça, biraz göt çatalım çıkıyor. Yapacak bir şeyim yok. Arda izliyor beni. Zaten Sweatimin fermuarını da sıcaktan açmışım. Her yerim Arda'nın önünde. Arda kendine göz banyosu yapıyor. Artık gözlerini ayıramıyor benden. Beni sıcak basıyor. Arda, "Ben içeri gidiyorum abla..." diyor, kabaran önünü gizleyerek.

Tuvalete gidiyorum banyodaki. Oturuyorum klozete. İşimi görürken, gözüm kirli sepetine takılıyor. Bakıyorum. O arada benim oğlan geliyor eve. Arda banyonun kapısını açıyor! Bu çocuk artık çok fazla olmaya başladı! "Ay çok pardon!" deyip çıkıyor. Ben de sifonu çekip, gidiyorum içeriye. Arda'yla konuşacağım artık, yeter! Benim oğlanı çağırıyorum, "Oğlum, ya fasülye almayı unutmuşum. Bir koşu gidip alsan ya!" diyorum. Oğlum Arda'yı çağırıyor, birlikte gitmek için. Oğluma sesleniyorum, "Ya sen git al, Arda niye gitsin seninle? Şimdi beraber gittiniz mi 2 saatte gelmezsiniz. Akşama fasülye yapacağım, hadi anneciğim!" diyorum. "Tamam anne ya of, yeni geldin ama marketten!" diyor. "Hadi anneciğim, hadi aşkım!" diyorum, oğlum çıkıyor.

"Arda salona gel!" diyorum, sert bir sesle. Arda anlam veremiyor. Geliyor, oturuyor karşıma. "Sen ne yaptığının farkında mısın? Ne demek oluyor bütün bunlar?" diyorum. "Ne yaptım ki Günseli Abla ya!" diyor, savunmaya geçiyor. "Ayıp değil mi oğlum, annen yaşında kadına bu kadar şey yapmak! Ben annen yaşındayım senin, utanmıyor musun kapıyı çalmadan banyoya girmeye?" diyorum. Arda utanıyor, "Ya Günseli abla valla bilmeden oldu ya!" diyor. "Tamam ona birşey demiyorum, peki ya dün geceki yaptığın ayıp? Benim oğlum senin annenin, ablanın külotlarına baksa ne hissedersin?" diyorum. Arda utanıyor, yere bakıyor. Kalkıyor. "Nereye? Dur gidemezsin, konuşacağız!" diyorum, oturtuyorum. "Utanmıyor musun benim külotlarıma 31 çekmeye? Kızımın sütyenine bakmaya? Götüme, memelerime bakmaya? Senin annene baksalar böyle?" diyorum, kızgınlığımı belli ediyorum. "Abla çok özür dilerim, nolur affet. Söz gelmem bir daha, ne olursun ya!" diyor. Çocuk kıpkırmızı olmuş.

"Neden bakıyorsun bana Arda?" diye bağırıyorum. Arda gözlerini ayıramıyor. "Neden?" diye gür sesle soruyorum. "Abla, biz dün.. Ya.. Anla işte. Baya azdık..." diyor. "Biliyorum, dün pørnøları bağırta bağırta izliyordunuz!" diyorum. "Off abla ya, deme öyle ya!" diyor. "Neden baktığını hala söylemedin Arda?" diyorum. "Abla, şey... Ya azdım işte, anlasana ya!" diyor. "Bana mı azdın Arda?" diyorum. "Evet abla!" diyor. Genç bir erkek tarafından beğenilmek müthiş bir şey. "Nereme mesela Arda?" diyorum. "Abla ne diyorsun sen?" diyor. "Kes sesini de söyle. Götüme mi azıyorsun?" diyorum. "Abla, evet..." diyor. "Başka?" diyorum. "Şeyy... Memelerine..." diyor. Yavaşça Sweatin fermuarını indiriyorum, "Bunlara mı bakıyorsun Arda?" diyorum. "Abla kapat, utanıyorum!" diyor. Kalkıyorum, "Bakarken utanmıyorsun ama!" diyorum. Sonra oturuyorum. İyice memelerim açılıyor, ama uçları görünmeden. "31 çekiyor musun bunları düşünüp?" diyorum. "Evet abla... Dün gece onları düşünerek kaç posta çektim ben..." diyor. Çocuk iyice açılıyor. Utanmaz!

"Dokunmak ister misin bunlara Arda?" diyorum. "Abla olmaz... Nolur, utanıyorum..." diyor. "Ee, iyi madem!" diyorum. Kalkıyorum mutfağa gidiyorum. Arkamdan geliyor. "Günseli abla... Çok sexysin!" diyor. "Sahi mi? Nerem en sexy geliyor, elinle göster bakayım!" diyorum. Arkama geçip avuçluyor götümü. "Buran abla..." diyor. "Hadi ya... Sikmek ister miydin orayı?" diyorum. "Evet abla, evet!" diyor. "Ama veremem. Fakat oğlum gelene kadar okşa götümü!" diyorum. Hemen okşamaya başlıyor. Deliriyor bana. Bu beni çıldırtıyor. Ben ise domatesleri doğruyorum. "Abla, nolur sokayım..." diyor. "Olmaz! Birazdan oğlum gelir ya!" diyorum. "Abla nolur yaa!" diye yalvarıyor. "Olmaz! Sadece okşa. İçine sok elini istersen!" diyorum. "Ohhhh!" diyor, hemen elini sokuyor. Götümün yarığını ellemeye başlıyor. "Abla delirtiyor götün beni yaa!" diyor. Biraz kalçamı çıkarıyorum. Elini atıyor göt deliğime. "Abla bu ne ya? Amma geniş delik?" diyor. "Yorum yapma, okşamaya devam et! Yoksa siktir git evden!" diyorum. "Ee abla, kocaman oldu yarağım..." diyor. "Git 31 çek!" diyorum. "Sokayım ya nolur! Tecavüz ettirme kendine!" diyor. "Saçmalama! Vermeyeceğim demiyorum ki. Ama birazdan oğlum gelecek!" diyorum. Ve götümdeki eli dolaşırken, oğlum geliyor. Hemen çekiyor elini. Mutfağa geliyor oğlan, koyuyor masaya fasülyeyi.

İçeri gidiyorlar beraber. İçim kıpır kıpır. Amıma elimi atıyorum, sulanmış baya. Kendimce Arda'ya bir oyun yapacağım. İçeri gidiyorum, oğlanların odasına. "Ben çıkıyorum, işim var biraz..." diyorum. Arda çok zeki. Belki bana tecavüz etmek için kalkıyor o da. "Ben de gideyim, hadi görüşürüz kanka!" diyor. Ben de, "Ee iyi, beraber çıkalım ozaman canım!" diyorum. Arda'yla çıkıyoruz evden. Asansöre biniyoruz. Asansörde beni ellemeye devam ediyor. Ben -3'e basıyorum. Orda kalorifer dairesi var. Orda doyurayım bu salağı. İniyoruz. Kalorifer dairesinin kapısı açık. Giriyoruz. Kapıyı kapatıyor. Ve hemen yumuluyor dudaklarıma. Dudaklarımı deli gibi emiyor Arda. Aç bir köpek gibi. Ben de karşılık veriyorum. Vaktimiz çok az. "Arda, hemen yap git! Bir daha böyle bir şey olmayacak!" diyorum. "Tamam ablam, güzelim benim!" diyor. Hemen arkamı dönüyorum. Hafifçe eğiliyorum. İndiriyorum eşofmanımı. Arda eli ayağı titreyerek, indiriyor şortunu. Ve geçiyor arkama...

Amcığıma hizalıyor, bir anda sokuyor. "Ohhh!" diye bir inleme geliyor benden. Arda, "Ohhh! Yıllardır bu anı hayal ediyordum!" deyip, amıma sokmaya başlıyor hızlı hızlı. Elimden geldiğince sessiz olmaya çalışıyorum. Arda'nın yarağı, genişlemiş amımı dolduruyor. Kalınlığı çok iyi. Taşakları vuruyor. Ve vücudu benim götüme çarptıkça 'Şak, şak, şak!' diye sesler geliyor. "Ihh Ihhhh! Sikk! Ohh! Doyur yarağını! Neden önce gelmedin! Neden önce istemedin Ardaaaa!" diyorum. Arda sessiz sessiz, arada Ohhh'layarak sikiyor beni.

Sonra çıkarıyor yarağını amımdan. Kuru kuru dayıyor götüme. "Sen salak mısın? Nasıl sokmayı düşünüyorsun kuru kuru?" diyorum. Hemen eline tükürüyor. Sonra yavaşça giriyor götüme. Ohhh! Çok güzel. Uzun bir süreden beri götten yemediğim için biraz acıyor, ama sonra alışık olan deliğim kabul ediyor Arda'nın yarağını. Domalmaktan belim ağrımış. Biraz doğruluyorum. Arda'yı götümden çıkarmadan duvara dayanıyorum. Ve öyle sikiyor Arda beni. "Ohhh! Günseli ablam, deliklerin harika! Ahhh! İnanamıyorum, rüyada mıyım ben yaa! Ohhh!" diye sikiyor götümü. Ben ise sessiz sessiz, Arda'yla duvarın arasına preslenmiş bir halde götüme alıyorum koca siki. Arda dayanamıyor daha fazla, "Abla geliyorummm!" diyor. "Sakın gelme içime!" diyorum. Ve çıkarıyor götümden. Yere akıtıyor döllerini. Geldikçe geliyor. İnleyerek, dizlerinin üstünde çömelerek akıtıyor döllerini. 7-8 dakika anca sürmüştü beni sikmesi.

Sonra ben kalkıyorum, külodumu çekiyorum. Eşofmanımı çekiyorum. "Günseli abla, kusura bakma ya... Daha uzun yapardımda..." diyor. Dudağını öpüyorum, "Önemli değil canım. Heyecandandır, boşver!" diyorum. Sonra çıkıyoruz kalorifer dairesinden. Asansörde bir kez memelerime dokunuyor. "Ama bunların tadına bakamadım ya!" diyor. "Sonra bakarsın. Şimdi birilerine yakalanmayalım!" diyorum. Yarağı halen dik. İniyoruz asansörden. "Günseli abla, ne olur bir kez daha ver bana!" diyor. "Olmaz! " diyorum. Ve eve çıkıyorum...

Boşalamadım ben daha. Hemen banyoya giriyorum. Kıllarımı aldığım makineli traş bıçağının titreşimini açıyorum. Deliklerimde gezdiriyorum. Ve dizlerimin üstüne çömelerek boşalıyorum. Sonra duş alıp çıkıyorum. Uyuyorum tekrar...

Bölüm 7

Arda o günden sonra birdaha görünmüyor gözüme. Birkaç haftam seksten uzak geçiyor. Fatih yurtdışında, işten dolayı. Azıyorum bazen. Azdığımda da Chate giriyorum, fantazilerle boşalıyorum. Bazende kendimi parmaklıyorum. Neden bu kadar azgın olduğumu bilmiyorum. Ama resmen yarak delisi oluyorum. Hatta bazen, orospuluğa geri mi dönsem diye düşünüyorum. Ama yapmıyorum böyle bir şeyi. Bodrum'da Alev'le yaşadığım Lezbiyen seks geliyor aklıma. Kadın kadına seks de ilgimi çekmişti, sanırım adım adım Biseksüelliğe doğru yol alıyorum. Chatte nadiren tanıştığım Lezbiyenlerle konuşuyorum, Webcam açıyoruz birbirimize. Gençten bir kızla tanışıyorum. Adı Pelin. 26 yaşında. Küçüklüğünden beri hiç erkeklerden hoşlanmamış. Hep Lezbiyenmiş. Konuşuyoruz. Kız-Kıza olunca çok daha rahat oluyorum. Buluşma teklifi ediyor bana. Kabul ediyorum.

Kadıköy'de, rıhtımda bir kafede buluşuyoruz. Kız çok güzel. Uzun boylu, sarışın. Çok büyük memeleri var. Masmavi gözleri (ki sonradan lens olduğunu anlıyorum). Çok, çok güzel. Kanım ısınıyor kıza. Bir iki kere Lezbiyen ilişkisi olmuş. Hatta birkaç ay, bir kızla sevgili olmuşlar. Çok ilgimi çekiyor bu. Ama ben ondan yaşça büyüğüm. Biraz oturuyoruz, kahve içiyoruz. Sonra kalkıyoruz, vapurla karşıya geçiyoruz. Anlatmaya başlıyor Pelin. Aslen Anadolu'nun bir şehrindeymiş. Küçük bir yerde yaşıyormuş. Pelin, 16 yaşına geldiğinde evlendirmek istemişler. Kabul etmemiş. O zamanlar anlamış farklı olduğunu...

"Erkeklere gram ilgi duymuyordum hiç Günseli. Hep kadınlara. Ağda partileri olurdu, kadınlar toplaşır, alırdık kıllarımızı. Bazen bizden büyük kadınlar oldu, anlatırlardı ballandıra ballandıra kocalarının nasıl siktiklerini. Kızlar da dinlerdi. Hepsi azgındı, ben hariç. Ağda yaparken, benim gözüm hep amlarındaydı. İzlerdim onları. İçim giderdi... Benim çok yakın bir arkadaşım vardı Selda diye. Esmer, güzel bir kız. Onunlaydım hep. Bazen onunla ormana piknik yapmaya giderdik. Çok tatlı kızdı. Birgün, dayanamadım söyledim Lezbiyen olduğumu. Çok şaşırdı. Hemen kesti arkadaşlığını. Bizim oralarda kabul görür mü böyle şeyler? Görmez! Neyse, yalnız kaldım iyice... Bir gün, ormana gittim gene yalnız başıma. Ne işim varsa! Gezerken 2 erkek yanıma geldi. Ne olup ne bittiğini anlamadan, oracıkta önce bir güzel dövdüler. Kendimden geçtim. Ayıldığımda bacaklarımdan kanlar sızıyordu. (Lezbiyensin demek, seni siken yok be güzelim, ondan bilmiyorsun yarağın tadını!) diye saatlerce siktiler beni... Bir ay evden çıkamadım. Kurtulmak istedim o iğrenç kasabadan. Kurtuluş için okumam gerekti. O ara çıktı görücü talibim. Direndim, çalıştım, gizli gizli sınava girdim. Ve geldim buraya. Ailem reddetti beni. Ama Lezbiyen olduğumu bilmiyorlar. Okumak istedim diye reddettiler. Ve buradayım işte... Bir dönem normal olmayı denedim. Ama istemedim. Erkek sevgililerim oldu, bazılarına verdim. Çok zevk aldım, bu doğru. Ama benim istediğim erkekler değildi. Yani anlatmak istediğim şu, ben kızlardan çok hoşlandım. Bir dönem Avrupa'ya gittim, başarı bursuyla. İlk Lezbiyen ilişkim orda oldu. Alman bir kızdı. Çok güzel, şahane bir kız. Birkaç ay Lezbiyen ilişki yaşadık. Sonra beni bir erkekle aldattı!" diyordu Pelin.

O anlattıkça hayretler içinde kalıyordum. "Bak Pelin, sen çok güzel, akıllı bir kızsın. Ben sadece bir kez yaşadım Lezbiyenliği. Çok güzel, farklı bir his. Benden istediğin ne bilmiyorum. Ama eğer bir ilişki düşünüyorsan, benden olsa olsa en fazla Biseksüel olur. Yani erkeklerle yapmayı çok seviyorum. Senin istediğin gibi tam bir Lezbiyen bir ilişki yaşayamam!" dedim. "Biliyorum birtanem. Benim için sorun olmaz, istediğin erkekle birlikte olabilirsin, eğer ilişkimiz olursa..." dedi. Rahatlamıştım. Ve ardından bana çıkma teklifi etti. İlk kez bir kadından çıkma teklifi alıyordum. Kabul ettim. Sevinçle elimi tuttu. Sonra vapura bindik, karşıya geçtik tekrar. "Seni bir daha ne zaman görebilirim Günseli?" deyince, "Bilmiyorum, ama en kısa zamanda!" dedim. Artık Lezbiyen bir sevgilim vardı...

Eve gitmek için atlıyorum taksiye. İniyorum taksiden. Apartmanın kapısını açar açmaz, bir el kapatıyor ağzımı. Ne oluyor ya demeye kalmadan, asansöre doğru sürükleniyorum. Halen görmüyorum kimin olduğunu. Korkuyorum. Kurtulmak için debeleniyorum, ama nafile. Asansörün kapısı açılınca, asansörün içindeki aynadan bunun Arda olduğunu görüyorum. Biraz korkum geçiyor. Halen eli ağzımda, bırakmıyor. Kalorifer dairesine giriyoruz. Ve 3 genç erkeğin arasına atılıyorum. Bizim mahalleden gençler. Tanıyorum hepsini, ama isimlerini bilmiyorum. Hemen arkama dönüyorum, Arda'ya, "Ne yapıyorsun sen orospu çocuğu!" diye vuruyorum. Arda, "Kapa çeneni. Azdır azdır, sonra bir daha verme! Öyle iş yok orospu! Kuduruyoruz lan senin için!" diye ellerimi tutuyor. Ne olacağını az çok tahmin edebiliyorum. "Ne istediğimizi biliyorsun! İtiraz etme sakın!" diyor Arda. Hemen susuyorum.

Ve eski bir masaya domaltılıyorum. Bu masa da nerden çıktı? En son Arda'yla buraya indiğimizde yoktu? Arkamdan kot pantolonum yırtılırcasına indiriliyor. Önümdeki 3 genç çoktan çıkarmış yaraklarını. Külodum indiriliyor. Arda popoma bir tokat atıyor. İster istemez bir 'Ahhh!' çıkıyor ağzımdan. "Bağırma kaltak, bağırma!" diyor ve geçiyor arkama. İndiriyor pantolonunu. Ve yavaşça amcığıma sokuyor yarağını. Diğer gençler ise sıvazlıyorlar siklerini. Biri ağzıma uzatıyor sikini, "Al ağzına orospu!" diyor. Hemen alıyorum ağzıma. Yavaşça sikinin kafasını yalamaya başlıyorum. Arkamda Arda amımı sikiyor, önümde hiç tanımadığım birinin kıllı siki. Emiyorum, iyice büyüyor. Arda amcığımı yara yara sokuyor, amım aldığım zevkten sulanmaya başlıyor. Arda, "Bu orospunun en çok nesini seviyorum biliyor musunuz..." diyor arkadaşlarına, "Sulu amını! Fırın gibi sıcak, yanıyor valla!" diyor, pompalamaya devam ediyor. Ağzımdaki yaraktan sesim çıkmıyor bile.

Sonra ağzımdaki yarak çıkıyor. Arda amımdan çıkıp, yarağını sıvazlayarak öne geliyor. Ağzıma veriyor. Biri soruyor, "Ulan çok sexy bu orospu, nerden buldun bunu ya?" diyor. "Bizim Gökhan'ın anası! Ohhhh!" diyor, ağzıma boşaltıyor döllerini. Amım boş kalmış. Hiç sesim çıkmıyor, emmeye devam ediyorum. İnanılmaz zevk alıyorum ama. Ve arkama biri geçiyor. Yarak amıma giriyor. Çok büyük değil ama. Sokuyor, o soktukça memelerim sallanıyor. Ağzımdaki iri sike daha çok yumuluyorum. Daha iştahlı emiyorum Arda'nın sikini. Ağzımdaki döller sızıyor yanaklarımdan. Sonra Arda çekiliyor. Başka bir kıllı sik giriyor ağzıma. Onu da iştahlı iştahlı emiyorum. Arkamdaki hızlanıyor, hızlanıyor ve amımdan çıkarıp sikini, fışkırtıyor belime döllerini. Üstümdeki tişört sıyrılmış zaten.

Ben daha fazla dayanamıyorum, boşalmaya başlıyorum. Her boşalmamda olduğu gibi, dizlerim vücudumu daha fazla taşımıyor. Çöküyorum aşağı. Her yerim deli gibi titriyor. Biraz toparlanıyorum. Toparlanmaya çalışırken, altımdaki masa altımdan kayıyor. Yüzükoyun kapaklanıyorum yere. "Kalk orospu, kalk!" diyor Arda. Hafifçe dizlerimin üstünde doğruluyorum. Diğerleri de yere diz çöküyor. Şimdi elimde iki yarak, biri Arda'nınki. Amımda bir yarak. Deli gibi sikiliyorum. Ohhhh! Harika sikiyorlar beni. Ağzımdan yarağı çıkarıyorum. Birine bakarak, "Ihhhh!" diye inliyorum. Sonra tekrar ağzıma sokuyorum.

Arkamdaki yarak iyice hızlanıyor. Bir önceki boşalan yarağın döllerine karışıyor onun da tohumları sırtımda. Arkam sanırım bembeyaz olmuştur döllerden. Sonra yavaşça doğruluyorum. Boşalmayan biri var sadece. Şimdi o geçiyor arkama, sokuyor amıma. En küçük sikli o. Fazla uzun sürmüyor. Ve o da boşaltıyor döllerini sırtıma. Biri, "Tebrikler kanka, sen de milli oldun!" diyor. Kalkıyorlar ayağa. Ben halen dört ayak üstünde, köpek gibi bekliyorum. Arda, "Ayağa kalk orospu!" diyor. Kalkıyorum. Kalkmamla duvara yapıştırılmam bir oluyor. Yüzüm onlara dönük. Tişörtümü yırtıyorlar. Delirmiş gibi memelerime saldırıyorlar. Isırıyorlar, sömürüyorlar. Sanki açlıklarını doyuruyorlar.

Sonra yüzüm duvara çevriliyor. Hemen arkama geçiyor en küçük sikli olan. Belimi iyice bastırıyor. Ayırıyor götümün yanaklarını, sikini göt deliğime hizalıyor. Ve giriyor götüme. Arda, "Amındaki suyu al, rahat girer!" diyor. Çıkarıyor yarağını. Biraz amıma sürüyor. Ben gene orgazma yaklaşıyorum. Yavaşça götüme sokuyor. Şlop! diye kayıyor yarağı götüme. Götümde gidip gelmeye başlıyor. Hızlanıyor. Götümü yırtarcasına sikiyor, kudurmuş gibi. Bana ise sadece sessiz sessiz inlemek kalıyor. "Ohhh! Sikin beni! Dağıtıın! Ahhh! Çok güzel!" sesleriyle geliyor şelale gibi sularım. Gülüyorlar. "Kadınlar böyle mi boşalıyor lan?" diyor biri. Sularım yere akıyor. Fışkırıyor resmen. Durmuyor, geldikçe geliyor. Sonra götümün içine boşalıyor beni siken.

"Gerizekalı mısın oğlum? Niye içine boşalıyorsun, sikilmez ki şimdi bu göt ya!" diyor biri. Biri gülüyor, "Valla ben sikerim!" diyor, geçiyor arkama, geçiriyor yarağını götüme. "Ohhh!" diye inliyorum. Piston gibi giriyor götüme. Hızlı hızlı, sert sert sikiyor. "Vıcık vıcık yaa! Ohhh!" diye inliyor. Ben de boş durmuyorum tabi. Elim amıma gidiyor. Okşuyorum, kudurmuş gibi. Ve o da boşalıyor götüme. İkisinin de demin şaha kalkmış sikleri, sönüyor, ufacık oluyor. İki kişi kalıyor, Arda ve diğeri. Arda, "Ben sikmem bu götü yaa!" diyor. Eline alıyor külodumu, fırlatıyor suratıma, diğerine dönüyor, "Hadi çıkalım!" diyor. Çıkıyorlar. Benim elimde külodum, kalıyorum öyle. Halen döller, sular sızıyor bacaklarımdan. Götüm öyle bir kayganlaşmış ki, elimi atıyorum. Yarım Litre döl çıkmıştır herhalde. Yavaşça giyiniyorum. Ve çıkıyorum oradan...

Hemen eve çıkıyorum, duşa giriyorum. Deliklerime gene su tutuyorum. Yorgunluktan ölmüşüm, halen titriyorum. Sekste yaşamadığım bir şey kaldı mı? Satın alındım, Orospu oldum, Lezbiyen oldum, grupça sikildim... Tüm bunlar beynimi işgal ediyor. Çıkıyorum banyodan. Halen sızlıyor amcığım. Bir bira açıyorum. Ve gene, 6'lı bira paketi bitiyor. Odama geçiyorum, sızıyorum...

Bölüm 8

Ertesi gün öğlene kadar uyuyorum. Uyanıyorum sonra. Biraz kahvaltı ediyorum. Pelin geliyor aklıma. Arıyorum, "Nerdesin tatlım?" diyorum. "Evdeyim!" diyor. "Geleyim mi yanına? Biraz otururuz?" diyorum. "Tamam!" diyor, ev adresini veriyor. Evi karşıda onun. Hemen hazırlanıyorum, çıkıyorum. Lanet trafik! Günün her saati full yollar. Karşıya geçmem zaman alıyor. Verdiği adrese kendi arabamla gidiyorum. Evin önüne geliyorum. Ve çıkıyorum apartmana.

Pelin, gündelik ev kıyafetleriyle açıyor kapıyı. Beyaz bir tişört, altında siyah tayt. "Hoş geldin!" diyor öpüyor beni. İçeri geçiyoruz. "Günseli, bu evde iki kızız biz. Ev arkadaşım var..." diyor. "Senin Lezbiyen olduğunu biliyor mu?" diyorum. "Yok!" diyor. Oturuyorum bir koltuğa. Ev çok sade. Küçük bir televizyon, iki koltuk. Yerde minderler. Tam bir öğrenci evi. "Birşey içer misin?" diyor. Çay koymaya gidiyor. Ben de TV'yi açıyorum. Elinde iki kupayla geliyor. Oturuyor diğer koltuğa. "İşte evim! Gezdiririm daha sonra. Gezdirilcek bir şey yok gerçi..." diyor. Çaylarımızı yudumluyoruz. Pelin artık benim sevgilim. Anlatmam gereken şeyler var. Kupayı koyuyorum yana.

"Pelin, anlatmam gereken şeyler var sana. Belki bundan sonra görüşmek istemezsin benimle..." diyorum. Pelin ilgiyle dinliyor beni. Cafeyi, Ahmet'i... Sonra Eskortluğumu. Halit'i, Hamit'i. Levent'i. Fatih'i. Herşeyi anlatıyorum. Arda'yı ve diğer gençleri. Kocamı... Herşeyimi öğreniyor. Kızımı, oğlumu... Şaşırıyor. En çokta Levent konusunda. "Yani anlayacağın, ben bir orospuydum!" diyorum. "Sorun değil benim için! Geçmişte ne yaşadığın beni ilgilendirmez!" diyor. Çok tatlı bir kız. Resmen saygı duyuyor bana. "Sen çok iyi birisin Günseli, ama bence, sen bir Nemfomansın!" diyor. Bilmiyorum, sahiden öyle miyim? Belki? Biraz daha konuşuyoruz. Herşey hakkında, aşk, meşk, seks...

Sonra kalkıyoruz. "Hadi gel, sana evi göstereyim!" diyor. Önce ev arkadaşının odasına bakıyoruz. "O nerede?" diyorum. "Şu sıralar memleketinde, Ankara'da!" diyor. Onun odasında çift kişilik yatak var. "Bazen nişanlısı geliyor!" diyor. Gülümsüyor. Sonra kendi odasına geçiyoruz. Aslında Webcamdan az buçuk biliyorum onun odasını. Bir yatak, çalışma masası, üstünde ağır ağır kitaplar, posterler, ve laptop. Yatağına oturuyorum. O da yanıma oturuyor. Sessizlik. Çıt yok. Saçlarımı okşamaya başlıyor. Ben önüme bakıyorum. Sonra yavaşça kendine çekiyor beni. Dudaklarımız birbirine kavuşuyor. Öyle güzel öpüyor ki dudaklarımı. Salyalarımız birbirine dolaşıyor. Alt dudağımı emiyor, sonra onun alt dudağı benim dudaklarımın arasına giriyor. Çok güzel öpüşüyor Pelin. Yavaşça boynuma iniyor. Tam yatağa uzanacakken, "Tatlım, istersen duş alalım?" diyor.

"Olur!" diyorum. Yavaşça kalkıyorum. Üstümü, pantolonumu, sütyenimi çıkarıyorum. Külodumuda çıkarıyorum. Biraz ihmal ettim etek traşımı. Ve Pelin soyununca, inanamıyorum. Manken kadar güzel bir vücut. İnanılmaz vücut hatları. İncecik bel, büyük, hatta kocaman göğüsler. Bel gamzesi bile var. Kalçaları yusyuvarlak. İnanılmaz... Traşlı amcığı... "Ben böyle bir vücut Bodrum'da bile görmemiştim!" diyorum. Gülümsüyor. Ve dönüyor arkasını, duşa giriyor. O duştayken ben de biraz yatakta oyalanıyorum. Odasına bakıyorum. Beş dakika sonra çıkıyor. "Senden bir şey rica etmem lazım Günseli, malum, öğrenciyiz. Lütfen suyu fazla harcama..." diyor. Gülümsüyorum. Her yerimi yıkıyorum. Beş dakika sonra da ben çıkıyorum, saçlarım bozulmasın diye dokunmamışım saçlarıma.

Yavaşça yatağa oturuyorum. Sonra sarılıyoruz tekrar. Çok güzel bir sabun kokusu kızda. Yavaşça elimi sırtına götürüyorum. Öpüşmemize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Uzun uzun, dillerimiz birbirine dolanık, güzelce öpüşüyoruz. Yavaşça beni yatağa yatırıyor. Ve dilini boynumda gezdirmeye başlıyor. Islaklıklara hafif nefesler veriyor, bu beni çıldırtıyor. Kulak memelerimi, arkasını yalıyor. İnanılmaz sevişiyor! Kendiliğinden, tahrik olmamdan sulanıyor amım...

Dili memelerime inmeye başlıyor. Yavaşça üstüme çıkıyor, hani, benim yarağım olsa alacak içine. Uçları her daim dik memelerimi emmeye başlıyor. Yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara yalıyor memelerimi. İkisini birden okşuyor, hafifçe sıkıyor uçlarımı. Gülümsüyor. Sonra tekrar dudaklarıma. Ben böyle seviştiğimi hatırlamıyorum! Yani, bir şeyler farklı. Bir an önce beni sikmek isteyen, içime sokmak isteyen biriyle sevişmenin ne kadar salakça olduğunu hatırlıyorum. Pelin'in ruju biraz memelerime siniyor. Memelerim. Hiç bu kadar güzel yalanmışlar mıydı? Hatırlamıyorum. İkisini birden sıkıyor halen Pelin. "Meme yalamaya hastayım ben aşkım! Saatlerce yalayabilirim!" diyor. Sonra kendi, iri memelerini benim memelerimin üstüne getiriyor. Sürtmeye başlıyor. Meme uçlarımız birbirine değiyor resmen. Çok güzel, çok farklı... Sıcacık bir kız Pelin. Farklı bizden. Ama hiç önemli değil ki bu. Artık benim sevgilim...

Yavaşça memelerimi bırakıyor. Bir parmağını, ojeli parmağını ağzıma sokuyor. Tırnakları çok uzun. "Takma mı tırnakların birtanem?" diye soruyorum. "Hayır canım!" diyor. Yavaşça dili şerit halinde göbeğime iniyor. Benim ellerim onun saçlarında. Yavaşça okşuyorum. Resmen kız tadımı çıkarıyor. Sonra, amıma gelmeye yakın, tekrar dudaklarıma yapışıyor. Daha iştahlı bu sefer. Sanırım amcığım onu iştahlandırıyor. Öpüyor uzun uzun. Ve bir parmağını amcığıma sokuyor. "Ah!" diye bir ses geliyor benden. Gülümsüyor. Benim gözlerime bakarak, ittiriyor bir parmağını içime. "Çok sıcaksın sevgilim!" diyor. Hızlanıyor parmağı. Tırnakları biraz acıtıyor, ama çok güzel parmaklıyor içimi. O parmakladıkça benim gözlerim kayıyor. "Geniş aşkım amın..." diyor. "Öyle, doğum, yarak... Herşey genişletti..." diyorum. Gülümsüyor tekrar. Çok tatlı gülümsüyor ya!

Yavaşça ikinci parmağı giriyor amcığıma. Benim inlemelerim çoğalıyor. "Fazla inleme birtanem, biri duyar!" diyor. Ve pencereyi kapatıyor. Şimdi daha rahatız. Perdeyi de çekiyor. Biz bu zamana kadar perde açık mı sevişmişiz? Aldığım zevkten farkında bile değilim. Pelin'in uzun parmakları benim amımı yara yara giriyor. "Ahhh! Pelin! Süpersin aşkım!" diyorum. Pelin tekrar dudaklarıma yapışıyor. Yavaşça kasılmaya başlıyorum. "Birşeyler geliyor demek..." diyor, eğilip klitorisimi ağzına alıyor. "Ahhh! Pelinnnn!" diyerek, tüm sularımı Pelin'in ağzına bırakıyorum. Pelin neye uğradığını şaşırıyor. "O neydi yaa!" diyor. "Boşaldın mı, yoksa işedin mi aşkım?" diyor. Ben zevkten sesim titreyerek, "Bo.. Boşş. Boşaldımmm!" diyorum. "Hiç böyle boşalan bir kadınla sevişmemiştim! pørnølarda olur zannederdim!" diyor. Ben yığılıyorum yatağa. Amım halen kasılıyor. Orgazmdan sonra hala belim kalkıp iniyor.

Pelin, vıcık vıcık amımı dillemeye başlıyor. Sonra kalkıyor yerinden. Bir selpak alıp, tertemiz yapıyor amımı. Ben ise kendimi tamamen ona bırakmışım. Sonra, elini kullanarak ayırıyor amımın dudaklarını. "Çok kabarık. Çok etli. Çok güzel!" diyor. Ve arasını dillemeye başlıyor. O dilledikçe, memelerimi sıkıyorum. İki parmağını birleştiriyor. Beni hafifçe pozisyona getiriyor. Ve içime sokuyor. Daha derine ulaşmak istiyor. Öyle bir noktaya geliyor ki Pelin, çok çok farklı bir his bürüyor bedenimi. Ateşler basıyor. İçimden zevkten bağırmak geliyor. Bağırıyorum. "Harikasınnnnnn!" diyorum. Pelin'in parmaklarının ilk boğumdan kıvrıldığını hissediyorum. Ve bu sefer daha gürül gürül, boşalıyorum...

Pelin gene selpakla siliyor amımı. "Ne yaptın sen yaa?" diyorum. "G-Noktası tatlım. Oraya ulaşmak zor oldu..." diyor benim göbeğimi öperken. Ben biraz toparlanıyorum. Halen zangır zangır titriyorum aslında. Pelin gülümsüyor. "Ara verelim istersen?" diyor. Kalkıyor. Ben yatakta yığılmış bir halde yatıyorum. Sonra geliyor tekrar. Elinde bir sigara. "Toparlanabildin mi?" diyor. Ağzındaki sigarayı alıyorum. "O kadar yarak yedim. Her yerde sikildim. Ama böyle orgazm olmadım!" diyorum. Gülümsüyor. Ona, "Benim bu orgazm karşılığında sana teşekkür etmem gerekli!" diyorum. Yarım sigarayı söndürüyorum. Ve altıma yatıyor Pelin...

Ben de Pelin'in vücudunu okşuyorum önce. "Müthiş bir vücudun var. Manken olmayı düşündün mü hiç?" diyorum. "Aşkım, benim adım Pelin değil! Ayfer!" diyor. O da Nickname takılanlardan. "Tamam balım. Hiç düşündün mü?" diyorum. "Hayır." diyor. Yavaşça memelerine yumuluyorum. O kadar güzel ki tadı. Fındık kadar ucu, sanki silikon takılmışcasına dik memeleri benim çok ilgimi çekiyor. "Nasıl bu kadar güzel olabiliyorlar?" diyorum. "Her banyodan sonra soğuk suyla masaj yapıyorum. Bence sen de denemelisin!" diyor. "Evet Ruslar haklıymış. Soğuk su gerçekten çok güzel yapıyor vücudu!" diyorum. Gerçektende öyle.

Ayfer'in memelerini ısırmaya başlıyorum. Yavaşça dişliyorum uçlarını. Şimdi, onun elleri benim saçlarımda. Yavaşça memelerinin ikisini de birleştiriyorum. Ayfer, kafası geride, yalanmanın tadını çıkarıyor. Hafifçe iniyorum aşağılara. Aynısını yapıyor ve amına geliyorum. Amı çok güzel. Pespembe. Dışı da öyle. Benim zamanla deforme olmuş amım gibi değil. Yavaşça küçük dudakları emmeye başlıyorum. Ayfer bir inliyor ki... Öyle içten bir inleme olamaz. Ayırıyorum amını. Klitorisi benimkinden daha küçük. Önce onu ağzımın içine hapsediyorum. Uzun uzun emiyorum. O klitoral orgazma alışmış anlaşılan. Zaten evli olmayan kadınlar vajinal orgazma daha geç ulaşıyorlar. Benim klitorisini uyarmam sonucu, Ayfer'in ağlar gibi inleyerek boşalması bir oluyor. Gözle görülür bir sıvı boşalması olmuyor. Ama deli gibi karın kasları kasılıyor. Bir ben fışkırarak boşalıyorum herhalde...

Yavaşça amının sularını yalıyorum. Ve elimi memelerine atıyorum. O da yığılıyor yatağa... Tekrar memelerini yalamaya başlıyorum. Bir parmağımı sokuyorum amına. Gerçekten çok dar. Hatta fazla dar. "Çok dar aşkım amcığın!" diyorum. "Öyle meleğim..." diyor. Ben de G-Noktası denen yeri bulmak için içinde gezintiye çıkıyorum. Ve aşırı uyarıldığı noktayı bulup, oraya baskı yapmaya başlamam sonucu, elime boşalması bir oluyor. O da yatakta inip kalkıyor. "Ahhh! Ihhhh! Günseli! Harikasın! Ahhh! Parmakla beni! Parmaklarınla siik! Ahhh!" diyerek getiriyor sularını. Boşalması bitince, selpakla temizliyorum amını. Ve ben de yatıyorum onun yanına.

Bölüm 9

Benim karnım acıkıyor hafiften. Mutfağa bakıyorum. Hiçbir şey yok. "Acıktım ben aşkım!" diyorum. Ayfer kalkıyor, çırılçıplak geliyor. "Bebeğim hiçbir şey yok ki evde..." diyor. Ona, "Hadi gel, yemeğe götüreyim seni! Arabamız da var." diyorum. "Tamam!" diyor, içeri gidiyor. Çok şık siyah bir elbise giymiş. Biraz makyaj yapınca o kadar güzel oluyor ki... Ben de, "Keşke bu kadar güzel giyinmeseydin yaa!" diyorum. Çünkü bende sadece bir pantolon var. "Merak etme! Ev arkadaşım tam senin boyutlarında." diyor. İçeri gidiyor. Yeşil tonlarında bir elbise getiriyor. Onu giyiyorum. Biraz dar, ama bu benim vücut hatlarımı dahada belli ediyor.

Hemen atlıyoruz arabaya. Elimi tutuyor. Ona, "Nereye gidelim?" diyorum. "Aşkım, balık mı yesek rıhtımda?" diyor. "Rıhtıma ne gerek var ya, bu kadar güzel giyinmişiz. Gel düzgün bir yere gidelim!" diyorum. Ve sürüyorum arabayı. Sahilde, boğazda, oldukça lüks bir balık lokantasına gidiyoruz. "Günseli, ne yapıyorsun? Ben ödeyemem buranın parasını!" diyor. Bakıyorum ona, "Saçmalama. Ben öderim. Ne olacak aşkım?" diyorum sessizce. Oturuyoruz. Şansımıza, denize bakan bir masa kalmış. Garson geliyor. Şarap söylüyorum. Kırmızı. Ve balıklarımızı seçiyoruz. Ayfer, "Bu şehre hayranım ya... Müthiş bir şehir!" diyor. "Öyle!" diyorum şaraptan bir yudum alırken. "Peki nasıl ödeyeceğiz buranın parasını?" diyor. "Bak güzelim. Benim bir sevgilim var. Kendisi çook zengin. Bu konuda hiçbir sıkıntın olmasın!" diyorum. "Tam orospusun ya!" deyince, kahkaha atıyoruz. Konuşa konuşa yiyoruz yemeğimizi.

Konuşurken konu hayata geliyor. Aslında ne kadar dağınık bir hayatım olduğunu fark ediyorum. Duygulanıyorum. Aslında evet, bir orospuyum. Resmen dost hayatı yaşıyorum. Ama çok memnunum. Seks bakımından doyuyorum, para desen hiç sorun değil. Ahmet'in tehditleri hayatımdan zorlada olsa çıkarılmış. Aşk yok hayatımda. Yeride yok. Gerek yok. Ama o da var sanki. Ayfer çok güzel kız. "İlla aşık olmak için karşı cins mi gerekli?" diyor bana Ayfer. Doğru belki de...

O kadar tatlı bir kız ki. Yemeğin sonunda ona teklif ediyorum. "Ayfer, sana yardım etmeme izin ver. Para, pul, sorun değil!" diyorum. Ayfer şaşırıyor. "Ne demek bu?" diyor. "Benim de mi Eskort olmamı istiyorsun?" diyor. "Saçmalama güzelim. Sadece sevgilim ol! Gerçek anlamda!" diyorum. "Öyleyiz zaten!" diyor, bir yudum daha alıyor. "O zaman sana yardım etmeme izin ver... Gel tatile çıkalım. Fatih'in bana verdiği anahtarlar var. Orada bir yazlığım var. İstediğin kadar kalalım. Ne dersin?" diyorum. "Bunu daha sonra konuşalım..." diyor. Ve kalkıyoruz.

Arabaya biniyoruz. Elimi tutuyor. Gözlerime bakıyor. Bu kız bana aşık mı oluyor? Bilmiyorum ama çok güzel bir his bu. Unuttuğum bir his. Birinin bana sevgiyle bakması. Sürüyorum arabayı. Evinin önüne geliyoruz. "Gelsene yukarı aşkım!" diyor. "Yok aşkım, eve gitmem lazım!" diyorum. "Yaaa! Söz vermiştiiin!" diyor. Cilve yapıyor bana. "Olmaz, belki sonra gelirim. Dikkat et kendine aşkım..." diyorum. Dudaklarıma bir öpücük koyuyor. "Sen de! Ya, arabayı burada bıraksan? Alkollüsün, taksiyle git!" diyor. "Olmaz, karşıya geçeceğim aşkım!" diyorum. "Eve varınca araa!" diyor. "Tamam!" diyorum, ve sürüyorum evime doğru.

Eve çıkıyorum. Çok mutluyum nedense. Kızım uyumuş koltukta. Onu uyandırma istiyorum. Uyanmayınca kucaklıyorum, halen küçük bir kız çocuğu sanki. Yatağına yatırıyorum. Oğlan uyumuş. Ve ben, bir kadeh daha şarap içiyorum. İş telefonumu kırıyorum. Benim için çok yeni bir hayat başlıyor!

Önümüzdeki bir iki hafta, Ayfer'le geziyoruz, tozuyoruz. İki sevgili gibiyiz. Ufak öpüşmeler dışında sevişemiyoruz bir türlü fırsat bulup. Ama çok özledim ben... Fatih, halen yurtdışında. Yurtdışında aldığı bir ihaleyi yürütmek için orada bulunuyor. Arayayım diyorum, bakayım ne yapıyor. Arıyorum, telefonda bir kadın sesi, "Aaa! Nagehaan!" diyor. Tanıyamıyorum. "Benim ya, Canan!" diyor. "Aa, kız? Senin ne işin var len orda?" diye şaka yapıyorum. Biraz bozuluyorum aslında. "Ya güzelim hiç sorma, Fatih beni de getirdi buraya. Rusya'dayız tatlım!" diyor. Beni kıskandırmaya çalışıyor fahişe. "Ne yapıyorsun sen, Eskortluğa devam mı?" diyor. "Hayır!" diyorum. Fatih alıyor telefonu, "Naber güzellik?" diyor. "Beni niye almadın?!" diye hesap soruyorum. "Sinirlendin mi? Ya, şey... Burada uzun süre kalıyorum da, senin durumun gelmeye müsait değil biliyorsun..." falan diyor.

İtiraz edemiyorum daha fazla. Para herifin, kimi isterse götürür. "Sen neler yapıyorsun canım?" diyor. Hakkını yememek lazım, çok kibar adam. "Hiiç. Takılıyorum öyle..." diyorum. "Ya, yazın da bitmesine az kaldı. Gitsene yazlığa?" diyor. "Bilmem, bakarız..." diyorum. Aslında ben bunu daha önce niye düşünemedim? Hem Ayfer'i de alırım yanıma. Hemen arıyorum Ayfer'i. "Haftasonu gidiyoruz!" diyorum. "Nereye aşkım?" diyor. "Yazlığa. Birkaç gün tatil yapalım!" diyorum. Önce itiraz ediyor, sonra kabul ediyor. "Yarın buluşalım mı?" diyor. "Yarın sevişemeyiz de, alışveriş yapalım azıcık!" diyorum.

Çıkıyoruz ertesi gün. 3-4 bikini takımı alıyoruz. Biri siyah, arkası tangalı. Onu Ayfer' e alıyorum. Kendimede siyah beyaz mavi yeşil bikiniler alıyorum. Ayfer çok mutlu. Güzel güzel elbiseler alıyorum ona da, kendime de. Sonra yürürken 'Seks Shop' yazısı takılıyor gözüme. "Aşkım, girelim mi?" diyorum. "Olur!" diyor, giriyoruz. Tezgahtar bir erkekle karşılaşmayı düşünürken, orta yaşlı bir kadın geliyor. "Nasıl yardımcı olabilirim hanımlar?" diyor. Hemen bakıyorum. Neler var neler. Belden bağlamalılar, dildolar. İki tane dildo alıyoruz, biri 15 cm, diğeri 20 cm. Benim gözüm belden bağlamalıya gidiyor. Bir tane zenci yarağı alıyorum. Çok enteresan şeyler var. Kelepçe alıyorum bir tane de. Ayfer izliyor öylece. Kayganlaştırıcılar, azdırıcılar. Hepsinden alıyorum. Bir tane şişme erkek alıyorum. Tamamen meraktan. Ödüyoruz, çıkıyoruz.

Sonra evine bırakıyorum onu. "Ne zaman gidiyoruz güzelim?" diyor. "Ya haftasonunu boşver, yarın çıkalım!" diyorum. "Arabayla mı?" diyor. "Evet, ne olacak ki?" diyorum. "Sen sürmeyi biliyorsun değil mi?" diyorum. "Evet de, ehliyetim yok..." diyor. "Sorun değil aşkım!" diyorum. Ve eve bavulumu hazırlamaya gidiyorum.

Kızım evde. Ona şirkette işimin çıktığını söylüyorum. Beni Fatih'in şirketinde çalışmaya başladım diye biliyorlar. "Tamam anne!" diyor, oğlan babasında zaten. Ertesi gün oluyor. Sabah 6 gibi uyanıyorum, karşıya, Ayfer'i almaya gidiyorum. Ayfer daha uyanmamış. "Ohooo! Bu ne ya. Uykucusun sen!" diyorum. Ayfer hemen kalkıyor, evine çıkıyorum. "Ben hemen hazırlanırım!" diyor. Ev arkadaşı gene yok evde. Odasına giriyor, bavulunu iyiki geceden hazırlamış. Üstünü çıkarıyor, amındaki kıllar dikkatimi çekiyor. "Ay kusura bakma, birkaç gündür alamadım..." diyor. "Sorun değil, benim de amım kıllı aşkım!" diyorum. "Alırız orda!" diyor, hemen içeriden jiletleri koyuyor. Ve çıkıyoruz yola.

Biraz o, biraz ben kullanıyorum arabayı, 12 saatte varıyoruz Bodrum'a akşamüzeri. Yorulmuşuz. Eve giriyorum, evde eşyaların üstünde beyaz örtü var. Onları bile kaldırmadan, olduğumuz gibi yatıyoruz Ayfer'le. Ertesi sabah uyanıyorum. Burnuma süper kokular geliyor. Ayfer, "Kahvaltın hazır!" diyor. İniyorum. "Nereden buldun ya bunları?" diyorum. Amma maharetli kız. Neler yapmış neler. "Ben de şaşırdım. Herşey var dolapta. İçkiler, yemekler. İlk kez mi geliyorsun buraya? Emin misin?" diyor. Meğer Fatih gündelikçi kadına herşeyi aldırmış. Düşünceli sikicim benim.

Havuzun suyu bile doldurulmuş. Kısacası her şey çok güzel. Kahvaltımızı ediyoruz. Ve Ayfer kalkıyor. "Yaa, ben seni çok özledim!" diyor kucağıma oturuyor. "Aşkım, ben de seni! Ama geceye sakla kendini. Bu gece inanılmaz şeyler yaşayacağız!" diyorum. "Ne yani, sevişmeyelim mi?" diyor. "Beklee!" diyorum. Kalkıyorum, odaya çıkıyorum. Bikinimi giyiyorum. Biraz da kremlenip, aşağı iniyorum. Havuza giriyorum, rahatlıyorum. Ayfer de geliyor sonra. Memeleri taşıyor kızın bikiniden. Arkası tangalıyı giymiş. "Baaak!" diyor, dönüyor götünü. İnanılmaz bir götü var. O da giriyor havuza. Şakalaşa şakalaşa yüzüyoruz. Sonra biraz güneşleniyorum. Ayfer iki bira getiriyor, hem biralarımızı yudumluyoruz, hemde eğleniyoruz.

Ayfer kalkıyor, "Yaa, kimse görmez değil mi?" diyor. "Yok ya ne olacak, hem neden ki?" diyorum. "Hiiç, çıplak güneşleneceğim de!" diyor. "Tamam aşkım!" diyorum, çıkarıyor. O süt beyazı memeleri güneş alıyor. Sonra bana dönüyor. "Sen de çıkarsana!" diyor. Hemen çözüyorum bikinimi. Benim de memelerim fora. Memelerimize dokuna dokuna güneşin tadını çıkarıyoruz.

"Sevgilim?" diyor bana. "Efendim aşkım?" diyorum. "Ya, bir şey soracağım..." diyor. Meraklanıyorum. "Sor!" diyorum. "Seks oyunu oynayalım mı?" diyor. Doğruluyorum. "Oynayalım birtanem... Ama nasıl bir oyun?" diyorum. Hemen doğruluyor. "Birbirimizin kocası olalım mesela bir hafta. Takma yarağımız yok mu? Vaar! Onu takalım, birgün sen, bir gün ben koca olalım. Çok eğlencez yaa!" diyor. "Tamam aşkım, bana uyar. Ama söyleyim, fena sikerim!" diyorum. "Tamam aşkım!" diyor. Kalkıyor, belden bağlamalı straponu kutusuyla getiriyor. Heyecanla açıyor. Bir tane kullanma kılavuzu var. Elime alıyorum. "Vaay, kocaman birşey kız bu. Ben alırım da, sen zor alırsın o daracık amınla!" diyorum. "Deneyeliim?" diyor.

Hemen takıyorum belden bağlamalıyı. Sıvazlamaya başlıyorum önümdeki zenci yarağını. Dayanamıyor o da. "Aşkım, hadi gel odaya geçelim!" diyor. Hemen kalkıyoruz, götünü kırıta kırıta yürüyor zilli. "Kız zilli, fenasın sen ya!" deyip dudaklarına yumuluyorum. Bana resmen cilve yapıyor kız. "Kocacığım!" diyor. "Kocacığın kurban olsun sana aşkım!" deyip, yumuluyorum amına. Yalıyorum dibine kadar. Ayfer inliyor, "Ahhh, yala aşkım... Yala bebeğğiiim!" diyerek bana ayak uyduruyor. Zilli ya... Çok tatlı kız. Yavaşça memelerine yumuluyorum. Baldan tatlı... Uçlarını sömüre sömüre yalıyorum. Sonra, "Kız orospu, al bakayım ağzına siki. Nasıl yalıyorsun göster bakayım!" diyorum. Hemen önüme çöküyor. Alıyor straponu. Ben de saçlarını okşuyorum. Yalıyor, ama acemi. "Yarak öyle yalanmaz aşkım. İyice sömürceksin. Hah. Al ağzına. Şimdi dille arkasını. Dibine kadar al... Ohhh!" diyorum.

Öğürüyor. "Ay kusacağım yaa!" diyor. "Yala yala, ohhh. Güzel orospum benim!" diyerek kafasından tutarak küçücük ağzını sikmeye başlıyorum. Yarağın ipi amımın arasına giriyor. Bazen inip amımı yalıyor. Ayfer inlemelerle yalıyor yarağımı. "Nasıl aşkım? İyi yalıyor muyum?" diyor. "Aferin sana, sana gerçek bir yarak bulalım yaa!" diyorum. "Olmaz, bak sen varsın işte. Benim kocam ol!" diyor. "Kalk bakayım ayağa!" diyorum. Kalkıyor. Biraz dudaklarını öpüyorum. Yatırıyorum yatağa. Ayırıyorum bacaklarını. Elimle straponu hizalıyorum. Yavaşça sokmaya başlıyorum. Amının suluğu sayesinde birazda zorlanarak alıyor azman gibi yarağı.

"Ohhh! Aşkımmm! Günselim benimmm... Ihhh!" diyor. "Kocacığım de kız. Kocacığım de!" diyorum. "Kocacığım, her şeyim. Aşığım sana... Ay yavaş, canımı yakıyorsun!" diye kıvranıyor altımda Zilli. Memelerini sömüre sömüre sokuyorum amına. Ona girdikçe, benim memelerim sallanıyor. Yavasça çıkarıyorum içinden. Daracık am kasları, toplamaya çalışıyor kendini. "Domal orospum!" diyorum. Domalıyor. Göt deliği o kadar dar ki... "Kız, parmak ta mı sokmadın buna?" diyorum. "Yok aşkım, çok acıyor. Çek onu ordan!" diyor. "Sürtüyorum kız, ohhh, nede güzel benim sevgilimin delikleri!" diyorum. "Öyledir aşkım. Ay içim bir hoş oluyooor!" diyor. "Sokayım mı götüne?" diyorum. "Yok, amıma sok!" diyor. Sokuyorum amcığına. Saçlarını tutuyorum, çekiyorum. Sikiyorum amını kızın. İnliyor, böğürür gibi. Arada iyice kapanıp üstüne, dudaklarını öpüyorum. Çok tatlı dudakları var yaaa!

"Geliyorum aşkım! Geliyorum! Geliyoruuum!" diyerek boşalıyor. Boşaldığını kasılmalarından anlıyorum. Karnı bir inip, bir kalkıyor. Kendini yatağa fırlatıyor. Biraz yarak sulanmış Ayfer'in amcığından dolayı. Hemen sokuyorum ağzına. "Imm, amımın suları da güzelmiş yaa..." diyor. "Em bebeğim, em..." diyorum. Ayfer emiyor yarağı. Sonra çıkarıyorum straponu. Uzanıyoruz yatakta. Sigara içiyoruz. Başını benim memelerime koymuş. Öylece uzanıyor. Eli amında. "Doymadın mı aşkım?" diyorum. Hemen dönüyor. Bir mememi ısırmaya başlıyor. "Yerim ben bunlarııı!" diyor, ısırıyor. Ahhh, canım yanıyor. Ama olsun. O emdikçe ben ona daha fazla sarılıyorum. Sonra iniyor amıma. Kıllı amımı yalıyor, arasına dil darbeleri atıyor. Bu kız süper emiyor! O emdikçe ben kasılıyorum, yatakta belim kalkıp iniyor. En sonunda herzamanki tazyikli boşalmam geliyor. Ayfer yakalayabildikçe yakalamaya çalışıyor amımın çeşme gibi akan sularını.

Sonra kalkıyoruz. Havuza giriyoruz. Okşamaya devam ediyoruz birbirimizi, ki kapı çalıyor. Ben kalkıyorum, bikinimin altını, üstünü giyip kapıyı açıyorum. Karşımda iri yarı bir adam. Beni görünce afallıyor. "Yav, abla, Fatih abim orda mı?" diyor. "Yok!" diyorum. "Ablam ben bu sitenin görevlisiyim de, benim hanım baktıydı eve, birşeyiniz eksiğiniz gediğiniz yoktur umarım?" diyor. "Yok ablacığım, sağol!" deyip yolluyorum adamı, havuza dönüyorum.

Sonra tekrar kapı çalıyor. Bu kim gene yaa! Kalkıyorum. "Ablam merhaba!" diyor. Gündelikçi kız. Hale adı. Böyle kısacık, ama sütun gibi hatun. Başında örtüsü, bordo tişörtü. Altında da bol eteği. "Hoş geldin!" diyorum. Geçiyor içeri. Bu karı da nerden çıktı yaa! Ayfer geliyor, memeleri fora. "Ay kimmiş o canım?" diye, Hale'yi görünce, "Ay pardon!" deyip kapıyor memelerini. "Ablam boşver, aç memeleri, salver gitsin gari!" diyor kız. Gülüşüyoruz. "Siz geçin, ben yemeğinizi neyin hazırlarım!" diyor kız. Geçiyoruz. Ayfer, "Ay kıza da ayıp oldu!" deyip giyiyor bikinisinin üstünü. "Ayıp tabi, kıza her yerini gösterdin Zilli!" diyorum. Gülüşüyoruz tekrardan. Sonra gene uzanıyor.

1-2 saat geçiyor, kız halen evde. "Ay ne zaman gidecek bu ya?" diyor Ayfer sürekli. "Az sabret, çalışıyor işte kızcağız!" diyorum. Taş çatlasa 20 yaşında kız. "Haleee!" diye sesleniyorum. "Efendim ablam?" diyor. "İki bira getirsene canım ya!" diyorum. Getiriyor biraları. Oturuyor yanımıza, ben davet ediyorum. "Ay abla... Fatih abim gelmezdi hiç buralara uzun zamandır..." diyor. "O gelmeyecek ki tatlım!" diyorum. "Ee, siz kimsiniz? Yoksa Fatih abimin karılarından mısınız?" diyor. "Ben öyleyim, bu da arkadaşım Ayfer!" diyorum. El sıkışıyoruz tekrar. "Bira içiyormusun sen?" diyorum. "Yok ablam!" diyor. "Niye ya? Günah falan diye mi?" diyorum. "Yok be abla, beni etkiliyor. Arada benim herif içiriyor, sonra çatır çatır sikiyor!" diyor. Gülmekten altımıza işeyeceğiz nerdeyse. "İç iç, burada kimse sikemez seni!" diyorum, gülmekten kendimi zor alıkoyarak.

İçiyor benimkinden. "Ama abla, bir sigaranı yakarım!" diyor. "Al kuzum!" diyorum, yakıyor. Öksürmeye başlıyor. "Bu ne yaa!" diyor. "Nası sigara abla bu? Nasıl içiyonuz bunu?" diyor. "Ağırdır biraz, ama merak etme içinde birşey yok deyip gülüyorum. Muhabbete başlıyoruz tekrar. Kız çok tatlı. Ama kocasından çok şikayetçi. Ayfer, "Ee, şikayet ediyorsun da, çatır çatır sikiyormuş baksana!" diyor. "Abla, hemde ne biçim! Benim herifte at yarağı var sanki. Yırtıyor valla her girişte... Kanata kanata sikiyor!" diyor. "Memnun değil misin? Bak ne güzel işte!" diyorum. "Memnunum abla, diğer köylü karılarının alamadığı zevki veriyor bana! Hepsinin işi 5 dakikalık. Ama benim aygır öyle mi? 2 saat pompaladığını bilirim!" diyor. "Kaç santimdir senin kocanın yarağı?" diyorum. "Onu bilemem, ama nah kolum kadar!" diyor. "Abartma kız Zilli!" diyorum. Gülüşüyoruz.

Sonra kalkıyor. "Ablam çok sağol, uğrarım ben gene!" diyor. Kalkıyor, gidiyor. Yemeği hazırlamış. Kalkıp yemeği yiyoruz. Ayfer gene soyunuyor. Artık akşam oluyor. O gün ben sevişmek istesem de, Ayfer, "Ya, boşver, belki sonra sevişiriz gene!" diyor. Ee, ne yapacağız evde? Sıkılırım ki ben. "Madem öyle, hadi kalk, Bodrum'a iniyoruz!" diyorum. Hemen kalkıyor Ayfer, üstüne yeşil bir elbise giyiyor, güzel de bir makyaj. Fıstık gibi valla. Görünce kalkıp götüne tokatı yapıştırıyorum. "Ne güzel olmuşsun sen!" diyorum. "Kıskandın mı?" diyor, "Evet, hemde çok!" diyorum, bir öpücük koyuyorum dudaklarına. Sonra kalkıp ben de giyiniyorum. Mavi bir elbise, incecik. Altıma da aynı renkte bir tanga. Çıkıyoruz beraber...

Bölüm 10 Son

Bodrum, her zamanki gibi. Şahane bir hava. Yürüyoruz biraz çarşıda. Barlar sokağına doğru ilerliyoruz. Herkesin bakışları üzerimizde. Genelde turistler, ama nasıl yakışıklı erkekler var! Yanlarında da bebek gibi kızlar. Ben daha çok erkeklere bakıyorum tabi, Ayfer kızlara. Bir bara giriyoruz, oturuyoruz, içkilerimizi alıyoruz. Öyle ortalıkta Abaza Abaza takılan erkekler yok, ya damlı gireceksin, ya tek kız. Böylesi daha iyi. Kalkıp dans ediyoruz biraz. Dans ederken bir erkek ve bir kadın, "Hallo!" deyip gülümsüyorlar. Ben de karşılık veriyorum. Ama yabancı dilim yok benim. Sonra biz oturunca yanımıza geliyorlar. Erkek olanın yabancı olduğu çok belli. "Merhaba, oturabilir miyiz?" diyor. "Tabi, buyrun!" diyorum, oturuyorlar. Adam kendini tanıtıyor, Mark adamın adı. Karısı da Julia. Adam da, kadın da Türkçe konuşuyorlar.

Almanlarmış. Aslında Alanya'da yaşıyorlarmış ama buraya tatile gelmişler. Mark 52 yaşında, Julia 55. Hiç yaşını göstermiyor ama ikisi de. "Sizin kocalar yok mu?" diyor Julia. Ayfer'le birbirimize bakıyoruz. Ayfer, "Biz Lezbiyeniz. Daha doğrusu ben Lezbiyenim. Bu da sevgilim Günseli, ama o Biseksüel!" diyor. İkisi de şaşırıyor. Türk olsalar kesin giderlerdi yanımızdan diye düşünüyorum. Ama Julia da, Mark ta o kadar ilgiyle dinliyorlar ki bizi... Konuşuyoruz, seks hakkında, aşk hakkında.

Julia, "Bence sekste zevk almak önemli. Yani bir kadından da zevk alıyorsan, o seksi gönlünce yaşamalısın!" diyor. "Almışa benziyorsun Julia?" diyorum. "Hayır, hiç yaşamadım. Ama bir kez, Almanya'da, Swinger partilerine katılmıştık. Orada yaşamama az kalmıştı." diyor. Swinger, yani eş değişimi. Mark'a dönüyorum, "Demek karını başkalarıyla görmek hoşuna gidiyor?" diyorum. "Sorun değil. O zevk alıyorsa, hayatımız eğer renkleniyorsa, hiç problem olmaz!" diyor. Bu arada, içkiler gırla, su gibi akıyor.

Bir ara Mark'ın elleri, Ayfer'in bacaklarında dolanıyor. Ayfer biraz tırsıyor, ama sonra izin veriyor. Masanın altından elleşiyorlar. Ayfer'in kulağına, "Hayırdır, sen Lez değil miydin? Niye herife kendini elletiyorsun ki?" diyorum, "Amaan, boşver ya. Ne olacaksa olsun!" diyor. Gülümsüyorum. Sonra kalkıyorum, "Buradan sıkıldık, hadi başka bir yere gidelim!" diyorum. Herkes ayaklanıyor. Julia, "Ya aslında daha rahat bir yerlere gitsek?" diyor. "Nereye mesela?" diyorum. "Mesela, sizi otelimize davet etsek?" diyor. Otel mi... "Boşverin, gelin bize gidelim bu gece!" diyorum. Ayfer bana bakıyor (Ne yapıyorsun?) dercesine... Önden ben yürüyorum, Ayfer yanımda. "Merak etme, bu gece güzel bir seks yaparız. Adamı ben alırım, sen kadınla ilgilenirsin!" diyorum. Sessizce otoparka yürüyoruz.

Ben arabayı alıyorum, Mark'la sapakta buluşmak için sözleşiyoruz. Onu görünce selektör yapıyorum. Beni takip ediyor Mark. Ev biraz uzakta. Yaklaşık yarım saate eve gelmiş oluyoruz. İniyorum arabadan, onlar da park ediyorlar. "Hadi gelin!" diye kapıyı açıyorum. "Vauuv, ev çok güzel!" diyor Julia. "Rahatına bak tatlım..." diyorum. Geçiyorlar, oturuyorlar. Julia bana yardımcı olmak için mutfağa geliyor. "İçkiye dayanıklısın anlaşılan?" diyorum. "Ja, evet öyle. İçki seviyorum!" diyor. "Ne içmek istersen bak, hepsi orada tatlım!" diyorum. Bir şarap alıyor. Zaten orda da şarap içmiştik. Açıyor, koyuyor kadehlere. İçeriye götürüyoruz, "Mmhhh! Şarap... Çok seviyorum!" diyor Mark, içiyor şarabından bir yudum. Konuşmaya başlıyoruz, ama Ayfer, "Ya, arkadaşlar, benim başım çok ağrıyor, yatıyorum ben!" diyor. "Geleyim mi yanına?" diyorum. "Yok yok, sorun değil. İyi geceler..." diyor, gidiyor yatıyor. Kalıyoruz Julia ve Mark'la baş başa.

Julia yanıma oturuyor. "Günsel, nasıl bir his Lezbiyenlik?" diyor. "Ah tatlım, Günsel değil, Günseli." diye düzeltiyorum. Sonra devam ediyorum, "Bilmem. Çok heyecanlı. Çok farklı. Yani, daha sıcak tatlım. Üstelik, sanırım Ayfer bana aşık. Bu dahada heyecanlandırıyor beni..." diyorum. "Peki ya sen? Sen aşık ona?" diyor Julia. "Emin değilim... Ben erkeklerden daha çok hoşlanıyorum. Çok ani gelişti Ayfer'le ilişkimiz. Ama çok güzel gidiyor..." diyorum. "Anladım..." diyor Mark. Sessizlik oluyor. "Biz de bazen Swinger yapıyoruz..." diyor Mark. "Peki o nasıl oluyor?" diyorum. "O da heyecanlı oluyor. Bir kere, hayata renk geliyor. Farklı hazlar, farklı tadlar. Anlarsın ya... Bazen, çok nadir tek bayan alıyoruz...." diyor. "İkisini birden sikiyorsun yani?" diyorum. Gülüyor. "Peki Julia kıskanmıyor mu?" diyorum. "Hayır, çünkü o da çok zevk alıyor. İkisine de yetiyorum!" diyor. Julia'ya dönüp, "Peki sen hiç iki erkek tarafından... anla işte, sikildin mi?" diyorum. "Evet, ama o erkeklerden biri hep Mark'tı. Kocamı aldatmadım yani. Aldatma gizlilik içinde olur. Oysa ben kocamın önünde yapıyorum ve bu aldatma olmuyor!" diyor. Haklı aslında...

Biraz sessizlik oluyor gene. Sonra Julia, "Günseli, şeey... Ben bir şey demek istiyorum?" diyor. "Söyle güzelim?" diyorum. "Ben, çok merak ediyorum Lezbiyen ilişkiyi. Benimle yapar mısın?" diyor. Gülümsüyorum. "Elbette. Ama kocan boş kalacak?" diyorum. "O izlemekten çok memnun olacaktır!" diyor. "Peki, nasıl istersen. Ama önce, duş almalıyız. Yani, hijyen çok önemli!" diyorum. "Tabi, tabi!" deyip kalkıyorlar. Duşun yerini gösteriyorum. Onları duştayken, ben de diğer odadaki duşa giriyorum. Ayfer uyuyor. Çok şey kaçırıyor aptal!

Az sonra Julia, "Günseeeli! Biz hazırız tatlım!" diyor. İniyorum aşağı, ikisi de çırıl çıplak. Julia'nın vücudu yaşına göre normal, biraz göbek bölgesinde çatlamalalar var. Selülitli bacakları. Ama Mark'ın yarağı gayet güzel. Julia'ya sarılıyorum. Juşia, "Günseli, bekle..." diyor, çekiyor kendini. "Odada yapmalıyız. Ve özür dilemekteyim ama, kamera kontrol etmeliyiz..." diyor. "Anlamadım? Ne kamerası?" diyorum. "Ya, biz paranoyak değiliz. Ama lütfen izin ver, kamera var mı yok mu bakmalıyız?" diyor. Tamam diyorum. Yukarı çıkıyoruz. Koridorun başındaki odada Ayfer götünde pireler uçuşa uçuşa uyuyor.

Ben giriyorum herhangi bir odaya. Bakıyorlar, paronoyak gibi arıyorlar bir suç aleti. "Bulamadınız mı?" diyorum. Julia geliyor, sarılıyor bana, "Özür dileriz, ama bu lazımdı..." diyor. Yavaşça Julia'nın dudaklarını öpmeye başlıyorum. Mark oturmuş, kalkık sikini okşuyor bize bakarak. Biz ayakta sevişiyoruz Julia'yla. Ellerim yavaşça kafasının arkasına doğru gidiyor. İyice yapışıyoruz birbirimize, Julia da benim boylarımda olduğu için memelerimizin birbirine değmesi sorun olmuyor. Benim memelerim çok daha büyük onunkilerden. Yavaşça dilimi ittiriyorum ağzına, alıyor, yalamaya başlıyor. Benim ellerim götünü sıkıyor kadının. Sonra boynunda gezintiye çıkıyorum. Emiyorum, morartırcasına boynunu. Salyalarım kuruyor boynunda. Aynı şekilde oda beni emiyor, "Ahhh, Günseli... Çok güzelmiş!" diyor. Yavaşça bir memesini tutuyorum. Onu ağzıma ilerletiyorum. Geniş meme halkalarını emmeye, uçlarını ağzımın icinde sıkıştırmaya başlıyorum.

Yatağa fırlatıyorum Julia'yı. Üstüne çıkıyorum, sonra sağ memesine geçiyorum. Aynı şekilde yaladıktan sonra, doğrulup, kendi memelerimi onun ağzına veriyorum. Yalıyor, elleriyle sırtımı okşarken Julia. İri memelerim ağzını dolduruyor. Memelerimi ayırıp, kafasını iki koca memenin arasına sokuyorum. "Nasılmış güzelim Lezbiyenlik? Ha birtanem söyle!" diyorum. "Harika Günseli, harika!" diyor. Sonra bebek gibi emiyor memelerimi. Yavaşça amcığımı onun amcığına getirip, ileri geri yapmaya başlıyorum. Sürtünmeyle devam ediyor sevişmemiz. Sanki onu ben sikiyorum. Julia'nın inlemeleri devam ediyor, "Ahh, çok güzel. Vajinam akıyor ahhh!" diyor. Vajina mı? Kulağına eğilip, "Kibar fahişe, Vajina değil, Amcık, Amcık!" diyorum. Sonra kulak memelerini yalamaya devam ediyorum. Halen kudurmuş gibi sürtüyoruz amcıklarımızı.

Sonra hemen olduğum yerde domalıp, Julia'nın amını ağzıma sokuyorum. Küçücük bir amı var. Avuç içi kadar. Bir elimle kapatabiliyorum onun amını. Dilim Julia'nın amında gezerken, arka deliğimde bir yarak gezinmeye başlıyor. Mark dayanamamış, arkama geçmiş. Yarağını tükürükleyip yavaşça sokuyor götüme. 'Ahh!' diye bir ses çıkarıyorum. Julia, gözlerini açıp, kocasının bana pompaladığını görüyor. Gülümsüyor. Ben Julia'nın amını yalamaya devam ediyorum. Mark kudurmuş gibi, hırlayarak sikiyor götümü. İki elimle dudaklarını ayırıp, dilliyorum amcığını Julia'nın. Arada ağzımı çekip, inliyorum. Julia kalkıyor, domalıyor önümde. Şimdi iki deliği de karşımda. Bu sefer göt deliğini yalamaya başlıyorum. Onun da göt deliği en az benimki kadar geniş. Yaladıkça büzüğünü kapatıyor Julia.

Mark yarağını götümden çıkarıp, sırtüstü yatmamı istiyor. Yatıyorum. Bacaklarımdan tutarak beni yatağın kenarına çekiyor. Bacaklarımı ayırıp amıma giriyor busefer. Julia ise amını yüzümün üstüne getirip, amcığıyla benim ağzımı sikmeye başlıyor. Mark durmuyor, halen pompalıyor amcığıma. Julia'nın am suları benim ağzımda, şırıl şırıl akmaya başlıyor. Ziyan etmeden yutuyorum. Julia birden sara hastaları gibi titriyor, sarsılıyor, yüzümden kalkıp kendini yatağa atıyor. Sanki sudan çıkmış balık gibi kıvranıyor yanımda. Julia sakinleşince, pozisyon değiştiriyoruz. Mark Julia'nın amına boşalırken, ben de Julia'nın ağzına akıtıyorum orgazm sularımı...

Bundan sonra artık yapacağım tek şey, sikilmeden geçen günlerimin acısını çıkarmak!
Published by japon_1
3 years ago
Comments
Please or to post comments