Tesettür Mankeni Sevgilim ve Olgun Annesi 1
Adım Fatih. 31 yaşında evli ve bir çocuk babasıyım. Kendime ait tesettür giyim mağazam var. Yakın zamana kadar mağazada karım Neslihan’la birlikte çalışıyordum ama doğumun ardından mecburen bırakmak zorunda kaldı.
İşleri tek başıma yürütmeye çalıştım fakat mağazada sadece bir erkeğin çalışıyor olması kadınların alışveriş yapmasına mâni oluyordu. Karım varken bol bol alışveriş yapan kadınlar gelmez olmuşlardı. Yanıma bir kız almayı düşündüm ama ona verecek param yoktu. İşlerin kötüye gitmesi sonrası bir karar alıp internetten satış yapmaya karar verdim. Bunu da mecburen tek başıma yapmam gerekiyordu.
Bir paket program alıp siteyi kurdum. Paket programı satan firmadan kısa bir eğitim aldım. Şimdi bir model bulup ürünlerin tek tek çekimini yapmam gerekiyordu. Birkaç ajansı aradım. Ancak her biri verebileceğimden yüksek paralar istedi. O zaman etrafımda bana modellik yapabilecek bir kız bulmanın en iyisi olduğunu düşündüm. Sonuçta profesyonel olmasına gerek yoktu, kıyafetleri üzerinde taşıması yeterliydi.
Konuyu karıma açınca “bizim Sümeyye olmaz mı!” diye sordu. “Selime Ablanın kızı mı!” diye soruyla karşılık verdim. Sümeyye komşumuzun kızıydı. Aynı sokakta oturuyorduk. “Evet, çok güzel kız, bence çok da güzel yapar!” dedi. Ardından Sümeyye’nin Instagram hesabına girdi ve fotoğraflarını gösterdi. Aradığım kızın Sümeyye olduğunu hemen anladım.
Orta boylu ve oldukça güzel, fiziği yerinde bir kızdı. 18 yaşındaydı, liseyi yeni bitirmişti. Birkaç yıl önce babasını kaybetmiş ve annesiyle birlikte bizden birkaç ev aşağıda oturuyordu. Annesi Selime Abla bir işyerinde çay, temizlik işlerine bakıyordu. Sümeyye’nin gerçek hayatında da kapalı, tesettürlü olması bir avantajdı. Instagram sayfası çeşit çeşit fotoğraflarla doluydu. Kimisi evde kimisi dışarıda çekilmiş fotoğrafların her birinde çok şık ve zarif görünüyordu.
Karım hemen Sümeyye’yi aradı ve konudan bahsetti. Kısa bir konuşmanın ardından Sümeyye karımın teklifini kabul etti ama annesiyle de konuşması gerektiğini söyledi. Yarım saat sonra aradı Sümeyye ve annesinin de onay verdiğini söyledi. Aradığım modeli burnumun dibinde bulmanın keyfini yaşadım. Ajanslara bir sürü para verme derdinden de kurtulmuştum böylece.
Detayları konuşmak için Sümeyye ve annesini mağazama davet ettim. Ertesi gün öğleden sonra ana kız geldiler. Sümeyye siyah kısa paçalı dar bir kot pantolonun üstüne hardal renkli tunik giymiş, başını siyah bir şalla bağlamıştı. Makyaj da yapmıştı. İnce beyaz ayak bilekleri spor ayakkabısıyla pantolonun paçası arasından görünüyordu. Son yıllarda kapalı kızlarda ayak bileği gösterme modası çıkmıştı, Sümeyye’de de vardı bu.
Kahverengi badem gözlerinin siyah uzun kirpikleri tek tek sayılıyordu nerdeyse. Süt gibi beyaz yüzlü, kalın pembe dudaklı, ince hilal kaşlı, minik burun delikleri olan çok hoş çok zarif bir kızdı. Küçüklüğünü biliyordum, elimizde büyümüş sayılırdı. Ancak onun bu kadar güzel ve çekici olduğunu yeni fark etmiştim. Mahallede günlük kıyafetleri içinde uzaktan gördüğüm kız yakından gözüme bambaşka görünüyordu.
Annesi Selime Abla sanki kendisi mankenlik yapacakmış gibi giyinmişti. Dar mavi bir kot pantolonun üstüne açık mavi kısa kollu bluz giymişti. Dar bluzun altında göbeği ve memeleri çıkıntı yapmış, çıplak beyaz kolları açıktaydı. Başını tepesinden büyük desenli bir türbanla bağlamıştı. Aynı zamanda o da kızı gibi gözlerine makyaj yapmış kalem çekmişti. Doğrusu büyük beden kıyafetler için ideal bir adaydı Selime Abla. Kocası öldüğünden beri ailesinden destek almadan kızını büyütmeye çalışıyordu. Gerçi kocası da kendisine destek olan bir adam değildi, o yüzden kocasının ölümü Selime Ablanın hayatında pek bir şey değiştirmemişti.
İşin detaylarını, neler yapacağımızı, nelere dikkat etmemiz gerekeceğini anlatırken ikisi de dikkatle dinledi. Sümeyye çok heyecanlıydı mankenlik dünyasına adım atacağı için. Annesi Selime Abla da öyleydi.
Çekimleri mağazada kendim yapacaktım. Bunun için yakın bir arkadaşımdan kullanmadığı yarı profesyonel bir makine ödünç almış, fotoğrafçılık üzerine de birkaç bilgi edinmiştim. Tamamen amatör şekilde bu işe girişecek, zamanla ikimiz de kendimizi geliştirecektik.
Çekimler esnasında soyunma odası olarak arkadaki odayı kullanacaktı Sümeyye. Odada koliler, fazla kıyafetler oluyordu. Çay, kahve gibi günlük ihtiyaçlarımı da orada karşılıyordum. Odanın yanında küçük de bir tuvalet vardı. Söylediklerim onlar için uygundu, her şeyi kabul ettiler. Vereceğim paraya da itiraz etmediler. Cast ajanslarına dünya kadar para vermektense Sümeyye’ye cüzi bir para vererek bu işi halletmiştim.
Selime Ablaya “abla sen de modellik yapmak ister misin!” diye sorduğumda ağzını açarak güldü. Söylediğim komiğine gitmişti. Şaka yaptığımı sanıyordu oysa ben ciddiydim. Henüz 38 yaşında olduğunu biliyordum. Kızından biraz daha uzun boylu ve hafif göbeği dışında kusuru olmayan bir kadındı. Yalnız basenleri biraz genişti o kadar. Zaten büyük beden çekimleri için düşünüyordum onu, benim de aradığım geniş kalçaları olan bir kadındı.
Selime Abla ciddi olduğumu anlayınca “valla bilmem ki, nasıl olur!” dedi. Bunları derken kahverengi gözleri kabul etmek için can attığını gösteriyordu. Yalnızca etraftan duyan eden olursa ne yaparım diye bir korkusu vardı. Ona da kızı ile aynı parayı vereceğimi söylediğimde düşünmeyi bıraktı ve “tamam!” diyerek kabul etti. Neticede küçük bir alışveriş sitesiydi bu ve sadece site üzerinde fotoğrafları olacaktı. Ulu orta her yerde yayınlanacak fotoğraflar olmayacaktı.
Selime Abla çalıştığı için onun çekimlerini iş çıkışı saatlerinde yapacaktım. Sümeyye ise her gün gelecekti. Zaten ürünlerin çok büyük kısmı Sümeyye’nin çekimlerinde kullanılacağı için iyi bir iş bölümü olmuştu bu.
“Mümkünse şimdi bir deneme çekimi yapalım mı!” diye sorduğumda Selime Abla utana sıkıla kabul etti. Sümeyye ise “çok iyi olur!” dedi neşeyle. Uygun birkaç parça kıyafet seçip arka odaya koydum giymeleri için. Onlar odaya geçerken ben de çekim yapacağım alanı açıp makineyi ayarladım. Işık tertibatım yoktu, tavandaki LED lambalarla idare edecektim.
Birkaç dakika sonra Sümeyye geldi. Ona verdiğim mavi beli kuşaklı elbiseyi giymişti. Çok güzel görünüyordu. Birkaç çekim yaptım. Sümeyye sanki daha önce bu işi yapmış gibi rahat davranıyordu. Bu da çok hoşuma gitmiş, işimi kolaylaştırmıştı. “Daha önce yaptın mı bu işi sen!” diye sorduğumda gülerek “yok abi, akşam internette biraz araştırma yaptım!” dedi çok bilmiş bir tavırla. “Aferin sana!” diyerek tebrik ettim. İşini ciddiye almasını sevdim.
O sırada Selime Abla çıktı odadan. Ona da abiye bir elbise vermiştim. Eteği payetli krem rengi bir elbiseydi bu. Elbisenin üst kısmı Selime Ablaya tam olmuş ama altındaki etek kısmı dar kalmıştı. Geniş kalçaları açığa çıkmış, hatları belli oluyordu. Götünün yuvarlak yanakları belirmişti. “Biraz dar gibi mi!” diye sordu Selime Abla utanarak. “Yok, aslında modeli bu!” dedim. Gerçekten de elbisenin modeli buydu. Ama Selime Ablanın kalçalarının genişliği biraz fazla kalmıştı elbise için. Tesettürlü kadınlar artık düğün ve nişan törenlerinde vücut hatlarını belli eden dar kalıplı kıyafetler giymekten çekinmiyor aksine hoşlanıyorlardı.
Sümeyye annesine “anne çok güzel oldun valla!” deyince Selime Ablanın yüzü güldü. Boy aynasının karşısında bir sağa bir sola dönüp kendine baktı, başındaki türbanını düzeltti. Sonra da karşıma geçip kızının tavsiyelerine uyarak poz verdi. Önden, yandan, arkadan çektim fotoğraflarını. Selime Abla da kızı gibi güzel pozlar verdi. Bu işi ilk defa yapan biri için fena değildi.
Sonrasında elbiselerini çıkarıp aynı şekilde çıktılar odadan. Hemen ertesi gün Sümeyye ile çekimlere başlayacaktım. Selime Abla ise akşam iş çıkışında gelecekti. Onlar gidince arka odaya geçtim. Çıkardıkları kıyafetleri alıp yerlerine koyacakken aklıma bir şey geldi ve birden kapının üstüne gözüm takıldı. Oraya bakar bakmaz “Siktirrr!!!” dedim. Çünkü aklıma gelen ve gözüme takılan şey odayı çekmesi için rafın altına koyduğum mini gizli kameraydı.
Birkaç yıl önce kapıyı kırıp mağazaya girmişler, kasadaki bir miktar parayla götürebildikleri kadar en pahalılarından elbise çalmışlardı. O günden sonra alarm taktırıp mağazanın çeşitli yerlerine kameralar koymuştum. Kadın giyim ve hele de tesettür mağazası olduğu için müşterileri korkutmamak adına büyük, kendini belli eden kameralar yerine bu mini kameralardan almıştım. Her biri en az 10 saat kayıt yapan, görüntü kalitesi iyi olan kameralardı. Arka odanın küçük camı demirli olduğu halde ne olur ne olmaz diyerek rafın altında bir yere sabitlemiştim. Ancak dikkatli bir göz orada bir kamera olduğunu fark edebilirdi. Hatta orada bir kamera olduğundan karımın bile haberi yoktu. O odayı namaz kılmak için kullanıyordu ve kamera olduğunu söylesem bana tepki gösterir diye hiç bahsetmemiştim.
Kıyafetleri yerlerine yerleştirip kamerayı yerinden aldım. Kayıt içindeki hafıza kartına yapılıyordu. 10 saatin sonunda yeni görüntüler ekleniyordu. Acaba Sümeyye ve Selime Abla soyunurken kamera çekimde miydi? Kalbim heyecanla attı. Laptopa bağladım kamerayı ve ileri doğru kaydırdım kaydı. Son bir saatlik yere geldiğimde gerçekten de onları soyunuk halde çektiğini gördüm. O an heyecandan koltuğumda zıpladım.
Sümeyye üstündekileri çıkartırken annesi ona verdiğim kıyafeti kendi üzerine tutuyordu. Önce siyah şalını açtı. Uzun kumral saçları vardı, sırtına döküldü saçları. Ardından tuniğini başının üzerinden çıkarttı Sümeyye. Altında beyaz sutyeni ile kaldı. Bol tuniğinin kamufle ettiği fiziğine nazaran büyük memeleri vardı, beyaz sutyeninin içinde şişkin duruyordu memeleri. Siyah kotunu çıkardı ayaklarından. Bembeyaz kalçaları, bacakları vardı. Karnı da öyleydi.
18 yaşında taptaze bir bedene sahipti. Yarağım hareketlenmeye başladı. Pamuklu beyaz külotu kasıklarını sıkmıştı. Amının izini külotunda görebiliyordum. Elbiseyi giyinmek için arkasını döndüğünde külotunun götünün arasına girdiğini gördüm. Bembeyaz ve biçimli göt yanakları vardı Sümeyye’nin. O an “offff, harika ya!!!” diye keyifle söylendim. Elbiseyi giymeden önce elini külotuna atıp götünün arasından çıkarttı. Elbiseyi giydi, annesine bir şeyler söyledikten sonra başını yeniden şalıyla bağladı. O odadan çıkarken soyunma sırası annesine gelmişti.
Selime Abla önce pantolonunu indirdi. Onun da kalça ve bacakları kızınınki gibi süt beyazdı. Geniş kalçaları ve koca götü gözlerimin önündeydi. Krem renkli ve tıpkı kızınınki gibi götünün arasına giren külotu vardı. Amının izi doğal olarak kızınınkinden daha belirgin ve şişkindi. “Vay amına koyayım!!!” dedim neşeyle. Üstündeki mavi bluzunu başının üzerinden çıkartırken türbanının açılmaması için gayret sarf etti. Şişkin ve beyaz sutyeninden taşacakmış gibi görünen memeleri vardı. Karnındaki hafif çıkıklığı fark ettim. Aynı zamanda bel çukurunda da alınmamış ince siyah kıllar kameranın gözünden kaçmamıştı. Ama bu bir kusur değildi. Selime Abla odanın duvarındaki küçük aynaya bakarak abiye elbisesini giyindi. Kendini hazır hissettiğinde de çıktı odadan.
Aynı görüntüler elbiseleri çıkartmak için odaya girdiklerinde de kaydedilmişti. Hatta bu kez Selime Abla götünün arasına giren külotunu düzeltmek için önce kalçalarına kadar indirip sonra giyinmişti. Ama yazık ki yan durmuş aynı zamanda elleri amını görmemi engellemişti. Kıyafetlerini giyinip odadan çıktıkları ana kadar kare kare izledim kaydı. Yarağım dikilmiş haldeydi. Kameradaki kaydı laptopa attım.
Yarın geldiklerinde kamerayı yine oraya koyup çekim yapacaktım…
İşleri tek başıma yürütmeye çalıştım fakat mağazada sadece bir erkeğin çalışıyor olması kadınların alışveriş yapmasına mâni oluyordu. Karım varken bol bol alışveriş yapan kadınlar gelmez olmuşlardı. Yanıma bir kız almayı düşündüm ama ona verecek param yoktu. İşlerin kötüye gitmesi sonrası bir karar alıp internetten satış yapmaya karar verdim. Bunu da mecburen tek başıma yapmam gerekiyordu.
Bir paket program alıp siteyi kurdum. Paket programı satan firmadan kısa bir eğitim aldım. Şimdi bir model bulup ürünlerin tek tek çekimini yapmam gerekiyordu. Birkaç ajansı aradım. Ancak her biri verebileceğimden yüksek paralar istedi. O zaman etrafımda bana modellik yapabilecek bir kız bulmanın en iyisi olduğunu düşündüm. Sonuçta profesyonel olmasına gerek yoktu, kıyafetleri üzerinde taşıması yeterliydi.
Konuyu karıma açınca “bizim Sümeyye olmaz mı!” diye sordu. “Selime Ablanın kızı mı!” diye soruyla karşılık verdim. Sümeyye komşumuzun kızıydı. Aynı sokakta oturuyorduk. “Evet, çok güzel kız, bence çok da güzel yapar!” dedi. Ardından Sümeyye’nin Instagram hesabına girdi ve fotoğraflarını gösterdi. Aradığım kızın Sümeyye olduğunu hemen anladım.
Orta boylu ve oldukça güzel, fiziği yerinde bir kızdı. 18 yaşındaydı, liseyi yeni bitirmişti. Birkaç yıl önce babasını kaybetmiş ve annesiyle birlikte bizden birkaç ev aşağıda oturuyordu. Annesi Selime Abla bir işyerinde çay, temizlik işlerine bakıyordu. Sümeyye’nin gerçek hayatında da kapalı, tesettürlü olması bir avantajdı. Instagram sayfası çeşit çeşit fotoğraflarla doluydu. Kimisi evde kimisi dışarıda çekilmiş fotoğrafların her birinde çok şık ve zarif görünüyordu.
Karım hemen Sümeyye’yi aradı ve konudan bahsetti. Kısa bir konuşmanın ardından Sümeyye karımın teklifini kabul etti ama annesiyle de konuşması gerektiğini söyledi. Yarım saat sonra aradı Sümeyye ve annesinin de onay verdiğini söyledi. Aradığım modeli burnumun dibinde bulmanın keyfini yaşadım. Ajanslara bir sürü para verme derdinden de kurtulmuştum böylece.
Detayları konuşmak için Sümeyye ve annesini mağazama davet ettim. Ertesi gün öğleden sonra ana kız geldiler. Sümeyye siyah kısa paçalı dar bir kot pantolonun üstüne hardal renkli tunik giymiş, başını siyah bir şalla bağlamıştı. Makyaj da yapmıştı. İnce beyaz ayak bilekleri spor ayakkabısıyla pantolonun paçası arasından görünüyordu. Son yıllarda kapalı kızlarda ayak bileği gösterme modası çıkmıştı, Sümeyye’de de vardı bu.
Kahverengi badem gözlerinin siyah uzun kirpikleri tek tek sayılıyordu nerdeyse. Süt gibi beyaz yüzlü, kalın pembe dudaklı, ince hilal kaşlı, minik burun delikleri olan çok hoş çok zarif bir kızdı. Küçüklüğünü biliyordum, elimizde büyümüş sayılırdı. Ancak onun bu kadar güzel ve çekici olduğunu yeni fark etmiştim. Mahallede günlük kıyafetleri içinde uzaktan gördüğüm kız yakından gözüme bambaşka görünüyordu.
Annesi Selime Abla sanki kendisi mankenlik yapacakmış gibi giyinmişti. Dar mavi bir kot pantolonun üstüne açık mavi kısa kollu bluz giymişti. Dar bluzun altında göbeği ve memeleri çıkıntı yapmış, çıplak beyaz kolları açıktaydı. Başını tepesinden büyük desenli bir türbanla bağlamıştı. Aynı zamanda o da kızı gibi gözlerine makyaj yapmış kalem çekmişti. Doğrusu büyük beden kıyafetler için ideal bir adaydı Selime Abla. Kocası öldüğünden beri ailesinden destek almadan kızını büyütmeye çalışıyordu. Gerçi kocası da kendisine destek olan bir adam değildi, o yüzden kocasının ölümü Selime Ablanın hayatında pek bir şey değiştirmemişti.
İşin detaylarını, neler yapacağımızı, nelere dikkat etmemiz gerekeceğini anlatırken ikisi de dikkatle dinledi. Sümeyye çok heyecanlıydı mankenlik dünyasına adım atacağı için. Annesi Selime Abla da öyleydi.
Çekimleri mağazada kendim yapacaktım. Bunun için yakın bir arkadaşımdan kullanmadığı yarı profesyonel bir makine ödünç almış, fotoğrafçılık üzerine de birkaç bilgi edinmiştim. Tamamen amatör şekilde bu işe girişecek, zamanla ikimiz de kendimizi geliştirecektik.
Çekimler esnasında soyunma odası olarak arkadaki odayı kullanacaktı Sümeyye. Odada koliler, fazla kıyafetler oluyordu. Çay, kahve gibi günlük ihtiyaçlarımı da orada karşılıyordum. Odanın yanında küçük de bir tuvalet vardı. Söylediklerim onlar için uygundu, her şeyi kabul ettiler. Vereceğim paraya da itiraz etmediler. Cast ajanslarına dünya kadar para vermektense Sümeyye’ye cüzi bir para vererek bu işi halletmiştim.
Selime Ablaya “abla sen de modellik yapmak ister misin!” diye sorduğumda ağzını açarak güldü. Söylediğim komiğine gitmişti. Şaka yaptığımı sanıyordu oysa ben ciddiydim. Henüz 38 yaşında olduğunu biliyordum. Kızından biraz daha uzun boylu ve hafif göbeği dışında kusuru olmayan bir kadındı. Yalnız basenleri biraz genişti o kadar. Zaten büyük beden çekimleri için düşünüyordum onu, benim de aradığım geniş kalçaları olan bir kadındı.
Selime Abla ciddi olduğumu anlayınca “valla bilmem ki, nasıl olur!” dedi. Bunları derken kahverengi gözleri kabul etmek için can attığını gösteriyordu. Yalnızca etraftan duyan eden olursa ne yaparım diye bir korkusu vardı. Ona da kızı ile aynı parayı vereceğimi söylediğimde düşünmeyi bıraktı ve “tamam!” diyerek kabul etti. Neticede küçük bir alışveriş sitesiydi bu ve sadece site üzerinde fotoğrafları olacaktı. Ulu orta her yerde yayınlanacak fotoğraflar olmayacaktı.
Selime Abla çalıştığı için onun çekimlerini iş çıkışı saatlerinde yapacaktım. Sümeyye ise her gün gelecekti. Zaten ürünlerin çok büyük kısmı Sümeyye’nin çekimlerinde kullanılacağı için iyi bir iş bölümü olmuştu bu.
“Mümkünse şimdi bir deneme çekimi yapalım mı!” diye sorduğumda Selime Abla utana sıkıla kabul etti. Sümeyye ise “çok iyi olur!” dedi neşeyle. Uygun birkaç parça kıyafet seçip arka odaya koydum giymeleri için. Onlar odaya geçerken ben de çekim yapacağım alanı açıp makineyi ayarladım. Işık tertibatım yoktu, tavandaki LED lambalarla idare edecektim.
Birkaç dakika sonra Sümeyye geldi. Ona verdiğim mavi beli kuşaklı elbiseyi giymişti. Çok güzel görünüyordu. Birkaç çekim yaptım. Sümeyye sanki daha önce bu işi yapmış gibi rahat davranıyordu. Bu da çok hoşuma gitmiş, işimi kolaylaştırmıştı. “Daha önce yaptın mı bu işi sen!” diye sorduğumda gülerek “yok abi, akşam internette biraz araştırma yaptım!” dedi çok bilmiş bir tavırla. “Aferin sana!” diyerek tebrik ettim. İşini ciddiye almasını sevdim.
O sırada Selime Abla çıktı odadan. Ona da abiye bir elbise vermiştim. Eteği payetli krem rengi bir elbiseydi bu. Elbisenin üst kısmı Selime Ablaya tam olmuş ama altındaki etek kısmı dar kalmıştı. Geniş kalçaları açığa çıkmış, hatları belli oluyordu. Götünün yuvarlak yanakları belirmişti. “Biraz dar gibi mi!” diye sordu Selime Abla utanarak. “Yok, aslında modeli bu!” dedim. Gerçekten de elbisenin modeli buydu. Ama Selime Ablanın kalçalarının genişliği biraz fazla kalmıştı elbise için. Tesettürlü kadınlar artık düğün ve nişan törenlerinde vücut hatlarını belli eden dar kalıplı kıyafetler giymekten çekinmiyor aksine hoşlanıyorlardı.
Sümeyye annesine “anne çok güzel oldun valla!” deyince Selime Ablanın yüzü güldü. Boy aynasının karşısında bir sağa bir sola dönüp kendine baktı, başındaki türbanını düzeltti. Sonra da karşıma geçip kızının tavsiyelerine uyarak poz verdi. Önden, yandan, arkadan çektim fotoğraflarını. Selime Abla da kızı gibi güzel pozlar verdi. Bu işi ilk defa yapan biri için fena değildi.
Sonrasında elbiselerini çıkarıp aynı şekilde çıktılar odadan. Hemen ertesi gün Sümeyye ile çekimlere başlayacaktım. Selime Abla ise akşam iş çıkışında gelecekti. Onlar gidince arka odaya geçtim. Çıkardıkları kıyafetleri alıp yerlerine koyacakken aklıma bir şey geldi ve birden kapının üstüne gözüm takıldı. Oraya bakar bakmaz “Siktirrr!!!” dedim. Çünkü aklıma gelen ve gözüme takılan şey odayı çekmesi için rafın altına koyduğum mini gizli kameraydı.
Birkaç yıl önce kapıyı kırıp mağazaya girmişler, kasadaki bir miktar parayla götürebildikleri kadar en pahalılarından elbise çalmışlardı. O günden sonra alarm taktırıp mağazanın çeşitli yerlerine kameralar koymuştum. Kadın giyim ve hele de tesettür mağazası olduğu için müşterileri korkutmamak adına büyük, kendini belli eden kameralar yerine bu mini kameralardan almıştım. Her biri en az 10 saat kayıt yapan, görüntü kalitesi iyi olan kameralardı. Arka odanın küçük camı demirli olduğu halde ne olur ne olmaz diyerek rafın altında bir yere sabitlemiştim. Ancak dikkatli bir göz orada bir kamera olduğunu fark edebilirdi. Hatta orada bir kamera olduğundan karımın bile haberi yoktu. O odayı namaz kılmak için kullanıyordu ve kamera olduğunu söylesem bana tepki gösterir diye hiç bahsetmemiştim.
Kıyafetleri yerlerine yerleştirip kamerayı yerinden aldım. Kayıt içindeki hafıza kartına yapılıyordu. 10 saatin sonunda yeni görüntüler ekleniyordu. Acaba Sümeyye ve Selime Abla soyunurken kamera çekimde miydi? Kalbim heyecanla attı. Laptopa bağladım kamerayı ve ileri doğru kaydırdım kaydı. Son bir saatlik yere geldiğimde gerçekten de onları soyunuk halde çektiğini gördüm. O an heyecandan koltuğumda zıpladım.
Sümeyye üstündekileri çıkartırken annesi ona verdiğim kıyafeti kendi üzerine tutuyordu. Önce siyah şalını açtı. Uzun kumral saçları vardı, sırtına döküldü saçları. Ardından tuniğini başının üzerinden çıkarttı Sümeyye. Altında beyaz sutyeni ile kaldı. Bol tuniğinin kamufle ettiği fiziğine nazaran büyük memeleri vardı, beyaz sutyeninin içinde şişkin duruyordu memeleri. Siyah kotunu çıkardı ayaklarından. Bembeyaz kalçaları, bacakları vardı. Karnı da öyleydi.
18 yaşında taptaze bir bedene sahipti. Yarağım hareketlenmeye başladı. Pamuklu beyaz külotu kasıklarını sıkmıştı. Amının izini külotunda görebiliyordum. Elbiseyi giyinmek için arkasını döndüğünde külotunun götünün arasına girdiğini gördüm. Bembeyaz ve biçimli göt yanakları vardı Sümeyye’nin. O an “offff, harika ya!!!” diye keyifle söylendim. Elbiseyi giymeden önce elini külotuna atıp götünün arasından çıkarttı. Elbiseyi giydi, annesine bir şeyler söyledikten sonra başını yeniden şalıyla bağladı. O odadan çıkarken soyunma sırası annesine gelmişti.
Selime Abla önce pantolonunu indirdi. Onun da kalça ve bacakları kızınınki gibi süt beyazdı. Geniş kalçaları ve koca götü gözlerimin önündeydi. Krem renkli ve tıpkı kızınınki gibi götünün arasına giren külotu vardı. Amının izi doğal olarak kızınınkinden daha belirgin ve şişkindi. “Vay amına koyayım!!!” dedim neşeyle. Üstündeki mavi bluzunu başının üzerinden çıkartırken türbanının açılmaması için gayret sarf etti. Şişkin ve beyaz sutyeninden taşacakmış gibi görünen memeleri vardı. Karnındaki hafif çıkıklığı fark ettim. Aynı zamanda bel çukurunda da alınmamış ince siyah kıllar kameranın gözünden kaçmamıştı. Ama bu bir kusur değildi. Selime Abla odanın duvarındaki küçük aynaya bakarak abiye elbisesini giyindi. Kendini hazır hissettiğinde de çıktı odadan.
Aynı görüntüler elbiseleri çıkartmak için odaya girdiklerinde de kaydedilmişti. Hatta bu kez Selime Abla götünün arasına giren külotunu düzeltmek için önce kalçalarına kadar indirip sonra giyinmişti. Ama yazık ki yan durmuş aynı zamanda elleri amını görmemi engellemişti. Kıyafetlerini giyinip odadan çıktıkları ana kadar kare kare izledim kaydı. Yarağım dikilmiş haldeydi. Kameradaki kaydı laptopa attım.
Yarın geldiklerinde kamerayı yine oraya koyup çekim yapacaktım…
4 years ago