Hikaye 2

Sonunda yeni evime taşımıştım. Site yeni olduğu için blokların çoğu boştu. Benim taşındığım blokta 4 yada 5 daire doluydu. Ev sahipleri yavaş yavaş taşınıyordu. 11. Kattaki yeni evime yerleşmiştim. Ben taşınırken bu kat boştu. Yani benden başka kimse yoktu. Aradan 1 hafta geçmişti yan daire sahipleri eşyalarını getiren evden eve nakliyat kamyonu ile gelmişlerdi. Ben alışverişten dönerken rastlamıştık. Kadın asansörün kapınını benim geldiğimi görünce açıktutmuştu. Ellerim dolu iken kapıyı açmak çok zor olur. Kadın yumuşak ve sıcak bir ses tonu ile çıkmak istediğim katı sorduğunda ellerimdeki torbaların ağırlığı ile yürür iken nefes nefese kalmanın vermiş olduğu güçlükle onbirinci kat dedim ve ardından teşekür ettim. Kadın nazikçe gülümsedi fakat düğmeye basmadı. Garipsedim suratımı madem basmayacaktın neden sordum dercesine bir tavra büründürdüm. Kafamı düğmlerin olduğu tarafa çevirip baktığımda zaaten on birinci kat düğmesi basılmıştı. Suratıma normal ve tepkisiz bir ifade takıp asansörün bizi yukarı çıkarmasını bekledim.
Ve onbirinci kat a gelimştik. Kadın yine bana yardım olsun diye kapıyı açtı. Bende hafif gülümseyip tekrar teşekür ederkek asansörden çıktım. Evin kapısına doğru hızlıca ilerledim. Kapıyı açmak için torbaları yere koydum ve anahtarı bulmak için ceplerimi karıştırmaya başladım. Bir yandanda göz ucu ile hangi daireye gideceklerini takip ediyordum. Fakat farkettirmemeye çalışıyordum. Anahtarı bulup kapıyı açarken onların yan dairenin kapısın çoktan açıp içeri girmekte oldularını farkettim. Hiç vakit kaybetmeden içeri girip torbaları mutfağa götürüdüm. Yorulmuştum. Sadece gıda alışverişi değil evde alzım olacak diğer malzemeleri de aldığım için torbalar çok ağırlaşmıştı. Hemen su kaynatıp bir sade çabuk kahve yaptım ve salona televizyonun karışına geçttim. Biraz dinllenip aldıklarımı sonra yerleştirim diye karar verdim. Kahvemden bir yudum almıştım ki kapı çaldı. Şaşırmıştım. Zira apartmanda kimsecikler yoktu. Olsada böyle büyük sitelerdeve apartmanlarda komşuluk olmazdı herkez kendi havasında takılır kimse kimseyle konuşmazdı.
Hayret içinde kapıya gittim ve kapıyı açtım. Kapıyı açtığımda az önce asansörde olan adam vardı. “Merhaba. Ben Ayhan. Yan dairenin sahibiyiz. Yeni taşınıyoruzda. Su ,eletirik vb. açmak için sayaç ve vana ların yerini bulamadık. Yardımcı olurmusunuz.” Dedikten sonra “Merhaba adım M. Tabi size hemen göstereyim.” Diyerek dışarı çıkıp iki daire arasında kalan boşlukta yerleştirilmiş dolapın kilidini açtım. Ve yerlerini gösterip; “Sizde bu dolabın anahtarını yönetimden alabilirisiniz her daireye bir adet veriyorlar” dedim. Adam nazikçe “Teşekür ederim.” Diyerek dairesine döndü. Bende daireme dönüp kaldığım yerden televizyon seretmeye ve kahvemi içmeye devam etmeye koyuldum. Günler ilerledikçe evdeki yerleşme işlemlerini iyiden iyi bitiriyordum. Yan dairede kiler ile samimi diyaloglar kurmuştum. Sonunda kanının adınıda öğrenmiştim. Kadının adı Sibel di. Bende 2cm yada 3cm uzun tahminen 60kg civarında kapalı bir bayandı. Onlar ve benim dairemde bu yerleşme ve tadilat işleri süreken iyice samimi olmuştuk. Hatta bir akşam bende yemek olmadığını öğrendiklerinde evlerine yemeğe çaırmışlardı.
Bu gidiş gelişler esnasında Sibel dikkatimi çekmeye başlamıştı. Dar uzun etek giyor kalçları dışarda kalıyordu. Ayakları her zaman çıplatı ve oje sürmüyordu. Ya ellerine nedemeli onlarda da oje yoktu. Ve hiç makyaj yapmıyordu. Bem beyaz teninin doğalığını sergiliyordu. Garip olmuştum. Evli bir kadına ilgi duyuyordum. Alklımdan bu düşünceleri uzaklaştırmalıyım diyerek yatağıma yatıp uyudum. Günler geçiyor Sibel aklımadan çıkmak yerine daha da derine nüfüz ederek aklmın en ucra köşesine yerlesiyordu. Onu baştan çıkarmalıyım dedim. Ama nasıl olacaktı. Evli olması bir yana birde kapalıydı. Hertürlü muhhabet yapmak kolay değildi. Bir nokatası vardı diye düşündüm. Ve mutlaka bulmalıyım.
Bloktaki daireler dolmaya başlamıştı ama onbirinci kat hâla boştu. Komşum Ayhan ve Sibel ile iyi bir diyaloğumuz oluşmuştu. Henüz ev ziyareti olmamıştı ama en kısa süre içinde olacağını düşünüyordum. Bu beklentim boşa çıkmadı.sibel’in Ayhan ile yolda karşılaşmış ve önümüzde ki cuma akşamkşamı için onlarara yemeğe davet editmişti. İçimde bir heyecan olmuştu fakat yüzümde heyecan belirtisi göstermemek için dikkatli davarndım ve teşekür ederek, onlara misafir olmaktan mutululuk duyacağımı belirtiğimde, Ayhan saat 20:00 gibi gelmemi tembihledi.
Daha 2 gün vardı komşularıma yemeğe gitmeme. Heyecanım kat ve kat artmıştı. Sibel’in benim için yapmış oldu yemekler düşüncesi bile heyecanımı artırımaya yetiyordu. Hele ki ona yakın olma duygusu tarif edilemezdi.
2 gün zor geçmişiti. Sibel aklımadaydı. Ve beklenen saat sonunda gelmişti. Evden çıkıp ya kapıyı çaldığımda saat 19:59 du. Kapıyı sibel’in kocası Ayhan açmıştı. Sibel’in açağını umuyordum ama olmamıştı. Hayal kırıklığımı yüzüme yansıtmaya çalışarak gülümsedim ve “Merhaba” dedim. Ayhan da “Merhaba” deyip içeri buyur etti. Salona doğru yürüdüm. Ev benim evin aynadaki yansıması olduğu için kolaylıkla salona geçip koltuğa oturdum. Ayhan da gelip karşıma oturdu. Gördüğüm kadarı ile yemek masası hazırdı ve bizi bekliyordu. Gözlerim Sibel’i arıyordu. Görememiştim sanırım mutfaktaydı. Tam bu esnada Ayhan “Sibel birazdan gelir yemeğe geçeriz. Üzerini değiştiriyor du.” Tam lafını bitirmiştiki Sibel geldi. Üzerinde dar uzun bir etek ve beayz bir buluzu vardı. Türbanı başındaydı ama çok sıkı bağlamamıştı. Sanki aksesuar gibiydi. Eket, buluz ve türban renk uyumu iyi seçilmişti. Ve ayakları çıplaktı. Bembeyaz ayaklarını görüyordum. Sibel’e bayayı dikkatli bakmıştım. Umarım kocası Ayhan süpelenmemiş diye düşünüp hemen bakışlarımı kaydırdım. Ayhan’ın “sofraya geçelim” sözüyle yerimden kalktım ve masaya doğru ilerledim.
Kısa bir selam hal hatır faslından sonra konu bayağı ilerlemişti. Yeni evliydiler. Henüz cocuk yapmamışlar ama bu yeni evlerine taşındıktan sonra yapmayı isitiyorlarmış. Bunu konuşurken göz ucuyla Sibel’e daha dikkatli baktım. Benim bekar olduğumu öğredikten sonra neden evlemediğimi sormuşlardı. Bende evlilk bana göre değil diyerek geçiştirdim. Yemek faslı bitmişti. Tabi bu yemek faslında bir birimizi iyice tanımıştık. Sohpete televizyon karşısında devam ediyorduk. İşler güçler hayat şartları vb. güncel konuları konuşuyorduk. Ben konuşurken Sibel’e bakmaya devam ediyordum. Umarım farkedilmez diyede arada televizyona bakıyordum. Gece sohbet ile geçmişti. Saat 23:00 gibi müsaade istedim ve bir akşam benim misfirim olmaları için olnları davet ettim. Kabul etmiler ve ben evime dönmüştüm. Duşa girip ardından da yatacaktım. Duşa giridiğimde dar etek içindeki sibel’in kalçaları gözümün önüne geldi. Sikim kalkmıştı. Aklımda çıkarmaya çalıştım ama Sibel’in görüntüsü gözümün önünden gitmiyordu. Cağresizce onu siktiğimi düşünüp 31 çektim. Boşalmıştım. Kendimi daha da rahatlamış hissederek duşumu tamalaıp yatağa geçip yattım. Sibel yine aklımdaydı. Kendimi bu düşünceden uzaklaştırarak uyumaya çalıştım.
Yeni hafta başlamıştı. Pazartesilerden nefret ediyordum. Kahvaltımı hızlı bir şekilde yapıp kendimi dışarı attığımda, Ayhan da çıkıyordu. Beraber asansöre bindik. Konuşarak asansörün aşağı inmesi bekliyorduk. Ayhan bu hafta iş için istanbul dışında olacağını söyledi. Akşamları onların kapısını çalıp Sibel’in durmunu kotrol edip edemeyeceğimi sormuştu. Bende iyi bir komşu gibi kabul ettim. Halbu ki içimden onun karısını arzılıyor ve sikmek isitiyordum. 1 hafta kalcakmış. Akşam iş dönüşü Sibel’i kontorl etmek için kapıların çaldım kapıyı açan Sibel şaşırmıştı. Kocasının anlatıklarını ona aktarıp durumunu sordum. Oda iyi olduğunu söyledi. Bir şey olursa araya bilmesi için kartımın üzerinde ki iş numarlarımı karalayı ev ve özel cep numarmı yazıp uzattım ve çekinmemesi söyledim. Kartı alıp teşekür etti.
Cuma günü de ş dönüşü Sibel’in kapısını çalıp kontrol ettikten sonra evime geçtim. Cumartesi sabahı saat 08:00 gibi kalkmıştım. Zira yapılacak ilerim vardı. Duşumu alıp hızlı bir şekilde kahvaltımı yaptım ve alış veriş için dışarı çıktım.
Alış veriş işini tamalamış eve dönerken sienin girişinde Sibel’e rastladım. Oda alış verişten geliyordu sanırım. Gülümseyip “Merhaba. Nasılsın?” diyereke hatrını sorum oda ayın şekilde gülerek cevap verdi. Beraberce yürüyerek aparmana girdik ve asansöre bindik. Hafif önümde duruyordu. Dar etğinde kalçaları dışarı fırlamıştı. Gözlerimi kalçalarından alamıyordum. Tabi onun baktığımı fark etmemesi içinde çabalıyordum. Saonunda onbirinci kata gelmiştik. Benim taşıdığım torbalar fazla olduğu için Sibel bana kapıyı tutuyordu. Bende zarzor geçiyormuş gibi yaparak hafifçe ona sürtündeüm. “Çok pardon” diyip özürdiledim. Sibel istemeden yaptın zannedim bir şey söylemedi. Ben doğruca evin kapısına gittim ve torbaları yere bırakıp kapıyı açtım. Sibel ise çoktan içeri girmişti. Neyse bende içeri girdim. Aldıklarımı yerleştirme işini henüz tamalamaıştım ki kapı çaldı. Açtığımda Sibel karşımdaydı. Ben daha bir şey demeden “içeri geçe bilirimiyim” dedi. Bende “Tabi. Buyur.” Diyerek içeri davet ettim. Sibel salona doğru yürü iken ben yine onu seyrediyordum.
Salona geçmiş karşılıklı oturuyorduk. Hiç bir şey konuşmamıştık. Ayağa kalkıp içecek bir şey isiteyip istemediğini sordum. Dışarısının çok sıcak olduğunu soğuk birşeyler içe bileceğini söyledi. Bende mutfaktan soğuk kutu gazoz alıp geldim. Gazozu ikaram edip karşısına oturdum. Nediyeceğini sabırsızlıkla beklıyordum.
Sonunda konuşmaya başlamıştı ve ona nasıl baktığımı fark ettiğini ve kendisinin evli bir kadın olduğunu anlatıyordu. Neden ona öyle baktığımı soruyordu. Şaşırmıştım. Çok aptalca hareket etmiş ve yaklanmıştım. Ne aptallık ama diye düşündüm. Sibel’e kısaca çekici olduğunu ve ondan hoşladığımı ama onun evli olduğunun farkında olduğumu söyledim. Sibele beraber olmak istediğimi ama ondan evliği olduğu için karşılık bekelmemin hata olacağını söyledim. Bundan rahatsız olduğu ise konuyu burda kapatıp kocası Ayhan’a akestirmemesini ve birdaha onlar ile hiçbir şekilde görüşmeyeceğimi söyledim. Sibel’eona karşı olan hislerimi anlamak ve konuşmak stemiyorsan hıcbırsey demeden gitmesini konuyu kapatmasını ve bu hareketini hayır kabul edeceğimi söyledim. Hiçbir şey söylemeden kalktı ve dışarı çıktı o an çok kötü oldum.
Salonda kanapede oturuken biraz önce olan biteni düşünüp olanlara anlam vermeye çalışıyordum. İyimi yapmıştım yoksa kötümü yapmıştım. Ya kocasına anlatır ve o da sapıkmısın ulan diye kapıma dayanırsa diye düşündüm. Aradan 5 dakika geçmişti yerimden kalkıp yanıma laptopum, fotograf makinamı ve telefonumu alıp evden dışarı çıktım. Doğruca şirkete gittim ve uzun mesailerde klamak için hazırlamış olduğumuz odaya yerleştim. Bir müddet eve dönmeye niyetim yoktu
Yoğun bir iş temposu ile çalışıyordum. Yeni bir kampanyanın fotograflarının çekimi ile uğraşıyordum. Her gün yüze yakın fotograf çekiyor ve ilerinde işe yaran iki yada üç tanesini işleyor, mesai bitiminde odama geçip orda kalıyordum. Sibel ile yaşadığım o anlardan sonra 3 hafta geçmişti ve ben eve dönmemiştim. Zaten iş yoğunlundan istesemde dönemezdim. Neyse ki işin bitmesine bir gün kalmıştı. Artık rahat rahat dinlenecektim. Kendime bir haftalık kısa bir tatil ayarladım. Tüm her kezi atlatmıştım. Tatile yalnız gidecek ve kafa dinleyecektim.
Hiç istemesemde kısacık tatil bitmiş ve İstanbul’a dönmüştüm. Evden ayrıla tıam beş hafta olmuştu. Pazartesi iş başı yapacağım için Cumartesi gecesi uçağı ile gelmiştim saat 23:30 du. Hemen eve gidip Pazartesi sabahına kadar uyumumak istiyordum. Hem kimse evde olduğumu bilmeyecek hemde bir hafta boyunca yabancı kadın sikmenin verdiği yorgunluğu atcaktım. Taksi oturduğum blok önünde durduktan beş dakika sonra asansöre binmiştim. Onbirinci kata ulaşmış hemen kapımı açıp eve giridm. Pöf. Evde beş hafta kapalı kalmanın verdiği kötü hava vardı. Hemen valizlerimi bırakıp bir pencere açtım. Hemen taze hava içeri girmeye başlamıştı ama evdeki kötü havanın çıkması uzun sürecekti. Balkon kapısına hızlıca gidip onunda açtım. İçeri daha çok temiz hava girecekti artık. Yaz sıcağı olduğu için sitedeki diğer bloklar daki bir çok dairenin balkon ışıkları yanıyordu. Hafta sonu olması nedeniyle bir çok kişi sıcaktan uyuyamamanın vermiş olduğu sıkıntıyı balkonda oturup sohpet ederek geçiriyordu. Gözüm yan daireye kaydı acaba Sibel ile kocası da oturuyorlamıydı. Onların ışı yanmıyordu. “İyi” dedim kendi kendime böylece beni fark etmezler diye düşündüm. Doğruca duşa gidip rahatladım ve doğruca yatağa attım kendimi.
Yastığa başımı koyar koymaz mı? Yoksa başım havada iken mi? Uyudum farkında değildim. Kapının zil sesi ile uyanmıştım. Komidin üzerindeki saat’e bakım. Saat 11:50 idi. Kapının zili ısralı ısralı çalıyordu. Şort ile yattığımı unutmuş vaziyette uykulu gözler ile kapıya gittim. Giderkende “Kim oooo” diye seslendim. Dışarıdan bir kadın sesi “ben” demişti. İyide kim ben? Kapıyı açtığımda şok olmuştum. Sibel karşımda duryordu. Uykum birden açılmış ve beş hafta önce konuştuklarımız aklıma gelmişti. Sibel bakışlarını benden kaçırarak “Dün gece evden gelen su sesini duydum. Ayhan olmadığı için sabah kontrol edeyim dedim. Uzun zamandır evde değildiniz bir şey mi oldu. Diye merak ettim.” Demişti ama hâla bana bakmıyordu. Ben bana bakmasına bir türlü anlam verememiştim. Peh dedim ken kendime. Ya beş hafta önce neler olmuştu bu kadın gelmiş bana merak ettiğini söylüyor birde yüzüme bakmıyordu.
Bunları düşünürken cevap azımdan dökülmüştü: “İş için İstanbul dışındaydım dün gece geç geldim duş alıp yattım” ağzımda dökülen çumleler olmuştu. “Anladımi. Oyüzden bu haldesiniz.” Demişti. Halimde ne var diyerek kendime baktım. Yüzümde sinsi bir gülümseme belirmişti. Şortlaydım. Üzerimde şorttan başka bir şey yoktu. Bu kadında utandığı için bana bakmıyordu. Şimdi anlamıştım. Sibel’ e içeri geçip rahatına bakmasını, benimde üzerime birşeyler giyip geleceğemi söyleyerek içeri davet ettim. Kabul edip içeri girdi. Bende hızlıca yatak odasına geçip üzerime birşeyler giydim. Salona tekrar döndüğümde Sibel televizyonun karşısında oturmuş açık olmayan televizyona bakıyordu. Sağ çaprazındaki koltuğa oturdum. Kısa bir süre sesilik oldu. İkimizde konuşmuyorduk. Derken bir şey içip içmeyeceğini sordum. Saoğu birşeyler içmek istediğini söyledi. Yüzüme hafif bir gülümseme ifadesi verip mutfağa gittim. Soğuk bir meyveli gazoz alıp şişesini açmadan bardak ile Sibelin yanına döndüm. Bardağı sehpanın üzerine bıraktım ve gazozu Sibel’in yüzüne bakarak açtım. Çakıtırmadan da sırıtıyordum.
Sibel bir yudum gazoz içip bana baktı ve “Geçen gün bana söylediklerin ve ondan sonra ki konuşmamızçok ilginçti” dedi.
Bende “Nasıl ilginçti” diyerek saşkınlığımı belirttim. Konu kapanmıştır diye düşünüyordum, demek ki kapanmamıştı. Zira oturup konuşmuştıkta. Sibel yine daha önce ki konuşmada olduğu gibi evli bir kanına böyle bir teklifi nasıl yaptığımı sorgulayıp duruyordu. Konuşma çok uzmaya başlamıştı. Birden oturduğum yerden kalkıp Sibel’in yanına oturdum ve elini tuttum. Sibel refleks olarak elini çekmek istedi ama sıkı tutmuştum elini kurtaramadı. Bir an öyle kala kaldı. Gözlerimin içine bakıyordu. Bende karşılık olarak onun gözlerinin içine bakıyordum. Konuşmuyorduk. Sesizlik vardı. Birden dudaklarına yapışıp öpmeye başladım. Çok şaşırmıştı. İlk anda nasıl bir tepki vereceğini kestirememişti sonra biraz debelenmeye başladı. Ben öpmemi südürüyordum. Artık ikimizde nefessiz kalınca ayrılmıştık. “Pis! Adi sapık” dedi ve diğer boştaki eli ile bana vurdu. Ama bunu söylerken kızgın değildi. Sanırım hoşuna gitmişti.
Sibel için yeni bir deneyim başlıyordu. Sibel’i elinden tutup oturduğu yeden kaldırdım ve doğruca yatak odama götürdüm.içeri gire girmez, Sibel’in dudaklarına yapıştım. Afallamış ve şaşırmıştı. Karşılık veremiyordu. Halbu ki az önce salonda oturur iken onu öpmüştüm. Dudaklarım Sibel’in dudakları ilgilenirken boştaki ellerim memelerini buluz’unun üzerinden okşuyordu. Okşamalarımı bitirince buluzunun düğmelerini çözüp buluzun üzerinden attım. Artık o yumuşacık memeler ile aramda sadece sütyen vardı. Sibel hâla çekingendi ama direnmiyordu. Sibel’in eteğinde çıkardiktan sonra onu yatağa yatırdım. Sibel’in gözleri zevkten kapanmış şeklide yatakta yatmakta idi. Artık benimde soyunma vaktim gelmişti. Gerçi üzerimde pek fala bir şey yoktu soyununacağımı düşündüğüm için Sibel’i içeri davet ettiğimde kolay çıkartılabilecek şeyler giymiştim.
Ben hızlı bir şekilde soyunmuş ve Sibel’in yanına yatağa girmiştim. O gözlerini ancak yavaş yavaş açıyordu. Kafasını kaldırmasına fırsat vermeden böynundan öpmeye başladım. Ara ara öpüyor ara arada dilim ile boynunu yalıyordum. Böyle küçük öpücükler ve yalamalar ile dudaklarına ulaştım ve dudaklarına yumuldum. Bu kez oda karşilık veriyordu. Kafamdan tumuş kendine çekiyordu. Dudaklarını bırakmamam için. Bense kurtulup sütyenini çözüp o sütyenin içinde hapsolmuş memeleri özgürlügüne kavuşturdum. Artık emip, okşayıp, yalamam için önümdeydiler hemen sağ göğüsü altından tutup kaldırdım ve kahverenginin ortasındaki meme ucunu dişlerimin arasına alarak hafifçe ezmeye, arda birde emmeye başladım. Bir sağ meme, bir sol meme ile ilgileniyor uzun uzun yalıyor uçlarını emiyordum. Ara sırada dilimin ucu ile sadece kahverengisini yalıyordum. Elim boşta kaldığında onu Sibel’in göbeciğinde gezdirip okşuyordum. Arada Sibel’in eline elim değiyordu. Oda başımı tutmakta olan ellerini bırakıp ara sıra benim ellerimin gezdiği yerleri elleri ile okşuyordu.
Artık Sibel’i kilot’undan kurtarmanın vakti gelmişti. Fazla zorlanmadan kilotunuda çikarmistim. Yeni ağdalanmış amı karşimdaydı. Hiç vakit kaybetmeden amı yalamaya başlamıştım. Dilimin deydiği yerler ıslanıyor ve sikimin içeri girmesi için gerekli ıslaklığı ve kayganlığı oluşturuyordu. Dilim derinlere sokmayı ihmal etmiyordum ki daha çok yer ıslansın diye. Boşta kalan ellerim Sibel’in memeleri ile ilgilenmeyi sürüdüyordu. Artık sikimde yavaş yavaş kalkmış ve kazık gibi olmuştu.
Ve tekrar o çok sevdiğim ikizlere döndüm. Bir elimle birini okşar iken dilim ile diğer meme ucunu uyarıyordum. Ara sıra diğer elimi Sibel’in amına kaydırıyor ve orayı yokluyordum. Meme uçları iyice sertleşmiş ve irileşmişti. Dilimi Sibel’in vücudundan hiç kaldırmadan yalaya yalaya göbek deliğine geldim. Birden çalan kapı zili ile irkildim. Ne olduğunu anlayamamıştım. Kapının zili ısrarla çalıyordu. Sibel de şaşırmış ve irkilmişti. Eve döndüğümü kimse bilmiyordu ve bir ziyaretçide beklemiyordum.
Alel acele şortumu giydim. Sibel’e yatakta kalması ve ses çıkar maması için işaret ettim. Yatak odasının kapısını kapatıp. Dış kapıya gittim. Gelen her kimse zili çalma ısrarını sürdüyordu. Kapıyı hiddetli bir şekilde açtım tam bağırarak “DUYDUK BE DUYDUK!!!! Diyecektim ki karşımda Sible’in kocası Ayhan’ı görünce şok oldum. Ne diyeceğimi şaşırdım. Öylece baka kaldım. İçeride karısı Sibel vardı. Faka bastımıştım yaklandım. Diye düşünmeye başlamıştım ki, Ayhan: ‘Sibel evde yok. Cep telefonu cevgap vermiyor. Ben giderken anahtarımı almamışım. Dışarda kaldım.” Diye laflarını ard arda sıralamıştı. Ben az önceki şokumu atlatmış bir şekilde onu içeri davet ettim. Ne yapacağımı bilmiyorum. Alış veriş e gitmiştir deyip göndermeyi düşündüm. O ise Sibel dönene burda bekleyeyim deyi vermişti. Halbuki karısı Sibel içerideydi.
Zor bir durumdu benim için. Mutfakğa gidip dolapta buz gibi iki bira alıp salona döndüm. Birini Sibel’in kocası Ayhan’a uzattım. Elimdeki bira kutusunu birden kafama dikip kutunun yarısın içitim. Sibel2in kocası Ayhan bana şaşkın gözler ile bakmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Havadan sudan şeyler konuşuyorduk vakit yavaş olsada ilerliyordu. Zaten içeride olan ve dışarıdan gelmesi asla mümkün olmayan bir kadını bekliyorduk. Ben bu bitmeyecek beklentide sıkılıyor ve terliyordum. Yarım saat geçmişti ki Sibel’i salonun kapısında dikilirken gördüm. Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Yutkunamıyordum. Sibel’i görmeden önce biradan bir yudum almıştım. Öksürerek ağzımdaki birayı dışarı fışkırttım. Boğulduğumu sanmıştım. Ayhan kalkmış yanıma gelmişti. Kapıda yarı çıplak vaziyette duran karısı Sibel de gelmişti. İkisi birden bana müdahale ediyorlardı.
Neyse ki toparlamıştım. Ayhan sol tarafımdaki koltuğa oturmuş yarı çıplak vaziyetteki karısı Sibel de karşıma oturmuştu. Ayhan lafı fazlla gevelemeden durmu anlatmışttı. Eşinin başka bir erkek birlikte olmasını çok istediğini, eşinişn ilk başlarda çok karşı çıktığını fakat sonraları kabul ettiğini anlatmışt. Bugünkü durmu bildiğini ve karısı Sibel ile planladıklarını anlattı. Ve bizi sevişiriken izlemek istediğini söyledi. Bir müddet oturup karşılıklık konu üzerinde iyice konuştuktan sonar oturduğum yerden kalkıp Sibel’i elinden tutarak kaldırdım ve yatak odasına götürdüm.
Artık yatak odasında idik. İçeri girer girmez Sibel’in dudaklarına yapıştım. Sibel karşılık veriyordu az öncki kadar utangaç ve çekingen değildi. Kocası Ayhan da gelmiş, yatak odasının içinde bulunan sandalyeye oturmuş bizi seyrediyordu. Sonunda Sibel’i tekrar yatağa atmış ve öpüp okşamaya devam ediyordum. Kısa bir ara verip sortumdan kurtulma vaktim gelmişti. Sibel’in gözleri zevkten kapanmış şeklide yatakta yatmakta idi.
Ve Sibel’in yanına yatağa geri girmiştim. O gözlerini ancak yavaş yavaş açıyordu. Kafasını kaldırmasına fırsat vermeden dudaklarına yumuldum. Bu kez o daha şehvetli ve ateşli karşilık veriyordu. Kafamdan tumuş kendine çekiyordu. Dudaklarını bırakmamam için. O yumuşacık memeleri emip, okşayıp, yalamam için önümdeydiler hemen sağ göğüsü altından tutup kaldırdım ve kahverenginin ortasındaki meme ucunu dişlerimin arasına alarak hafifçe ezmeye, arda birde emmeye başladım. Bir sağ meme, bir sol meme ile ilgileniyor uzun uzun yalıyor uçlarını emiyordum. Ara sırada dilimin ucu ile sadece kahverengisini yalıyordum. Elim boşta kaldığında onu Sibel’in göbeciğinde gezdirip okşuyordum. Arada Sibel’in eline elim değiyordu. Oda başımı tutmakta olan ellerini bırakıp ara sıra benim ellerimin gezdiği yerleri elleri ile okşuyordu.
Artık Sibel’i kilot’undan kurtarmanın vakti gelmişti. Fazla zorlanmadan kilotunuda çikarmistim. Yeni ağdalanmış amı karşimdaydı. Hiç vakit kaybetmeden amı yalamaya başlamıştım. Dilimin deydiği yerler ıslanıyor ve sikimin içeri girmesi için gerekli ıslaklığı ve kayganlığı oluşturuyordu. Dilim derinlere sokmayı ihmal etmiyordum ki daha çok yer ıslansın diye. Boşta kalan ellerim Sibel’in memeleri ile ilgilenmeyi sürüdüyordu. Artık sikimde yavaş yavaş kalkmış ve kazık gibi olmuştu .
Ve tekrar o çok sevdiğim ikizlere döndüm. Bir elimle birini okşar iken dilim ile diğer meme ucunu uyarıyordum. Ara sıra diğer elimi Sibel’in amına kaydırıyor ve orayı yokluyordum. Meme uçları iyice sertleşmiş ve irileşmişti. Dilimi Sibel’in vücudundan hiç kaldırmadan yalaya yalaya göbek deliğine geldim. Sibel elleri ile kafamı aşağı bastırıyordu. Ama ben direniyordum. Göbek deliğinin etrafında dilim ile bir iki tur attıktan sonra aşağıya doğru olan yoluma devam ettim. Tekrar Sibel’in amında idim. Sağ orta parmağımı amında içeri soktum ve ileri geri hareket ettirmeye başladım. Bu arada kaça dokunuşlar ile kiltorisini uyarıyordum.
Parmağımı amında çikartip hemen göt deligine soktum. Sibel şaşırmıştı. Itraz eder gibi bana hiçte hafif olmayan şekilde eliyle vurud. Ben başımı kaldırıp ona baktım ama hiç isitifimi bozmadan yaptığım işe geri döndüm. Ben dilim ile klitorisini uyramaya devam eder iken diğer elim ile meme uçları ile ilgileniyordum. Sibel artık iyice çildirmaya başlamıştı. Ve göt deliğine soktuğum parmağıma itirazını kesmişti. Bu esnada Ayhan bizi oturduğu sandalyeden seyrediyordu. Ayhan sikini eline almış otuz bir çekmeye başlamıştı bile. Yabancı bir adamın karısı ile sevişmesi onu heyecanlandırmış olmalıydı.
Ben vakit kaybetmeden sikimi Sibel’in azına uzatım. Sibel’in itiraz etmesini beklereken lolipop şekerine kavuşmuş gibi sikimi emiyor yalıyordu. Birden sikimi Sibel’in azından çektim o ise şekeri elinden alınmış gibi öylece kala kaldı. Sonunda beklenen an gelmişti. Sikimi Sibel’in amına yerleştirdim ve gidip gelmeye başladım.Bir müddet daha bu şekilde devam ederken Sibel’den “Ah, Oh” sesleri gelmeye başlamıştı. Elleri ile sıkıca çarsafi kavramış başinı bir sağa bir sola atıyordu.
Birden sikimde kasılmalar artmaya başladı. Sikimi hiç çikartmadan boşalmaya başladım. Hem boşalıyor hem pompalıyordum. Sibel de orgazm olmaya başlamıştı. Öylece Sibel’in üzerine uzandım. Sikimi çıkarmamıştım. Sikimin ucuda kanla tüm tohumlarımda Sibel’in amına akıyordu. Göz ucuyla Sibel’in kocası Ayhan’a baktım oda boşalmış ve zevkten sandalyeden düşecek şekilde duruyordu.
Published by scpecialist
5 years ago
Comments
1
Please or to post comments
sazinteli
sazinteli 4 years ago
güzel
Reply