Kaçamak, 1.Bölüm
Yaprak gibi titriyordum. Sonunda, bunca zaman sonra bunu yapacaktım ve yapacağım kişi o yabancıydı. Nefes alışım sıklaşmıştı ve gözlerimi ondan ayıramıyordum. Saatini çıkarıp yatağı tamamlayan bir şifoniyerin üstüne, ceketini de sandalye ye bıraktı. O sırada bana döndü ve yumuşak bir ifadeyle bana baktı.
“Doğum kontrol hapı kullanıyorsun dur herhalde?”
Sessiz kaldığımı görünce hafifçe gülümsedi ve şifoniyerin en üst çekmecesini açtı, bir paket prezervatif çıkardı. Bana büyük bir dikkatle baktı.
“Hazırlan,” diye mırıldandı.
“Storların inik olmasını mı istersin?”
“Fark etmez,” diye fısıldadım.
Usulca bana yaklaştı. Kendinden emin, seksi, alev alev gözler. Kalbim gümbürdemeye başlamıştı. Kanım bedenimin her yanına pompalanıyordu. Yoğun ve sıcak arzu karnımda birikiyordu. Karşımda durup gözlerimin içine baktı. O kadar seksi ve yakışıklıydı ki.
Yumuşak bir sesle,
“Şu ceketi çıkaralım, ne dersin?” dedi ve yakalarından tuttuğu ceketi nazik hareketlerle omzumdan kaydırıp sandalyenin üstüne bıraktı.
Elini uzattı ve parmaklarını yanağımdan çeneme doğru usulca kaydırdı.
“Seni ne kadar çok istediğim konusunda bir fikrin var mı?” diye fısıldadı.
Nefesim kesilmişti. Gözlerimi ondan ayıramıyordum
Çenemi okşarken, “Sana neler yapacağım konusunda bir fikrin var mı?” diye ekledi.
Vücudumun en derin, en karanlık yerinde ki kaslar, en enfes şekilde kasılmıştı. Acı o kadar tatlı ve keskindi ki gözlerimi yummak istedim, ama tutkuyla bana bakan gözleriyle hipnotize olmuştum.
Eğilip beni öptü. Dudakları, benimkilerle bütünleşirken talepkar, sert ve telaşsızdı. Çeneme, çenemin altına ve ağzımın köşelerine kuş tüyü ağırlığında öpücükler kondururken, gömleğimin düğmelerini çözmeye koyuldu ve usulca üzerimden sıyırıp yere düşmesine izin verdi. Üzerime tam oturan, açık mavi, dantel sutyenin içindeydim.
Geri çekilip bana baktı ve “Ah” diye soludu. “O kadar güzel bir tenin var ki, açık renk ve pürüzsüz. Her santimini öpmek istiyorum.”
Bir anda saçımdaki tokayı kavrayıp çekti ve saçlarım omuzlarımdan aşağı dökülürken iç geçirdi.
Her iki eli de saçlarımdaydı ve başımın iki yanını sıkıca kavramıştı. Öpüşü talepkardı, dili ve dudakları benimkileri kandırıyordu sanki. İnledim ve dilim, bütün çekingenliğiyle, onunkiyle buluştu. Kollarını bana doladı ve bedenine bastırıp iyice sıktı. Bir eli saçlarımda kalmış, diğeri omurgamdan belime, oradan popoma kaymıştı. Eli, arkamda gevşedi ve usulca sıktı. Beni kendine iyice yaslamıştı. Zorlanmadan bana bastırdığı penisini hissedebiliyordum. Beni yavaş yavaş yatağa doğru itiyordu. Ta ki yatağı dizlerimin arkasında hissedene kadar. Bir an yatağın üzerine itecek sandım, ama bunu yapmadı. Beni serbest bırakıp birden dizlerinin üstüne çöktü. Kalçalarımı iki eliyle birden kavradı ve dilini göbeğimde dolaştırdıktan sonra, nazik bir dokunuşla kalça kemiğime, sonra göbeğimin üstünden diğer kalça kemiğime kaydı. “Ah” diye inledim. İnanılmaz uzunluktaki kirpiklerinin arasından bana bakarken, gözleri yakıcı bir duman grisine çalmıştı. Elleri yukarı uzandı, kot pantolonumun düğmesini çözdü, sonra hiç telaşsız, fermuarımı indirdi. Ellerini pantolonumun bel kısmından kaydırarak arka tarafa uzandı. Elleri belimden kalçalarıma inerken beraberinde kot pantolonumu da indiriyordu.
Yukarı uzandı, karyolanın üzerindeki örtüyü çekti ve sonra beni yavaşça yatağa bıraktı. Dizlerinin üzerinden kalkmadan ayağımı tuttu, önce ayakkabımı sonrada çorabımı çıkardı. Diğer ayakkabımı ve çorabımı da çıkardıktan sonra ayağa kalktı ve kot pantolonumu tamamen çekip çıkardı. Yatağında üzerimde sadece sutyenim ve külotumla yatıyordum, o ise tepeden bana bakıyordu.
“Çok güzelsin, İçinde olmak için can atıyorum” dedi.
Sözleri o adar baştan çıkarıcıydı ki. Nefesimi kesiyordu. Gözlerini üzerimden bir an olsun ayırmadan, kot pantolonunun düğmelerini hiç telaşsız çözüp pantolonunu yavaşça indirdi. Üzerime eğildi ve iki ayak bileğimi tutarak bacaklarımı hızla araladı ve bacaklarımın arasına doğru emekledi. Üzerime eğildi. İhtiyaçla kıvranıyordum. “Kıpırdama,” diye mırıldandıktan sonra, eğilip bacaklarımın içlerini öptü. Öpücükleri daha yukarı, külotumun ince, dantel kumaşına kadar aralıksız devam etti. “Ah” diye fısıldadım. Kıpırdamadan duramıyordum. Öpücükleri yavaşça karnıma tırmandı ve dili göbek deliğime daldı. Bedenimi öpücüklere boğuyordu. Tenim yanıyordu. Kıpkırmızı olmuştum, çok sıcak ve çok soğuktu. Sıra dudaklarıma geldiğinde gözleri gözlerimde nefesim hala kesik kesikti. Eli belime, oradan kalçama indi ve yavaşça avuçladı. Ardından nazik dokunuşlarla göbeğime kadar geldi ve yavaşça dantelin arasından külotumun içine kaydı. Parmağını vajinamda hissediyordum, yavaşça dolaşıyor narin dokunuşlar atıyordu. Gözlerini yavaşça kıstı ve nefesi bir an kesildi.
“Öyle enfes ıslanmışsın ki. Seni istiyorum” dedi ve parmağını vajinamdan içeri kaydırdı ve hafifçe hareket ettirmeye başladı. O bunu tekrar tekrar yaparken, haykırdım. Klitorisime avucunu yerleştirdikten sonra parmağını içime daha derinlere ittiğinde bir kez daha haykırdım, inledim.
Aniden doğruldu, külotumu çekiştirerek çıkardığı gibi yere fırlattı. Tekrar dizlerinin üzerine çöktü ve başını bacaklarımın arasına soktu. Dilini yavaşça klitorisime dayadı. Hafif sertçe bastırarak dokunmaya aşağı yukarı diliyle manevralar vererek oynamaya başladı. Adeta kıvranıyor çıldırıyordum. Ara ara dilini narince sürterek aşağılara doğru iniyor, dudaklarıyla vajinamın yanaklarını tutup asılıyordu. Ellerimle saçlarından tutup asılırken, oda dilini vajinamın içine derinlere doğru itiyordu. Artık nefesim kesik kesik çıkıyor orgazmın beni çıkardığı yükseklikten yere inerken kıvranarak inliyordum. Bir anda durup tekrar ayağa kalktı. İç çamaşırını indirdiği anda, penisi özgürlüğünü ilan etti. Gözlerimi iyice açılmış, istemsiz bir sesle “Vay canına” diyerek mırıldanmıştım. Gülümseyerek başucu komodinine uzandı, folyolu bir paket kaptı ve sonra iyice araladığı bacaklarımın arasına geçti. Dizlerinin üstünde doğruldu ve prezervatifi hatırı sayılır uzunluğunda ki penisine yerleştirdi. “Ah hayır… Sığacak mıydı?” diye içimden kendime soruyordum.
Ellerini başımın iki yanına yaslayıp üzerime eğildi ve usulca “ Bunu yapmayı gerçekten istiyor musun?” diye sordu.
“Lütfen,” diye yalvardım.
Yavaşça, “Dizlerini yukarı çek,” dedi ve hızlıca denileni yaptım. Penisini vajinamın girişine yerleştirirken,
“Şimdi sizi becereceğim, Bayan” diye mırıldandı.
“Çok sert,” diye fısıldadı ve kendini hızlıca içime itti.
Penisi çok büyüktü, içimde, derinlerde tuhaf bir çimdikleme hissi duyarak, “Ahhh!” diye haykırdım. Durdu. Gözleri mest edici bir zaferle parlayarak bana bakıyordu.
Nefesi boğuk “Çok sıkısın” dedi ve yavaşça kendini geri çekti. Gözlerini yumdu, inledi ve kendini bir kez daha içime itti. Ben bir haykırış daha koyuverince tekrar durdu.
“Daha?” diye fısıldadı.
“Evet,” dedim nefessiz.
Tekrar hareket etmeye başladığında ağırlığını üzerimde hissediyordum. Hızını gittikçe ve insafsızca artırarak, acımasız bir ritimle vurmayı sürdürüyordu ve ben ona karşılık vererek ayak uyduruyordum. Başımı ellerinin arasına alıp beni sertçe öperken, dişleriyle alt dudağımı tutup çekti. O kendini içime vajinamın derinliklerine itmeyi sürdürürken kasılmaya başladım. Vücudum titreyip yay gibi gerilirken, tenim bir ter tabakasıyla kaplanmıştı.
Ben nefes nefese inleyip kıvranırken, kulağıma eğilip “Benim için boşal bebeğim” diye fısıldadı.
Kelimeleriyle çözüldüm ve gözlerim kapalı doruğa ulaşıp altında milyonlarca parçaya dağılarak penisinin etrafına patladım. Bu kadar iyi olabileceğini hiç düşünmemiştim. Düşüncelerim darmadağınıktı. Sadece zevki hissediyordum. Hala nefes nefeseydim. Soluğumu, gümbür gümbür çarpan kalbimi yavaşlatmaya çalışıyordum. Gözlerimi açtım, gözleri kapalı, nefesi kesik halde hala içimdeydi. Yavaşça doğrulup kalktı ve penisini içimden çıkardı. Yatağa geçip uzandı ve penisini göstererek gel diye işaret etti. Doğrulup üzerine çıktım bacaklarımı iki yana açıp yavaşça oturdum. Penisini elimle tutup tekrar vajinamın girişine yerleştirdim ve kendimi yavaşça bıraktım. İçime derinliklere doğru ilerlerken, yine “Ahhh!” diye haykırdım. Tamamen kendimi üzerine bıraktığımda penisin başını vajinamın derinliklerine çarptığını hissediyordum. Yüksek sesle inlerken içime tamamen gömülene denk yavaş yavaş bastırıyordu. Bu inanılmaz bir şeydi. Bir an duruyor, sonra yine bastırıyordu. Beni deli ediyordu. Alaycı, kasten yavaş girişleri ve bu gidip gelen doluluk hissi aklımı başımdan alıyordu. Ellerimden tutup beni kendine çekti ve dudaklarımız tekrar birleşti. Elleri omuzlarımdan aşağı doğru hafifçe kayarak popoma kadar geldi. Biraz okşadı ve yavaşça sıktı. Kendine doğru çekip popomu havaya kaldırdı. Bedenim öyle gerilmişti ki gevşemek için kıvranıyordum.
Bir an acımasız bir ritimle girip çıkmaya başladı. Popomu tutup sıkarken kendine asılıyor ve gittikçe hızlanıyordu. Ritmi fark edilmeyecek kadar arttırıyor, nefesi çılgınca bir hal alarak, içimde hareket ediyordu. Her girişin arasında, “Sen çok tatlısın, Canın yansın istiyorum bebeğim,” diye mırıldanıyordu.
Kelimeleri beni çözüyor uçurumdan aşağıya itiyordu. Üzerinde kıvranırken inliyordum.
“Sen benimsin, benim içi gel bebeğim” diye homurdanırken, ben yine zevkin doruklarına ulaşıyor, orgazmı yaşıyordum. Haykırarak boşaldım. Oda birkaç kez girip çıkışın ardından nefes nefese içime boşaldı. Bir birimize sarılarak, penisi içerimde öylece bir süre daha durduk.
Bana dönüp, “Nasıl hoşuna gitti mi?” dedi.
“Evet, çok güzeldi” dedim.
Gülümsedi ve “Ağzını becermek istiyorum.” ve birazdan becereceğim.” Sesi boğuk ve kaba, nefesi kesik kesikti.
“Benimle duşa gelir misin?” diye fısıldadı.
“Evet…”
“Doğum kontrol hapı kullanıyorsun dur herhalde?”
Sessiz kaldığımı görünce hafifçe gülümsedi ve şifoniyerin en üst çekmecesini açtı, bir paket prezervatif çıkardı. Bana büyük bir dikkatle baktı.
“Hazırlan,” diye mırıldandı.
“Storların inik olmasını mı istersin?”
“Fark etmez,” diye fısıldadım.
Usulca bana yaklaştı. Kendinden emin, seksi, alev alev gözler. Kalbim gümbürdemeye başlamıştı. Kanım bedenimin her yanına pompalanıyordu. Yoğun ve sıcak arzu karnımda birikiyordu. Karşımda durup gözlerimin içine baktı. O kadar seksi ve yakışıklıydı ki.
Yumuşak bir sesle,
“Şu ceketi çıkaralım, ne dersin?” dedi ve yakalarından tuttuğu ceketi nazik hareketlerle omzumdan kaydırıp sandalyenin üstüne bıraktı.
Elini uzattı ve parmaklarını yanağımdan çeneme doğru usulca kaydırdı.
“Seni ne kadar çok istediğim konusunda bir fikrin var mı?” diye fısıldadı.
Nefesim kesilmişti. Gözlerimi ondan ayıramıyordum
Çenemi okşarken, “Sana neler yapacağım konusunda bir fikrin var mı?” diye ekledi.
Vücudumun en derin, en karanlık yerinde ki kaslar, en enfes şekilde kasılmıştı. Acı o kadar tatlı ve keskindi ki gözlerimi yummak istedim, ama tutkuyla bana bakan gözleriyle hipnotize olmuştum.
Eğilip beni öptü. Dudakları, benimkilerle bütünleşirken talepkar, sert ve telaşsızdı. Çeneme, çenemin altına ve ağzımın köşelerine kuş tüyü ağırlığında öpücükler kondururken, gömleğimin düğmelerini çözmeye koyuldu ve usulca üzerimden sıyırıp yere düşmesine izin verdi. Üzerime tam oturan, açık mavi, dantel sutyenin içindeydim.
Geri çekilip bana baktı ve “Ah” diye soludu. “O kadar güzel bir tenin var ki, açık renk ve pürüzsüz. Her santimini öpmek istiyorum.”
Bir anda saçımdaki tokayı kavrayıp çekti ve saçlarım omuzlarımdan aşağı dökülürken iç geçirdi.
Her iki eli de saçlarımdaydı ve başımın iki yanını sıkıca kavramıştı. Öpüşü talepkardı, dili ve dudakları benimkileri kandırıyordu sanki. İnledim ve dilim, bütün çekingenliğiyle, onunkiyle buluştu. Kollarını bana doladı ve bedenine bastırıp iyice sıktı. Bir eli saçlarımda kalmış, diğeri omurgamdan belime, oradan popoma kaymıştı. Eli, arkamda gevşedi ve usulca sıktı. Beni kendine iyice yaslamıştı. Zorlanmadan bana bastırdığı penisini hissedebiliyordum. Beni yavaş yavaş yatağa doğru itiyordu. Ta ki yatağı dizlerimin arkasında hissedene kadar. Bir an yatağın üzerine itecek sandım, ama bunu yapmadı. Beni serbest bırakıp birden dizlerinin üstüne çöktü. Kalçalarımı iki eliyle birden kavradı ve dilini göbeğimde dolaştırdıktan sonra, nazik bir dokunuşla kalça kemiğime, sonra göbeğimin üstünden diğer kalça kemiğime kaydı. “Ah” diye inledim. İnanılmaz uzunluktaki kirpiklerinin arasından bana bakarken, gözleri yakıcı bir duman grisine çalmıştı. Elleri yukarı uzandı, kot pantolonumun düğmesini çözdü, sonra hiç telaşsız, fermuarımı indirdi. Ellerini pantolonumun bel kısmından kaydırarak arka tarafa uzandı. Elleri belimden kalçalarıma inerken beraberinde kot pantolonumu da indiriyordu.
Yukarı uzandı, karyolanın üzerindeki örtüyü çekti ve sonra beni yavaşça yatağa bıraktı. Dizlerinin üzerinden kalkmadan ayağımı tuttu, önce ayakkabımı sonrada çorabımı çıkardı. Diğer ayakkabımı ve çorabımı da çıkardıktan sonra ayağa kalktı ve kot pantolonumu tamamen çekip çıkardı. Yatağında üzerimde sadece sutyenim ve külotumla yatıyordum, o ise tepeden bana bakıyordu.
“Çok güzelsin, İçinde olmak için can atıyorum” dedi.
Sözleri o adar baştan çıkarıcıydı ki. Nefesimi kesiyordu. Gözlerini üzerimden bir an olsun ayırmadan, kot pantolonunun düğmelerini hiç telaşsız çözüp pantolonunu yavaşça indirdi. Üzerime eğildi ve iki ayak bileğimi tutarak bacaklarımı hızla araladı ve bacaklarımın arasına doğru emekledi. Üzerime eğildi. İhtiyaçla kıvranıyordum. “Kıpırdama,” diye mırıldandıktan sonra, eğilip bacaklarımın içlerini öptü. Öpücükleri daha yukarı, külotumun ince, dantel kumaşına kadar aralıksız devam etti. “Ah” diye fısıldadım. Kıpırdamadan duramıyordum. Öpücükleri yavaşça karnıma tırmandı ve dili göbek deliğime daldı. Bedenimi öpücüklere boğuyordu. Tenim yanıyordu. Kıpkırmızı olmuştum, çok sıcak ve çok soğuktu. Sıra dudaklarıma geldiğinde gözleri gözlerimde nefesim hala kesik kesikti. Eli belime, oradan kalçama indi ve yavaşça avuçladı. Ardından nazik dokunuşlarla göbeğime kadar geldi ve yavaşça dantelin arasından külotumun içine kaydı. Parmağını vajinamda hissediyordum, yavaşça dolaşıyor narin dokunuşlar atıyordu. Gözlerini yavaşça kıstı ve nefesi bir an kesildi.
“Öyle enfes ıslanmışsın ki. Seni istiyorum” dedi ve parmağını vajinamdan içeri kaydırdı ve hafifçe hareket ettirmeye başladı. O bunu tekrar tekrar yaparken, haykırdım. Klitorisime avucunu yerleştirdikten sonra parmağını içime daha derinlere ittiğinde bir kez daha haykırdım, inledim.
Aniden doğruldu, külotumu çekiştirerek çıkardığı gibi yere fırlattı. Tekrar dizlerinin üzerine çöktü ve başını bacaklarımın arasına soktu. Dilini yavaşça klitorisime dayadı. Hafif sertçe bastırarak dokunmaya aşağı yukarı diliyle manevralar vererek oynamaya başladı. Adeta kıvranıyor çıldırıyordum. Ara ara dilini narince sürterek aşağılara doğru iniyor, dudaklarıyla vajinamın yanaklarını tutup asılıyordu. Ellerimle saçlarından tutup asılırken, oda dilini vajinamın içine derinlere doğru itiyordu. Artık nefesim kesik kesik çıkıyor orgazmın beni çıkardığı yükseklikten yere inerken kıvranarak inliyordum. Bir anda durup tekrar ayağa kalktı. İç çamaşırını indirdiği anda, penisi özgürlüğünü ilan etti. Gözlerimi iyice açılmış, istemsiz bir sesle “Vay canına” diyerek mırıldanmıştım. Gülümseyerek başucu komodinine uzandı, folyolu bir paket kaptı ve sonra iyice araladığı bacaklarımın arasına geçti. Dizlerinin üstünde doğruldu ve prezervatifi hatırı sayılır uzunluğunda ki penisine yerleştirdi. “Ah hayır… Sığacak mıydı?” diye içimden kendime soruyordum.
Ellerini başımın iki yanına yaslayıp üzerime eğildi ve usulca “ Bunu yapmayı gerçekten istiyor musun?” diye sordu.
“Lütfen,” diye yalvardım.
Yavaşça, “Dizlerini yukarı çek,” dedi ve hızlıca denileni yaptım. Penisini vajinamın girişine yerleştirirken,
“Şimdi sizi becereceğim, Bayan” diye mırıldandı.
“Çok sert,” diye fısıldadı ve kendini hızlıca içime itti.
Penisi çok büyüktü, içimde, derinlerde tuhaf bir çimdikleme hissi duyarak, “Ahhh!” diye haykırdım. Durdu. Gözleri mest edici bir zaferle parlayarak bana bakıyordu.
Nefesi boğuk “Çok sıkısın” dedi ve yavaşça kendini geri çekti. Gözlerini yumdu, inledi ve kendini bir kez daha içime itti. Ben bir haykırış daha koyuverince tekrar durdu.
“Daha?” diye fısıldadı.
“Evet,” dedim nefessiz.
Tekrar hareket etmeye başladığında ağırlığını üzerimde hissediyordum. Hızını gittikçe ve insafsızca artırarak, acımasız bir ritimle vurmayı sürdürüyordu ve ben ona karşılık vererek ayak uyduruyordum. Başımı ellerinin arasına alıp beni sertçe öperken, dişleriyle alt dudağımı tutup çekti. O kendini içime vajinamın derinliklerine itmeyi sürdürürken kasılmaya başladım. Vücudum titreyip yay gibi gerilirken, tenim bir ter tabakasıyla kaplanmıştı.
Ben nefes nefese inleyip kıvranırken, kulağıma eğilip “Benim için boşal bebeğim” diye fısıldadı.
Kelimeleriyle çözüldüm ve gözlerim kapalı doruğa ulaşıp altında milyonlarca parçaya dağılarak penisinin etrafına patladım. Bu kadar iyi olabileceğini hiç düşünmemiştim. Düşüncelerim darmadağınıktı. Sadece zevki hissediyordum. Hala nefes nefeseydim. Soluğumu, gümbür gümbür çarpan kalbimi yavaşlatmaya çalışıyordum. Gözlerimi açtım, gözleri kapalı, nefesi kesik halde hala içimdeydi. Yavaşça doğrulup kalktı ve penisini içimden çıkardı. Yatağa geçip uzandı ve penisini göstererek gel diye işaret etti. Doğrulup üzerine çıktım bacaklarımı iki yana açıp yavaşça oturdum. Penisini elimle tutup tekrar vajinamın girişine yerleştirdim ve kendimi yavaşça bıraktım. İçime derinliklere doğru ilerlerken, yine “Ahhh!” diye haykırdım. Tamamen kendimi üzerine bıraktığımda penisin başını vajinamın derinliklerine çarptığını hissediyordum. Yüksek sesle inlerken içime tamamen gömülene denk yavaş yavaş bastırıyordu. Bu inanılmaz bir şeydi. Bir an duruyor, sonra yine bastırıyordu. Beni deli ediyordu. Alaycı, kasten yavaş girişleri ve bu gidip gelen doluluk hissi aklımı başımdan alıyordu. Ellerimden tutup beni kendine çekti ve dudaklarımız tekrar birleşti. Elleri omuzlarımdan aşağı doğru hafifçe kayarak popoma kadar geldi. Biraz okşadı ve yavaşça sıktı. Kendine doğru çekip popomu havaya kaldırdı. Bedenim öyle gerilmişti ki gevşemek için kıvranıyordum.
Bir an acımasız bir ritimle girip çıkmaya başladı. Popomu tutup sıkarken kendine asılıyor ve gittikçe hızlanıyordu. Ritmi fark edilmeyecek kadar arttırıyor, nefesi çılgınca bir hal alarak, içimde hareket ediyordu. Her girişin arasında, “Sen çok tatlısın, Canın yansın istiyorum bebeğim,” diye mırıldanıyordu.
Kelimeleri beni çözüyor uçurumdan aşağıya itiyordu. Üzerinde kıvranırken inliyordum.
“Sen benimsin, benim içi gel bebeğim” diye homurdanırken, ben yine zevkin doruklarına ulaşıyor, orgazmı yaşıyordum. Haykırarak boşaldım. Oda birkaç kez girip çıkışın ardından nefes nefese içime boşaldı. Bir birimize sarılarak, penisi içerimde öylece bir süre daha durduk.
Bana dönüp, “Nasıl hoşuna gitti mi?” dedi.
“Evet, çok güzeldi” dedim.
Gülümsedi ve “Ağzını becermek istiyorum.” ve birazdan becereceğim.” Sesi boğuk ve kaba, nefesi kesik kesikti.
“Benimle duşa gelir misin?” diye fısıldadı.
“Evet…”
10年前
devamm